HZ PEYGAMBER'İN ÇOK EVLİLİK SEBEPLERİ
Hz Hatice Hz Peygamber'in ilk ve en sevgili eşi İlk iman eden, bütün malını İslâmiyet'in yayılmasına ayıran yüce insan Allah'ın Elçisi'nin 25 yaşında iken evlendiği eşi, 40 yaşında dul ve iki çocuk sahibi idi 25 yıl mutlu bir evliliğin neticesinde 2 oğul ve 4 kızları olmuştu Sağlığı ve gücü yerinde, mutlak seçme hakkı olduğu halde Allah'ın Resul'ü, Hz Hatice'nin üzerine ikinci bir eşi hiçbir zaman almamıştır
Sevgili Peygamber'imiz Hz Hatice'yi kaybettikten sonra, ona olan sevgi ve hatırasına hürmeten 3 yıl evlenmeyerek, yalnız yaşamayı tercih etti Ancak Arap Yarımadasının sıcak iklim şartlarına göre ileri bir çağ olan 53 yaşında, ev işleri ile çocukların bakımı ve İslâm Din'inin yayılmasına destek olacak eşlere ihtiyaç duydu Bu ihtiyaç; kişisel arzu ve isteklerden tamamiyle uzak, vahyin doğrultusunda ilâhî görevinin gerektirdiği hizmetlerdi Kur'ân; Hz Peygamber'in eşlerine, öğretimle meşgul olma zorunluluğunu da yüklemişti Ahzâb 33/34 :Evlerinizde okunan Allah'ın ayetlerini ve hikmeti diğerlerine hatırlatın ve nakledin
Çok evliliği Hz Peygamberimiz getirmemiştir Kur'ân-ı Kerîm inmeye başladığı zaman, Dünya'nın birçok yerinde ve Arabistan'da da birden fazla evlilik, çok yayılmış normal bir adetti Kişiler çok evli dahi olsa evlilik bağı, o çağın insanları arasında en etkili dostluk ve anlaşma olarak algılanıyordu İslâmiyet'in yayılması için bütün bu desteklere ihtiyaç vardı Bunun için Hz Peygamber'in bu amaca uygun eşler alarak yaşamında fedakârlık yapması gerekiyordu Toplumlarda nüfusun yarısı kadın olduğuna göre; İslâmiyet'i onlara anlatacak, öğretecek hanımlar seçilmeliydi Bu evlilikler, Din'in yayılmasında çok etkili olmuş, birçok düşman kabile bu yöntemle İslâmlaştırılmıştır Bugün elimizde bulunan hadislerin bir bölümü, Allah'ın Resul'ünün eşlerinden kaynaklanmaktadır
Yüce Allah'ın isteği doğrultusunda Hz Peygamberin yaptığı evliliklerinin yöntemi, 4 başlık altında toplanabilir
1- İslâm uğruna çekilen sıkıntılara karşılık, onları ödüllendirme Hz Sevde örnek olarak verilebilir
Hz Sevde Hz Peygamber'in 2 eşi İlk iman eden müslümanlardandı Mekke'deki putperestlerin müslümanlara yaptıkları eziyetlere dayanamayarak kocası Sükrân ile Habeşistan'a sığındı Orada, eşi Hırıstiyan oldu ve bir müddet sonra da öldü İnançları hiçbir zaman değişmeyen Hz Sevde, tekrar Mekke'ye dönmek mecburiyetinde kaldı Müslüman saflarında savaşırken, 16 yaşındaki oğlunu da kaybetti Allah'ın Elçisi, İslâmiyet uğruna çektiği bunca sıkıntılara karşılık HzSevde'ye evlenme teklif etti Bu sırada o, bir kadın için geçkin bir çağ olan 50 yaşında bulunuyordu
2-Kocası savaşta şehit olan kimsesiz dul hanımları koruma altına alma Örnek olarak Hz Ümmü Seleme ile Hz Zeynep verilebilir
Hz Ümmü Seleme Hz Peygamberin 5eşi, kendisine derin bağlılığı ile ünlüdür Kocası Abdulesed ile İslâmiyeti ilk kabul edenlerdendi Putperestlerin zulmü ile Mekke'den Afganistan'a ve sonra da Medine'ye hicret ettiler Kocası, Uhud Savaşı'nda şehit olunca 4 çocuğu ile dul kaldı Hz Peygamber kimsesiz kalan Ümmü Seleme ile evlenerek, onu ve çocuklarını koruması altına aldı O, İslâmiyet'in azılı düşmanı müşriklerin komutanı Halid'in de yakın akrabasıydı Halid, bu evlilikten çok etkilendi ve iki yıl sonra da İslâmiyet'i kabul etti
Hz Zeynep Hz Muhammed'in 8eşi ve Huzeyme'nin kızıydıİlk kocası Bedir Savaşı'nda ikinci kocası da Uhud Savaşı'nda şehit oldu Böylece kimsesiz kalan Hz Zeynep, Allah'ın Resul'ü tarafından nikahlanarak koruma altına alındı Ancak kendisi, bu evlilikten üç ay sonra vefat etti
3- En yakın dostlarının kızları ile evlenerek aileyi onurlandırma Hz Âişe, Hz Hafsa ve Cahş kızı Hz Zeynep örnek olarak verilebilir
Hz Âişe Hz Peygamber'in 3eşi ve en yakın dostu birinci halife Ebubekir'in kızıdır Mekke'de doğup büyüdü, çok iyi bir terbiye alarak yetişti Allah'ın Elçisi; Hz Ebûbekir Ailesi'ni şereflendirmek için daha çocuk yaşında Hz Âişe ile nikahlandı, onu ancak büluğ çağında evine aldı Çok zeki ve akıllı bir kadındı, Hz Peygamber'in eşi olarak gereken görevleri başarı ile yerine getiriyordu 9 sene müddetle Hz Peygamber'in en yakını olarak birçok hizmetlerde bulunduYüce Eşi'nin yanında askeri seferlere iştirak ediyor, hasta bakıcı olarak da görev yapıyordu Çok sayıda (Hz Peygamberin sözü) hadisin günümüze kadar gelmesine vesile oldu O, İslâm'ın en büyük hukukçularından biri olarak kabul edilir
