''İşin başı şehadet kelimesi, direği namaz..''

hiranur

Aktif Üye
Katılım
5 Aralık 2009
Mesajlar
143
Tepki
231
Puan
43
Konum
darül fena
Muaz bin Cebel (r.a.) şöyle anlatıyor: Bir yolculukta Resûlullâh (s.a.v.) ile beraberdim.

"Yâ ResûlAllah! Beni cennete girdiren ve beni cehennemden uzaklaştıran şeyi bana haber ver." dedim.

Resûlullâh (s.a.v.): "Sen büyük bir şey sordun. O Allah'ın kendisine kolaylaştırdığı kimse için kolaydır; Allah'a ibâdet edersin, ona hiçbir şeyi ortak etmezsin, namazını kılarsın, zekâtını verir, ramazan orucunu tu*tarsın, hac edersin." buyurduktan sonra,

"Sana hayır kapılarını söyleyeyim mi?" buyurdu.

"Evet, yâ ResûlAllah!" dedim.

"Oruç kalkandır, sadaka, suyun ateşi söndürdüğü gibi günahları söndürür, kişinin gece kalkıp namaz kılması sâlihlerin şiarı (alâmeti)dir." buyurdu.

Sonra "Yanları yataklarından uzaklaşır, korku ve ümid içinde Rablarına duâ ederler..." mealindeki (Secde-16) âyetini okuduktan sonra:

"Sana işin başını, direğini, en mühimi söyleyeyim mi?" buyurdu.

"Evet, yâ ResûlAllah..." dedim.

"İşin başı kelime-i şehâdet; Allah'a ve Resulüne inanmak, direği namaz, zirvesi cihâddır." buyurdu.

Sonra "Bütün bunların özünü söyleyeyim mi?" buyurdu.

"Evet, Yâ ResûlAllah..." dedim.

-Dilini işaret buyurarak- "Buna sahip ol..." buyurdu.

Ben "Ey Allah'ın Resulü! Konuştuklarımızdan da so*rulacak mıyız?" dedim.

''İnsanları yüz üstü cehenneme atan, dillerinin yaptıkları değil mi*dir?" buyurdu.

Resûlullâh (s.a.v.), dili muhafaza etmenin zorluğuna işaret etmek için sözü ile iktifa etmeyerek dilini eli ile tutup göstermiştir. Yani, sana fayda vermeyen, boş şey*leri konuşma. Çok konuşanın hatâsı çok olur, hatâsı çok olanın da günahı çok olur. Çok konuşmanın sayıla*mayacak kadar çok kötülükleri vardır, demektir.

alıntı
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst