E
esmanur
Misafir
1) Yasin 46 / 442 -Onlara ne zaman Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelse ondan yüz çevirirler.
2) Yasin 77 / 444 -O (inkârcı) insan görmedi mi? Biz onu bir nütfeden yarattık, şimdi de apaçık bir düşman kesiliverdi. 78) Kendi yaratılışını unutarak bize bir misal getirdi, çürüyüp dağılmışken bu kemiklere kim hayat verecek? dedi. 79) De ki: O kemiklere onları ilk defa yaratan hayat verecektir…
İnkârcı insan yaratılışını unutarak ve bebeklikteki aczini düşünmeden;
a) Rabbine karşı kafa tutarak düşman kesiliverir,
b) Ölüp toz toprak olduktan sonra kim bunları diriltebilir? diyerek de hem sapar hem de saptırmaya çalışır.
3) Münafikun 4 / 553 - Onları (münafıkları) gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, bir de konuşurlarsa sözlerini dinlersin, onlar duvara dayandırılmış ve kumaş giydirilmiş kütükler gibidir, her gürültüyü (olayı) kendi aleyhlerine sanırlar, düşman onlardır, onlardan sakın, Allah onları kahretsin, nasıl da (haktan) çevriliyorlar.
Dikkat edersek münafıkların;
a) Görüntüleri, konuşmaları hoşuna gidebilir,
b) Ancak kişilik bakımından kumaş giydirilmiş keresteler gibidirler,
c) Küfür ve ikiyüzlülükten oluşan içyapıları nedeniyle;
a) Zan, haset, hırs ve şüphe ile yoğrulmuştur.
b) Fertten en büyük kuruma kadar müslümanların gelişmeye dönük her söz ve davranışını şüphe ile izlerler,
c) Her gürültüyü aleyhine sanan köstebek gibi bunlar da her güzel gelişmeleri bile kendi aleyhlerine sanırlar ve gerilim oluştururlar,
d) Düşmanlık yaparlar,
e) Aslı olmayan hayali suçlamalarda bulunurlar,
f) Kendilerini hep güçlü ve haklı: kendilerinden olmayan haklıyı da haksız ve suçlu çıkarmaya çalışırlar ki, buradan da en fazla zararlı çıkan da halktır,
d) Bunlar düşman olduğu için bunlara karşı “ acaba “ dedirtmeyecek kadar dikkatli olunması gerekmektedir.
4) Buruc 8 / 589 -Mü’minlere kızmalarının sebebi de, onların kudreti her şeye galip olan (aziz) ve her türlü övgüye layık bulunan (hamid olan) Allah’ a iman etmiş olmalarından başka bir şey değildi.
Dikkat edersek tarih boyu kâfirlerin müslümanlara olan düşmanlıkları, sadece Allah’ a tam olarak iman etmiş olmalarından kaynaklanmaktadır.
5) Bakara 204 / 31 - İnsanlardan bir kısmı vardır ki; onun bu dünya hayatına ait sözleri hoşuna gider ve sözü kalbinde olana uygundur diye yemin ederek Allah’ ı şahit tutar, hâlbuki o düşmanların en şiddetlisidir (en yamanıdır). 205) O senin huzurundan ayrılıp gittiği zaman (yahut iş başına geçince) yeryüzünde fesat çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye (bozmaya) koşar, Allah fesat çıkarmaya ve fenalık yapmaya razı olmaz.
İnsanlardan bir kısmı vardır ki bunları çok iyi tanımalıdır. Çünkü bunların;
a) Dünya sorunlarına karşı görüşleri önce hoşuna gider ve “ Allah şahit ki ne söylüyorsam kalbimdekinin aynıdır.“ der,
b) Fakat onlar düşmanların en şiddetlisidirler.
c) İş başına yani yönetime geçince bir yönden müslümanların zirai mahsullerini ya yakarlar ya da değerini düşürürler, gelir kaynaklarını çökertirler hem de suyun gözünü keser gibi Kur’an eğitimini engellerler. Böylece hem ekonomik sıkıntıya hem Allah’ tan uzaklaştırmaya hem de nesli bozmaya çalışırlar.
Not: Bu yaman işbirlikçi yöneticilerin anlaşmaları ile İslam coğrafyasında İMF’ nin tarım politikaları ile tarımın bitirilmesi ve emperyalist baskı ile batılılaşma adına İslam düşmanlığı ve neslin dinden soğutulması için kurulan tuzaklar ile eğitilen ve yetiştirilen nesil;
a) Ya uyuşturucu bağımlısı,
b) Ya vurdumduymaz ve idealsiz,
c) Ya şehvet sarhoşluğu ve AİDS ile ayağı yerden kesilen,
d) Ya haşarat gibi her şeyi tahrip eden bir yığın haline dönüşür.