Hz Hafsa Hz Peygamber'in 4eşi ve yakın dostu ikinci halife Hz Ömer'in kızıdır Mekke putperestlerinin eziyetlerine dayanamayarak ilk müslümanlardan olan kocası Huzâfa ile birlikte Habeşistan'a daha sonraları da Medine Şehri'ne hicret etti Uhut Savaşı'nda kocası şehit olunca dul kaldı Allah'ın Elçisi, Hz Ömer'in isteği ile kızını eş olarak almış ve böylece akrabalık bağı ile onları onurlandırmıştı
Cahş Kızı Hz Zeynep Hz Peygamber'in öz halasının, güzelliği ve mağrurluğu ile ünlü kızı ve 7eşidir Arabistan'da, azat edilen köleler haksızlığa uğratılıyordu İşte bu kötü geleneği silmek ve onların da diğer insanlarla eşit olduğunu göstermek için Allah'ın Resul'ü; azat olmuş kölesi ve hukuken evlât edindiği kâmil insan Zeyd'i, hala kızı Zeynep ile evlendirdi Ancak eşler anlaşamıyor ve uyumsuzlukları devam ediyordu Hz Peygamber'in karşı çıkmasına rağmen Zeyd, evliliği sona erdirdi Hz Zeynep, bu olaylara çok üzülmüştü Bir müddet sonra da Hz Peygamber'e, Zeynep ile evlenmesi için vahiy yoluyla emir geldi Ahzâb 33/37 : Hani sen Allah'ın nimetlendirdiği, senin de lütufta bulunduğun kişiye (eşini yanında tut, Allah'tan kork) diyordun ama, Allah'ın açıklayacağı bir şeyi de içinde saklıyordun; insanlardan çekiniyordun Oysa ki kendisinden korkmana Allah daha lâyıktır Zeyd o kadından ilişiğini kesince onu sana nikâhladık ki, evlâtlıkları eşleriyle ilişkilerini kestiklerinde, mü minler için o kadınlarla evlenmede bir güçlük olmasın Zaten Allah' ın emri yerine getirilmiştir Böylece hem Zeynep korunma altına alınarak, onun mutsuzluğuna son verilmiş ve hem de Arap geleneğine göre : Evlâtlığın boşadığı kadını onun babalığı alamaz adeti sona ermişti
4- Düşman kabilelerinden kadın alarak onları İslâmiyet'e kazandırma Örnek olarak Hz Cüveyriye, Hz Ümmü Habibe, Hz Safiyye, Mısırlı Hz Mâriye ve son eşi Hz Meymûne verilebilir
Hz Cüveyriye Düşman Benû'l - Mustalik Kabilesi reisinin dul kızı ve Hz Peygamber'in 6eşidir İlk kocası müslümanlarla yaptığı savaşta vefat etmişti Esir düşen Hz Cevriye cariye olacağı yerde, Hz Peygamber'in eşi olmuştur Allah'ın Elçisi bu evliliği gerçekleştirmekle akraba bağı oluştuğundan, düşman kabilesi mensupları da İslâmiyet saflarına geçmekte gecikmemişlerdir
Hz Ümmü Habibe Mekke putperestlerinin lideri ve başkomutanı, Hz Peygamber'in baş düşmanı Ebu Süfyan'ın kızı ve 9eşidir Babasına rağmen kocası Cahş ile ilk müslümanlardan olmuş, mürşiklerin baskısına dayanamayarak Habeşistan'a hicret etmişti Orada eşi din değiştirerek Hıristiyanlığı kabul etmiş ve bir müddet sonra da ölmüştü İlk evliliğinden bir çocuğu olan Hz Ümmü Habibe bütün varlığı ile İslâmiyet'e sadık kalmış ve babasının lideri olduğu Mekke Şehri'ne de geri dönmemişti İşte bu vefanın karşılığı olarak Allah'ın Resul'ünden; Habeşistan'ın dost kıralı Necasî'nin aracılığı ile evlenme teklifi alınca, sonsuz mutluluğa ermişti Müslüman bir kadının ulaşabileceği en büyük ödül Bu evlilikten sonra baba Ebu Süfyan'ın HzPeygamber'e olan düşmanlığı da azalmaya başlamıştı Yüce Allah, Müntehine 60/7 de şöyle buyurmaktadır : Olabilir ki Allah sizinle, onlardan düşman olduklarınız arasına bir sevgi koyar
Hz Safiyye Hz Peygamber'in 10eşi, Hayberli Yahudi kızı Müslümanlarla Yahudiler arasında geçen Hayber Savaşı'nda kocası öldü Kendisi de esir düşerek Hz Peygamber'e ganimet payı olarak ayrıldı Allah'ın Resul'ünün: Kendi dininde kal, seni memleketine göndereyim Eğer istersen İslâmiyet'i kabul et, seninle nikâhlanayım teklifine hemen olumlu cevap verdi Bu evlilik; harpte mağlup olan Yahudiler arasında etkisini göstermiş, bir kısmının İslâmiyet'i kabul etmesine vesile olmuştu
Mısırlı Hz Mâriye Hz Peygamber'in 11eşidir Mısır Kralı Mukavkıs tarafından hediye olarak gönderildi Allah'ın Resul'ü de onu cariye değil, eş olarak kabul etti ve nikâhladı Bu evlilik Mısır Halkı'nın İslâmiyet'e sıcak bakmasına çok etkili olmuştur
Hz Meymûne Hz Peygamber'in, son ve 12eşidir Allah'ın Elçisi, putperest Mekke'liler ile münasebetlerinde düşmanlığın ortadan kalkmasını istiyordu Mekke'li dul bir hanım olan Hz Meymûne' nin, muhtelif kabilelerin hatırlı kişileri ile evli 8 kızkardeşi bulunuyordu Bunların kocaları Mekke'de geniş bir etki sahasına sahiptiler Bu evlilik, Mekke Halkı ile gerginliğin azalmasına vesile olmuştur
Allah'ın Resul'ü; 53 yaşından vefatı olan 62 yaşına kadar birçoğu yaşlı ve çocuklu olan dul hanımlar ile evlendi Böyle ileri bir çağda nefsinin hoşlandığı duygularının veya cinsel isteklerinin tatmini için eşler alsaydı mutlaka genç, güzel ve çekici hanımları tercih ederdi İlk eşinden sonraki evlilikler, Yüce Allah'ın isteği (vahyi) doğrultusunda dini yayma nedenleri ile gerçekleşmiştir
Hz Peygamber'in oturduğu yer bir saray değildi Ev, bir mescit ve küçük odalardan ibaretti Duvarlar kerpiçten, tavan hurma ağacı ve yapraklarından oluşmuştu Yağmurların sızmaması için, tavanın üstüne bir kilim örtülmüştü Hz Peygamber Eşleri'nin yaşadığı mahaller; Dünya nimetleri ile değil, mahrumiyet ve sıkıntılarla doluydu Allah'ın Resul'ü sahip olduğu bütün nimetleri toplumuna dağıtıyor; kendisi, eşleri ve çocuklarına daha az pay ayırdığından, ashabından daha fakir bir hayat yaşıyorlardı Bu fedakârlıkları Hz Peygamber ile birlikte tüm aile göğüslemekteydi Çoğu bolluk ve varlıklı bir yaşam içinden gelen eşler, yoksulluktan zaman zaman şikâyetçi olmuşlarsa da, ilâhî görevini eksiksiz yapan Allah'ın Elçisi tavrını hiç değiştirmemişti Bu olaylar üzerine Yüce Yaratıcı, Peygamber Hanımlarına şöyle uyarıda bulunuyordu Ahzâb 33/28-29 : Ey Peygamber! Eşlerine söyle: Eğer siz, Dünya hayatını ve süsünü istiyorsanız, gelin size boşanma bedelinizi vereyim ve sizi güzellikle salayım Eğer siz; Allah'ı,Elçisi'ni ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilinizki Allah, sizden güzel hareket edenlere büyük bir ödül hazırlamıştır Eşlerin hiçbiri ayrılmayı kabul etmemiş, Allah'ın Resul'ünü ve ahiret hayatını içtenlikle tercih etmişlerdi Birer kat elbiseleri ve topraktan yapılmış odaları içinde, Yüce Yaratıcı'nın sevgili Peygamber'ine ve insanların kurtuluşunu sağlayan İslâmiyet'e hizmet etmenin mutluluğunu yaşıyorlardı Onlar, hem Allah'ın Resul'ünün eşi ve hem de müminlerin anneleri idi Ahzâb 33/6 : Peygamber'in eşleri müminlerin anneleridir Ahzâb 33/32 : Ey Peygamber Hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz Yine Kur'ân-ı dinleyelim Ahzâb 33/53 : Allah'ın Elçisi'nden sonra onun işleri ile nikâhlanmanız, size helâl kılınmamıştır
(Bkz İslâm Peygamberi, Prof Dr Muhammed HAMİDULLAH-Asrısaadetin Büyük Kadınları, Prof Dr Yaşar Nuri ÖZTÜRK-İslâm'da Kadın ve Aile, Prof Dr Hayrettin KARAMAN)
BİRDEN FAZLA KADINLA EVLENME
4/3 : Şayet yetim (kızlarla evlendiğiniz takdirde on) lar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, size helâl olan başka kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın
Kur'ân yetim haklarının korunmasına çok önem vermektedir Yetim (babası, anası ölmüş) kızlarla evlenmeler; sevgi ve beğeni neticesi olmalı, mallarını ele geçirme gibi menfaate dayalı art düşünceler ile yapılan evlilikler ancak onlara mutsuzluğu ve adaletsizliği getirir Korumanız altında bulunan yetim kızlar ile, haklarını adaletle gözetecekseniz evlenin Eğer adaletsiz davranacağınızdan korkarsanız, onlarla evlenmeyin O zaman size helâl olan başka kadınlardan iki, üç veya dörde kadar nikahlayabilirsiniz
Cenab-ı Allah, bütün zaman ve mekanlarda insanlara yol gösteren, onlara öğüt veren yasalarını Kur'ân ile belirlemiştir İşte savaş gibi zorunluluk hallerinde kadına nispetle erkek sayısının azalması neticesi, kadını korumak amacı ile erkeğe bir görev vermektedir: İki, üç veya dört kadınla evlenin Bu ; kadın-erkek hak eşitliğine aykırı, kadını haksızlığa uğratan bir durum değil, toplumun ihtiyacı için yapılması gereken bir görevdir
