!f İstanbul başlıyor
Bu yıl 10. yaşını kutlayacak '!f İstanbul' Film Festivali yine birbirinden çekici 80 filmle geliyor. İstanbul'da 17-27 Şubat, Ankara'daysa 2-6 Mart arasında gerçekleştirilecek festivalin biletleri bugün satışa çıktı. Elinizi çabuk tutun!
Bu yıl 10. yaşını kutlayan, Türkiye'nin özgün film festivallerinden '!f İstanbul AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali' yine ilgi çekici bir programla karşımıza geliyor. Her yıl büyük ilgi gören ve 70 bin kişinin üzerinde sinemaseveri salonlara çeken festivalde gösterilecek yenilikçi, bağımsız, sıra dışı filmlerin biletlerini indirimli ön satışla bugünden itibaren üç gün boyunca mybilet adresinden alabilirsiniz. 17-27 Şubat'ta İstanbul'da, 2-6 Mart'ta Ankara'da düzenlenecek festivalin biletleri gişelerdeyse 8 Şubat'ta satılmaya başlanacak. Hafta içi gündüz seanslar ve Türk filmleri 7 TL; galalar 16 TL ve hafta içi 19:00 seanslarıyla hafta sonu seansları 13 TL...
Konserlere ve partilere de ev sahipliği yapacak festivalin filmleri Beyoğlu AFM Fitaş, Caddebostan AFM Budak, AFM İstinye Park ve Cinebonus Maçka G-Mall salonlarında gösterilecek. Film programına gelirsek bu yıl da hayli iddialı olduğunu söyleyebiliriz. 27 Şubat gecesi düzenlenecek Oscar töreninde yarışacak güçlü filmleri bir araya getiren Hit Filmler bölümü dikkat çekici. Darren Aronofsky'nin Natalie Portman'lı filmi 'Black Swan - Siyah Kuğu'sunu, Coen kardeşlerin 'True Grit - İz Peşinde'sini bu bölümde izleyebilirsiniz. Festivalin en dikkat çekici yanlarından biri Şili asıllı efsanevi kült yönetmeni, 'delice' filmleriyle pek çok sanatçıya ilham vermiş Alejandro Jodorowsky'yi konuk etmesi.
'CANLI BELGESEL' DENEYİMİ
Festivalin geçen yıl başlattığı ve dünyada bir ilk olan 'İstanbul'dan Canlı' bölümünden de söz etmek gerek; programın her bölümünden seçilmiş beş önemli film, İstanbul ve Ankara'ya gelme fırsatı bulamayanlar için Anadolu'da 30 şehirde eşzamanlı biçimde gösterilecek. Sözü edilmesi gereken diğer ilginç 'etkinlik-film' ise '4 Bölümde Ütopya' adını taşıyor. Aslında film bir canlı belgesel. Daha önce dünyanın önde gelen festivallerinde gösterilen canlı belgeselde yönetmen Sam Green kameraya aldığı görüntüleri, sahnedeki müzisyenleri ve hatta izleyiciyi de işe katarak bir tür canlı performansa dönüştürüyor. Filmin konusu ise insanlığın geleceği...
On gün boyunca izleyiciyle buluşacak 80 film ve düzenlenecek etkinlikler hakkındaki tüm ayrıntılı bilgileri ifistanbul adresinde bulabilirsiniz.
'Arı Kovanına Çomak Sokan Kız': Kitapçılarla aynı anda sinemada
İsveçli yazar Stieg Larsson'un tüm dünyada fırtınalar estiren polisiye dizisi Millenium Üçlemesi'nin son kitabı 'Arı Kovanına Çomak Sokan Kız' bu hafta çıkmıştı. Seriden sinemaya uyarlanan filmlerin üçüncüsünün de aynı zamanda karşımıza çıkması hoş bir tesadüf. 'Arı Kovanına Çomak Sokan Kız' da festivalin Hit Filmler bölümünde gösterilecek. Kahramanımız Lisbeth Salander, kafasında bir kurşunla yüksek korumalı hastane yatağında kendisini doğrudan hapse yollayacak duruşmayı beklerken, yine iş üstündedir. Her durumda kendine yeten, asla kimseye güvenmeyen Salander'in yanında sadece yaratıcılığı, bir grup hacker arkadaşı ve sinir bozucu derecede sadık Kalle Blomkvist vardır. Bu kez birlikte derin devletin en derinlerine inmek üzeredirler...
Festivalin 'bombası' Jodorowsky
Yaşayan en ilham verici yönetmenlerden biri olarak kabul edilen Şili asıllı Alejandro Jodorowsky, 'çılgın' filmleriyle John Lennon'dan David Lynch'e kadar pek çok sanatçıyı etkilemiş. Özellikle 1970'te çektiği, en garip western filmi sayılabilecek 'El Topo'yla büyük bir hayran kitlesi kazanan yönetmen, festivale 1986 tarihli filmi 'Santa Sangre' ile konuk oluyor. Yönetmenin 20 ve 22 Şubat gecesi filminin gösteriminin ardından sinema ve spiritüellik üzerine bir söyleşi yapacağını da belirtelim. İlk gösterimi 1989'da Cannes Film Festivalinde gerçekleştirilen ve Empire sinema dergisinin tüm zamanların en iyi 500 filmi arasında gösterdiği 'Santa Sangre'nin hikayesi bir sirkte başlıyor; Fenix, ailesiyle birlikte sirkte yaşamaktadır. Bir gece, trapez sanatçısı olan annesi, kocasını başka bir kadınla flört ederken görür. O gece çıkan tartışma sonucunda annesi babasının üzerine asit atar, babası ise intikam için testereyle annesinin kollarını kesip intihar eder. Yıllar sonra, Fenix akıl hastanesinden çıkıp kolsuz annesiyle yeniden bir araya gelir ve birlikte kanlı bir intikam yolculuğuna çıkarlar.
