GÜLÇİN
Daimi Üye
İstihare ve Rüya
İstihare nedir, nasıl yapılır, sünnette belirtilen istihare nedir, uyumak ve rüya görmek şart mıdır?
İstihare; hayır dileme, yapmak istediği bir şeyin kendisi hakkında hayırlı olup olmadığını anlamak için iki rekât namaz kılıp dua ederek rüyasında manevî bir işaret almak amacıyla uykuya yatma olarak tarif edilir. Ancak istihârede aslolan "uyumak" veya "rüyaya yatmak" değildir. Hatta vakit dar olup uyuyacak zaman bulunmazsa herhangi bir hayırlı mesele için yine istihare namazını kılmak sünnettir. Ancak Şerh Şir'atü'l-İslam kitabında şöyle denilir: Namaz ve dua yaptıktan sonra abdestli olarak kıbleye doğru yatar. Rüyada beyaz veya yeşil görürse o işde hayır vardır, siyah veya kırmızı görürse hayır yoktur. Ondan sakınmak daha iyidir.
Bundan gayrı, açıkça belirtildiği gibi, beyaz ve yeşil ya da kırmızı ve siyah görülmeyip daha teferruatlı ve karmaşık rüyalar görmüş olma durumu için bir kıyas ya da yargı yoktur. Bazı rüyalar, bazı gerçeklere işaret ederler, ancak isabetli tâbir de ayrı bir ilimdir: Kişinin kendine göre hayra dalâlet eden bir rüya, aslında şerri gösteriyor olabilir. Bu yüzden istihâreyi sünnette olduğu gibi yapmak gerekir. Fakat, istihâreden daha önemli olanın,"istişâre" yani, salih ve temiz bilirkişilere danışma olduğu da bilinmelidir. Rasûlullah efendimiz:
"Istihâre yapan zarar etmez, istişâre edende pişman olmaz" (65 el-Hîndî VN/813 (H. 21532)) buyurmuşlardır.
İstihare güzel ve güçlü bir sünnettir. Rasûlullah Efendimiz'in ashabına hemen her tereddütlü konuda "istihâre" tavsiye ettiği bilinmektedir. Ancak "Istihâre", kılma şekli ilmihal kitaplarında anlatılan iki rekât namazdan ve duasından ibarettir. Dua yaptıktan sonra, doğrulugu kalbine damlayan yönde hareket eder. Bir defa kılmasıyla kalbi bir yöne doğru ağırlık kazanmamışsa, bu namazı üç, beş, yedi defa tekrarlar, yine de kalbi seçim yapamıyorsa istisare de yapamıyorsa âklına uygun geleni yapar. Bu yedi defa iki rekâtı, aynı anda da kılabilir. Sünnette öğretilen "istihâre" budur.
Câbir (r.a)'den Peygamberimizin şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah (s.a.s) bütün işlerinde, Kur'an'dan sure öğretir gibi istihâreyi de öğreterek şöyle derdi: "Sizden biriniz bir ise niyetlendiği zaman farzın dışında iki rekât namaz kılsın ve şöyle desin:
"Allâhümme estehiruke bi ilmike ve estakdiruke bi kudretike ve es'elüke min fadlike'l-azim. Fe inneke takdiru ve lâ akdiru ve ta'lemu ve lâ a'lemu ve ente allâmu'l guyûb. Allâhümme inkünte ta'lemu enne hâza'l-emre hayrun li fi dini ve meâşi ve âkıbeti emri tev âcili emri ve âcilihi. Fekdurhu li ve yessirhu li summe bârik li fihi. Ve in künte ta'lemu enne hâza'l-emre şerrun li fi dini ve maâşi ve âkıbeti emri ev âcili emri ve âcilihi f'asrifhu anni va'srifni anhu ve'kdur li el-Hayra haysü kâne. Sümme ardihi bihi"
(Buharî, Teheccüt, 25, Deavât, 49, Tevhid, 10; Tirmizi, Vitr, 18; İbn Mace, Akâme, 188; Ahmet b. Hanbel, III, 344).
