Rüya Perisi
Aktif Üye
Gidiyorsun… Vakit kıyamete ramak kala
Bağrıma öyle bir sur üflendi ki daha birinci evrede yıkıldı gönlümün gülruh sütunları
Sen bensizliğe giderken ben şimdiden sensizlikte kök saldım gül yüzlüm
Sessizliğe büründüm sessizliğini dinledim attığın her adımda
Gözlerine bakmamak için yumdum gözlerimi; ağladım içime aktı gözyaşlarım
Ömrümün sonuna benzeyen son bakışlarını esirge benden
Bana kalan ilk günki nazarın olsun…
Elveda demeye dönmesin dilin yetmesin nefesin
Birazdan geri gelecekmiş edasıyla git
Bana bir ömür beklemek kalsın…
Gidiyorsun işte… Vakit bile kıyamete düştü…
Şimdi hangi vakit seni buluşturur benimle
Çöktü bütün hayaller gönlüme berzah düştü…
Bir harabenin içine atıp beni nereye gidiyorsun böyle?
Alıştım yanında çocuk kalmaya şimdi nasıl büyürüm
Düşersem kanayacak dizlerim
Bir cümleye döküp içimi nice sırlar gizlerim
Mahmur bakışlarımla yokluğuna düşüşümü izlerim
Sen giderken bin damla yaş düştü mendilime
Hem sevip hem ayrılmayı dokudum kilime…
Sen gittin;
Hasret dağının gölgesinde kaldım
Hasretinden Güneş görmedi yüzüm
Yerimde saydım
Sen gittin;
Bırakıp gittiğin günde esirim
Gecelerime benzedi gündüzüm
Müteessirim
Ah şu gidişler yok mu; bin gelişlerin sevincini bir gidiş tüketir
Bağrıma öyle bir sur üflendi ki daha birinci evrede yıkıldı gönlümün gülruh sütunları
Sen bensizliğe giderken ben şimdiden sensizlikte kök saldım gül yüzlüm
Sessizliğe büründüm sessizliğini dinledim attığın her adımda
Gözlerine bakmamak için yumdum gözlerimi; ağladım içime aktı gözyaşlarım
Ömrümün sonuna benzeyen son bakışlarını esirge benden
Bana kalan ilk günki nazarın olsun…
Elveda demeye dönmesin dilin yetmesin nefesin
Birazdan geri gelecekmiş edasıyla git
Bana bir ömür beklemek kalsın…
Gidiyorsun işte… Vakit bile kıyamete düştü…
Şimdi hangi vakit seni buluşturur benimle
Çöktü bütün hayaller gönlüme berzah düştü…
Bir harabenin içine atıp beni nereye gidiyorsun böyle?
Alıştım yanında çocuk kalmaya şimdi nasıl büyürüm
Düşersem kanayacak dizlerim
Bir cümleye döküp içimi nice sırlar gizlerim
Mahmur bakışlarımla yokluğuna düşüşümü izlerim
Sen giderken bin damla yaş düştü mendilime
Hem sevip hem ayrılmayı dokudum kilime…
Sen gittin;
Hasret dağının gölgesinde kaldım
Hasretinden Güneş görmedi yüzüm
Yerimde saydım
Sen gittin;
Bırakıp gittiğin günde esirim
Gecelerime benzedi gündüzüm
Müteessirim
Ah şu gidişler yok mu; bin gelişlerin sevincini bir gidiş tüketir