Bir ideoloji uğruna sözde, nesli düzeltmek için harcanan paralar ve emekler heder edilerek gerçek yatırıma imkân bulamayan bunalımlı bir toplumu oluşturmaktadır.
6) Al- i İmran 118 / 64 - Ey mü’minler! din kardeşlerinizden başkasını (kâfir ve münafıkları) dost (sırdaş) edinmeyin, onlar size bir fenalık yapmakta, fesat çıkarmada kusur etmezler ve sıkıntıya girmenizi arzu ederler, onların size karşı olan kin ve düşmanlıkları ağızlarından meydana dökülmüştür, kalplerindeki gizledikleri düşmanlık ise daha büyüktür, onların düşmanlıklarına dair ayetleri açıkladık eğer düşünür ve anlarsanız. 119) İşte siz (mü’minler) o kimselersiniz ki kâfirleri seversiniz, hâlbuki onlar sizi sevmezler, siz kitapların hepsine iman edersiniz onlar ise ancak sizinle karşılaştıkları zaman iman ettik derler, tenhada baş başa (kendi başlarına) kaldıkları vakit ise size olan kinlerinden ötürü parmaklarının uçlarını ısırırlar, Resulüm de ki: Kininizle ölün, mahvolun, gerçekten Allah kalplerin kin ve hasetlerini tamamıyla bilicidir. 120) Size bir iyilik dokunsa onları üzer ve kederlendirir, başınıza bir felaket gelirse onunla ferahlanır ve sevinç duyarlar, eğer siz sabırlı olur da korunursanız onların hileleri size hiçbir zarar veremez, muhakkak ki Allah onların yaptıklarını ilmi ile kuşatmıştır.
Demek ki inkârcı düşmanlar;
a) Müslümanlara fenalık ve zulüm yapmakta, fesat çıkarmada ve bozmada kusur etmezler ve onların sıkıntıya düşmelerini de arzu ederler,
b) Düşmanlıklarını bazen ifade ederler ama genellikle asıl büyük düşmanlıklarını kalplerinde gizlerler ve müslümanları hiç sevmezler,
c) Müslümanlarla karşılaşınca onları kandırmak için biz de iman ettik derler,
d) Fakat yoldaşlarıyla veya yalnız kaldıkları zaman kinlerinden ötürü parmaklarının uçlarını ısırırlar,
e) Müslümanlara bir iyilik dokununca (ekonomik ve kültürel gelişme ve barış içerisinde yaşadıkça ) üzülürler,
f) Ancak müslümanların başına bir felaket gelirse de (süründükçe ve birbirleri ile uğraştıkça da ) sevinirler. Bunları görebilmek müslümana çok şey kazandıracaktır.
Not: Düşmanların hilelerine karşı uyanık olmalı ve tarihin tekerrür etmemesi için Yahudilerin, Haçlıların, münafıkların, materyalistlerin, Budistlerin ve diğerlerinin tarih boyunca yer, zaman, tarihine göre hilelerini ve etkilerini araştırarak iyi bir ileri görüşlülük ve kontrol etme gücü kazanmalıdır.
7) Bakara 13 / 2 - Onlara insanların iman ettiği gibi siz de iman edin denildiği vakit, biz hiç sefillerin (akılsız ve ahmak kişilerin ) iman ettiği gibi iman eder miyiz? derler, biliniz ki sefiller ancak kendileridir fakat bunu bilmezler veya bilmezlikten gelirler 14) Bu münafıklar mü’minlerle karşılaştıkları vakit (biz de) iman ettik derler, (kendilerini saptıran dostları) şeytanları ile baş başa kaldıklarında ise biz sizinle beraberiz, biz onlarla (mü’minlerle) sadece alay ediyoruz derler.
Münafıklara veya küfür öncülerine: “ Siz de iman edin denilse “;
a) Küçümseyerek “ Biz hiç şu düşük, fakir, cahil, sefil kimseler gibi iman eder miyiz? “ derler,
b) Mü’minlerle karşılaşınca biz de iman ettik derler,
c) Fakat kendilerini saptıran dostları ile baş başa kalınca: “ Biz bu müslümanlarla aslında sadece alay ediyoruz. “ derler. Her mü’min bu noktayı çok iyi bilmelidir.
