Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Mehmet Fatih Akyüz tüm yönleriyle kanseri anlatıyor...
Kanser nedir?
Kanser aslında homojen olmayan bir hastalık grubudur. Bu nedenle kanser nedir sorusuna verilecek çok çeşitli cevaplar olabilir.
Kanser bazen kolay bir operasyonla alınan ve bir daha hastayı hiçbir şekilde etkilemeyen basit bir sorunun adıyken, bazen de yıllarca süren ve zorlu tedavileri gerektiren kötü bir hikâyenin konusu olabilir.
Her organda farklı ve kendine özgü seyri olan bir kanser türü oluşabilir. Memenin, akciğerin, cildin ve aklınıza gelebilecek her organın kanseri vardır. Hatta aynı organın birbirinden tamamen farklı seyreden değişik tipte kanser çeşitlerine rastlıyoruz.
Kanserin evreleri
Bunun yanında kanserin evreleri de çok önemlidir. Yani hastalık hangi aşamada yakalanmıştır? Bu sorunun cevabı hem gidişatı hem de tedaviyi kökünden değiştirmektedir.
Örneğin erken evre bir akciğer kanseri sadece ameliyat ile yüzde doksanlar oranında tamamen tedavi edilebilirken; geç kalmış aynı tipte bir akciğer kanserinde tamamen tedavi şansı nerdeyse yoktur. Bu kadar farklı seyreden iki kanser hastasının hücre tipleri aslında tamamen aynı olabilir. Hastanın doktora hangi aşamada başvurduğuna göre tedavi şansı ortaya çıkacaktır.
Her hastanın kanseri farklıdır…
Bu nedenle her hastanın kanseri farklıdır. Bizler hastalık yoktur hasta vardır prensibi ile tedavilere başlarız. Kanser temelde, kontrolsüz ve önüne geçilemez şekilde çoğalan hücrelerden oluşan bir hastalıktır. Ortaya çıktığı bölgede normal ve sağlıklı hücrelerin yerine geçerek ve onları tahrip ederek insan vücuduna zarar verir.
Kanser ilaçları ve kanser tedavisi
Aslında kanser hücresi de vücudumuzun bir parçasıdır. Normal hücreler gibi vücudumuzun tüm kaynaklarından beslenir. Kendi hücrelerimize benzediği için bağışıklık sistemimizin savunma mekanizmalarından korunur. Zaten tedavideki aşılması gereken en büyük problem budur. Sağlıklı hücrelerle aynı mekanizmaları kullandığı için sadece kanserli hücreleri etkileyen tedaviler oluşturmak zorlaşmaktadır. Akıllı bomba olarak bilinen ilaçlar işte bu engeli aşmak için ortaya çıkmıştır. Kanser hücresinin belirli özelliklerine spesifikleşmiş ilaçlar ile sadece tümör hedeflenmeye çalışılmaktadır.
Bağışıklık sistemi ve kanser
Bağışıklık sistemi kanser ile sürekli bir mücadele halindedir. Normal yaşantımızda hücreler anormal bir şekilde yapısını değiştirirse, bunlar bağışıklık sisteminin önleyici mekanizmaları tarafından ortadan kaldırılır. Bu belki her gün, hepimizin fark etmeden yaşadığımız doğal bir süreçtir. Bağışıklık sistemimiz, bizi her gün bu ve buna benzer birçok problemden korur. Sadece kanser değil, gün boyu karşılaştığımız virüs ve bakteriler yine bağışıklık sistemimizin elemanları tarafından biz fark etmeden ortadan kaldırılır.
Ancak bazen bağışıklık sistemimizin yeterince güçlü olmaması nedeniyle bu tehditler koruyucu bariyerlerimizi aşar ve hastalığı ortaya çıkarır. Kanser de işte bu önleyici mekanizmalarımızı aşmış bir tehdittir.
Kanserden korunmak için…
Bağışıklık sistemini güçlendirin
Kanser ile mücadelede, bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak birinci prensip olarak ortaya çıkmaktadır. Hem kanserin ortaya çıkmasını engellemek hem de kanser hastalığı ile mücadele sırasında bağışıklık sistemi en önemli görevi üstlenmektedir. Bizler de sağlıklı beslenme ve yaşam koşullarına dikkat ederek ona yardımcı olmalıyız.
Stresi azaltın
Unutmamak gerekir ki bağışıklık sistemimiz aynı zamanda stres gibi psikolojik etkenlerden önemli ölçüde etkilenmektedir. Sürekli stres bağışıklığımız baskılamakta ve savunma gücümüzü azaltmaktadır. Üzüntüden hasta oldu deyimi aslında eskilerin tecrübe ile ortaya çıkardığı bir tespittir. Aşırı stresin bağışıklık sistemimiz üzerine olumsuz etkiler yaptığı kesindir.
Kanserden korkmayalım…
Kanser hastalığı tüm dünyada hızla yükselen bir problemdir. Yakın gelecekte ülkemizin en önemli sağlık problemi haline gelecektir. Bu, çeşitli çalışmalarda gösterilmiş istatistikî bir gerçektir. Çevremizde aslında kanserle yaşayan büyük bir kitle var. Kanser hastası olmak bir kaybediş değildir. Bu hastalıkta iyi sonlar tahmin edemeyeceğiniz kadar çoktur. Ancak nedense hep kötü hikayeler aklımızda kalır.
Hepimiz bir gün bu hikâyenin parçası haline gelebiliriz. Önemli olan son durağa yaklaşmadan nereye gittiğimizi fark edebilmek. Bu da sağlıklı yaşam koşullarına dikkat etmek ve düzenli kontrol olmaktan geçiyor.
Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Mehmet Fatih Akyüz
Kanser nedir?
Kanser aslında homojen olmayan bir hastalık grubudur. Bu nedenle kanser nedir sorusuna verilecek çok çeşitli cevaplar olabilir.
Kanser bazen kolay bir operasyonla alınan ve bir daha hastayı hiçbir şekilde etkilemeyen basit bir sorunun adıyken, bazen de yıllarca süren ve zorlu tedavileri gerektiren kötü bir hikâyenin konusu olabilir.
Her organda farklı ve kendine özgü seyri olan bir kanser türü oluşabilir. Memenin, akciğerin, cildin ve aklınıza gelebilecek her organın kanseri vardır. Hatta aynı organın birbirinden tamamen farklı seyreden değişik tipte kanser çeşitlerine rastlıyoruz.
Kanserin evreleri
Bunun yanında kanserin evreleri de çok önemlidir. Yani hastalık hangi aşamada yakalanmıştır? Bu sorunun cevabı hem gidişatı hem de tedaviyi kökünden değiştirmektedir.
Örneğin erken evre bir akciğer kanseri sadece ameliyat ile yüzde doksanlar oranında tamamen tedavi edilebilirken; geç kalmış aynı tipte bir akciğer kanserinde tamamen tedavi şansı nerdeyse yoktur. Bu kadar farklı seyreden iki kanser hastasının hücre tipleri aslında tamamen aynı olabilir. Hastanın doktora hangi aşamada başvurduğuna göre tedavi şansı ortaya çıkacaktır.
Her hastanın kanseri farklıdır…
Bu nedenle her hastanın kanseri farklıdır. Bizler hastalık yoktur hasta vardır prensibi ile tedavilere başlarız. Kanser temelde, kontrolsüz ve önüne geçilemez şekilde çoğalan hücrelerden oluşan bir hastalıktır. Ortaya çıktığı bölgede normal ve sağlıklı hücrelerin yerine geçerek ve onları tahrip ederek insan vücuduna zarar verir.
Kanser ilaçları ve kanser tedavisi
Aslında kanser hücresi de vücudumuzun bir parçasıdır. Normal hücreler gibi vücudumuzun tüm kaynaklarından beslenir. Kendi hücrelerimize benzediği için bağışıklık sistemimizin savunma mekanizmalarından korunur. Zaten tedavideki aşılması gereken en büyük problem budur. Sağlıklı hücrelerle aynı mekanizmaları kullandığı için sadece kanserli hücreleri etkileyen tedaviler oluşturmak zorlaşmaktadır. Akıllı bomba olarak bilinen ilaçlar işte bu engeli aşmak için ortaya çıkmıştır. Kanser hücresinin belirli özelliklerine spesifikleşmiş ilaçlar ile sadece tümör hedeflenmeye çalışılmaktadır.
Bağışıklık sistemi ve kanser
Bağışıklık sistemi kanser ile sürekli bir mücadele halindedir. Normal yaşantımızda hücreler anormal bir şekilde yapısını değiştirirse, bunlar bağışıklık sisteminin önleyici mekanizmaları tarafından ortadan kaldırılır. Bu belki her gün, hepimizin fark etmeden yaşadığımız doğal bir süreçtir. Bağışıklık sistemimiz, bizi her gün bu ve buna benzer birçok problemden korur. Sadece kanser değil, gün boyu karşılaştığımız virüs ve bakteriler yine bağışıklık sistemimizin elemanları tarafından biz fark etmeden ortadan kaldırılır.
Ancak bazen bağışıklık sistemimizin yeterince güçlü olmaması nedeniyle bu tehditler koruyucu bariyerlerimizi aşar ve hastalığı ortaya çıkarır. Kanser de işte bu önleyici mekanizmalarımızı aşmış bir tehdittir.
Kanserden korunmak için…
Bağışıklık sistemini güçlendirin
Kanser ile mücadelede, bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak birinci prensip olarak ortaya çıkmaktadır. Hem kanserin ortaya çıkmasını engellemek hem de kanser hastalığı ile mücadele sırasında bağışıklık sistemi en önemli görevi üstlenmektedir. Bizler de sağlıklı beslenme ve yaşam koşullarına dikkat ederek ona yardımcı olmalıyız.
Stresi azaltın
Unutmamak gerekir ki bağışıklık sistemimiz aynı zamanda stres gibi psikolojik etkenlerden önemli ölçüde etkilenmektedir. Sürekli stres bağışıklığımız baskılamakta ve savunma gücümüzü azaltmaktadır. Üzüntüden hasta oldu deyimi aslında eskilerin tecrübe ile ortaya çıkardığı bir tespittir. Aşırı stresin bağışıklık sistemimiz üzerine olumsuz etkiler yaptığı kesindir.
Kanserden korkmayalım…
Kanser hastalığı tüm dünyada hızla yükselen bir problemdir. Yakın gelecekte ülkemizin en önemli sağlık problemi haline gelecektir. Bu, çeşitli çalışmalarda gösterilmiş istatistikî bir gerçektir. Çevremizde aslında kanserle yaşayan büyük bir kitle var. Kanser hastası olmak bir kaybediş değildir. Bu hastalıkta iyi sonlar tahmin edemeyeceğiniz kadar çoktur. Ancak nedense hep kötü hikayeler aklımızda kalır.
Hepimiz bir gün bu hikâyenin parçası haline gelebiliriz. Önemli olan son durağa yaklaşmadan nereye gittiğimizi fark edebilmek. Bu da sağlıklı yaşam koşullarına dikkat etmek ve düzenli kontrol olmaktan geçiyor.
Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Mehmet Fatih Akyüz