Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ey aşk nerdesin? Gerçekten nerdesin? Ümidi kırılmış dostlarımın, suskun dudakların, ayrılık acısıyla kavrulan yüreklerin sözcüsü olarak soruyorum, NEREDESİN? Hesap soruyorlar bana, gece vakti bir telefonla ya da yolda görünce çevirip kaldırımdan, hani nerede diyorlar?
O kadar çok bekleyenin var ki, görüyorsundur herhalde. Yalnızlıkla çevrelenmiş, kıstırılmış, umutsuz ve belki artık dua bile etmeyen dostlarımı izliyorsundur. Kendim için bir şey istiyorsam namerdim, onlara bir görünsen, buradayım desen en azından. Umutları kırılmasa, tükenmeseler azar azar. Her yaşadıkları ayrılığın hesabını sana soracaklar, her gözyaşı senin varlığına değil, yokluğuna olan inancı güçlendirecek. Elini çabuk tutup, gelmelisin.
Sürekli seni savunuyorum. Geleceğine, dünyanın güzelleşeceğine, var olduğuna ve hep içlerinde umut taşımaları gerektiğine inandırmak için çabalıyorum. Sen de biraz çaba göstersen. En inanmayan, en küskün olandan başlasan hatta, daha gerçekçi olurdu. Benim söylediklerim de bazen yetmiyor. Aslında bir elin parmakları kadar kaldık, sana inanan, seni savunan, aşk var diyen. Çoğunluk bize bakıp gülüyor. Fazla romantik, çok duygusal, gereksizce mistik buluyor tavrımızı. Bu devirde hala sana inandığımız için, neredeyse 2. sınıf insan muamelesi göreceğiz. Sigara içtiğim için bile bu kadar aşağılanmamıştım oysa, hem de Paris havalimanında. Sen hepsini geçtin. Ne desem, ne söylesem boş kalıyor. Bu da bir çeşit devrim olsa gerek. Bu kadar saklanıyorsun ya, tahminim, bir geleceksin, ortalık yıkılacak. Bir fırtına, kasırga gibi saracaksın dostlarımı, inancı yükselecek insanların ve daha güzel, daha yaşanılır olacak dünya.
Sen de bize kırgınsın, biliyorum. Diyorsun ki içinden, bozuk para gibi harcadınız beni. Kıymetimi bilmediniz. Her yanımdan çekiştirdiniz. İnsani çıkarlarınızı, egolarınızı, yaşamın çirkinliklerini içime katıp, bahane olarak kullandınız. En saf halimi kirlettiniz. Ve kim bilir daha neler söylüyorsun? Haklısın, bizim de değerini anlamadığımız günler oldu. Olmadı diyemem. Ama cezan bu mu? Seni yokluğun daha büyük karmaşalar yaratıyor, görmüyor musun? En azından buna dur demek için gelmelisin.
Ben anladım aslında. Sen içinden diyorsun ki, biraz ortadan kaybolayım ki, akılları başlarına gelsin. Hatalarını anlasınlar. Döndüğümde aynı yanlışları yapmasınlar. Kendince haklı da olabilirsin. Fakat şunu da unutma! Senin yokluğunla daha çok kirleniyor yürekler, içini nefret, güvensizlik, umutsuzluk kaplıyor insanların. Bozuluyoruz, çürüyoruz ve biraz daha gelmezsen, unutulacaksın. Dönüşünün anlamı kalmayacak çünkü herkes kalpsiz olacak.
Ey Aşk! Sen yine de uzatma bu küslüğü, bir an önce gel. Bak burada çok bekleyenin var. Gel ki, inançları tükenmesin. Gel ki, aşk sarsın yürekleri ve dünya güzelleşsin. Gel ki, hep sana inanan ve savunan bu gariban ben, başım öne eğik dolaşmayayım yollarda. Kimse için olmazsa, bizim için gel, gel ki gücüm olsun seni adını haykırmaya!
Candan Ünal