Dünyada kadının sayısı, genellikle erkeklerden fazladır Kur'ân'ın açıklamalarından öğrendiğimiz gib; Hz Musa'nın devrinde Mısır Kralı Firavun İsrailoğullarının erkek çocuklarını öldürüyor, kızları ise serbest bırakıyorduBöylece o toplumda erkek sayısı çok azalmaktaydı (Bkz Ar'af 7/141) Cahiliye devrinde güce dayalı gelişmemiş bir toplum olan Arap kabileleri, birbirleriyle sık sık çatıştıklarından erkek sayısı kadına oranla çok azdı Kadına hiç değer verilmediğinden, bir kısım kız çocukları doğumdan sonra öldürülüyordu (Bkz Nahl 16/58-59)
İkinci Dünya Savaşı'nda Alman erkeklerinin büyük bir bölümü yok olmuş, eşsiz kalan kadınlar ise çok müşkül durumda kalmışlardı Ancak, iki, üç nesil sonunda kadın-erkek sayısı eşitliği mümkün olmuştu Filipinler'de ise soylarındaki kalıtımlarından kaynaklanan kadın-erkek sayısı eşitsizliği vardır Orada bir erkeğe karşı üç kadın yaşamaktadır
Çağımızdaki toplumumuzda medeniyetin getirdiği ihtiyaçları karşılamak için, stres içinde çalışmak mecburiyetinde kalan erkeklerin bir bölümü genç yaşta yaşamlarını yitirdiklerinden, pekçok kadın da eşsiz kalmaktadır Kadın, yaratılış olarak erkekten daha sağlam olduğundan, genellikle erkeğe nispetle 10 yıl daha çok yaşamakta olduğu, konunun uzmanlarınca belirtilmektedir Netice olarak dünyada kadının sayısı erkeklerden daha fazladır İşte Kur'ân, böyle zorunluluk durumlarında çok eşliliğe izin vermiştir
ADALETLİ OLANI TEK EVLİLİK
4/3 : Eğer bu durumda (çok eşlilikte) adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yetinin İşte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur
İslâmiyetin geldiği dönemlerde Arap toplumunda erkek, istediği kadar kadınla evlenebilirdi Gücün egemen olduğu o devirlerde, kadına değer verilmez, bir erkeğin 10-15 eşi olabilir, boşadım sözü ile kadın, her zaman kapı dışarı konabilirdi
Çok evlilik, Arap toplumunda vazgeçilmez bir olgu idi Aile bozulmuş, kadınlar arasında da kıskançlık aşırı derecede artmıştı Kur'ân, çok evliliğe birdenbire yasak getirmedi, tek eşliliği zamana bıraktı Çünkü kabileler arası savaşların neticesinde, erkek kadına oranla azalmıştı Bu zorunluluk hali neticesinde, dul kalan birçok kadın, zor duruma düşmüştü Peygamber Efendimiz dini yayma amacı ile yaptığı evliliklerde, savaşta kocasını kaybeden kimsesiz dul kadınlarla da nikahlanarak onları korumasına aldı
Kur'ân, tek evliliğe geçmeden önce, evliliği en fazla dört hanımla sınırladı Çok evliliğin zorunluluk hali dışında devamını ve yayılmasını istemiyordu Eşlere eşit davranılması için ağır şartlar konularak çok evlilik zorlaştırıldı Eşler arasında sevgi, giyim-kuşam, beslenme, cinsel ilişki, güzel söz ve iyi davranma gibi hususlarda adalet şartı getirildi Ahzâb 33/4 : Allah bir insanın göğsüne iki kalp koymadı ayeti ile de sevginin ancak bir eşe verilebileceği belirtiliyordu Nisa 4/129 : Ne kadar isteseniz de kadınlar arasında (tam) adalet yapamazsınız Öyle ise (birine) tamamen yönelip ötekini askıda (kocasız) bırakmayın
Eşler arasında adalet şartı yerine getirilmeyecekse, o zaman günah işlenmiş olunacağından en doğru ve en uygun olanı tek evlilikti Böylece zamanla topluluk, çok evlilik alışkanlığından kurtulacak, tek eşlilikle ideal aile yapısı oluşacak, adalet sağlanacak, ailenin bireylerinde huzursuzluk sona erecek ve eşler de esenliğe kavuşacaktı Kadın-erkek sayısı eşit olan, dolayısıyla da zorunluluk hali bulunmayan Ülkemizde, Türk Medeni Kanunu gereğince, Kur'ân'ın önerdiği gibi tek evlilik esas alınarak adalet sağlanmıştır
SÜNNET'E GÖRE EVLİLİK
Hz Peygamberimiz 25 yaşındayken 40 yaşında dul bir kadın olan Hz Hatice ile evlendi Çok mutlu bir yuva kurarak, 25 yıllık bir beraberliğin neticesinde 6 çocukları olmuştu Peygamber Efendimiz Hz Hatice ile evli iken, ikinci bir eş almamıştır Allah'ın Resulü; çok sevdiği eşini kaybettikten sonra, ona olan sevgi ve hatırasına hürmeten 3 yıl evlenmemiş, ancak 53 yaş gibi ileri bir çağda vahyin doğrultusunda dini yayma nedeniyle evlilikler yapmıştır
Peygamber Efendimiz; kızı Hz Fatima'yı, kendisine erkek olarak ilk iman eden yeğeni Hz Ali ile evlendirmiş, yeğenine kızının üstüne ikinci bir eş almasına hiçbir zaman müsaade etmemiştir
Hz Peygamber; ilâhî görevinin gerektirdiği mecburiyetler dışında, tek evliliği esas almıştır
KADINLARA ÇOK EVLİLİK NİÇİN VERİLMEDİ?