8) Nisa 51 / 85 - Kendilerine kitaptan nasip verilenleri görmedin mi? Putlara ve batıla (tanrılara) iman ediyorlar sonra da kâfirler için, bunlar Allah’ a iman edenlerden daha doğru yoldadır, diyorlar.
Ehli kitaptan biraz bilgili olup da şirk koşanlardan bazısı kâfirler için; bunlar müslümanlardan daha doğru yoldadır, derler.Müslümanlar bunu bilerek doğruluğu şiar edinmeli ve laf söyletmemelidir.
9) Fussilet 26 / 478 - İnkâr edenler bu Kur’an’ ı dinlemeyin, onun hakkında anlamsız yaygaralar koparın ( gürültü yapın ) ki, galip gelesiniz.
İnkâr edenler yardakçılarına;
a) Kur’an’ ı dinlememek ve dinletmemek için oyalayıcı eğlencelerle, iftiralarla ve şaibelerle gerilim oluşturun,
b) Onlara baskın gelmeye çalışın, derler.
10) Abese 17 / 584 -Kahrolası o (kâfir) insan, ne nankör şey!
Nankörlük yaparak hem inanmaz, hem şükretmez, hem de günahta ısrar eder.
11) Bakara 257 / 42 - ... İnkâr edenlere gelince, onların dostları da Tağut’ tur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürürler...
İnkâr edenler;
a) Allah’ ın gönderdiği vahyi bırakıp ideolojiler oluşturup ya bu ideolojilerin önderliğini yaparlar,
b) Ya da kendilerini cehalete ve cehenneme götüren şeytanî liderleri ve düşünürleri dost edinirler.
12) Zümer 45 / 462 - Allah tek olarak anıldığı zaman ahirete inanmayanların içlerine sıkıntı basar ama Allah’ tan başkası anıldığı zaman hemen yüzleri güler.
Kâfirin tanınmasındaki en belirgin özellik ise yanlarında;
a) Allah’ tan bahsedildiği zaman hemen içlerini sıkıntı basar ve yüzleri ekşir,
b) Allah’ tan başkası veya başka konular bahsedildiği zaman ise hemen yüzleri güler.
13) Hud 19 / 222 - O zalimler ki Allah yolundan çevirirler, onu eğriltmek isterler, bunlar ahireti inkâr edenlerdir.
Ahireti inkâr eden zalimler ulaşabildikleri insanları;
a) Hem Allah yolundan çevirmeye,
b) Hem de kalplerini eğriltmeye çalışırlar.
14) Haşr 14 / 546 - ... Sen onları derli toplu sanırsın, hâlbuki kalpleri darmadağınıktır...
İnkârcılar;
a) Azınlık ruhu ve şeytani bir zevkle yakınlaşsalar da ve ne kadar derli toplu görünseler de kalpleri bir değil aksine darmadağınıktır,
b) Kendi aralarındaki çekişmelerini, çıkarları gereği belli etmeseler de çok şiddetlidir.
15) Sad 1 – 2 / 452 - Sad, öğüt veren Kur’an’ a yemin ederim ki küfredenler (iddia ettiklerinin) aksine bir gurur ve ayrılık içindedirler.
Çok iyi bilinmeli ki küfredenler her ne kadar biz bütünüz deseler de aksine bir gurur ve ayrılık içindedirler.
16) Yunus 36 / 212 -Onların çoğuzandan başka bir şeye uymuyor, kuşku yok ki zan haktan hiçbir şeyin yerini tutmaz...
İnkârcılar sorumluluk altına girmemek için genellikle işlerine gelen bir zanna göre hareket etmektedirler.
17) Bakara 120 / 18- Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır…
Yahudiler ve Hıristiyanlar sosyal, kültürel ve ekonomik çıkarları nedeniyle müslümanlara her ne kadar dost görünseler de;
a) Özde kendi dinlerinden olmadıkça inkârlarının doğası gereği inananları gönülden sevmezler,
b) Ve asla müslümanlardan da razı olmazlar.
18) Hac 72 / 339 - Kendilerine karşı ayetlerimiz apaçık olarak okunduğu zaman da o kâfirlerin yüzlerinde inkâr hallerini görür, tanırsın, nerede ise karşılarında ayetlerimizi okuyanlara saldırıverecek gibi olurlar...
İnkârcılara Kur’an-ı Kerim okunduğu veya anlatıldığı zaman;
a) Yüzlerinde hemen inkâr halleri görülür,
b) Üstelik okuyanlara veya anlatanlara da ellerinden gelse saldıracak gibi olurlar.
