Kardeşinin cesediyle günlerce aynı odada kaldı
28 gün kayıp diye aranan 11 yaşındaki erkek kardeşini öldürdüğü ortaya çıkan 17 yaşındaki S.D.’nin ifadeleri polislerin bile kanını dondurdu. Genç kız 28 gün, kardeşinin cesedinin bulunduğu odada uyumuş.
İstanbul Fatih’te oturan Danacılar Ailesi’nin 4 çocuğundan en küçüğü 11 yaşındaki Alpay, 22 Kasım 2008’de kayıplara karıştı.
Günlerce kayıp diye aranan Alpay’ın, ablası S.D. tarafından öldürüldüğü ve cesedinin çeyiz sandığına saklandığı anlaşıldı. Cinayetin faili abla S.D. dün çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Mahkemede oldukça soğukkanlı olduğu gözlenen S.D. cinayeti nasıl işlediğini bütün detaylarıyla anlattı:
“Olay tarihinde kardeşimin elinde poşetler gördüm. Bunları istedim vermek istemedi. Çekip aldım. Poşetleri açınca içinde beyaz una benzer malzeme çıktı. Poşetleri banyodaki klozete döktüm. Uyuşturucu madde olduklarını düşündüm. Bunun üzerine kardeşim bana bıçakla saldırdı. Olay yatak odasında meydana geldi. Elindeki bıçak babama aitti. O sırada evde kimse yoktu. Babam bahçedeydi. Bir süre boğuştuk, yakamdan tutmuştu. Bu sırada kardeşim yere düştü. Kafasını beton merdiven basamağa çarptı. Elindeki bıçağı çekmek istediğimde, kardeşim vermek istemedi. Kendisine doğru çekti. Bıçak kardeşimin karnına saplandı.
Ne kadar girdiğini hatırlamıyorum. Bıçağı çıkarttım. Yerde hareketsiz yatıyordu. Bileğine baktım nabız atmıyordu. Elini kaldırıp bıraktığımda, düşüyordu. Öldüğünü anladım. Panik içindeydim. Sandığa koyup kapattım.”
'Ülkü Ocağı'nda sorgu'
“Olaydan sonra yaşadığım panik ve korkudan dolayı gerçeği söyleyemedim. Bir süre sonra kardeşimin kaybolduğunu sanan ailem, gelen ihbarlar üzerine şüphelendiği kişileri dövüyordu, ya da dövdürüyordu. Hatta Ülkü Ocağı’na götürüp dövdürdüklerini duyuyordum. Bu da benim korkumu arttırdı.”
'Sim kartını aldım'
“Olaydan üç dört gün sonra kardeşim Alpay’ın cebinden çıkan telefondaki sim kartı kendi cep telefonuma takıp. Ağabeyime ve kendime mesaj attım. Sonra polis bütün ailemi gözaltına aldı. Cuma günü ifadem alındıktan sonra serbest bırakıldım. Ertesi gün rahat uyuyamadığımı anlayarak polise telefon ettim. Çok pişmanım.”
'Kardeşim sesleniyordu'
Yasa gereği 17 yaşındaki S.D.’nin emniyette yazılı ifadesi alınamadı ancak anlattıkları herkesin kanını dondurdu: “Kardeşimle biz aynı odada kalıyorduk. Olaydan sonra 1 ay boyunca yine Alpay ile aynı odada kalmaya devam ettim. Çünkü dikkat çekmekten korkuyordum. Ancak bütün psikolojim bozuldu. Çoğu gece kardeşimin bana seslendiğini duydum. 1 ay boyunca hiç uyuyamadım. Zaman zaman sandıktan kan geliyordu. Ben de hemen kanları silip bezleri çöpe attım. Sandıktan koku yayılmaya başladı evin içerisine. Evimiz ahşap olduğu için fare çok oluyordu. Ölen farelerin kokusu eve yayılıyordu. Annemler bu kokunun da fare ölüsünden geldiğini zannettiler. Her gün cesedin içerisine naftalin attım odaya da sprey sıktım.”
Annesi uyutuluyor
Dayısı Erol: “S. bir yıl önce okulu bıraktı, okumayacağım dedi. Kardeşine bakıyordu. Onun yemeğiyle ilgileniyordu, ödevlerine yardım ediyordu. Okula götürüp getiriyordu. Bir insan nasıl kardeşini öldürüp sandığa saklar. Olayı büyük dayısına söylemiş. Evde söyleseydi o da canlı çıkamazdı.”
Teyzesi Ayten:
”Televizyon kanallara konuşuyordu ah kardeşim gitti diye. Meğer bizi oyalıyormuş. Bizimle gözyaşı döküyordu. Annesi sürekli iğnelerle uyutuluyor. Hangi annenin yüreği dayanabilir buna. Olayı büyük dayısına anlatmış, polise dayısı götürmüş.
S.D.’nin arkadaşları:
“S.D. ile birlikte Alpay’ı herkese sorduk. Girmeyeceğimiz deliklere girdik. Tinercilere bile sorduk. Sokakta gördüğümüz herkese sorduk.”
Psikolojisi bozulmuştur
Psikiyatrist Uzman Doktor Mustafa Güveli: “Çok normal bir psikolojiyle yapılabileck bir olay değil bu. Kaza sonucu yapmış olsa bile bir ay boyunca odasında saklamak istemesi, kokuları örtmeye çalışması, kanları silmesi onun psikolojisini bozmuştur. Normalse, bir anlık farklı bir duygunun, öfkenin sonucu olsa bile, bir ay boyunca onunla yaşaması psikolojisini ciddi şekilde bozmuştur. Öldürdüğü kardeşiyle birlikte yaşaması kişinin gerçeği değerlendirme yetisinde ne kadar bir zorlanma içerisinde olduğunu gösterir. Ama gerçek durum nedir onu Adli Tıp raporları ortaya çıkaracaktır. Savcı akli durumunun araştırılmasını isteyecektir.”
SEKİZ KADIN POLİS ARASINDA
Yaşı küçük olduğu için yazılı ifadesi alınamayan S.D. geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye götürüldü. Emniyet çıkışında S.D.’nin çevresinin sekiz kadın polis tarafından sarıldığ görüldü. Abla adliyedeyken Danacı ailesi diğer çocukları Alpay’ın cenazesini Adli Tıp’tan aldı.
28 gün kayıp diye aranan 11 yaşındaki erkek kardeşini öldürdüğü ortaya çıkan 17 yaşındaki S.D.’nin ifadeleri polislerin bile kanını dondurdu. Genç kız 28 gün, kardeşinin cesedinin bulunduğu odada uyumuş.
İstanbul Fatih’te oturan Danacılar Ailesi’nin 4 çocuğundan en küçüğü 11 yaşındaki Alpay, 22 Kasım 2008’de kayıplara karıştı.
Günlerce kayıp diye aranan Alpay’ın, ablası S.D. tarafından öldürüldüğü ve cesedinin çeyiz sandığına saklandığı anlaşıldı. Cinayetin faili abla S.D. dün çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Mahkemede oldukça soğukkanlı olduğu gözlenen S.D. cinayeti nasıl işlediğini bütün detaylarıyla anlattı:
“Olay tarihinde kardeşimin elinde poşetler gördüm. Bunları istedim vermek istemedi. Çekip aldım. Poşetleri açınca içinde beyaz una benzer malzeme çıktı. Poşetleri banyodaki klozete döktüm. Uyuşturucu madde olduklarını düşündüm. Bunun üzerine kardeşim bana bıçakla saldırdı. Olay yatak odasında meydana geldi. Elindeki bıçak babama aitti. O sırada evde kimse yoktu. Babam bahçedeydi. Bir süre boğuştuk, yakamdan tutmuştu. Bu sırada kardeşim yere düştü. Kafasını beton merdiven basamağa çarptı. Elindeki bıçağı çekmek istediğimde, kardeşim vermek istemedi. Kendisine doğru çekti. Bıçak kardeşimin karnına saplandı.
Ne kadar girdiğini hatırlamıyorum. Bıçağı çıkarttım. Yerde hareketsiz yatıyordu. Bileğine baktım nabız atmıyordu. Elini kaldırıp bıraktığımda, düşüyordu. Öldüğünü anladım. Panik içindeydim. Sandığa koyup kapattım.”