2/204-205 : İnsanlardan öylesi vardır ki, Dünya Hayatı'na ilişkin sözleri seni hayran bırakır ve gönlündeki Allah'ı şahit tutar Oysa o azılı bir düşmandır İşbaşına geçince yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, NESİLİ (soyu) yok etmeye çalışır Oysa Allah bozgunculuğu sevmez
Kadının, çok eşli olmamasının en önemli üç sebebi vardır
1-Neseb (Kan akrabalığı) Çocuğun kime ait olduğunu, ana ve babasının kim olduğunu bilmektir Neseb karışınca yani baba belli olmayınca, bilmeden baba tarafından yakın akrabalar ile evlilikler de gerçekleşebilir Tıbben sakıncalı olan bu kan bağı birleşmeleri, sağlıksız ve arızalı bir neslin oluşmasına vesile olur
2-Miras Babası belli olmayan çocuk, annesinin dışında hangi babadan miras alacaktır? Çocuğun yetiştirilmesi, tahsil ve terbiye görerek topluma kazandırılması için maddî imkâna gerek vardır Babanın olanakları dışında yalnız annenin katkısı, çocuğun giderlerini karşılamakta yetersiz olabilir Ayrıca çocukların, yaratılıştan anne ile beraber babanın da sevgisine ve desteğine ihtiyaçları vardır
3- Dünya'da kadının sayısı erkeklere göre daha fazladır Çok erkek ile evli bir kadın, zaten sayısı daha az olan erkek eş adaylarının, daha da azalmasına vesile olacaktır
Kadının; Bizim Ülkemiz'de olmadığı gibi, hiçbir toplumda da çok eşli olma örf ve adeti bulunmamaktadır
alıntı
Hz Hatice Hz Peygamber'in ilk ve en sevgili eşi İlk iman eden, bütün malını İslâmiyet'in yayılmasına ayıran yüce insan Allah'ın Elçisi'nin 25 yaşında iken evlendiği eşi, 40 yaşında dul ve iki çocuk sahibi idi 25 yıl mutlu bir evliliğin neticesinde 2 oğul ve 4 kızları olmuştu Sağlığı ve gücü yerinde, mutlak seçme hakkı olduğu halde Allah'ın Resul'ü, Hz Hatice'nin üzerine ikinci bir eşi hiçbir zaman almamıştır
Sevgili Peygamber'imiz Hz Hatice'yi kaybettikten sonra, ona olan sevgi ve hatırasına hürmeten 3 yıl evlenmeyerek, yalnız yaşamayı tercih etti Ancak Arap Yarımadasının sıcak iklim şartlarına göre ileri bir çağ olan 53 yaşında, ev işleri ile çocukların bakımı ve İslâm Din'inin yayılmasına destek olacak eşlere ihtiyaç duydu Bu ihtiyaç; kişisel arzu ve isteklerden tamamiyle uzak, vahyin doğrultusunda ilâhî görevinin gerektirdiği hizmetlerdi Kur'ân; Hz Peygamber'in eşlerine, öğretimle meşgul olma zorunluluğunu da yüklemişti Ahzâb 33/34 :Evlerinizde okunan Allah'ın ayetlerini ve hikmeti diğerlerine hatırlatın ve nakledin
Çok evliliği Hz Peygamberimiz getirmemiştir Kur'ân-ı Kerîm inmeye başladığı zaman, Dünya'nın birçok yerinde ve Arabistan'da da birden fazla evlilik, çok yayılmış normal bir adetti Kişiler çok evli dahi olsa evlilik bağı, o çağın insanları arasında en etkili dostluk ve anlaşma olarak algılanıyordu İslâmiyet'in yayılması için bütün bu desteklere ihtiyaç vardı Bunun için Hz Peygamber'in bu amaca uygun eşler alarak yaşamında fedakârlık yapması gerekiyordu Toplumlarda nüfusun yarısı kadın olduğuna göre; İslâmiyet'i onlara anlatacak, öğretecek hanımlar seçilmeliydi Bu evlilikler, Din'in yayılmasında çok etkili olmuş, birçok düşman kabile bu yöntemle İslâmlaştırılmıştır Bugün elimizde bulunan hadislerin bir bölümü, Allah'ın Resul'ünün eşlerinden kaynaklanmaktadır
Yüce Allah'ın isteği doğrultusunda Hz Peygamberin yaptığı evliliklerinin yöntemi, 4 başlık altında toplanabilir
1- İslâm uğruna çekilen sıkıntılara karşılık, onları ödüllendirme Hz Sevde örnek olarak verilebilir
Hz Sevde Hz Peygamber'in 2 eşi İlk iman eden müslümanlardandı Mekke'deki putperestlerin müslümanlara yaptıkları eziyetlere dayanamayarak kocası Sükrân ile Habeşistan'a sığındı Orada, eşi Hırıstiyan oldu ve bir müddet sonra da öldü İnançları hiçbir zaman değişmeyen Hz Sevde, tekrar Mekke'ye dönmek mecburiyetinde kaldı Müslüman saflarında savaşırken, 16 yaşındaki oğlunu da kaybetti Allah'ın Elçisi, İslâmiyet uğruna çektiği bunca sıkıntılara karşılık HzSevde'ye evlenme teklif etti Bu sırada o, bir kadın için geçkin bir çağ olan 50 yaşında bulunuyordu
2-Kocası savaşta şehit olan kimsesiz dul hanımları koruma altına alma Örnek olarak Hz Ümmü Seleme ile Hz Zeynep verilebilir
Hz Ümmü Seleme Hz Peygamberin 5eşi, kendisine derin bağlılığı ile ünlüdür Kocası Abdulesed ile İslâmiyeti ilk kabul edenlerdendi Putperestlerin zulmü ile Mekke'den Afganistan'a ve sonra da Medine'ye hicret ettiler Kocası, Uhud Savaşı'nda şehit olunca 4 çocuğu ile dul kaldı Hz Peygamber kimsesiz kalan Ümmü Seleme ile evlenerek, onu ve çocuklarını koruması altına aldı O, İslâmiyet'in azılı düşmanı müşriklerin komutanı Halid'in de yakın akrabasıydı Halid, bu evlilikten çok etkilendi ve iki yıl sonra da İslâmiyet'i kabul etti
Hz Zeynep Hz Muhammed'in 8eşi ve Huzeyme'nin kızıydıİlk kocası Bedir Savaşı'nda ikinci kocası da Uhud Savaşı'nda şehit oldu Böylece kimsesiz kalan Hz Zeynep, Allah'ın Resul'ü tarafından nikahlanarak koruma altına alındı Ancak kendisi, bu evlilikten üç ay sonra vefat etti
