'Evlenince değişir' diyerek kendinizi kandırmayın!

Gülümse

Daimi Üye
Katılım
28 Şubat 2009
Mesajlar
3.793
Tepki
7.105
Puan
113
Konum
istanbul
Hayat arkadaşını seçerken en çok dikkat edilmesi gereken noktaların başında değerleriniz ve ideallerinizin birliği gelir. Hayatı beraber yaşayacağınız kişinin hayatı ne gözle gördüğü, hedefinin ne olduğu ve değer yargıları, en çok üzerinde durulması gereken konudur.

Kazanılan para ile daha iyi yaşamak mı hedeflenecek, yoksa o kazanç olabildiğince hayır yollarına mı sarf edilecek?

Çocuk sahibi olunduğunda, çocuk hangi prensiplere göre büyütülecek, ona nasıl bir eğitim verilecek? Sosyal hayatta kimlerle nasıl bir diyalog kurulacak? Bu gibi temel tercihlerde uyum, iyi bir evlilik için olmazsa olmaz şarttır.

Sizin hayatınızı bile uğruna feda edebileceğiniz ideallerinizi eşiniz yarım kulakla dinliyorsa, her satırını didik didik okuyup yaşamaya çalıştığınız kitaplarınızı eşiniz dinlerken uyukluyorsa, siz teheccüde bile kalkarken eşiniz yatsıyı bile kılmadan yatıyorsa, bırakın sevgiyi, saygı bile kalmaz aranızda.
"Şimdilik istediğim gibi değil, ama ileride düzelir" diye de kendinizi kandırmayın. Âyetin verdiği dersi hatırlayın: "Sen sevdiğine hidayet edemezsin, ancak Allah dilediğine hidayet eder." Değişeceğine dair garantiniz var mı? Ya da o, garanti verebiliyor mu? Yoksa siz kumar meraklısı mısınız? Veya tehlikeyi çok mu seviyorsunuz?

TECRÜBELİ VE SAYGIN İNSANLARA SORUN

Evleneceğiniz kişiyi fikrine güvendiğiniz kişilere danışmanızın çok faydasını görürsünüz. Hele âşık iseniz, tarafsız yorum yapamayacağınız için olaya üçüncü bir gözle bakan tecrübeli kişilerin yorumlarını da alın mutlaka. Sizi denk ve uyumlu bir çift olarak görüyorlar mı? Tecrübe, sandığınızdan çok daha önemlidir. Ancak burada da abartıya kaçmamalı, mutlaka son kararı siz vermelisiniz. Hata yapma korkusu veya kararsızlık sebebiyle evleneceği kişiyi anne-babasına veya büyüklerine seçtirenlerin şikâyete hakkı olmayacaktır ileride.

Fikir uyumu önemli, ölçüyü kaçırmayın

Fikir uyumu önemli derken ölçüyü kaçırmayın. En önemli noktadır bu, ama tek önemli nokta değildir. Bu noktada özellikle bir fikir grubu içinde olan ve idealleri yolunda yaşayan kişilerin çokça düştüğü bir hata vardır: İyisine kötüsüne bakmadan, sırf aynı fikirleri paylaştığı için uyumsuz biriyle evlenmek. Sadece fikir birliğini önemseyip kişilik uyumunu yok saymak gibi bir hataya düşmeyin. Fikirleri size uyanlar içinde huyu da size uyan birini mutlaka bulursunuz.
 
OP
Gülümse

Gülümse

Daimi Üye
Katılım
28 Şubat 2009
Mesajlar
3.793
Tepki
7.105
Puan
113
Konum
istanbul
Ben artık değiştiremiyceğim şeyler için üzülmeyi bıraktım :eek:lmaz:
zaten çokda geç kaldık
 

reyyanduha

Aktif Üye
Katılım
22 Haziran 2010
Mesajlar
144
Tepki
170
Puan
43
Konum
konya
bence onlar kadar bizde değişiyoruz en başta bencilleşiyoruz ve hep kendimize ilgi bekliyoruz sabırla en az 2 hafta kendileriyle ilgilendiğimizde olumsuzluklara sabırla olumlu davranışlar sergilediğimizde pamukcuk oluyorlar tecrübeyle sabittir:buyrun:
 

reyyanduha

Aktif Üye
Katılım
22 Haziran 2010
Mesajlar
144
Tepki
170
Puan
43
Konum
konya
"Alo, hayatim neredesin?" "Arabayi servise goturdum de." "Yine mi? Daha gecen gun goturmedin mi? Senin de bir ayagin serviste. Varsa yoksa araban." "Senin de bir ayagin alisveris merkezinde varsa yoksa evin." Evet, erkekler arabalarina, kadinlar evlerine itina gosterir.

Oyle erkekler var ki, arabasinin sesini dinler. "Acaba bu ses nereden geliyor? Egzoz mu patladi? Frenler mi bosaldi? Motorun yagi mi bitti? Lastikler mi eskidi? Bu arabanin burasi neden cizilmis?" der dururlar. Kadinlar, "Ay bu halinin burasina ne dokulmus? Bu masa neden eskimis? Bu perdeler niye yipranmis? Eve iyi bir bakim yapmak gerek. Mutfak masraflarini kisarak evin esyalarini degistireyim" diye hesap yaparlar. Peki ama kac erkek ve kac kadin esini gozbebegi gibi koruyor? 'Evliligim nasil gidiyor?' diye dusunuyor? Arabasinin aksi sesini dinleyen erkek, esinin cikardigi ufak tefek seslere kulak verip "Hanimdan bu ses neden cikiyor? Bir yanlis mi yapiyorum? Evi mi ihmal ediyorum? Sevgimi mi belli etmiyorum? Ilgim mi azaldi? Ondaki, bu memnuniyetsizligi gidereyim" diye dusunuyor mu? Arabasini bakima aldigi gibi evliligini bakima aliyor mu? Ulfet denilen, sevgiyi yutan canavari olduruyor mu? Esinin mutlulugu icin davranislarinda degisiklik yapiyor mu? Yoksa hep esinden gelen cizirtilara "Su cizirtiyi kes" demekle mi yetiniyor? Tek gorevinin para kazanmak oldugunu dusunup sonra da eve gelip TV'nin karsisinda cayini, kahvesini yudumlayarak esinin ve cocuklarinin butun sikintilarina kulagini mi tikiyor? Esiyle iki cift laf etmeden koltukta uyuya mi kaliyor? Calisma odasina cekilip "beni rahatsiz etmeyin" diye hobileriyle mi ilgileniyor? Peki ya hanimlar? Evini temiz tutmak icin gosterdigi ozeni esinin gonlunu hos tutmak icin gosteriyor mu? Yerdeki bir kirintiyi hemen alip cope attigi gibi esinin kalbine attigi kucuk bir sikinti tohumunu nisyan topragina atip curutuyor mu? Yoksa onu gunlerce kalbinde saklayip sik sik esinin onune serip "filan zaman sen benim kalbime boyle bir kin tohumu atmistin" diyerek kendini tamamen koyverip: "Bos ver, nasil olsa alan aldi satan satti" veya "beni begenen begendi" "begenilmeye gerek yok" mu diyor? Tek gorevini ev temizleyip yemek yapip cocuklarla ilgilenmek olarak mi goruyor? Aksam yorgun olarak eve gelen esiyle ilgilenmek yerine takip ettigi dizilerin karsisinda tas mi kesiliyor? Sanirim her erkek, arabasina, her kadin da evine gosterdigi itinayi esine gosterse butun evlilikler ilk gunku gibi mutlulugunu surdurerek canliligini korur.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst