Kanserde kemoterapisiz tedavi dönemi!
5. Hematolojide Yeni Eğilimler Sempozyumunda lenfoma, lösemi, multipl myelom ve kemoterapisiz kanser tedavisi gibi kan kanserlerindeki son gelişmeler ele alındı.
Sempozyum kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan ve miyeloma konusunda uluslar arası en çok bilinen otoritelerden biri olan Dr. Brian Durie en geç fark edilen kemik iliği kanserlerinden biri olan multipl myelom tedavisinin artık kemoterapi kullanılmadan yapılabildiğini bildirdi. Dr. Brina Druie “Bu çok yeni bir gelişme. Kemoterapi halkın algıladığı anlamda gerçekten toksik ve rahatsız edici bir şey. Kemoterapi yerine kullandığımız hedefi vuran akıllı ilaçlar var. Ve bunlar daha biyolojik etki gösteren, hastalığı kontrol altına alan ve bu hastalıkları kronik hastalıkmış gibi bir takip yoluna sokan ilaçlar. Son 10 yılda bu büyük gelişmeler oldu. Bunların ilk örneği Talidomid idi” dedi. Yaklaşık 40 yıl önce Talidomik adındaki ilacın Dünya’da ki en büyük ilaç facialarından birine neden olduğunu ve yasaklandığını belirten Dr. Druie yıllar sonra yeni bir tedavi aracı oalrak miyeloma tedavisinde ortaya çıktığını belirtti. Dr. Druie “Yaklaşık 40 yıl sonra Talidomik insanlığa olan borcunu ödemek için geri döndü. Ve bu Myelom alanındaki ilk ciddi biyolojik tedavilerden biri oldu. Hızla başarılı olduğumuz bir hastalık alanı. Ve tabii biz bununla yetinmiyoruz” dedi.
Kişiden Kişiye Kemoterapi Uygulaması
Sempozyum Eş Başkanı ve Cerrahpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji bilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Burhan Ferhanoğlu henüz tüm hastalar için kemoterapi uygulanmıyor diyebilmenin mümkün olmadığını belirterek “Şüphesiz artık başlangıçta kemoterapiden, hedefi bulan ilaçlara geçtiğimizi söyledik. Hala hematolojik kanserlerin en az %70-75’inde kemoterapi kullanıyoruz. Kemoterapinin son derece etkili olduğu alanlar var. Ama kişiden kişiye kemoterapiden, hedefi vuranlara geçtiğimiz koşullarda var. Bu nedenle hiçbir hastanın bana niye kemoterapi yapılıyor endişesi ile bir ilaç kullanımından uzaklaşmasından çok hekimi ile bu olayın detayını konuşmasında yarar var. Yoksa bu mesaj “artık kemoterapi uygulanmıyor” mesajını da çıkarmamalı” dedi.
Genetiğe Uygun Tedavi
Sempozyum eş başkanı Doç. Dr. Mustafa Çetiner her insanın genetiğinin farklı olduğunu ve artık tedavinin bu genetiğe göre belirlendiğini söyledi. Doç. Dr. Çetiner “Hepimizin genetiği farklı. Araştırdıkça tedavi seçeneklerinin inanılmaz bir şekilde değişebildiğini görüyoruz. Yani biz artık hastalıklarla ilgili çok genel açıklamalarda bulunmaktan sakınıyoruz. Eski doktorlar “hastalık yok, hasta vardır” derlerdi. Bu kadar uğraştıktan sonra bizim yıllar sonra geldiğimiz nokta bu oldu” diye belirtti. Yapılan tedavilerle insanların yaşam sürelerinin de uzadığını belirten Doç. Dr. Çetiner “Eskiden hastaları tedavi ettiğimizde her şeyin bittiğini zannederdik. Ama şimdi yaşam süresi uzayınca anlıyoruz ki bizim fiziksel olarak onların hastalığını tedavi ediyor olmamız yetmiyor. Örneğin acil durumda çok yoğun hastalığı olduğu bir durumda çocuk sahibi olmayı düşünmeyen, şundan bir kurtulayım bana yeter diyen insanlar 5-10 yıl sonra karşımıza bambaşka taleplerle gelmeye başladı. Eski hayatlarını olduğu gibi bizden geri istiyorlar artık. Bu onkolojide yeni bir dönemin de başlangıcı aslında” dedi.