İstihare duasının anlamı:
"Allah'ım yapmayı düşündüğüm su işin işlenmesinden yahut terkinden hangisinin hayırlı olduğunu bana ilminle kolaylaştır. Kudretinle senden güç istiyorum. &nin büyük fazlından ihsan buyurmanı dilerim. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter; benim gücüm yetmez. Sen bilirsin, ben bilemem. Sen şeyi çok iyi bilensin, Allah'ım. Eğer bu işi dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için hayırlı olduğunu bilirsen o işi bana takdir et, kolaylaştır ve onu bana mübarek kıl. Eğer bu işi; dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için şer olarak bilirsen, onu benden, beni de ondan uzak eyle. Nerede olursa olsun benim için hayır olanı takdir et. Sonra da beni bu hayırla hoşnut buyur"
Sa'd b. Ebi Vakkas'tan, Resulullah (a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilir:
"Âdem oğlunun Allah'tan hayır dilemesi (istihâresi) saâdetindendir. Allah'ın hükmüne razı olması da saâdetindendir. Allah'tan hayır istemeyi terketmesi ise onun bedbaht olmasındandır. Allah'ın hükmüne razı olmaması da, Âdemoğlunun bedbahtlığındandır"
(Ahmed b. Hanbel, I, 167; Tirmizi, Kader, 15).
İstihâreden önce veya sonra, gerekli istişareler yapılır ve o iş hakkında karar verilir. Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulur:
"İş konusunda onlarla istişare yap. İstişareden sonra o isi yapmaya tam olarak karar verince, artık Allah'a dayan ve güven" (Ali İmrân, 3/159).
İstihare hadisi İbn Mes'ud, Ebû Eyyûb el-Ensârî, Ebû Bekir, Ebû Saîd, el-Hudrî, Sa'd b. Ebi Vakkas, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer, Ebû Hureyre ve Enes b. Mâlik gibi büyük sahabilerden nakledilmiş, bu rivayetleri senetleriyle birlikte, Buhârî, şârihi Aynî, "Umdetu'l-Kâri" adlı şerhinde tek tek zikredilmiştir. Rivayetler arasında bazı metin farklılıkları vardır.
Enes b. Mâlik'ten gelen rivayet istihâreyi teşvik eder. Bu hadîs şöyledir:
"İstihare yapan kimse hüsrâna uğramaz, istihare eden pişman olmaz, iktisatlı davranan kimse de muhtaç duruma düşmez"
(Tecrid-i Sarih Tercümesi, Ankara 1985, IV, 135).
İstihâre namazında nelerin okunacağı hadisle sabit değilse de, birinci rekâtta Fatiha'dan sonra Kâfirun, ikinci rekâtta ise, İhlâs sûrelerinin okunması güzel görülmüştür. Nevevî bunu müstehab görür. İmam Gazzalî de bu sûrelerin okunması gereğinden İhya'da söz etmiştir. İbn Ömer'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah (s.a.s)'i bir ay süreyle izledim, sabah namazının sünnetinde, Kâfirun ve İhlas sûrelerini okurlardı. Gazzâlî'nin bu gibi hadislerden mülhem olarak, istihâre namazında da benzer kıraati uyun gördüğü söylenebilir.
İstihare namazından sonra, istihare duası okunur ve istenilen şeye niyet edilerek, Kıbleye dönülmek suretiyle yatılır. Böylece istihareye üç veya yedi geceye kadar devam edilebilir. Çünkü Hz. Peygamberin bazı duaları üç defa tekrar ettiği, hatta Enes b. Malik'e istihâreyi yediye kadar tekrar etmeyi telkin buyurduğu nakledilir (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IV, 142, 143).
İstihâre, iyiliği veya kötülüğü kestirilemeyen bir iş hakkında sözkonusu olur. Hayırlı ve sevaplı olduğu kesin olarak bilinen bir konuda istihâreye gerek kalmaz. İstihâre namazı, kerâhat vakitleri dışında her zaman kılınabilir. Çünkü hadiste vakit belirtilmemiştir.