3- En yakın dostlarının kızları ile evlenerek aileyi onurlandırma Hz Âişe, Hz Hafsa ve Cahş kızı Hz Zeynep örnek olarak verilebilir
Hz Âişe Hz Peygamber'in 3eşi ve en yakın dostu birinci halife Ebubekir'in kızıdır Mekke'de doğup büyüdü, çok iyi bir terbiye alarak yetişti Allah'ın Elçisi; Hz Ebûbekir Ailesi'ni şereflendirmek için daha çocuk yaşında Hz Âişe ile nikahlandı, onu ancak büluğ çağında evine aldı Çok zeki ve akıllı bir kadındı, Hz Peygamber'in eşi olarak gereken görevleri başarı ile yerine getiriyordu 9 sene müddetle Hz Peygamber'in en yakını olarak birçok hizmetlerde bulunduYüce Eşi'nin yanında askeri seferlere iştirak ediyor, hasta bakıcı olarak da görev yapıyordu Çok sayıda (Hz Peygamberin sözü) hadisin günümüze kadar gelmesine vesile oldu O, İslâm'ın en büyük hukukçularından biri olarak kabul edilir
Hz Hafsa Hz Peygamber'in 4eşi ve yakın dostu ikinci halife Hz Ömer'in kızıdır Mekke putperestlerinin eziyetlerine dayanamayarak ilk müslümanlardan olan kocası Huzâfa ile birlikte Habeşistan'a daha sonraları da Medine Şehri'ne hicret etti Uhut Savaşı'nda kocası şehit olunca dul kaldı Allah'ın Elçisi, Hz Ömer'in isteği ile kızını eş olarak almış ve böylece akrabalık bağı ile onları onurlandırmıştı
Cahş Kızı Hz Zeynep Hz Peygamber'in öz halasının, güzelliği ve mağrurluğu ile ünlü kızı ve 7eşidir Arabistan'da, azat edilen köleler haksızlığa uğratılıyordu İşte bu kötü geleneği silmek ve onların da diğer insanlarla eşit olduğunu göstermek için Allah'ın Resul'ü; azat olmuş kölesi ve hukuken evlât edindiği kâmil insan Zeyd'i, hala kızı Zeynep ile evlendirdi Ancak eşler anlaşamıyor ve uyumsuzlukları devam ediyordu Hz Peygamber'in karşı çıkmasına rağmen Zeyd, evliliği sona erdirdi Hz Zeynep, bu olaylara çok üzülmüştü Bir müddet sonra da Hz Peygamber'e, Zeynep ile evlenmesi için vahiy yoluyla emir geldi Ahzâb 33/37 : Hani sen Allah'ın nimetlendirdiği, senin de lütufta bulunduğun kişiye (eşini yanında tut, Allah'tan kork) diyordun ama, Allah'ın açıklayacağı bir şeyi de içinde saklıyordun; insanlardan çekiniyordun Oysa ki kendisinden korkmana Allah daha lâyıktır Zeyd o kadından ilişiğini kesince onu sana nikâhladık ki, evlâtlıkları eşleriyle ilişkilerini kestiklerinde, mü minler için o kadınlarla evlenmede bir güçlük olmasın Zaten Allah' ın emri yerine getirilmiştir Böylece hem Zeynep korunma altına alınarak, onun mutsuzluğuna son verilmiş ve hem de Arap geleneğine göre : Evlâtlığın boşadığı kadını onun babalığı alamaz adeti sona ermişti
4- Düşman kabilelerinden kadın alarak onları İslâmiyet'e kazandırma Örnek olarak Hz Cüveyriye, Hz Ümmü Habibe, Hz Safiyye, Mısırlı Hz Mâriye ve son eşi Hz Meymûne verilebilir
Hz Cüveyriye Düşman Benû'l - Mustalik Kabilesi reisinin dul kızı ve Hz Peygamber'in 6eşidir İlk kocası müslümanlarla yaptığı savaşta vefat etmişti Esir düşen Hz Cevriye cariye olacağı yerde, Hz Peygamber'in eşi olmuştur Allah'ın Elçisi bu evliliği gerçekleştirmekle akraba bağı oluştuğundan, düşman kabilesi mensupları da İslâmiyet saflarına geçmekte gecikmemişlerdir
Hz Ümmü Habibe Mekke putperestlerinin lideri ve başkomutanı, Hz Peygamber'in baş düşmanı Ebu Süfyan'ın kızı ve 9eşidir Babasına rağmen kocası Cahş ile ilk müslümanlardan olmuş, mürşiklerin baskısına dayanamayarak Habeşistan'a hicret etmişti Orada eşi din değiştirerek Hıristiyanlığı kabul etmiş ve bir müddet sonra da ölmüştü İlk evliliğinden bir çocuğu olan Hz Ümmü Habibe bütün varlığı ile İslâmiyet'e sadık kalmış ve babasının lideri olduğu Mekke Şehri'ne de geri dönmemişti İşte bu vefanın karşılığı olarak Allah'ın Resul'ünden; Habeşistan'ın dost kıralı Necasî'nin aracılığı ile evlenme teklifi alınca, sonsuz mutluluğa ermişti Müslüman bir kadının ulaşabileceği en büyük ödül Bu evlilikten sonra baba Ebu Süfyan'ın HzPeygamber'e olan düşmanlığı da azalmaya başlamıştı Yüce Allah, Müntehine 60/7 de şöyle buyurmaktadır : Olabilir ki Allah sizinle, onlardan düşman olduklarınız arasına bir sevgi koyar
Hz Safiyye Hz Peygamber'in 10eşi, Hayberli Yahudi kızı Müslümanlarla Yahudiler arasında geçen Hayber Savaşı'nda kocası öldü Kendisi de esir düşerek Hz Peygamber'e ganimet payı olarak ayrıldı Allah'ın Resul'ünün: Kendi dininde kal, seni memleketine göndereyim Eğer istersen İslâmiyet'i kabul et, seninle nikâhlanayım teklifine hemen olumlu cevap verdi Bu evlilik; harpte mağlup olan Yahudiler arasında etkisini göstermiş, bir kısmının İslâmiyet'i kabul etmesine vesile olmuştu
Mısırlı Hz Mâriye Hz Peygamber'in 11eşidir Mısır Kralı Mukavkıs tarafından hediye olarak gönderildi Allah'ın Resul'ü de onu cariye değil, eş olarak kabul etti ve nikâhladı Bu evlilik Mısır Halkı'nın İslâmiyet'e sıcak bakmasına çok etkili olmuştur
Hz Meymûne Hz Peygamber'in, son ve 12eşidir Allah'ın Elçisi, putperest Mekke'liler ile münasebetlerinde düşmanlığın ortadan kalkmasını istiyordu Mekke'li dul bir hanım olan Hz Meymûne' nin, muhtelif kabilelerin hatırlı kişileri ile evli 8 kızkardeşi bulunuyordu Bunların kocaları Mekke'de geniş bir etki sahasına sahiptiler Bu evlilik, Mekke Halkı ile gerginliğin azalmasına vesile olmuştur
Allah'ın Resul'ü; 53 yaşından vefatı olan 62 yaşına kadar birçoğu yaşlı ve çocuklu olan dul hanımlar ile evlendi Böyle ileri bir çağda nefsinin hoşlandığı duygularının veya cinsel isteklerinin tatmini için eşler alsaydı mutlaka genç, güzel ve çekici hanımları tercih ederdi İlk eşinden sonraki evlilikler, Yüce Allah'ın isteği (vahyi) doğrultusunda dini yayma nedenleri ile gerçekleşmiştir
Hz Peygamber'in oturduğu yer bir saray değildi Ev, bir mescit ve küçük odalardan ibaretti Duvarlar kerpiçten, tavan hurma ağacı ve yapraklarından oluşmuştu Yağmurların sızmaması için, tavanın üstüne bir kilim örtülmüştü Hz Peygamber Eşleri'nin yaşadığı mahaller; Dünya nimetleri ile değil, mahrumiyet ve sıkıntılarla doluydu Allah'ın Resul'ü sahip olduğu bütün nimetleri toplumuna dağıtıyor; kendisi, eşleri ve çocuklarına daha az pay ayırdığından, ashabından daha fakir bir hayat yaşıyorlardı Bu fedakârlıkları Hz Peygamber ile birlikte tüm aile göğüslemekteydi Çoğu bolluk ve varlıklı bir yaşam içinden gelen eşler, yoksulluktan zaman zaman şikâyetçi olmuşlarsa da, ilâhî görevini eksiksiz yapan Allah'ın Elçisi tavrını hiç değiştirmemişti Bu olaylar üzerine Yüce Yaratıcı, Peygamber Hanımlarına şöyle uyarıda bulunuyordu Ahzâb 33/28-29 : Ey Peygamber! Eşlerine söyle: Eğer siz, Dünya hayatını ve süsünü istiyorsanız, gelin size boşanma bedelinizi vereyim ve sizi güzellikle salayım Eğer siz; Allah'ı,Elçisi'ni ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilinizki Allah, sizden güzel hareket edenlere büyük bir ödül hazırlamıştır Eşlerin hiçbiri ayrılmayı kabul etmemiş, Allah'ın Resul'ünü ve ahiret hayatını içtenlikle tercih etmişlerdi Birer kat elbiseleri ve topraktan yapılmış odaları içinde, Yüce Yaratıcı'nın sevgili Peygamber'ine ve insanların kurtuluşunu sağlayan İslâmiyet'e hizmet etmenin mutluluğunu yaşıyorlardı Onlar, hem Allah'ın Resul'ünün eşi ve hem de müminlerin anneleri idi Ahzâb 33/6 : Peygamber'in eşleri müminlerin anneleridir Ahzâb 33/32 : Ey Peygamber Hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz Yine Kur'ân-ı dinleyelim Ahzâb 33/53 : Allah'ın Elçisi'nden sonra onun işleri ile nikâhlanmanız, size helâl kılınmamıştır
(Bkz İslâm Peygamberi, Prof Dr Muhammed HAMİDULLAH-Asrısaadetin Büyük Kadınları, Prof Dr Yaşar Nuri ÖZTÜRK-İslâm'da Kadın ve Aile, Prof Dr Hayrettin KARAMAN)
BİRDEN FAZLA KADINLA EVLENME
4/3 : Şayet yetim (kızlarla evlendiğiniz takdirde on) lar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, size helâl olan başka kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın
Kur'ân yetim haklarının korunmasına çok önem vermektedir Yetim (babası, anası ölmüş) kızlarla evlenmeler; sevgi ve beğeni neticesi olmalı, mallarını ele geçirme gibi menfaate dayalı art düşünceler ile yapılan evlilikler ancak onlara mutsuzluğu ve adaletsizliği getirir Korumanız altında bulunan yetim kızlar ile, haklarını adaletle gözetecekseniz evlenin Eğer adaletsiz davranacağınızdan korkarsanız, onlarla evlenmeyin O zaman size helâl olan başka kadınlardan iki, üç veya dörde kadar nikahlayabilirsiniz
Cenab-ı Allah, bütün zaman ve mekanlarda insanlara yol gösteren, onlara öğüt veren yasalarını Kur'ân ile belirlemiştir İşte savaş gibi zorunluluk hallerinde kadına nispetle erkek sayısının azalması neticesi, kadını korumak amacı ile erkeğe bir görev vermektedir: İki, üç veya dört kadınla evlenin Bu ; kadın-erkek hak eşitliğine aykırı, kadını haksızlığa uğratan bir durum değil, toplumun ihtiyacı için yapılması gereken bir görevdir
Dünyada kadının sayısı, genellikle erkeklerden fazladır Kur'ân'ın açıklamalarından öğrendiğimiz gib; Hz Musa'nın devrinde Mısır Kralı Firavun İsrailoğullarının erkek çocuklarını öldürüyor, kızları ise serbest bırakıyorduBöylece o toplumda erkek sayısı çok azalmaktaydı (Bkz Ar'af 7/141) Cahiliye devrinde güce dayalı gelişmemiş bir toplum olan Arap kabileleri, birbirleriyle sık sık çatıştıklarından erkek sayısı kadına oranla çok azdı Kadına hiç değer verilmediğinden, bir kısım kız çocukları doğumdan sonra öldürülüyordu (Bkz Nahl 16/58-59)
İkinci Dünya Savaşı'nda Alman erkeklerinin büyük bir bölümü yok olmuş, eşsiz kalan kadınlar ise çok müşkül durumda kalmışlardı Ancak, iki, üç nesil sonunda kadın-erkek sayısı eşitliği mümkün olmuştu Filipinler'de ise soylarındaki kalıtımlarından kaynaklanan kadın-erkek sayısı eşitsizliği vardır Orada bir erkeğe karşı üç kadın yaşamaktadır
