KraLiçe
Daimi Üye
![fft2mm853393.jpg](/forum/proxy.php?image=http%3A%2F%2Ficdncube.posta.com.tr%2Feditor%2FHD%2F16%2F12%2F2011%2Ffft2mm853393.jpg&hash=b0c8a20b6ecd031701b3921dacfd5a1d)
Ne garip! Üçüncü dizisi 'Bir İstanbul Masalı'nda sevildi Ahu Türkpençe. Şimdi 'Tek Başımıza'da oynuyor. Çok da başarılı. 'Kaybedenler ******' adlı filmde gösterdiği performans da çok iyiydi.
Bir yandan da Emre Kınay ile ‘Sondan Sonra’ oyununda başrolü paylaşıyor. Ama Türkpençe bizim için hâlâ o eski masalın Esma’sı. Bir gariplik daha! Ahu Türkpençe evliliğe de çocuğa da karşı ve bunu saklamak için çaba da sarfetmiyor.
Yeni dizin ‘Tek Başımıza’ şu sıralar gündemde olan kadına şiddet konusuna mı parmak basıyor?
Öyle algılanmış olabilir ama kadına şiddeti esas almıyor. Ana tema, kadın hikayeleri. Ana karakterler benim canlandırdığım Zehra ve Başak Köklükaya’nın karakteri Hande. . Aslında dizimiz, hayata tekrar başlama, umut etme, inanma dizisi...
Diğer kadın hikayeleri nasıl vurgulanacak?
Çaresiz kadınların gerçek hikayeleri için il il dolaşacağız. Senaristler de bu kadın hikayelerine göre senaryoyu yazacaklar. Aslında il il dolaşmak maliyetli ama bunu göze alıyorlar.
‘Yeni bir filmde oynayacağım’
Farklı bir çalışma yani...
Hem farklı hem zor
Son filmin olaylı sevişme sahnelerinin yer aldığı ‘Kaybedenler ******’ydü. Senden umulmayan sahneler vardı. Film çekilip gösterime girmeden önce sahneler reklam olsun diye basına verilmedi.
Yönetmenimiz Tolga Örnek öyle bir adam değil. Film vizyondayken o sahneler basında yer aldı. Kimse de o haberlere pabuç bırakmadı. Ayrıca artık seyirci neyin ne olduğunu, kimin kaliteli iş yaptığını çok iyi farkında, bilinçlendi. ‘Kaybedenler ******’ bu ülkede çok farklı bir film. Uzun zaman sonra tekrar tekrar seyredilecek bir yapıt.
Hedefte yeni bir film var mı?
Var ama söyleyemem (gülüyor). Zaten bu konuda her yerde konuşuyorum, başıma iş açılacak. Gerçekten sonunda mağdur olabilirim. Yine de söyleyeyim; yine Tolga’nın farklı bir filminde yer alacağım. Ne kadro belli ne çekim tarihi. Bir de şubatta başka bir film olacak. Çok da güzel bir aile hikayesi var.
‘Sinemada uçuyorum’
Sinema mı tiyatro mu TV mi?..
Birşey söyleyeyim mi? Hepsi başka duygular hissettiriyor. Bol bol tiyatro, sık sık sinema filmi, arada sırada da dizi yapmak istiyorum. Ama niye biliyor musun? Ben aynı oyunu iki sezondur oynuyorum. Ama her oyunda farklı duygular hissediyorum. Tiyatronun duygusu çok başka. Her seyirciden bana bir ipin bağlandığını düşünüyorum. 300 kişilik seyirciden bir enerji alıyorum. Bu hissi sadece tiyatrodan alıyorum. Sinemaya gelince: Hayatım boyunca hayalperest olup uçamam ama sinemada uçabiliyorum. Başka nerede uçacaksın ki!.. Sinemanın da öyle bir büyülü tarafı var. Diziyi sorarsan; bitiyor ama yenisi başlıyor. Ve her zaman başka biri olabiliyorsun.
‘Bana hâlâ Esma diyen var’
‘Bir İstanbul Masalı’ndaki Esma olarak tanıdık seni. Büyük çıkıştı...
Bana hâlâ ‘Esma’ diyen var. Çok güzel bir diziydi. Aslında biliyor musun o benim ilk dizim değildi ama insanların beni tanıdığı iştir. Daha önce iki dizide oynamıştım. Yine de hâlâ biri bana ‘Bir İstanbul Masalı’ndan bahsedince çok seviniyorum, gözlerim parlıyor.
Özel hayatından biraz bahsetsen...
Genellikle özel hayatımdan pek bahsetmiyorum. Herkes sanıyor ki özel hayat denince sadece sevgili konusu var. Aslında yediğim yemek, ailem, hobilerim de özel hayatıma giriyor. Şu sıralar boş zamanım yok ama mümkün olduğunca farklı tiyatro oyunlarını izlemeye gidiyorum. Bu arada evliliğe ve çocuğa karşıyım.
Aaaa!!! Seni seven erkek anneleri yıkılacak... Sen ‘ailemizin kızı’ profili çiziyorsun.
Evet, gerçekten beni sevenler, özellikle anneler bu sözlerime şaşıracak. Ama öyle. Bilmiyorum; belki zamanı gelmedi ya da içime böyle bir his doğmadı. Gerçekten de evliliği ve çocuğu düşünmüyorum.
Peki gelecek planların ne?
Önümüzdeki sezon çıkaracağımız bir tiyatro oyunum var. Şimdiden çok heyecanlıyım. Ama daha provaları bile tam başlamadı. Televizyon için henüz tam bir çalışma içine girmedim. ‘Tek Başımıza’ dizisinde Zehra’ya kanalize olmuş durumdayım. İnşallah o samimiyeti ve gerçekçiliği izleyiciye veririz de dizinin ömrü uzun olur. Çünkü ben başlarken ‘dizi olsun, iş olsun’ diye bakmadım, çok severek oynamak istedim. O nedenle seyircinin bu hissi almasını isterim.