İstihare nedir, nasıl yapılır, sünnette belirtilen istihare nedir, uyumak ve rüya görmek şart mıdır?
İstihare; hayır dileme, yapmak istediği bir şeyin kendisi hakkında hayırlı olup olmadığını anlamak için iki rekât namaz kılıp dua ederek rüyasında manevî bir işaret almak amacıyla uykuya yatma olarak tarif edilir. Ancak istihârede aslolan "uyumak" veya "rüyaya yatmak" değildir. Hatta vakit dar olup uyuyacak zaman bulunmazsa herhangi bir hayırlı mesele için yine istihare namazını kılmak sünnettir. Ancak Şerh Şir'atü'l-İslam kitabında şöyle denilir: Namaz ve dua yaptıktan sonra abdestli olarak kıbleye doğru yatar. Rüyada beyaz veya yeşil görürse o işde hayır vardır, siyah veya kırmızı görürse hayır yoktur. Ondan sakınmak daha iyidir.
Bundan gayrı, açıkça belirtildiği gibi, beyaz ve yeşil ya da kırmızı ve siyah görülmeyip daha teferruatlı ve karmaşık rüyalar görmüş olma durumu için bir kıyas ya da yargı yoktur. Bazı rüyalar, bazı gerçeklere işaret ederler, ancak isabetli tâbir de ayrı bir ilimdir: Kişinin kendine göre hayra dalâlet eden bir rüya, aslında şerri gösteriyor olabilir. Bu yüzden istihâreyi sünnette olduğu gibi yapmak gerekir. Fakat, istihâreden daha önemli olanın,"istişâre" yani, salih ve temiz bilirkişilere danışma olduğu da bilinmelidir. Rasûlullah efendimiz:
"Istihâre yapan zarar etmez, istişâre edende pişman olmaz" (65 el-Hîndî VN/813 (H. 21532)) buyurmuşlardır.
İstihare güzel ve güçlü bir sünnettir. Rasûlullah Efendimiz'in ashabına hemen her tereddütlü konuda "istihâre" tavsiye ettiği bilinmektedir. Ancak "Istihâre", kılma şekli ilmihal kitaplarında anlatılan iki rekât namazdan ve duasından ibarettir. Dua yaptıktan sonra, doğrulugu kalbine damlayan yönde hareket eder. Bir defa kılmasıyla kalbi bir yöne doğru ağırlık kazanmamışsa, bu namazı üç, beş, yedi defa tekrarlar, yine de kalbi seçim yapamıyorsa istisare de yapamıyorsa âklına uygun geleni yapar. Bu yedi defa iki rekâtı, aynı anda da kılabilir. Sünnette öğretilen "istihâre" budur.
Câbir (r.a)'den Peygamberimizin şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah (s.a.s) bütün işlerinde, Kur'an'dan sure öğretir gibi istihâreyi de öğreterek şöyle derdi: "Sizden biriniz bir ise niyetlendiği zaman farzın dışında iki rekât namaz kılsın ve şöyle desin:
"Allâhümme estehiruke bi ilmike ve estakdiruke bi kudretike ve es'elüke min fadlike'l-azim. Fe inneke takdiru ve lâ akdiru ve ta'lemu ve lâ a'lemu ve ente allâmu'l guyûb. Allâhümme inkünte ta'lemu enne hâza'l-emre hayrun li fi dini ve meâşi ve âkıbeti emri tev âcili emri ve âcilihi. Fekdurhu li ve yessirhu li summe bârik li fihi. Ve in künte ta'lemu enne hâza'l-emre şerrun li fi dini ve maâşi ve âkıbeti emri ev âcili emri ve âcilihi f'asrifhu anni va'srifni anhu ve'kdur li el-Hayra haysü kâne. Sümme ardihi bihi"
(Buharî, Teheccüt, 25, Deavât, 49, Tevhid, 10; Tirmizi, Vitr, 18; İbn Mace, Akâme, 188; Ahmet b. Hanbel, III, 344).
İstihare duasının anlamı:
"Allah'ım yapmayı düşündüğüm su işin işlenmesinden yahut terkinden hangisinin hayırlı olduğunu bana ilminle kolaylaştır. Kudretinle senden güç istiyorum. &nin büyük fazlından ihsan buyurmanı dilerim. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter; benim gücüm yetmez. Sen bilirsin, ben bilemem. Sen şeyi çok iyi bilensin, Allah'ım. Eğer bu işi dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için hayırlı olduğunu bilirsen o işi bana takdir et, kolaylaştır ve onu bana mübarek kıl. Eğer bu işi; dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için şer olarak bilirsen, onu benden, beni de ondan uzak eyle. Nerede olursa olsun benim için hayır olanı takdir et. Sonra da beni bu hayırla hoşnut buyur"
Sa'd b. Ebi Vakkas'tan, Resulullah (a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilir:
"Âdem oğlunun Allah'tan hayır dilemesi (istihâresi) saâdetindendir. Allah'ın hükmüne razı olması da saâdetindendir. Allah'tan hayır istemeyi terketmesi ise onun bedbaht olmasındandır. Allah'ın hükmüne razı olmaması da, Âdemoğlunun bedbahtlığındandır"
(Ahmed b. Hanbel, I, 167; Tirmizi, Kader, 15).
İstihâreden önce veya sonra, gerekli istişareler yapılır ve o iş hakkında karar verilir. Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulur:
"İş konusunda onlarla istişare yap. İstişareden sonra o isi yapmaya tam olarak karar verince, artık Allah'a dayan ve güven" (Ali İmrân, 3/159).
İstihare hadisi İbn Mes'ud, Ebû Eyyûb el-Ensârî, Ebû Bekir, Ebû Saîd, el-Hudrî, Sa'd b. Ebi Vakkas, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer, Ebû Hureyre ve Enes b. Mâlik gibi büyük sahabilerden nakledilmiş, bu rivayetleri senetleriyle birlikte, Buhârî, şârihi Aynî, "Umdetu'l-Kâri" adlı şerhinde tek tek zikredilmiştir. Rivayetler arasında bazı metin farklılıkları vardır.
Enes b. Mâlik'ten gelen rivayet istihâreyi teşvik eder. Bu hadîs şöyledir:
"İstihare yapan kimse hüsrâna uğramaz, istihare eden pişman olmaz, iktisatlı davranan kimse de muhtaç duruma düşmez"
(Tecrid-i Sarih Tercümesi, Ankara 1985, IV, 135).
İstihâre namazında nelerin okunacağı hadisle sabit değilse de, birinci rekâtta Fatiha'dan sonra Kâfirun, ikinci rekâtta ise, İhlâs sûrelerinin okunması güzel görülmüştür. Nevevî bunu müstehab görür. İmam Gazzalî de bu sûrelerin okunması gereğinden İhya'da söz etmiştir. İbn Ömer'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah (s.a.s)'i bir ay süreyle izledim, sabah namazının sünnetinde, Kâfirun ve İhlas sûrelerini okurlardı. Gazzâlî'nin bu gibi hadislerden mülhem olarak, istihâre namazında da benzer kıraati uyun gördüğü söylenebilir.
İstihare namazından sonra, istihare duası okunur ve istenilen şeye niyet edilerek, Kıbleye dönülmek suretiyle yatılır. Böylece istihareye üç veya yedi geceye kadar devam edilebilir. Çünkü Hz. Peygamberin bazı duaları üç defa tekrar ettiği, hatta Enes b. Malik'e istihâreyi yediye kadar tekrar etmeyi telkin buyurduğu nakledilir (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IV, 142, 143).
İstihâre, iyiliği veya kötülüğü kestirilemeyen bir iş hakkında sözkonusu olur. Hayırlı ve sevaplı olduğu kesin olarak bilinen bir konuda istihâreye gerek kalmaz. İstihâre namazı, kerâhat vakitleri dışında her zaman kılınabilir. Çünkü hadiste vakit belirtilmemiştir.