Milliyet
5. Hematolojide Yeni Eğilimler Sempozyumunda lenfoma, lösemi, multipl myelom ve kemoterapisiz kanser tedavisi gibi kan kanserlerindeki son gelişmeler ele alındı.
Sempozyum kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan ve miyeloma konusunda uluslar arası en çok bilinen otoritelerden biri olan Dr. Brian Durie en geç fark edilen kemik iliği kanserlerinden biri olan multipl myelom tedavisinin artık kemoterapi kullanılmadan yapılabildiğini bildirdi. Dr. Brina Druie “Bu çok yeni bir gelişme. Kemoterapi halkın algıladığı anlamda gerçekten toksik ve rahatsız edici bir şey. Kemoterapi yerine kullandığımız hedefi vuran akıllı ilaçlar var. Ve bunlar daha biyolojik etki gösteren, hastalığı kontrol altına alan ve bu hastalıkları kronik hastalıkmış gibi bir takip yoluna sokan ilaçlar. Son 10 yılda bu büyük gelişmeler oldu. Bunların ilk örneği Talidomid idi” dedi. Yaklaşık 40 yıl önce Talidomik adındaki ilacın Dünya’da ki en büyük ilaç facialarından birine neden olduğunu ve yasaklandığını belirten Dr. Druie yıllar sonra yeni bir tedavi aracı oalrak miyeloma tedavisinde ortaya çıktığını belirtti. Dr. Druie “Yaklaşık 40 yıl sonra Talidomik insanlığa olan borcunu ödemek için geri döndü. Ve bu Myelom alanındaki ilk ciddi biyolojik tedavilerden biri oldu. Hızla başarılı olduğumuz bir hastalık alanı. Ve tabii biz bununla yetinmiyoruz” dedi.
Kişiden Kişiye Kemoterapi Uygulaması
Sempozyum Eş Başkanı ve Cerrahpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji bilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Burhan Ferhanoğlu henüz tüm hastalar için kemoterapi uygulanmıyor diyebilmenin mümkün olmadığını belirterek “Şüphesiz artık başlangıçta kemoterapiden, hedefi bulan ilaçlara geçtiğimizi söyledik. Hala hematolojik kanserlerin en az %70-75’inde kemoterapi kullanıyoruz. Kemoterapinin son derece etkili olduğu alanlar var. Ama kişiden kişiye kemoterapiden, hedefi vuranlara geçtiğimiz koşullarda var. Bu nedenle hiçbir hastanın bana niye kemoterapi yapılıyor endişesi ile bir ilaç kullanımından uzaklaşmasından çok hekimi ile bu olayın detayını konuşmasında yarar var. Yoksa bu mesaj “artık kemoterapi uygulanmıyor” mesajını da çıkarmamalı” dedi.
Genetiğe Uygun Tedavi
Sempozyum eş başkanı Doç. Dr. Mustafa Çetiner her insanın genetiğinin farklı olduğunu ve artık tedavinin bu genetiğe göre belirlendiğini söyledi. Doç. Dr. Çetiner “Hepimizin genetiği farklı. Araştırdıkça tedavi seçeneklerinin inanılmaz bir şekilde değişebildiğini görüyoruz. Yani biz artık hastalıklarla ilgili çok genel açıklamalarda bulunmaktan sakınıyoruz. Eski doktorlar “hastalık yok, hasta vardır” derlerdi. Bu kadar uğraştıktan sonra bizim yıllar sonra geldiğimiz nokta bu oldu” diye belirtti. Yapılan tedavilerle insanların yaşam sürelerinin de uzadığını belirten Doç. Dr. Çetiner “Eskiden hastaları tedavi ettiğimizde her şeyin bittiğini zannederdik. Ama şimdi yaşam süresi uzayınca anlıyoruz ki bizim fiziksel olarak onların hastalığını tedavi ediyor olmamız yetmiyor. Örneğin acil durumda çok yoğun hastalığı olduğu bir durumda çocuk sahibi olmayı düşünmeyen, şundan bir kurtulayım bana yeter diyen insanlar 5-10 yıl sonra karşımıza bambaşka taleplerle gelmeye başladı. Eski hayatlarını olduğu gibi bizden geri istiyorlar artık. Bu onkolojide yeni bir dönemin de başlangıcı aslında” dedi.
Milliyet