Gölyazı, Nilüfer, Bursa-İzmir karayolunda Uluabat gölü (Apollont gölü) kıyısında küçük bir yarımada da kurulmuştur. Tarihi Roma dönemine kadar gider. Roma döneminden kalanları evlerin temel taşlarında görmek mümkündür. Tarihi ve coğrafi orijinal özellikler taşır. Apollon Krallığı’nın merkezi olarak bilinir. Köyün başlıca geçim kaynağı günümüzde balıkçılık ve zeytincilik’tir.
Gölyazı Köyü, Ulubat gölünün kıyısında, Nilüfer ilçesine bağlı bir köydür.
Ulubat Gölü’nün kuzeyinde 2 yarımada, içinde 7 ada vardır; köy, gölün ortasındaki adaya köprü ile bağlanmıştır.
Kurtuluş Savaşı’na kadar Rumlar’ın yaşadığı köyde günümüzde Selanik’ten mübadele yolu ile gelmiş Türkler yaşamaktadır. Halk, tarım ve balıkçılık ile uğraşır.
Köye girişte sol yanda kalan tepenin arkasında antik bir kent vardır. Bölge, tamamen SİT
Köy meydanında cami, kahve ve bir anıt çınar (ağlayan çınar) yer alır. Meydanda sazan ve turna balıkları mezat yoluyla satılır. Göl kenarında küçük balık lokantaları bulunur. Gölyazı Köy Ekmeği fırınından nefis ekmek kokuları bütün adaya yayılır
Gölde balıkçı tekneleriyle ada turu yapmak mümkündür.
Adanın çevresinde sular çekilince kökleri meydana çıkan söğüt ağaçları, sur yıkıntıları vardır.
Adadan muhteşem bir günbatımı manzarası izlemek mümkündür. Bunun için Zambak tepesi en uygun mekan olarak tavsiye edilir.
Antikçağ’da Ulubat Gölü, Apolyont Gölü olarak anılmaktaydı; Işık tanrısı Apolyon, göldeki adalar ve göl kıyısındaki ovada kurulu antik kentin koruyucusu idi. Kentte Apolyon’a adanmış bir tapınak bulunurdu. Bu antik kentin izleri Gölyazı’da halen görülür.
Doğal güzellikleri sayesinde M.Ö. 1. yy’da gelişen antik- kent, Hristiyanlık döneminde önem kazanmış, hatta bir ara bir psikopozluk merkezi olmuştu. 14. yy başındaki Osmanlı akınları nedeniyle Bursa ve Mudanya’dan kaçan halk bu kentte toplanmıştı.
Osmanlı döneminde sadece ada üzerine yerleşildi. Halk, ipekböcekçiliği, balıkçılık ve tarımla geçinmeye devam etti.
Göl, organik madde bakımından zengin olduğu için 21 tür balık ve kerevit yetişmektedir. Ancak fabrika atıkları,beldenin lağım ve konutlardaki deterjanlı suların göle dökülmesi nedeniyle ciddi bir kirlilik ve balık sayısında azalma vardır.
Ulubat Gölü, göçmen kuşlar için doğal bir kuş cennetidir. Yavrulama döneminde Manyas Gölü’nde konaklayan kuşlar, balıkların bolluğu nedeniyle beslenmek için Gölyazı’na gelir. Özellikle ilkbaharda kuş ve kurbağa sesleri tüm Gölyazı’nı kaplar.
Bu doğal kuş cennetinin yanısıra Ulubat Gölü özel kuş cenneti var. Gölyazı tabelasını İzmir’e doğru 5 km. geçtikten sonra sola dönülünce 1 km sonra özel kuş cennetine varılıyor. Burada bir doğasever tavuskulu, sülün, ördek, taklacı güvercin yetiştiriyor. Girişte kuşlar için bir yem parası ödeniyor. Bu çiftlikte zaman zaman kuşbilimciler araştırma yapıyor. Tavuskuşları evinde besleme imkanları olanlara, döktükleri tüyler ise Parisli modacılara satılıyor.
Gölyazı Köyü’nün girişindeki 12. yy’dan kalma kilisenin ilerde kültür merkezi olarak kullanılması için çalışmalar vardır.
Gölyazı’ya ulaşım: Bursa’dan İzmir istikametine giderken Ulubat Gölünü gördükten 5 km. kadar sonra Gölyazı tabelası görülür. Bu tabelayı gördükten sonra sola dönerek zeytin ağaçlarıyla çevrili güzel bir yoldan 5 km. gidildiğinde Gölyazı köyü’nün girişine ulaşılır. İzmir tarafından Bursa istikametine gidenlerin ise gölü gördükten 25-30km. sonra tabelaları takip ederek sağa girmeleri gerekir