Mahmud Sami Hazretlerinin eşi Rabia Hanım hakkında;
Hâneleri devamlı misafirlere açık olurdu Zaman zaman misafirlerine tatlı tatlı sohbetlerde bulunurdu Bir defasında şöyle hasbihâl etmişlerdi:
"İnsanoğlu, dünyada yaşamalı, ama kalbini dünyaya daldırmamalı!
Uyanık olmalı!
İbâdetlerini vaktinde yapmalı!
Canlı-cansız bütün varlıklar zikir hâlindedir
Siz de yeni bir kıyafet alacak olsanız, ilk olarak onu ibâdetle ziynetlendirin Allah'ın vermiş olduğu bu nîmete şükür olarak, onunla hemen iki rekat namaz kılın!
İsraftan uzak durun
İnsanların niyetleri çok mühimdir
Yaptığınız her işi, ihlâsla ve sırf Allah rızâsı için yapın!
Her şey kalpte başlar, kalpte biter
Akıl çok mühim, ancak kalple beraber hareket ederse, nûr üstüne nûr olur! Aklınızı tamamen dünyaya tahsis etmezseniz, dünya size hizmet eder Aksi hâlde siz onun hizmetçisi olmuş olursunuz!"
Râbia Annemiz, son derece sözünün eri, ince düşünceli, nâzik ve kibar bir hanımdı Nasihatleri, muhabbet doluydu Söylediklerini yaşadığı için, nasihatleri insanın içine işlerdi Bir keresinde:
"Kızım, gıybet ve mâlâyâni meclislerinde bulunma!
Tek başına dâhî olsan hafif hareketlerde bulunma!
Bağırıp çağırma, kötü şeylere bakma!
İşimiz gücümüz mutfak olmasın Nefesler sayılı, vakitler kısıtlı
Dünya bir gölgelik, bir sofra, bir misafirhâne
Her gelen, er-geç gidiyor
Öyleyse sayılı günümüzü, kıymetli şeylerle değerlendirelim!
Mübârek gün ve geceleri, âdâbına uygun olarak duâ ve ibâdetle geçirin!
Akşam, hangi düşüncelerle yatarsanız, geceniz onunla devam eder, sabah da benzer hissiyatla kalkarsınız
Bu yüzden istirahate çekilirken son sözlerimiz zikir, fikir, şükür olmalı ki, güne de öyle başlayalım" demişti
Yıllarca kayınvâlidesi ve kayınpederine hürmetle hizmet etmişti Ahlâken numûne bir insan idi Zaten güzel hatırlanmak isteyenler, güzel hâtıralar bırakmalıdırlar
Cenâb-ı Hak, bizleri de, o mübârek hanımlar gibi arkalarında güzel hâtıralar, iyi izler ve yetişmiş insanlar bırakarak âhiret yurduna göçenlerden eylesin! Âmin
Hâneleri devamlı misafirlere açık olurdu Zaman zaman misafirlerine tatlı tatlı sohbetlerde bulunurdu Bir defasında şöyle hasbihâl etmişlerdi:
"İnsanoğlu, dünyada yaşamalı, ama kalbini dünyaya daldırmamalı!
Uyanık olmalı!
İbâdetlerini vaktinde yapmalı!
Canlı-cansız bütün varlıklar zikir hâlindedir
Siz de yeni bir kıyafet alacak olsanız, ilk olarak onu ibâdetle ziynetlendirin Allah'ın vermiş olduğu bu nîmete şükür olarak, onunla hemen iki rekat namaz kılın!
İsraftan uzak durun
İnsanların niyetleri çok mühimdir
Yaptığınız her işi, ihlâsla ve sırf Allah rızâsı için yapın!
Her şey kalpte başlar, kalpte biter
Akıl çok mühim, ancak kalple beraber hareket ederse, nûr üstüne nûr olur! Aklınızı tamamen dünyaya tahsis etmezseniz, dünya size hizmet eder Aksi hâlde siz onun hizmetçisi olmuş olursunuz!"
Râbia Annemiz, son derece sözünün eri, ince düşünceli, nâzik ve kibar bir hanımdı Nasihatleri, muhabbet doluydu Söylediklerini yaşadığı için, nasihatleri insanın içine işlerdi Bir keresinde:
"Kızım, gıybet ve mâlâyâni meclislerinde bulunma!
Tek başına dâhî olsan hafif hareketlerde bulunma!
Bağırıp çağırma, kötü şeylere bakma!
İşimiz gücümüz mutfak olmasın Nefesler sayılı, vakitler kısıtlı
Dünya bir gölgelik, bir sofra, bir misafirhâne
Her gelen, er-geç gidiyor
Öyleyse sayılı günümüzü, kıymetli şeylerle değerlendirelim!
Mübârek gün ve geceleri, âdâbına uygun olarak duâ ve ibâdetle geçirin!
Akşam, hangi düşüncelerle yatarsanız, geceniz onunla devam eder, sabah da benzer hissiyatla kalkarsınız
Bu yüzden istirahate çekilirken son sözlerimiz zikir, fikir, şükür olmalı ki, güne de öyle başlayalım" demişti
Yıllarca kayınvâlidesi ve kayınpederine hürmetle hizmet etmişti Ahlâken numûne bir insan idi Zaten güzel hatırlanmak isteyenler, güzel hâtıralar bırakmalıdırlar
Cenâb-ı Hak, bizleri de, o mübârek hanımlar gibi arkalarında güzel hâtıralar, iyi izler ve yetişmiş insanlar bırakarak âhiret yurduna göçenlerden eylesin! Âmin