İMAM BUHARİ (Ölm. 256 / 869)

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
Kısaca Buhari olarak bilinen Ebü Abdullah Muhammed b.İsmail, en büyük hadis bilgini olarak kabul edilir. Sünni gelenek O’nun ana eseri el-Cami es-Sahih’i Kur’an’dan sonra en muteber islam kaynağı ve hadis kitaplarının en büyüğü sayar. Buhari’nin, bu eserini 600.000 hadis içinden seçtiği 7275 hadisten vücuda getirdiği biliniyor. 16 yılda tamamlanan bu eser 97 kitaba ve 3730 baba ayrılmıştır.

Buhari, isminden de anlaşılacağı gibi, islam ilimlerinin, özellikle hadis ve tasavvufun beşik kentlerinden biri olan Buhara’da 13 Şevval 194 h.(21 Temmuz 810 miladi) doğdu. Çok küçük yaşta babasını kaybettiği için yetim olarak büyümüştür. Dedesi Bardizbah, gayrimüslimdi. Berdizbah, çiftçi demektir. Buhari’nin henüz 10 yaşındayken hadisle meşgul olmaya başladığını biliyoruz. Bu yaştan itibaren Mekke başta olmak üzere Hicaz bölgesi, Mısır, İran ve Irak gibi islam kültürünün merkez sahalarını, ilmi tetkikleri için yıllarca dolaştıktan ve sayıları yirmiye varan büyük bilginlerden dersler aldıktan sonra tekrar Türkistan’a dönmüş, Buhara, Semerkant ve Hartank’ta eserlerini yazmaya devam etmiş ve nihayet Hartank’ta, ata binmek üzere olduğu bir sırada kriz geçirmiş ve ardından da ölmüştür.

Buhari, baş eseri Sahih’deki hadisleri, kendilerinden aldığı kişilerin biyografilerini tetkik için et-Tarih el-Kebir adlı bir eser yazmış, daha sonra bu eseri et-Tarih es-Sagir adıyla özetlemiştir. Kaynakların bildirdiğine göre Buhari, et-Tarih el-Kebir’ini Medine’de ikameti sırasında mehtaplı gecelerde Peygamber (s.a.)’in kabri yanında yazmıştır.

Buhari’nin bugün elimizde bulunan diğer üç eseri es-Sülasiyat, el-Edeb el-Müfred ve Halkı Efali İbad adlarını taşımaktadır. O’na izafe edilen Tefsir el-Kur’an ve Tenvir el-Ayneyn’in durumları tartışmalıdır.

Hadis ilmine başlamasıyla ilgili bir soruya cevap verirken şunları söylüyor: “Onbir yaşına geldiğim sırada Abdullah b.Mübarek, vs. gibi hadis bilginlerinin kitaplarını ve sözlerini ezberlemiştim. Bunun ardından annem ve kardeşim Ahmet’le birlikte, hac maksadıyla Mekke’ye gittik. Hacdan sonra ben, hadis tahsili için orada kaldım. Onsekiz yaşına geldiğim sırada Sahabe (Hz. Peygamber (s.a.)’in arkadaşları) ve Tabi’in (Sahabileri tanıyan kuşak) bilginleriyle ilgili eserlerimi yazmaya başladım. Tarih adlı eserimi de, yine o sıralarda Medine’de kaleme aldım. Bu eseri, Hz. Peygamber (s.a.)’in Ravzası yanında ve mehtaplı gecelerde yazmışımdır.”

Büyük eseri Sahih’i hazırlayışından bahsederken de şöyle diyor: “Bir gün, muhaddis İshak b.Rahuye’nin meclisinde bulunuyorduk. Dostlardan birisi “ne olurdu, Hz. Peygamber’in hadislerini bir araya toplayan özet bir kitap yazsaydınız” dedi. Bu istek benim kalbimde yer etti ve topladığım 600.000 hadisten seçmeler yaparak Sahih’imi vücuda getirdim. Eserime aldığım her hadisi yerine koymadan önce boy abdesti alır iki rekat namaz kılardım.”

En çok sevdiği şeylerden biri de, dostlarına, özellikle Ramazan geceleri, hatimle namaz kıldırmaktı.