19) Müntehine 2 / 548 - Eğer onlar (kâfirler) size üstün gelseler, hepinize düşman kesilirler ve size ellerini, dillerini kötülükle uzatırlar ve arzu ederler ki hep kâfir olasınız.
Eğer inkârcılar gerçekten egemen olsalar müslümanlara;
a) Açıkça düşman kesilirler,
b) Sözleriyle incitirler,
c) Mekkeli müşrikler gibi; çılgınca işkence, tecavüz, abluka, ambargo vs. gibi adi işleri yaparlar, örneğin geçmişte Endülüs’ te olduğu gibi günümüzde de Filistin’ de, Bosna’ da, Çeçenistan’ da, Irak’ ta ve Afganistan’ da bu alçaltıcı işkenceler görülmüştür.
d) Buna rağmen isterler ki müslümanların hepsi inkâr etsin.
20) Maide 82 / 120 - Andolsun insanlar içinde iman edenlere en sert düşman olarak Yahudileri ve Allah’ a ortak koşanları bulursun...
Müslümanlara en çok düşmanlığı ve kötülüğü;
a) Yahudiler,
b) Çağdaş putperest olan ateistler parayı, makamı, toplumu, şehveti ve ideolojilerini ilahlaştırarak inananlara çok şiddetli bir şekilde düşmanlık yaptıkları görülmektedir.
c) Ayrıca sözde müslüman olduğunu iddia edip fakat şirkinin farkında olmadan ideolojisini İslam’ dan daha üstün görerek zaman zaman zulüm yaptıkları görülmektedir.
21) Bakara 217 / 33 - ... Ey mü’minler! Kâfirlerin gücü yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaktan geri durmazlar (savaşa devam ederler), sizden kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünya dada ahirette de boşa gider, onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar.
İnkârcıların gücü yetse müslümanları dininden döndürünceye kadar savaşmaktan geri durmazlar. Bu bilinmeli ve tedbirli olunmalıdır.
22) Yasin 18 / 440 -... Eğer (tebliğinizden) vazgeçmezseniz sizi taşa tutarız, bizden size elem verici bir azap dokunur dediler.
23) Kehf 19 / 294 -... (Kehf ehlinin ileri geleni) şimdi siz şu gümüş paranızla içinizden birini şehre gönderin, şehir halkından hangisinin yemeği temiz ise ondan bir yiyecek getirsin, çok gizli ve dikkatli davransın, sakın kimseye sizin varlığınızı hissettirmesin. 20) Çünkü şehir halkı sizin varlığınızdan haberdar olur (da yakalar) larsa sizi taşlayıp öldürürler ya da kendi dinlerine sokarlar, işte o zaman asla kurtuluşa eremezsiniz.
Kehf ehlinin tavsiyesi üzerine Peygamber takipçileri davalarını yayarken;
a) Çok gizli ve dikkatli olmalıdırlar,
b) Güçlerini ve çalışmalarını düşmana sezdirmemelidirler,
c) Çünkü küfür öncüleri ve onların cahil halkı tarih boyunca değişmemek üzere Peygamberleri ve onun takipçilerini Kabil’ den beri;
a) O gün ya taşlama veya taşla öldürme ya yakma vs. ya da zorla kendi dinlerine döndürme şeklinde engellemeye çalışmışlardır.
b) Bugün de aynı şekilde işkence, bombalama, soykırımla vs. engellemeye çalışmaktadırlar. İşkence gerçek mü’mine direnme kazandırırken zayıfı da eritir.
İslam düşmanlığında daha da ileri gidenlerin özelliğine ibretle bakarsak;
24) Hud 20 / 223 -…(Onlar) Hakkı işitmeye tehamül edemezler… buyrulmaktadır.
Not: İslam düşmanlarının sosyal ve psikolojik yapılarını daha yakından incelersek;
Daima dini yalanlar ve ahlaksızlığı savunurlar,
Dostlukları sahtedir.
Çok yemin ederler,
Çok değersiz, şahsiyetsiz kişilikleri vardır.
Kaypak ve dönektirler.
Laf götürüp getirerek insanları birbirine düşürürler.
İyiliğe ve hayra engel olmaya çalışırlar.
Aşırı şekilde maddecidirler.
Fırsatını buldukça İslam’a saldırırlar.
Hak ve hukuk tanımazlar.
Günah işlemekten zevk duyarlar.
Saygısız ve şarlatandırlar.
Mal ve çocukları ile övünürler.
Onlara nasihat yapıldığı zaman eskilerin masalları derler.