Kocasını Ateşten Kurtaran Kadın
Bazan erkeği idare etmek evin hanımına düşer. En zor anlarda ondaki annelik şefkati ve sabrı yuvayı ayakta tutar. Koca ahlak olarak çökmüş, maddi olarak iflas etmiş ve her yönüyle yardıma muhtaç hale gelmiş olabilir. Böyle bir noktada müslüman kadına büyük iş düşmektedir. O, iman, sabır ve vefa ile hem yuvasını kurtarabilir hem de bu büyük hizmetiyle cennet kadınları arasında yer alabilir.
Tıpkı Hz. Peygamber'in (s.a.v) kızı Hz.
Zeyneb (r.ah) gibi.
Hz. Zeyneb (r.ah), Resulullah Efendimiz'in Hz. Hatice'den (r.ah) ilk kızıydı. Teyzesinin oğlu Ebü'l-As ile evlendirilmişti. Resul-i Ekrem (s.a.v) peygamberliğini ilan edince, kızı Zeyneb (r.ah) müslüman oldu, fakat damadı eski dininde kaldı, müslüman olmaya yanaşmadı. Hanımı Zeyneb (r.ah) ona hak dini anlattı, kabulü için rica ve ısrar etti ancak fayda vermedi.
Medine'ye hicret edildi. Ebü'l-As karısı Zeyneb'in hicretine engeloldu, onu Mekke'de tuttu. Hz. Zeyneb (r.ah) iki acıyı birden yaşıyordu. Birincisi, kocası müşrik olarak kalmıştı, ikincisi de babası Hz. Muhammed'den ayrılmış, hicret edmemişti. Bu ayrılık ciğerini dağladı. Sabretti; haline ne rıza gösterdi. Kocasının hidayete gelmesi için dua etti.
Hicretin ikinci senesinde Bedir Savaşı oldu. Bu savaşa Ebü'l-As da katılmıştı. Müslümanlar onu esir alıp Hz. Peygamber'e (s.a.v) teslim ettiler. Esirler kendilerini serbest bıraktırmak için fidye vermeye razı oldular. Hz. Zeyneb (r.ah) kocasını kurtarmak için fidye olarak bir gerdanlık ile bazı şeyler gönderdi. Bu gerdanlık annesi Hatice'nin (r.ah) ona düğün hediyesi olarak taktığı kendi gerdanlığı idi.
ALLAH Resulü bu gerdanlığı görünce tanıdı Hz. Hatice'yi (r.ah) hatırladı, hüzünlendi, ağladı ve sahabelere,
"isterseniz bu esiri vereceği bir söz karşılığı bana bağışlayın, bu gerdanlığı da Zeyneb'e (r.alı) geri verin" teklifinde bulundu. Ashab-ı kiram, "Baş üstüne" dediler. Ebü'l-As'tan Zeyneb'i (r.ah) boşayıp Medine'ye gönderme sözü alındı, gerdanlık geri gönderildi. Hz. Zeyneb (r.ah) anlaşma gere ği Medine'ye geldi. Fakat gönlü kocasının hak di ne girmesini ve yeniden yuvasına kavuşmasını istiyordu Sabırla duaya devam etti. Nihayet hicretin yedinci senesinde kocası gönül hoşluğu ile müslüman oldu, Medine'ye geldi, ALLAH Resulü'ne müslüman olduğunu bildirdi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) hem müslüman oluşuna hem kızının sevdiği kocası ile yuvasına kavuşmasına sevindi. Böylece bir sabır ve vefa örneği hanımın duası gerçekleşti. Hem kocası hem yuvası kurtuldu.
Bu buluşmanın üzerinden bir sene geçti. Hicretin sekizinci senesinde vefa sahibi Hz. Zeyneb (r.ah) vefat edip cennetteki evine taşındı..
Bazan erkeği idare etmek evin hanımına düşer. En zor anlarda ondaki annelik şefkati ve sabrı yuvayı ayakta tutar. Koca ahlak olarak çökmüş, maddi olarak iflas etmiş ve her yönüyle yardıma muhtaç hale gelmiş olabilir. Böyle bir noktada müslüman kadına büyük iş düşmektedir. O, iman, sabır ve vefa ile hem yuvasını kurtarabilir hem de bu büyük hizmetiyle cennet kadınları arasında yer alabilir.
Tıpkı Hz. Peygamber'in (s.a.v) kızı Hz.
Zeyneb (r.ah) gibi.
Hz. Zeyneb (r.ah), Resulullah Efendimiz'in Hz. Hatice'den (r.ah) ilk kızıydı. Teyzesinin oğlu Ebü'l-As ile evlendirilmişti. Resul-i Ekrem (s.a.v) peygamberliğini ilan edince, kızı Zeyneb (r.ah) müslüman oldu, fakat damadı eski dininde kaldı, müslüman olmaya yanaşmadı. Hanımı Zeyneb (r.ah) ona hak dini anlattı, kabulü için rica ve ısrar etti ancak fayda vermedi.
Medine'ye hicret edildi. Ebü'l-As karısı Zeyneb'in hicretine engeloldu, onu Mekke'de tuttu. Hz. Zeyneb (r.ah) iki acıyı birden yaşıyordu. Birincisi, kocası müşrik olarak kalmıştı, ikincisi de babası Hz. Muhammed'den ayrılmış, hicret edmemişti. Bu ayrılık ciğerini dağladı. Sabretti; haline ne rıza gösterdi. Kocasının hidayete gelmesi için dua etti.
Hicretin ikinci senesinde Bedir Savaşı oldu. Bu savaşa Ebü'l-As da katılmıştı. Müslümanlar onu esir alıp Hz. Peygamber'e (s.a.v) teslim ettiler. Esirler kendilerini serbest bıraktırmak için fidye vermeye razı oldular. Hz. Zeyneb (r.ah) kocasını kurtarmak için fidye olarak bir gerdanlık ile bazı şeyler gönderdi. Bu gerdanlık annesi Hatice'nin (r.ah) ona düğün hediyesi olarak taktığı kendi gerdanlığı idi.
ALLAH Resulü bu gerdanlığı görünce tanıdı Hz. Hatice'yi (r.ah) hatırladı, hüzünlendi, ağladı ve sahabelere,
"isterseniz bu esiri vereceği bir söz karşılığı bana bağışlayın, bu gerdanlığı da Zeyneb'e (r.alı) geri verin" teklifinde bulundu. Ashab-ı kiram, "Baş üstüne" dediler. Ebü'l-As'tan Zeyneb'i (r.ah) boşayıp Medine'ye gönderme sözü alındı, gerdanlık geri gönderildi. Hz. Zeyneb (r.ah) anlaşma gere ği Medine'ye geldi. Fakat gönlü kocasının hak di ne girmesini ve yeniden yuvasına kavuşmasını istiyordu Sabırla duaya devam etti. Nihayet hicretin yedinci senesinde kocası gönül hoşluğu ile müslüman oldu, Medine'ye geldi, ALLAH Resulü'ne müslüman olduğunu bildirdi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) hem müslüman oluşuna hem kızının sevdiği kocası ile yuvasına kavuşmasına sevindi. Böylece bir sabır ve vefa örneği hanımın duası gerçekleşti. Hem kocası hem yuvası kurtuldu.
Bu buluşmanın üzerinden bir sene geçti. Hicretin sekizinci senesinde vefa sahibi Hz. Zeyneb (r.ah) vefat edip cennetteki evine taşındı..