Geleneksel kına gecesi düğünden bir gün önce kız evinde yapılır.
Gelin ve damadın yakın akrabaları ve arkadaşları kına gecesine katılır. Kınanın yakılacağı gün kız evine düğünün başladığı anlamına gelen bayrak asılır. Geline yakılacak kına oğlan evi tarafından alınır. Çoğu zaman kız evine bir gece öncesinde çerezlerle birlikte gönderilir. Titizlikle hazırlanan kına tepsisinde çerezler, tatlılar ve kına helvası bulunur. Oğlan evinden gelen misafirler kız evinde karşılanarak ağırlanır.
Gelin ilk başta yöreye göre değişebilen tuvalet veya şık bir elbise giyer, daha sonra kına yakımı başlamadan önce "bindallı " denilen kadifeden ve işlemeli, ayak bileklerine kadar uzanan kaftan türünde bir giysi giyer. Gelinin başına kırmızı bir örtü örtülür.
Daha sonra bakır bir taş içerisinde, başından ayrılık geçmemiş, mutlu bir evliliği olan bir kadın tarafından kına karılır. Kınanın içine, bereketin hayatlarında hep olması dileği ile bozuk para konur.
Kına yakılmadan önce gelinin oturması için salonun ortasına birer sandalye konur. Erkek tarafının getirdiği kına, etrafı mumlarla süslü bir tepsi içine hazırlanır. Bayan misafirlerin ellerine birer mum verilir. Önce elinde kına tepsisiyle genç bir hanım arkasından gelin onun arkasından da ellerinde mumlar olan genç kızlar türkü söyleyerek boş sandalyelerin etrafında dönerler. Daha sonra gelin sandalyeye oturur. Bu arada içli kına türküleri söylenir. Amaç gelini ağlatmaktır. Kına gecesinde gelin kız mutlaka ağlar. Eğer ağlamazsa benden söylemesi ayıplanır, "amma da hevesliymiş evlenmeye" şeklinde dedikodulara maruz kalır!
Gelinin eline kına yakılırken "Gelin elini açmıyor..." denir ve bunun üzerine erkek tarafı gelinin avucuna küçük bir altın koyar. Duyduğuma göre ev anahtarı veya araba anahtarı da verilebiliyormuş; bilginize...
Avucunu açan gelinin avuçlarına kına yakılır, ellerine tülbent bağlanıp eldivenler geçirilir. Kına yakıldıktan sonra gelinin başındaki kırmızı örtü açılır ve kına misafirlere dağıtılır. Dağıtım sırasında kına içindeki altın para kime çıkarsa "yakında kısmeti çıkacak gelin adayı bulunmuştur". Tüm bunlardan sonra türküler söylenmeye devam edilir; eğlence kaldığı yerden geç saatlere kadar devam eder.
Gelin ve damadın yakın akrabaları ve arkadaşları kına gecesine katılır. Kınanın yakılacağı gün kız evine düğünün başladığı anlamına gelen bayrak asılır. Geline yakılacak kına oğlan evi tarafından alınır. Çoğu zaman kız evine bir gece öncesinde çerezlerle birlikte gönderilir. Titizlikle hazırlanan kına tepsisinde çerezler, tatlılar ve kına helvası bulunur. Oğlan evinden gelen misafirler kız evinde karşılanarak ağırlanır.
Gelin ilk başta yöreye göre değişebilen tuvalet veya şık bir elbise giyer, daha sonra kına yakımı başlamadan önce "bindallı " denilen kadifeden ve işlemeli, ayak bileklerine kadar uzanan kaftan türünde bir giysi giyer. Gelinin başına kırmızı bir örtü örtülür.
Daha sonra bakır bir taş içerisinde, başından ayrılık geçmemiş, mutlu bir evliliği olan bir kadın tarafından kına karılır. Kınanın içine, bereketin hayatlarında hep olması dileği ile bozuk para konur.
Kına yakılmadan önce gelinin oturması için salonun ortasına birer sandalye konur. Erkek tarafının getirdiği kına, etrafı mumlarla süslü bir tepsi içine hazırlanır. Bayan misafirlerin ellerine birer mum verilir. Önce elinde kına tepsisiyle genç bir hanım arkasından gelin onun arkasından da ellerinde mumlar olan genç kızlar türkü söyleyerek boş sandalyelerin etrafında dönerler. Daha sonra gelin sandalyeye oturur. Bu arada içli kına türküleri söylenir. Amaç gelini ağlatmaktır. Kına gecesinde gelin kız mutlaka ağlar. Eğer ağlamazsa benden söylemesi ayıplanır, "amma da hevesliymiş evlenmeye" şeklinde dedikodulara maruz kalır!
Gelinin eline kına yakılırken "Gelin elini açmıyor..." denir ve bunun üzerine erkek tarafı gelinin avucuna küçük bir altın koyar. Duyduğuma göre ev anahtarı veya araba anahtarı da verilebiliyormuş; bilginize...
Avucunu açan gelinin avuçlarına kına yakılır, ellerine tülbent bağlanıp eldivenler geçirilir. Kına yakıldıktan sonra gelinin başındaki kırmızı örtü açılır ve kına misafirlere dağıtılır. Dağıtım sırasında kına içindeki altın para kime çıkarsa "yakında kısmeti çıkacak gelin adayı bulunmuştur". Tüm bunlardan sonra türküler söylenmeye devam edilir; eğlence kaldığı yerden geç saatlere kadar devam eder.