Çağımızdaki toplumumuzda medeniyetin getirdiği ihtiyaçları karşılamak için, stres içinde çalışmak mecburiyetinde kalan erkeklerin bir bölümü genç yaşta yaşamlarını yitirdiklerinden, pekçok kadın da eşsiz kalmaktadır Kadın, yaratılış olarak erkekten daha sağlam olduğundan, genellikle erkeğe nispetle 10 yıl daha çok yaşamakta olduğu, konunun uzmanlarınca belirtilmektedir Netice olarak dünyada kadının sayısı erkeklerden daha fazladır İşte Kur'ân, böyle zorunluluk durumlarında çok eşliliğe izin vermiştir
ADALETLİ OLANI TEK EVLİLİK
4/3 : Eğer bu durumda (çok eşlilikte) adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yetinin İşte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur
İslâmiyetin geldiği dönemlerde Arap toplumunda erkek, istediği kadar kadınla evlenebilirdi Gücün egemen olduğu o devirlerde, kadına değer verilmez, bir erkeğin 10-15 eşi olabilir, boşadım sözü ile kadın, her zaman kapı dışarı konabilirdi
Çok evlilik, Arap toplumunda vazgeçilmez bir olgu idi Aile bozulmuş, kadınlar arasında da kıskançlık aşırı derecede artmıştı Kur'ân, çok evliliğe birdenbire yasak getirmedi, tek eşliliği zamana bıraktı Çünkü kabileler arası savaşların neticesinde, erkek kadına oranla azalmıştı Bu zorunluluk hali neticesinde, dul kalan birçok kadın, zor duruma düşmüştü Peygamber Efendimiz dini yayma amacı ile yaptığı evliliklerde, savaşta kocasını kaybeden kimsesiz dul kadınlarla da nikahlanarak onları korumasına aldı
Kur'ân, tek evliliğe geçmeden önce, evliliği en fazla dört hanımla sınırladı Çok evliliğin zorunluluk hali dışında devamını ve yayılmasını istemiyordu Eşlere eşit davranılması için ağır şartlar konularak çok evlilik zorlaştırıldı Eşler arasında sevgi, giyim-kuşam, beslenme, cinsel ilişki, güzel söz ve iyi davranma gibi hususlarda adalet şartı getirildi Ahzâb 33/4 : Allah bir insanın göğsüne iki kalp koymadı ayeti ile de sevginin ancak bir eşe verilebileceği belirtiliyordu Nisa 4/129 : Ne kadar isteseniz de kadınlar arasında (tam) adalet yapamazsınız Öyle ise (birine) tamamen yönelip ötekini askıda (kocasız) bırakmayın
Eşler arasında adalet şartı yerine getirilmeyecekse, o zaman günah işlenmiş olunacağından en doğru ve en uygun olanı tek evlilikti Böylece zamanla topluluk, çok evlilik alışkanlığından kurtulacak, tek eşlilikle ideal aile yapısı oluşacak, adalet sağlanacak, ailenin bireylerinde huzursuzluk sona erecek ve eşler de esenliğe kavuşacaktı Kadın-erkek sayısı eşit olan, dolayısıyla da zorunluluk hali bulunmayan Ülkemizde, Türk Medeni Kanunu gereğince, Kur'ân'ın önerdiği gibi tek evlilik esas alınarak adalet sağlanmıştır
SÜNNET'E GÖRE EVLİLİK
Hz Peygamberimiz 25 yaşındayken 40 yaşında dul bir kadın olan Hz Hatice ile evlendi Çok mutlu bir yuva kurarak, 25 yıllık bir beraberliğin neticesinde 6 çocukları olmuştu Peygamber Efendimiz Hz Hatice ile evli iken, ikinci bir eş almamıştır Allah'ın Resulü; çok sevdiği eşini kaybettikten sonra, ona olan sevgi ve hatırasına hürmeten 3 yıl evlenmemiş, ancak 53 yaş gibi ileri bir çağda vahyin doğrultusunda dini yayma nedeniyle evlilikler yapmıştır
Peygamber Efendimiz; kızı Hz Fatima'yı, kendisine erkek olarak ilk iman eden yeğeni Hz Ali ile evlendirmiş, yeğenine kızının üstüne ikinci bir eş almasına hiçbir zaman müsaade etmemiştir
Hz Peygamber; ilâhî görevinin gerektirdiği mecburiyetler dışında, tek evliliği esas almıştır
KADINLARA ÇOK EVLİLİK NİÇİN VERİLMEDİ?
2/204-205 : İnsanlardan öylesi vardır ki, Dünya Hayatı'na ilişkin sözleri seni hayran bırakır ve gönlündeki Allah'ı şahit tutar Oysa o azılı bir düşmandır İşbaşına geçince yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, NESİLİ (soyu) yok etmeye çalışır Oysa Allah bozgunculuğu sevmez
Kadının, çok eşli olmamasının en önemli üç sebebi vardır
1-Neseb (Kan akrabalığı) Çocuğun kime ait olduğunu, ana ve babasının kim olduğunu bilmektir Neseb karışınca yani baba belli olmayınca, bilmeden baba tarafından yakın akrabalar ile evlilikler de gerçekleşebilir Tıbben sakıncalı olan bu kan bağı birleşmeleri, sağlıksız ve arızalı bir neslin oluşmasına vesile olur
2-Miras Babası belli olmayan çocuk, annesinin dışında hangi babadan miras alacaktır? Çocuğun yetiştirilmesi, tahsil ve terbiye görerek topluma kazandırılması için maddî imkâna gerek vardır Babanın olanakları dışında yalnız annenin katkısı, çocuğun giderlerini karşılamakta yetersiz olabilir Ayrıca çocukların, yaratılıştan anne ile beraber babanın da sevgisine ve desteğine ihtiyaçları vardır
3- Dünya'da kadının sayısı erkeklere göre daha fazladır Çok erkek ile evli bir kadın, zaten sayısı daha az olan erkek eş adaylarının, daha da azalmasına vesile olacaktır
Kadının; Bizim Ülkemiz'de olmadığı gibi, hiçbir toplumda da çok eşli olma örf ve adeti bulunmamaktadır
alıntı