Oscar adaylarının resmigeçidi
Festivalin 14 filme yer veren 'Hit Filmler' bölümünün dikkat çekici yanı, aralarında bu yılın Oscar'ına aday altı filmin bulunması.
- Darren Aronofsky'nin Natalie Portman'lı filmi 'Black Swan - Siyah Kuğu' bu yılın en çok konuşulan filmlerinden biriydi ve En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu dallarıyla birlikte toplam 5 dalda Oscar adayı. Natalie Portman, mükemmeliyetçi ve içine kapanık balerini oynadığı filmle Oscar'a uzanacak gibi görünüyor.
- Jeff Bridges'in başrolünde oynadığı, Coen kardeşlerin western filmi 'True Grit - İz Peşinde' ise En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Yönetmen ve En İyi Film dahil tam 10 dalda aday. Filmde babasının intikamı için yola düşen küçük kızın hikayesi anlatılıyor.
- Amerika'nın önemli film olaylarından Altın Küre'de bu yıl müzikal/ komedi dalında en iyi film ödülünü alan Lisa Cholodenko'nun 'İki Kadın Bir Erkek'i de yine En İyi Film, En İyi Orijinal Senaryo, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, En İyi Kadın Oyuncu dallarında yarışıyor. Başrollerde Annette Bening ve Julian Moore'un yer aldığı film, yapay döllenmeyle dünyaya gelen iki kardeşin biyolojik babalarını bulmalarıyla gelişen bir hikayeyi anlatıyor.
- Festivalde izleyeceğimiz 'Hayvanlar Krallığı' filmi En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında yarışıyor. Soygunların, uyuşturucunun, cinayetlerin ortasında bulunan kriminal bir ailede yetişen Josh'un hayatta kalma çabasını anlatan film, eğlenceli ve Shakespeare oyunlarını hatırlatan atmosfere sahip.
- Bu seneki Oscar yarışının en bağımsız filmi Debra Granik'in yönettiği ve genç oyuncu Jennifer Lawrence'ın başrolde başarılı bir performans sergilediği 'Gerçeğin Parçaları'. En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Uyarlama Senaryo ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödüllerine aday film, uyuşturucu bağımlısı bir baba ile asosyal ve depresif bir annenin 17 yaşındaki kızını konu ediniyor.
- Hit Filmler bölümünün Oscar adayı diğer filmi, En İyi Belgesel dalında yarışan ve 2008'deki ekonomik krizin çarpıcı gerçeklerini anlatan 'İç İşler'... Festivalin Dünyanın Çivisi başlıklı bölümünde gösterilecek 'Doğalgazülke'nin de En İyi Belgesel dalında Oscar'da yarışacağını söyleyelim.
Kandil Dağları'ndan insan hikayeleri
Festival geçen yıl açtığı 'Açılım' başlığını bu yıl 'Açılıma Devam' adıyla sürdürüyor. Büyük siyasi cümlelerin arkasındaki insan hikayelerine odaklanan filmlerin yer aldığı bölümde bu yıl dağdaki insanları konu edinen dört film gösteriliyor. Bu filmlerle hedeflenen; geçmiş, şimdi ve gelecek üzerine açık açık korkmadan konuşabilmek ve bu sayede yaşanan ortak acıların teselli bulabileceği ortak bir zemin yaratabilmek. İranlı yönetmen Taha Karimi'nin 'Kandil Dağları' filmi bunlardan biri. Film, Kandil Dağları'nın şiddet dolu ama nefes kesen manzarasına karşı savaş, sevgi ve kaybedilenler hakkındaki en temel ama acı verici soruları soruyor. Kandil Dağları'nın hikayesi çok eskilere dayanıyor ve bu dağdaki herkes düşmanlarıyla başa çıkabilmenin tek yolunun, olabildiğince acımasız ve cani olmaktan geçtiğine inanıyor. Her şey, üç adamın cami görevlisinin kızı Nesrin'e aşık olmalarıyla başlıyor. Sonra, bir gün Nesrin kayboluyor. Film, bu üç adamın onu arayışlarının hikayesi. Taha Karimi'nin görsel olarak çok zengin bu ilk filmi, şiddet dolu ama nefes kesen Kandil Dağları'nı arka plana alıyor.
Cinsel devrimin teorisi
Festivalin 'Kült' başlığı altında gösterilecek filmlerinden biri, cinsel enerjinin serbest salınımını savunan öğretisiyle 1968 hareketini derinden etkilemiş Alman psikanalist Wilhelm Reich'ın teorilerini konu edinen 'Organizmanın Sırrı - Misterije Organizma'. 1971 tarihli Yugoslavya - Batı Almanya ortak yapımı olan ve birçok ülkede sansüre uğrayan filmin yönetmeni, sivri diliyle tanınmış Dusan Makavejev. Yönetmen, filmi New York sokaklarında elinde tüfeğiyle dolaşan Tuli Kupferberg'in parodik video performansıyla açıyor; oradan Wilhelm Reich'la ilgili yapılmış söyleşilere atlıyor hızlıca; aralara Reich'ın 'orgazm terapisi' deneylerinin tuhaf görüntüleri sıçrıyor. Sonra kendimizi 70'ler Yugoslavya'sında buluyoruz. Asık suratlı yoldaşlarına serbest cinsellik vaazları veren iki kadının absürt öyküsü aracılığıyla, Makavejev'in taşkın hicvinden Yugoslavya'daki komünist rejim de, Sovyetler de, Stalin de nasibini alıyor. 'Organizmanın Sırrı', cinselliğin bastırılmasında rol oynayan her türlü rejimi ve ideolojik aygıtı topa tutuyor.
Akşam
