DICTYOPTERA familyasından olan bu böcekler yumurta yöntemiyle çoğalırlar .İçinde 35–40 yumurta bulunan paketler yaparak her mevsim ürerler.Yumurtalarını sırtlarında taşıyabilir ve dolaştıkları her yere dökülebilir.Bir defafada 200 yumurta üretebilirler. ve bir yumurta paketinden 35-40 adet larva(yavru) meydana gelmektedir. yumurtaları 18 gün'de yavru olarak çıkar.çok hızlı ürerler.Üredikleri ortamda koloniler halinde yaşarlar,yılda 8-10 defa yumurtlarlar. Dişi ergin hamam böcekleri öldükleri anda bile yumurtalarını bırakırlar.Böcek yumurtaları herhangi bir insektisitle ölmemektedir.Bu nedenle ilk ilaçlamada mecut böcekler öldürüldükten sonra yumurtadan çıkabilecek olan yavrular için 20 gün sonra ilaçlama mutlaka tekrarlanmalıdır.
Çok pistirler ve her şeyi yerler. Her pisliği, mikrobu taşır ve bulaştırırlar. Gıda, su ve sıcağa ihtiyacından dolayı insan olan her yerde aktiftir. Evlerde ilk yerleşeceği yer mutfak ve banyolardır. Hemen hemen bütün zamanını yuvalarında, delik ve çatlaklarda saklanarak geçirirler, karanlığı sever ve geceleri aktiftirler, çok dayanıklıdırlar, bilinçsiz yapılam amatör mücadelelerde ilaçlara çok çabuk direnç kazanırlar.
Genellikle geceleri aktif olan bu böcekler ışığa karşı hassastırlar.
Bir Binada 10 kat birden bir gecede dolaşabilirler. yaklaşık bir gecede 4,5 km yol katedebilirler.
Bütün insanların ve diğer canlıların yediği ve yemediği her şeyi yerler, kağıda kadar.
Genelde toplu koloniler halinde yaşarlar, 15 ay kadar ömrü vardır.
Nemli, sıcak ve pis yerleri severler kanalizasyon, kazan dairesi, depo, bodrum, toprak altı galerileri ambalaj içleri gibi yerleri istila ederler. Genelde endüstriyel işletmelerde çok görülürler.
Yılda 8-10 defa yumurtlarlar.
Antenleri çok küçük miktarlardaki nem ve yiyeceği tespit edebilir.
Karınlarının arka tarafindan uzanan duyargaları çok hafif hava akımlarına bile duyarlıdır; öyle ki, potansiyel bir tehlikeden saniyenin binde 54'ü gibi bir zamanda kaçmaya başlayabilirler.
Dizanteri, gıda zehirlenmeleri, Verem, Gastroenteritis, Antrax, Pnomoni, Hepatit, Mantar hastalıkları, Astım, allerjik reaksiyon gibi çeşitli hastalık mikroplarını taşır ve bulaştırırlar.
Sayıları itibariyle ekosistemin önemli bir parçasi olan bu böcekler, bağırsaklarındaki protozoa ve bakteriler yüzünden hemcinsleri de dahil olmak üzere bir çok şeyi yiyebilirler. Bu sebeple de ormanlardaki çör-çöp ve diğer hayvanların artıklarının yeniden tabiata dönmelerini hızlandırırlar. Bu arada kendileri de bir çok hayvana, hatta bazen insanlara yiyecek olurlar.
Evlerde,ve dışarıda yaşayan Hamamböceklerinin hastalık vektörleri olduğu kanıtlanmıştır.Isırmadıkları ve sokmadıkları için bakımları kolay, kullanımları güvenli ideal laboratuar hayvanıdırlar.
Hızlı üremeleri, ortalığı kirletmeleri, kötü kokuları ve en azından potansiyel hastalık(Dizanteri, gıda zehirlenmeleri, Verem, Gastroenteritis, Antrax, Pnomoni, Hepatit, Mantar hastalıkları, Astım, allerjik reaksiyon) taşıyıcıları oldukları için bir çok böcek kalıcı ilaçlara maruz tutuldukları halde bunların bir kısmına adapte olmayı başarmışlardır.Bağışıklık geliştirebilmişlerdir.
Kanları beyazdır.
Bazı türleri kanatlıdır, fakat uçmaktan ziyade yürümeyi tercih ederler.
Dünyanin en büyük hamamböceği Güney Amerika'da yaşar ve yaklaşık 15 cm uzunluğunda olup iki kanat arası uzunluğu da 30 cm civarındadır.
İskeletleri vücutlarının dışındadır.Yılda birkaç defa iskelet, yani kabuk değiştirirler. Kabuğunu yeni değiştirmiş bir hamamböceğinin rengi beyaz, göz kısmı siyahtır. Kabuk 8 saat sonra normal rengini kazanır.
Bazı türlerde dişiler sadece bir defa çiftleşir ve bu onlara ömürleri boyunca yeter.
