Aslında kardeşler birbirlerini kıskanmazlar. Paylaşamadıkları, annelerinin sevgisidir.
Kardeş kıskançlığının sebebi, yetişkin mantığı ile anlaşıldığı şekilde iki kardeşin birbirlerini kıskanması değildir. Kardeşler birbirlereni kıskanmazlar. Esasında ortada kıskançlık da yoktur. Kardeşlerin paylaşamadığı annelerinin sevgisidir.
Çocuklar annelerinin sevgisini bir diğerinin almasından korkarlar. Bu dönemin kaygısı annenin yokluğunda yaşamın sona ereceğidir. O nedenle, anne sevgisinin kaybedilmesi kelimenin tam anlamı ile ölüm korkusu, yani anksiyetedir. Basit bir olay değildir. Nitekim kaygı büyüdükçe beyin savunma mekanizmalarına başvurmak durumunda kalır. Bunlardan en sık rastlanan regresyon yani geri dönüş, ya da küçülmedir.
Çocuk bebekleşir. Emziği bırakmışsa emmeğe, kakasını söylemeğe başlamışsa bile altına yapmaya başlar.
Çocuk annenin yeni gelen bebekle gün boyu ilgilenmesini, annesi ile arasındaki o görünmez ancak somut olan bağı zedeleyecek tehlike olarak algılar. Biraz palazlandıktan sonra yeni gelen kardeş de, aynı korkuya kapılır. O da, büyük olanın annesi ile arasındaki bağı koparacağı endişesini hissetmeye başlar. Anneyi kaybetme korkusu her iki çocuğu da hırçınlaştırır, daha çok ağlar, daha çok sorun çıkarırlar.
Birbirlerini hırpalarlar. Sorunların çıktığı ortama dikkat edildiğinde hep annenin varlığında meydana geldiği aşikardır. Oysa iki kardeş diğerleri ile birlikte iken, birbirlerine çok yakın, birbirlerini kollayan davranışlar sergiler.
Anneye ne düşüyor?
Annenin yapması gereken, öncellikle çocukları arasında hakem olmamak ve her ikisine de eşit davranmaktır. Burada yeni doğan bebeği emzirirken, 6 yaşındaki ağabeyi de emzirmek gibi bir eşitlikten söz edilmemektedir. Anlatılmak istenen eşitlik; her çocuğun içinde bulunduğu yaşa özgün ihtiyaçlarını eşit doygunluğa kavuşturacak şekilde davranmaktır. Açıkçası, yaşının özellikleri iyi özümsendiğinde bir çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde davranmak zor değildir. Üstelik zevklidir.
Çocuğun yaşına uygun davranıldığında çocuk huzurludur, kolay büyür. Anne işe gitse de onun yanında olmayı başarabilir.
Alıntıdır!
Kardeş kıskançlığının sebebi, yetişkin mantığı ile anlaşıldığı şekilde iki kardeşin birbirlerini kıskanması değildir. Kardeşler birbirlereni kıskanmazlar. Esasında ortada kıskançlık da yoktur. Kardeşlerin paylaşamadığı annelerinin sevgisidir.
Çocuklar annelerinin sevgisini bir diğerinin almasından korkarlar. Bu dönemin kaygısı annenin yokluğunda yaşamın sona ereceğidir. O nedenle, anne sevgisinin kaybedilmesi kelimenin tam anlamı ile ölüm korkusu, yani anksiyetedir. Basit bir olay değildir. Nitekim kaygı büyüdükçe beyin savunma mekanizmalarına başvurmak durumunda kalır. Bunlardan en sık rastlanan regresyon yani geri dönüş, ya da küçülmedir.
Çocuk bebekleşir. Emziği bırakmışsa emmeğe, kakasını söylemeğe başlamışsa bile altına yapmaya başlar.
Çocuk annenin yeni gelen bebekle gün boyu ilgilenmesini, annesi ile arasındaki o görünmez ancak somut olan bağı zedeleyecek tehlike olarak algılar. Biraz palazlandıktan sonra yeni gelen kardeş de, aynı korkuya kapılır. O da, büyük olanın annesi ile arasındaki bağı koparacağı endişesini hissetmeye başlar. Anneyi kaybetme korkusu her iki çocuğu da hırçınlaştırır, daha çok ağlar, daha çok sorun çıkarırlar.
Birbirlerini hırpalarlar. Sorunların çıktığı ortama dikkat edildiğinde hep annenin varlığında meydana geldiği aşikardır. Oysa iki kardeş diğerleri ile birlikte iken, birbirlerine çok yakın, birbirlerini kollayan davranışlar sergiler.
Anneye ne düşüyor?
Annenin yapması gereken, öncellikle çocukları arasında hakem olmamak ve her ikisine de eşit davranmaktır. Burada yeni doğan bebeği emzirirken, 6 yaşındaki ağabeyi de emzirmek gibi bir eşitlikten söz edilmemektedir. Anlatılmak istenen eşitlik; her çocuğun içinde bulunduğu yaşa özgün ihtiyaçlarını eşit doygunluğa kavuşturacak şekilde davranmaktır. Açıkçası, yaşının özellikleri iyi özümsendiğinde bir çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde davranmak zor değildir. Üstelik zevklidir.
Çocuğun yaşına uygun davranıldığında çocuk huzurludur, kolay büyür. Anne işe gitse de onun yanında olmayı başarabilir.
Alıntıdır!