"Fatihasız namaz olmaz"

Oruc

Daimi Üye
Katılım
17 Temmuz 2008
Mesajlar
2.598
Tepki
2.379
Puan
113
Yaş
49
Konum
izmir
"Fatihasız namaz olmaz"

Ben bir hanefiyim. Sahihi buharide ki bazı hadisleri biz uygulamıyoruz. Mesela imam okurken biz susuyoruz. Oysa (s.a.v.) fatihasız namaz olmayacağını haber vermiş. Elleri sadece tekbirde kaldırıyoruz oysa birçok rivayette rüku ve secdeye giderken rasulüllah ellerini kulak memelerine kadar kaldırmış. Bu uygulamalar İmamı Azam a ulaşmamış olabilir ama ben bugün bunları biliyor ve uygularım mı diyeceğiz yoksa biz imamı azamı tamamen taklit etmemiz yeterlidir mi diyeceğiz.

Hadislerden fıkhi hüküm çıkarabilmek için bazı şartlar vardır. Her insan hadislerden hüküm çıkaramaz. Her mezhebin de hadislerden hüküm çıkarmada belirlediği kriterler bulunmaktadır. Bir hadisten şafii mezhebine göre hüküm çıkarılabilirken, hanefi mezhebine göre çıkarılamayabilir. Ayrıca hüküm çıkarırken konuyla ilgili tüm hadislerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Bir tek hadisten yola çıkarak hüküm çıkarılmaz.

Şafii mezhebine göre imamın arkasında iken fatiha okumak farzdır. Hanefi mezhebine göre ise imamın arkasında cemaatin Fatiha okuması tahrimen mekruhtur. Şafiilerin de Hanefilerin de bu hükümlere ulaşmasını gerektiren farklı hadisler bulunmaktadır. Mezheb imamlarının hadislerden hüküm çıkarmada izledikleri farklı metodlardan dolayı böyle bir durum ortaya çıkmaktadır. Her ikisi de haktır.

Hanefi mezhebine göre imam aşikare okuduğu zaman cemaat Kur'anı dinler ve susar.

Bu İmamı Azam ile İmam Ebû Yusuf'a göredir. Bu iki zata göre, aşikare okunan namazlarda cemaatın okuması tahrimen (harama yakın) mekruh olduğu gibi, gizli okunan namazlarda da cemaatın okuması böylece mekruhtur. İmam cemaate öncülük etmektedir. Bunun için imamın okuması, cemaatın da okuması demektir. Nitekim bir hadis-i şerifte buyurulmuştur:

"Kimin imamı varsa, imamın okuyuşu o kimse için de okuyuştur" Fakat İmam Muhammed, gizlice kıraat yapılan namazlarda cemaatın da kıraat yapmasını caiz görmüştür.

İmama Uyan Cemaatin (Muktedî) Kıraatı:

Hanefîlere göre, imama uyan için kıraat yoktur. Dayandıkları deliller şunlardır:

a. Kitap. Âyette şöyle buyurulur:

"Kur'ân-ı Kerîm okunduğu zaman onu dinleyiniz ve susunuz ki merhamet olunasınız" (el-A'râf, 7/204). Ahmed b. Hanbel, bilginlerin, bu âyetin namaza ait olduğunda görüş birliği içinde bulunduklarını belirtir. Âyet; "dinleme" ve "susma"yı emretmektedir. Birinci sabah, akşam ve yatsı namazları gibi sesli (cehrî) okunan namazlara âittir. Susma ise, açık veya gizli okunsun. Bütün namazları kapsamına alır Buna göre namaz kılanların sesli namazda dinlemeleri, sessiz kılınanlarda ise susmaları vacip olur. Bu prensibe uymamak tahrimen mekruhtur.

b. Sünnet hadiste şöyle buyurulur:

"Kim imanın arkasında namaz kılarsa, imamın kıraati onun da kıraatidir." (İbn Mâce, İkâme, 13). Bu hadis, gizli ve açık okunan bütün namazları kapsamına alır. Başka bir hadiste söyle buyurulur: "İmam, kendisine uyulmak iin öne geçirilmiştir. Bu yüzden, o tekbir alınca siz de alınız. Okuduğu zaman ise susunuz" (Buharî, Salât, 18, Ezân, 51, 74, 82, 128, Taksîru's-Salât, 17; Müslim, Salât, 77 , 82).

Hz. Peygamber bir gün ikindi namazını kıldırırken, arkasında cemaatten bir adam "Sebbihi'sme Rabbike la'lâ" suresini okumaya başladı. Rasûlüllah (s.a.s), namazın sonunda cemaate dönerek, okuyanın kim olduğunu sordu. Bir adam kendisinin okuduğunu söyleyince Hz. Peygamber: "Ben, sizden bazılarınızın benimle münâkasa ettiğinizi sandım" (Müslim, Salât, 48) buyurdu. Bu hadis, gizli okunan namazda cemaatın kıraatte bulunmaması gerektiğine delâlet eder. Sessiz kılman namazda böyle olunca, sesli okunan namazlarda öncelikle gerekli olur.

c. Kıyas. Cemaat üzerine kıraat gerekseydi, diğer rükünlerde olduğu gibi, namaza imam rukuda iken yetişen (mesbûk) kıraatten sorumlu tutulurdu. Ama rükû'da yetişen kimse o rek'ate yetişmiş sayılır. Böylece, cemaatin kıraati, cemaate sonradan yetişenin (mesbûk) kıraatine kıyas yapılmıştır (el-Kâsânî, a.g.e., l, 110 vd.; ez-Zühaylî, a.g.e., l, 648)

Hanefilerin dışında kalan çoğunluk İslâm hukukçularına göre, namazda kıraat olarak Fâtiha'nın okunması gerekir. "Fâtiha okumayanın namazı yoktur", "Kendisinde Fâtiha okunmayan namaz yeterli olmaz", "Namazı ben nasıl kılıyorsam, siz de öyle kılınız" hadisleri bunun delilleridir (bk. İbn Rüşd, Bidâyetü'l-Müctehid, Mısır, ty., I, 119 vd.; İbn Kudâme, el-Muğnî, 3. baskı, Kahire, ty., I, 376-491, 562-568; eş-Şîrâzî, el-Mühezzeb, Matbaatü'l-Bâbî el-Halebî, I, 72). Her namazın ilk iki rek'atında Fâtiha'dan sonra bir sûre okunması ise sünnettir. İmama uyan kimse, gizli okunan (sırrı) namazda Fâtiha ve bir sûre okur.

Mâlikî ve Hanbelîlere göre sesli okunan (cehrî) namazda hiçbir şey okumaz. Şâfiîlere göre ise, cehrî'de yalnız Fâtiha'yı okur. Ahmed b. Hanbel'in, açıklık kazanan görüşüne göre, cemaat, imamın ilk ara verişinde, Fatihâ'nın yarısını, ikinci arada ise geri kalanını okur. Bu ikisi arasında, imamın okuyuşunu dinler (ez-Zühaylî, a.g.e., I, 649). (Hamdi DÖNDÜREN)
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst