Hz.Asiye
Cenab-ı Allah (cc) bataklıkta nilüfer çiçeğini yetiştirir. O güzelim çiçeğin gıdası bataklığın gübresidir. Karların soğuğun altında insanın ruhunu ısıtan kardelenleri çıkarır. Onların gıdası da karın soğukluğudur. Allah (cc) her şeye kadirdir. Bunun gibi yüce Rabbimiz Hz. Musayı da zalim Firavunun sarayında yetiştirmiştir.
Bizim de Mevlamız Hz. Musanın da Mevlası Hz. Allah, Mekkeyi nasıl Hz. Peygamber (sav) Efendimiz için emin bir belde kılmışsa , Ebu Talibi habibine hizmetkar ve koruyucu kılmışsa, nasıl Hz. Yusufu satın alan efendiyi ona koruyucu ve hizmetkar kılmışsa, Hz. Musayı da Firavun sarayında büyütmüş, Âsiye valideyi de ona koruyucu kılmıştır.
Âsiye valide o zalim ve hain Firavunun karısı olduğu halde Allaha iman etmiş bir kadındır. Allaha imanı ve Hz. Musayı himayesi sebebiyle Allah (cc) ona yüksek dereceler vermiş, şehadet nasip etmiş aynı zamanda Peygamber Efendimizin (sav) övgüsüne mahzar olmuştur. “Cennet kadınlarının en üstünleri Hatice Bintil Huveylid, Fatıma Binti Muhammed, Meryem Binti İmran, Firavun Zevcesi Âsiye Binti Muzahimdir.” (Ahmed B. Hanbel, Müsned,c.1,s36 ; Hakim, Müstedrek, c 2, s, 594)
Âsiye validenin hayatı hakkında geniş bilgilere sahip değiliz. Kuran-ı Kerim´de onun Hz. Musayı bulup sarayına almasından bahsedilir.
Hz. Musanın doğduğu yıl Firavun İsrailoğullarından doğan bütün erkek çocukları öldürüyordu. Amaç onların çoğalmasını önlemekti. Bir çeşit doğum kontrolü diyebiliriz. Hz. Musa doğduğunda Allah (cc) annesine onu bir tabut veya sandık içine koyup nehre bırakmasını, korkmamasını ve Allaha güvenmesini emretti. (Kasas,7)
Allahın izniyle nehir Hz. Musanın içinde bulunduğu sandığı getirip Firavun´un sarayı dibinde durdurdu. O sırada nehirde kenarındaki cariyeler sandığı alıp Âsiyeye getirdiler. Âsiye valide sandığın içinde bebeği görünce kalbi ona karşı sevgiyle doldu. Yüce Allah (cc) onun himayesini uygun görmüştü. Firavun ne kadar çocuğu öldürmek istediyse de Âsiye Hatun engel oldu, ne yapıp edip onu ikna etti ve bebeği kendisi aldı.
Bu arada sandık kıyıdan takip eden Hz. Musanın ablası koşup annesine durumu haber verdi. Şimdi bebeğe süt anne arıyorlar ve bebek hiç kimsenin sütünü emmiyordu. Abla gelip Âsiye valideye “sizin için hayırlı bir aile tanıyorum. İsterseniz çocuğu onlara verin ” diyerek kendi annesine götürdü. Hz. Musa annesini emdi ve çocuğun bakımı Allahın izni ile kendi annesine verildi. Âsiye Valide de bütün aileyi himayesi altına aldı. Buradan anlaşılıyor ki; Âsiye valide Hz. Musa büyüyene kadar ve tebliğine başladıktan sonra da Hz. Musaya hep destek oldu. (M. Asım Köksal, Peyg. Tarihi,c 2, s 50)
Kuran-ı Kerim onun akıbetinden de haber veriyor. İsrailî kaynaklardan Firavun yanında çok işkenceler çektiğini ve şehit edildiğini anlıyoruz.
Hz. Musanın Firavuna karşı verdiği mücadele elbette meyvelerini veriyor ve Firavunun sarayında, onun akrabaları arasında hidayete erenler oluyordu. Fakat onlar da İsrailoğulları gibi sıkıntılar çekiyorlardı.
Mesela; Firavun´un akrabası Hızkıl, imanını açıklamış ve inanan sihirbazlarla beraber idam edilmişti. Onun karısı da Firavun kızlarının kuaförü idi.
Birgün Firavun kızının saçını tararken tarak elinden düşünce onu yerden “Bismillah” diyerek aldı. Kız bunu babasına haber verince Firavun kadını ve üç çocuğunu ateşe atarak, işkence ederek öldürttü.
Âsiye Hatun bu olayı pencereden izlerken kendisine kadıncağızın cennetteki mertebesi açıkça gösterilmiş ve kendisi de gözyaşlarıyla “Ya Rabbi bana cennette bir ev yap” diye dua etmişti.
Firavun gelip de kendisine yaptığı bu zulmü, eğlenerek anlatmaya başlayınca Âsiye valide dayanamadı ve haykırdı; “Yazıklar olsun sana, Allahtan kork, nasıl bu kadar zalim olabilirsin?” dedi. İşte o anda imanını açığa vurmuş oldu.
Firavun dininden dönmesi için karısına çok baskı yaptı. Dönmeyince işkenceye başvurdu. Yere dört kazık çakıp onu el ve ayaklarından bağladı ve işkence etti. O esnada melekler Âsiye hatuna cennetteki makamını gösterince; yüce kadın gülmeye başladı. İbrahime ateşi gül bahçesi kılan Rahman Âsiyeye de acı çektirmiyor bilakis cennet lezzetlerini tattırıyordu. Sonunda Firavun tam da kalbi mühürlenmiş olanların edasıyla “Şuna bakın, bu nasıl deliliktir ki, işkence halinde de gülüyor” diyerek onu öldürttü. Halbuki o şehid olmuştu, ancak dar kafası ve taş kalbiyle Firavun bunu anlayamazdı.
Kuran-ı Kerimde Âsiye validenin durumu şöyle anlatılıyor:
“Allah (cc) iman edenlere de Firavunun zevcesini bir musal olarak getirdi. O vakit o “Ya Rabbi bana katında cennette bir ev yap! Beni firavundan ve onun kötü amellerinden kurtar! Beni o zalimler gûruhundan selamete çıkar! demişti. (Tahrim, 11)
Ta o zamandan bu zaman kadar anne-babasına karşı, kocasına karşı, dinini kahramanca savunan kadın mücahidler olagelmiştir. Onların en üstünü Âsiye validedir. Çünkü insanın ailesine karşı durması düşmana karşı durmaktan çok zordur. Bu durumda olan kardeşlerimize Hz. Âsiyenin duası örnek ve manen destek olur inşallah.
Acaba biz kimleri örnek alıyoruz. Zorluk karşısında eğilip, bükülüyor muyuz?
Rabbim her ortamda Âsiye hatun gibi birçok kahraman mücahide hanımlar gibi dinimizi yaşamayı , davamızı savunmayı , bizlere nasip eylesin. O iman gücünü versin. Amin.
Cenab-ı Allah (cc) bataklıkta nilüfer çiçeğini yetiştirir. O güzelim çiçeğin gıdası bataklığın gübresidir. Karların soğuğun altında insanın ruhunu ısıtan kardelenleri çıkarır. Onların gıdası da karın soğukluğudur. Allah (cc) her şeye kadirdir. Bunun gibi yüce Rabbimiz Hz. Musayı da zalim Firavunun sarayında yetiştirmiştir.
Bizim de Mevlamız Hz. Musanın da Mevlası Hz. Allah, Mekkeyi nasıl Hz. Peygamber (sav) Efendimiz için emin bir belde kılmışsa , Ebu Talibi habibine hizmetkar ve koruyucu kılmışsa, nasıl Hz. Yusufu satın alan efendiyi ona koruyucu ve hizmetkar kılmışsa, Hz. Musayı da Firavun sarayında büyütmüş, Âsiye valideyi de ona koruyucu kılmıştır.
Âsiye valide o zalim ve hain Firavunun karısı olduğu halde Allaha iman etmiş bir kadındır. Allaha imanı ve Hz. Musayı himayesi sebebiyle Allah (cc) ona yüksek dereceler vermiş, şehadet nasip etmiş aynı zamanda Peygamber Efendimizin (sav) övgüsüne mahzar olmuştur. “Cennet kadınlarının en üstünleri Hatice Bintil Huveylid, Fatıma Binti Muhammed, Meryem Binti İmran, Firavun Zevcesi Âsiye Binti Muzahimdir.” (Ahmed B. Hanbel, Müsned,c.1,s36 ; Hakim, Müstedrek, c 2, s, 594)
Âsiye validenin hayatı hakkında geniş bilgilere sahip değiliz. Kuran-ı Kerim´de onun Hz. Musayı bulup sarayına almasından bahsedilir.
Hz. Musanın doğduğu yıl Firavun İsrailoğullarından doğan bütün erkek çocukları öldürüyordu. Amaç onların çoğalmasını önlemekti. Bir çeşit doğum kontrolü diyebiliriz. Hz. Musa doğduğunda Allah (cc) annesine onu bir tabut veya sandık içine koyup nehre bırakmasını, korkmamasını ve Allaha güvenmesini emretti. (Kasas,7)
Allahın izniyle nehir Hz. Musanın içinde bulunduğu sandığı getirip Firavun´un sarayı dibinde durdurdu. O sırada nehirde kenarındaki cariyeler sandığı alıp Âsiyeye getirdiler. Âsiye valide sandığın içinde bebeği görünce kalbi ona karşı sevgiyle doldu. Yüce Allah (cc) onun himayesini uygun görmüştü. Firavun ne kadar çocuğu öldürmek istediyse de Âsiye Hatun engel oldu, ne yapıp edip onu ikna etti ve bebeği kendisi aldı.
Bu arada sandık kıyıdan takip eden Hz. Musanın ablası koşup annesine durumu haber verdi. Şimdi bebeğe süt anne arıyorlar ve bebek hiç kimsenin sütünü emmiyordu. Abla gelip Âsiye valideye “sizin için hayırlı bir aile tanıyorum. İsterseniz çocuğu onlara verin ” diyerek kendi annesine götürdü. Hz. Musa annesini emdi ve çocuğun bakımı Allahın izni ile kendi annesine verildi. Âsiye Valide de bütün aileyi himayesi altına aldı. Buradan anlaşılıyor ki; Âsiye valide Hz. Musa büyüyene kadar ve tebliğine başladıktan sonra da Hz. Musaya hep destek oldu. (M. Asım Köksal, Peyg. Tarihi,c 2, s 50)
Kuran-ı Kerim onun akıbetinden de haber veriyor. İsrailî kaynaklardan Firavun yanında çok işkenceler çektiğini ve şehit edildiğini anlıyoruz.
Hz. Musanın Firavuna karşı verdiği mücadele elbette meyvelerini veriyor ve Firavunun sarayında, onun akrabaları arasında hidayete erenler oluyordu. Fakat onlar da İsrailoğulları gibi sıkıntılar çekiyorlardı.
Mesela; Firavun´un akrabası Hızkıl, imanını açıklamış ve inanan sihirbazlarla beraber idam edilmişti. Onun karısı da Firavun kızlarının kuaförü idi.
Birgün Firavun kızının saçını tararken tarak elinden düşünce onu yerden “Bismillah” diyerek aldı. Kız bunu babasına haber verince Firavun kadını ve üç çocuğunu ateşe atarak, işkence ederek öldürttü.
Âsiye Hatun bu olayı pencereden izlerken kendisine kadıncağızın cennetteki mertebesi açıkça gösterilmiş ve kendisi de gözyaşlarıyla “Ya Rabbi bana cennette bir ev yap” diye dua etmişti.
Firavun gelip de kendisine yaptığı bu zulmü, eğlenerek anlatmaya başlayınca Âsiye valide dayanamadı ve haykırdı; “Yazıklar olsun sana, Allahtan kork, nasıl bu kadar zalim olabilirsin?” dedi. İşte o anda imanını açığa vurmuş oldu.
Firavun dininden dönmesi için karısına çok baskı yaptı. Dönmeyince işkenceye başvurdu. Yere dört kazık çakıp onu el ve ayaklarından bağladı ve işkence etti. O esnada melekler Âsiye hatuna cennetteki makamını gösterince; yüce kadın gülmeye başladı. İbrahime ateşi gül bahçesi kılan Rahman Âsiyeye de acı çektirmiyor bilakis cennet lezzetlerini tattırıyordu. Sonunda Firavun tam da kalbi mühürlenmiş olanların edasıyla “Şuna bakın, bu nasıl deliliktir ki, işkence halinde de gülüyor” diyerek onu öldürttü. Halbuki o şehid olmuştu, ancak dar kafası ve taş kalbiyle Firavun bunu anlayamazdı.
Kuran-ı Kerimde Âsiye validenin durumu şöyle anlatılıyor:
“Allah (cc) iman edenlere de Firavunun zevcesini bir musal olarak getirdi. O vakit o “Ya Rabbi bana katında cennette bir ev yap! Beni firavundan ve onun kötü amellerinden kurtar! Beni o zalimler gûruhundan selamete çıkar! demişti. (Tahrim, 11)
Ta o zamandan bu zaman kadar anne-babasına karşı, kocasına karşı, dinini kahramanca savunan kadın mücahidler olagelmiştir. Onların en üstünü Âsiye validedir. Çünkü insanın ailesine karşı durması düşmana karşı durmaktan çok zordur. Bu durumda olan kardeşlerimize Hz. Âsiyenin duası örnek ve manen destek olur inşallah.
Acaba biz kimleri örnek alıyoruz. Zorluk karşısında eğilip, bükülüyor muyuz?
Rabbim her ortamda Âsiye hatun gibi birçok kahraman mücahide hanımlar gibi dinimizi yaşamayı , davamızı savunmayı , bizlere nasip eylesin. O iman gücünü versin. Amin.