'Ülkü Ocağı'nda sorgu'
“Olaydan sonra yaşadığım panik ve korkudan dolayı gerçeği söyleyemedim. Bir süre sonra kardeşimin kaybolduğunu sanan ailem, gelen ihbarlar üzerine şüphelendiği kişileri dövüyordu, ya da dövdürüyordu. Hatta Ülkü Ocağı’na götürüp dövdürdüklerini duyuyordum. Bu da benim korkumu arttırdı.”
'Sim kartını aldım'
“Olaydan üç dört gün sonra kardeşim Alpay’ın cebinden çıkan telefondaki sim kartı kendi cep telefonuma takıp. Ağabeyime ve kendime mesaj attım. Sonra polis bütün ailemi gözaltına aldı. Cuma günü ifadem alındıktan sonra serbest bırakıldım. Ertesi gün rahat uyuyamadığımı anlayarak polise telefon ettim. Çok pişmanım.”
'Kardeşim sesleniyordu'
Yasa gereği 17 yaşındaki S.D.’nin emniyette yazılı ifadesi alınamadı ancak anlattıkları herkesin kanını dondurdu: “Kardeşimle biz aynı odada kalıyorduk. Olaydan sonra 1 ay boyunca yine Alpay ile aynı odada kalmaya devam ettim. Çünkü dikkat çekmekten korkuyordum. Ancak bütün psikolojim bozuldu. Çoğu gece kardeşimin bana seslendiğini duydum. 1 ay boyunca hiç uyuyamadım. Zaman zaman sandıktan kan geliyordu. Ben de hemen kanları silip bezleri çöpe attım. Sandıktan koku yayılmaya başladı evin içerisine. Evimiz ahşap olduğu için fare çok oluyordu. Ölen farelerin kokusu eve yayılıyordu. Annemler bu kokunun da fare ölüsünden geldiğini zannettiler. Her gün cesedin içerisine naftalin attım odaya da sprey sıktım.”
Annesi uyutuluyor
Dayısı Erol: “S. bir yıl önce okulu bıraktı, okumayacağım dedi. Kardeşine bakıyordu. Onun yemeğiyle ilgileniyordu, ödevlerine yardım ediyordu. Okula götürüp getiriyordu. Bir insan nasıl kardeşini öldürüp sandığa saklar. Olayı büyük dayısına söylemiş. Evde söyleseydi o da canlı çıkamazdı.”
Teyzesi Ayten:
”Televizyon kanallara konuşuyordu ah kardeşim gitti diye. Meğer bizi oyalıyormuş. Bizimle gözyaşı döküyordu. Annesi sürekli iğnelerle uyutuluyor. Hangi annenin yüreği dayanabilir buna. Olayı büyük dayısına anlatmış, polise dayısı götürmüş.
S.D.’nin arkadaşları:
“S.D. ile birlikte Alpay’ı herkese sorduk. Girmeyeceğimiz deliklere girdik. Tinercilere bile sorduk. Sokakta gördüğümüz herkese sorduk.”
Psikolojisi bozulmuştur
Psikiyatrist Uzman Doktor Mustafa Güveli: “Çok normal bir psikolojiyle yapılabileck bir olay değil bu. Kaza sonucu yapmış olsa bile bir ay boyunca odasında saklamak istemesi, kokuları örtmeye çalışması, kanları silmesi onun psikolojisini bozmuştur. Normalse, bir anlık farklı bir duygunun, öfkenin sonucu olsa bile, bir ay boyunca onunla yaşaması psikolojisini ciddi şekilde bozmuştur. Öldürdüğü kardeşiyle birlikte yaşaması kişinin gerçeği değerlendirme yetisinde ne kadar bir zorlanma içerisinde olduğunu gösterir. Ama gerçek durum nedir onu Adli Tıp raporları ortaya çıkaracaktır. Savcı akli durumunun araştırılmasını isteyecektir.”
SEKİZ KADIN POLİS ARASINDA
Yaşı küçük olduğu için yazılı ifadesi alınamayan S.D. geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye götürüldü. Emniyet çıkışında S.D.’nin çevresinin sekiz kadın polis tarafından sarıldığ görüldü. Abla adliyedeyken Danacı ailesi diğer çocukları Alpay’ın cenazesini Adli Tıp’tan aldı.