Diyor ki: “Allah’ın huzuruna vardığımda, bir kimsenin gıybetinde bulunmuş olmaktan hesaba çekilmek istemiyorum.”

Dostlarından Muhammed b.Yusuf anlatıyor: “Kendisiyle birlikte kaldığım bir gece tam 18 defa kalkıp kandili yaktığını gördüm: Her seferinde aklına gelen, çözdüğü bir problemi kaydediyordu.”

Bütün kaynaklar, Buhari’nin, ikamet ettiği her kentte ilmi sohbetlerinden binlerce kişinin yararlandığını yazmaktadırlar. Bu çok genç ilim adamı zaman zaman da kıskançlıklara, maksatlı imtihanlara muhatab oluyordu. Tarihu Bağdad yazarı, Buhari’nin, Bağdat’ta bulunduğu sırada şöyle bir olayla karşılaştığını bildiriyor: Bir grup hadisçi Buhari’yi imtihan etmek maksadıyla yüzden fazla hadisin metinlerini ve rivayetlerinde yer alan kişileri, içinden çıkılamaz şekilde birbirine karıştırarak Buhari’nin önüne getirirler. Buhari bunları okur ve karşısındakilere, bütün bunların doğru şekillerini hiç bocalamadan yazdırıverir. Bunu gören hadisçiler Buhari’ye saygı ve bağlılıklarını arzederler. Bağdat’lı hadisçilerden Musa b.Harun el-Hammal duygularını şöyle dile getiriyor: “Bütün İslam milletleri, ikinci bir Buhari vücuda getirmek için bir araya gelseler, yine de bir başka Buhari meydana getiremezler.”

Diyor ki Buhari: “Bağdat’a her gittiğimde, büyük mezhep imamı Ahmet b.Hanbel ile sohbetlerimiz olmuştur.”

Büyük hadis otoritelerinden bazılarının Buhari’yle ilgili sözleri şöyle:

*

Şu gökkubbenin altında, Buhari’den daha iyi hadis bilen bir insan görmedim. (Muhammed b.İshak)
*

Ey hadis ilmiyle uğraşanlar, Buhara’lı şu gencin etrafında toplanın ve muhtaç olduğunuz her şeyi ondan öğrenin. (İshak b.Rahuye)
*

Buhari’nin göğsünde bir tüy olmayı isterdim. (Abdullah b.Hammad)
*

Hadis bilgini Müslim’i Buhari’nin dizi dibinde, küçük bir çocuk gibi bir şeyler öğrenmeye çalışırken gördüm. (Hafız Muhammed b.Yakup)

Buhari’nin, doğduğu kenti terketmesi şu olay yüzünden olmuştu: Buhara Emiri Halid b.Ahmed O’ndan sarayına gelip ders okutmasını istedi. Buhari şu cevabı verdi: “Ben ilim adamıyım; şunun bunun kapısına ders vermeye giderek ilmi zelil edemem. Eğer bir şey öğrenmeye niyet ve ihtiyacın varsa ders verdiğim yere veya evime gelirsin.” Bunun üzerine Emir’le araları açıldı ve Buhari doğup büyüdüğü kenti terkedip Hartank’a gitmek zorunda kaldı. Bu olay üzerine O, şöyle yakarmıştır: “Allahım! Artık yeryüzü bana dar gelmeye başladı, beni yanına al.” Ve aradan bir yıl geçmeden Buhari bu haksızlıklar ve yolsuzluklar dünyasından ayrılıp Hakk’a yürüdü.

Buhari’nin maruz kaldığı eziyet ve sıkıntıların bir sebebi de, kendisinin “Kur’an lafızlarının mahluk olduğu”na inanması (iftirası)dır. Tarihu Bağdad yazarının beyanlarına bakılırsa bu suçlama Buhari’yi çekemeyenler tarafından, özellikle O’nu kendisine rakip gören Muhammed b.Yahya tarafından icat edilmiştir. Bu iddianın, Kütüb-i Sitte’den ikincisini hazırlayan Müslim’i suçlamada da kullanıldığını görüyoruz. (Buhari için bk. Hatib el-Bağdadi; Tarihu Bağdad, biyografi no: 424; İbnu Hallikan; Vefeyat ilgili mad.; Sübki, et-Tabakat, biyografi no:54)
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst