.........................Ey “Hayat” ! İzinliyim bu gece
Ayyaş sokaklar / sızmış kaldırımlar,
..........................Yorgun lambalar / ağlayan kanunlar,
Sallanan berduşlar / sevdim ağlayanlar,
........................Amber sananlar/koklayıp boğulanlar,
Aşk yananlar / ortak arayanlar,
..........................Mekanlarıdır bu gece taştan duvarlar.
..........................Ey “Hayat” ! İzinliyim bu gece
Yanımda Ahmet, Mehmet, Necdet,
Girdik nizamiyesinden taş mabede,
.........................Masamız taştan dört bacaklı acuze,
.........................Acuzeye giydirildi gülden bir elbise,
Afsuncu padişah kuruldu başköşe,
Dizildi sekiz vezir hemen peşpeşe,
.........................Biraz tatlısından kavun selami,
.........................Afsuncu babanın ekşisi haydari,
Üşümekten dört köşe buzdevleri,
Geldi keçisinden en sert peyniri.
..........................Ey “Hayat” ! İzinliyim bu gece
Sâki dolduruyor kadehleri sil baştan,
Kafalar bulanmaya başlıyor yavaştan,
.........................Ahmet anlatıyor hasârım en ağırından,
.........................Mehmet içleniyor kanayan yarasından,
Necdet çözülüyor kara sevdasından,
Soruları başlıyor bana en zorundan,
..........................Ey “Hayat” ! İzinliyim bu gece
.........................Sâki dolduruyor kadehleri sil baştan,
.........................Anlatıyorum sevda yüklü kervanımdan.
Bağlanmak ne güzeldi kokusu bahardan,
Açalya kokusu öperdim siyah saçlarından,
...........................Amansız mutluydum âmâ zamanlardan,
...........................Uyanık sabahların aval akşamlarından,
Ateşböceği aşkıydı gecelerimde kalan,
Camgöbeği gözleriydi sevinçler yaşatan.
..........................Ey “Hayat” ! İzinliyim bu gece
Sâki dolduruyor kadehleri sil baştan,
Okuyorum sevda yüklü mektubumdan,
..........................Sarmaşık kelimeler dökülürdü ucundan,
..........................Sarp hasretler aşılırdı yokuş mısralardan.
Sâye düşmesin denirdi satırbaşlardan,
Şilep gönlümüzün yükü duygulardan,
..........................Şiryân-sın bedenimde en hasından,
..........................Sevdamsın notu düşerdi sonundan.
..........................Ey “Hayat” ! İzinliyim bu gece
Tamahkâr hayat damıtıyor kursağımızdan,
Tanbur olmuş kalplerin sözde aşklarından.
..........................Silinmez târûmâr aşklar hafızalardan,
..........................Yanıyoruz hepimiz bağrı açık anılardan.
Ütopya oldu şimdi kadehlerde aranan,
Vakarlı sevgimizin son demidir yakan.
...........................Vuslatı olmayan sevdalarımız hayattan,
...........................Sancısına medet ararız taş duvarlardan.
..........................Ey “Hayat” ! İzinliyim bu gece
Sâki dolduruyor kadehleri sil baştan,
Diyorum yeter izinliyim bu gece yardan,
..........................Varalım tadına suyunu çıkarmadan,
..........................Atalım naramızı kadehler kırılmadan.
Bülent KAYA
Ayyaş sokaklar / sızmış kaldırımlar,
..........................Yorgun lambalar / ağlayan kanunlar,
Sallanan berduşlar / sevdim ağlayanlar,
........................Amber sananlar/koklayıp boğulanlar,
Aşk yananlar / ortak arayanlar,
..........................Mekanlarıdır bu gece taştan duvarlar.
..........................Ey “Hayat” ! İzinliyim bu gece
Yanımda Ahmet, Mehmet, Necdet,
Girdik nizamiyesinden taş mabede,
.........................Masamız taştan dört bacaklı acuze,
.........................Acuzeye giydirildi gülden bir elbise,
Afsuncu padişah kuruldu başköşe,
Dizildi sekiz vezir hemen peşpeşe,
.........................Biraz tatlısından kavun selami,
.........................Afsuncu babanın ekşisi haydari,
Üşümekten dört köşe buzdevleri,
Geldi keçisinden en sert peyniri.
..........................Ey “Hayat” ! İzinliyim bu gece
Sâki dolduruyor kadehleri sil baştan,
Kafalar bulanmaya başlıyor yavaştan,
.........................Ahmet anlatıyor hasârım en ağırından,
.........................Mehmet içleniyor kanayan yarasından,
Necdet çözülüyor kara sevdasından,
Soruları başlıyor bana en zorundan,
..........................Ey “Hayat” ! İzinliyim bu gece
.........................Sâki dolduruyor kadehleri sil baştan,
.........................Anlatıyorum sevda yüklü kervanımdan.
Bağlanmak ne güzeldi kokusu bahardan,
Açalya kokusu öperdim siyah saçlarından,
...........................Amansız mutluydum âmâ zamanlardan,
...........................Uyanık sabahların aval akşamlarından,
Ateşböceği aşkıydı gecelerimde kalan,
Camgöbeği gözleriydi sevinçler yaşatan.
..........................Ey “Hayat” ! İzinliyim bu gece
Sâki dolduruyor kadehleri sil baştan,
Okuyorum sevda yüklü mektubumdan,
..........................Sarmaşık kelimeler dökülürdü ucundan,
..........................Sarp hasretler aşılırdı yokuş mısralardan.
Sâye düşmesin denirdi satırbaşlardan,
Şilep gönlümüzün yükü duygulardan,
..........................Şiryân-sın bedenimde en hasından,
..........................Sevdamsın notu düşerdi sonundan.
..........................Ey “Hayat” ! İzinliyim bu gece
Tamahkâr hayat damıtıyor kursağımızdan,
Tanbur olmuş kalplerin sözde aşklarından.
..........................Silinmez târûmâr aşklar hafızalardan,
..........................Yanıyoruz hepimiz bağrı açık anılardan.
Ütopya oldu şimdi kadehlerde aranan,
Vakarlı sevgimizin son demidir yakan.
...........................Vuslatı olmayan sevdalarımız hayattan,
...........................Sancısına medet ararız taş duvarlardan.
..........................Ey “Hayat” ! İzinliyim bu gece
Sâki dolduruyor kadehleri sil baştan,
Diyorum yeter izinliyim bu gece yardan,
..........................Varalım tadına suyunu çıkarmadan,
..........................Atalım naramızı kadehler kırılmadan.
Bülent KAYA