Kafası kopmuş bir hamamböceği 1 hafta daha yaşayabilir. Sonuçta ağzı olmadığından su içemediği için susuzluktan ölür.Yüzebilirler, ama ağız veya burunları ile değil de yanlarından nefes aldikları için su yüzeyine doğru yüzerken çok zorlanırlar.
Saatte 4.800 m kadar koşabilirler, maraton rekoru olmasa da boylarına göre çok çok iyi koştukları bilinmektedir..
Çok pistirler ve her şeyi yerler. Her pisliği, mikrobu taşır ve bulaştırırlar. Gıda, su ve sıcağa ihtiyacından dolayı insan olan her yerde aktiftir. Evlerde ilk yerleşeceği yer mutfak ve banyolardır. Hemen hemen bütün zamanını yuvalarında, delik ve çatlaklarda saklanarak geçirirler, karanlığı sever ve geceleri aktiftirler, çok dayanıklıdırlar, bilinçsiz yapılam amatör mücadelelerde ilaçlara çok çabuk direnç kazanırlar.
Genellikle geceleri aktif olan bu böcekler ışığa karşı hassastırlar.
Bir Binada 10 kat birden bir gecede dolaşabilirler. yaklaşık bir gecede 4,5 km yol katedebilirler.
Bütün insanların ve diğer canlıların yediği ve yemediği her şeyi yerler, kağıda kadar.
Genelde toplu koloniler halinde yaşarlar, 15 ay kadar ömrü vardır.
Nemli, sıcak ve pis yerleri severler kanalizasyon, kazan dairesi, depo, bodrum, toprak altı galerileri ambalaj içleri gibi yerleri istila ederler. Genelde endüstriyel işletmelerde çok görülürler.
Yılda 8-10 defa yumurtlarlar.
Antenleri çok küçük miktarlardaki nem ve yiyeceği tespit edebilir.
Karınlarının arka tarafindan uzanan duyargaları çok hafif hava akımlarına bile duyarlıdır; öyle ki, potansiyel bir tehlikeden saniyenin binde 54'ü gibi bir zamanda kaçmaya başlayabilirler.
Dizanteri, gıda zehirlenmeleri, Verem, Gastroenteritis, Antrax, Pnomoni, Hepatit, Mantar hastalıkları, Astım, allerjik reaksiyon gibi çeşitli hastalık mikroplarını taşır ve bulaştırırlar.
Sayıları itibariyle ekosistemin önemli bir parçasi olan bu böcekler, bağırsaklarındaki protozoa ve bakteriler yüzünden hemcinsleri de dahil olmak üzere bir çok şeyi yiyebilirler. Bu sebeple de ormanlardaki çör-çöp ve diğer hayvanların artıklarının yeniden tabiata dönmelerini hızlandırırlar. Bu arada kendileri de bir çok hayvana, hatta bazen insanlara yiyecek olurlar.
Evlerde,ve dışarıda yaşayan Hamamböceklerinin hastalık vektörleri olduğu kanıtlanmıştır.Isırmadıkları ve sokmadıkları için bakımları kolay, kullanımları güvenli ideal laboratuar hayvanıdırlar.
Hızlı üremeleri, ortalığı kirletmeleri, kötü kokuları ve en azından potansiyel hastalık(Dizanteri, gıda zehirlenmeleri, Verem, Gastroenteritis, Antrax, Pnomoni, Hepatit, Mantar hastalıkları, Astım, allerjik reaksiyon) taşıyıcıları oldukları için bir çok böcek kalıcı ilaçlara maruz tutuldukları halde bunların bir kısmına adapte olmayı başarmışlardır.Bağışıklık geliştirebilmişlerdir.
Kanları beyazdır.
Bazı türleri kanatlıdır, fakat uçmaktan ziyade yürümeyi tercih ederler.
Dünyanin en büyük hamamböceği Güney Amerika'da yaşar ve yaklaşık 15 cm uzunluğunda olup iki kanat arası uzunluğu da 30 cm civarındadır.
İskeletleri vücutlarının dışındadır.Yılda birkaç defa iskelet, yani kabuk değiştirirler. Kabuğunu yeni değiştirmiş bir hamamböceğinin rengi beyaz, göz kısmı siyahtır. Kabuk 8 saat sonra normal rengini kazanır.
Bazı türlerde dişiler sadece bir defa çiftleşir ve bu onlara ömürleri boyunca yeter.
Kafası kopmuş bir hamamböceği 1 hafta daha yaşayabilir. Sonuçta ağzı olmadığından su içemediği için susuzluktan ölür.Yüzebilirler, ama ağız veya burunları ile değil de yanlarından nefes aldikları için su yüzeyine doğru yüzerken çok zorlanırlar.
Saatte 4.800 m kadar koşabilirler, maraton rekoru olmasa da boylarına göre çok çok iyi koştukları bilinmektedir..