PLAZMA CELL PODODERMATİT (YASTIK AYAK)
Kedilerin bir veya birden fazla ayağında şişme, taban yastıklarında yara ve ülserle seyreden, nedeni tam olarak anlaşılamamış bir hastalıktır. Plazma hücreleri aktive edilmiş lenfositlerdir ve taban yastığında birikmesiyle yangı oluşturduğu için yangı hücreli pododermatit denir. Hastalığın gelişiminde bağışıklık sistemini aktive eden bir etkenin (FIV, FeLV, allerjen gibi) varlığından şüphe edilirse de nedeni tam olarak ortaya konulamamıştır.
KLİNİK BELİRTİLERİ
Her yaş ve türden kedilerde görülür. Bir veya birden fazla patide şişme, bazen ülseratif ve kanamalı yara şeklinde görülür. Ağrılı durumlarda topallıkla seyredebilir.
TANI VE TEDAVİ
Görünümü Plazma cell pododermatit için tipik olsa da, Eozinofilik granulom komplex, kimyasal madde ve deterjanla temasta da benzer tablo oluşabilir. Bu yüzden ayırıcı tanıya gidilmelidir. Asıl teşhis biyopsi ile konur. FIV, FeLV test yapılmalı, pire ve gıda allerjisi için koruyucu damla ve hipoallerjik diyet uygulanmalıdır. Gerekirse kumu değiştirilmelidir.
Tedavi için, ağır vakalarda kortizon kullanımı önerilir. Hafif vakalarda pentoxifylline, doxycyline kullanılabilir.
FIV-FeLV
FeLV (FEline Leukemia Virus)ve FIV(Feline immundeficiency Virus) direkt yada indirekt olarak kedi populasyonlarında bir çok kedinin ölümüne neden olan 2 retrovirustur.Amerikada 2004 yılında 18000 nin üzerinde kedide yapılan araştırmada kedilerin % 2.3’ nün FeLV ( +) ,% 2.5’ nin FIV ( + )olduğu saptanmıştır.Hastaların görülme sıklığı dışarı çıkan kedilerde ve hasta kedilerde daha fazladır.Ağız ve diş eti hastalığı olan 9000 kedi üzerinde yapılan çalışmada % 14.2 nin FeLV ( + ) ,% 7.3 ‘nün FIV ( + ) olduğu görülmüştür.Ayrıca abse ve ısırk yarası olan 900 kedi üzerinde yapılan testlerde ledilerin % 8.8 FeLV ( +) ,% 12.7 FIV ( +) olduğu görülmüştür.Bütün bu çalışmalar bizlere özellikle ağız ve diş eti hastalıklarında ayrıca abse ve ısırık yaralarında FIV ve FeLV virüslerinin etkinliğini göstermesi açısından oldukça önem taşır.
Bulaşma:FeLV salya,idrar,süt vb vücut sıvılarında bulunur ve enfekte kedinin vücut sıvılarının enfekte olmayan kedi tarafından alınmasıyla hastalık bulaşır.Bulaşma genelde vücut sıvılarının yalanması sonucu ağız yoluyla oluşur.Bunun dışında hamilelik boyunca intrauterin yolla bulaşmada söz konusu olabilir.Kan nakillerinde virüslü kedi kanının virüs bulunmayan kediye nakil edilmesi de diğer bir bulaşma yoludur.
FIV enfekte kedinin salyasında yüksek konsantrasyonlarda bulunur ve özellikle kavga sırasında ısırılma yoluyla geçer.Bunun dışında kan nakilleri ve intrauterin ( anne karnındaki yavruya kan yoluyla bulaşma) yolla bulaşma da nadir olsa da görlür.
Hastalık:
FeLV e maruz kalan kedilerin bir kısmı virusu elemine eder ve virüse karşı etkili bir immun yanıt geliştirirler.Bu tür kediler rutine testlerde ( -) verirler.Çok hassas ve moleküler bir tanı yöntemi olan PCR yöntemi ile hastalığın ( + ) olduğu saptanabilir.Bu tür kediler için iyi haber nadir olarak hastalık belirtilerinin ortaya çıkması ve virüsü saçmalarıdır.İmmun yanıt
oluşturamayan kediler her türlü testte pizitif sonuç verirler.Bu tür kedilerde virüs kemik iliğine sıçrar ve kemik iliğini tahrip eder.Buna bağlı olarak anemi iştahsızlık antibiyotiğe cevap vermeyen yüksek ateş gibi semptomlar açığa çıkar.İlerleyici ve tahrip edici hastalık belirtileri virusun işgal ettiği tüm dokularda oluşabilir.( ekleme yerleşen virüsün burayı tahrip etmesi sonucu topallık,diş etlerinde enfeksiyon,lenf yumrularında büyüme ve lenf kanseri vb).Yada virüsün immunsupresiv etkisinden dolayı( bağışıklık sistemini baskılamasından dolayı) tekrarlayan veya geçmeyen ikincil enfeksiyonlar açığa çıkar.Bağışıklık oluşmayan bu tür kedilerde birkaç yıl içerisinde FeLV le bağlantılı hastalık semptomlarının açığa çıkması muhtemeldir( Lenf yumrularında şişlik yüksek ateş kilo kaybı geçmeyen veya tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları ,mide barsak enfeksiyonları,kulak enfeksiyonları,göz ve deri enfeksiyonları)
FIV:Virüsün vücuda girmesiyle oluşan akut enfeksiyon sonrası bir çok kedi uzun zaman ( seneler sürebilir) boyunca semptom göstermeksizin yaşamlarına devam edebilir.Bağışıklığın düştüğü durumlarda hastalık alevlenir ve semptomlar açığa çıkar.Tıpkı FeLV virusu gibi bağışıklık sistemi hücrelerini tahrip eder ve virusun tahrip ettiği organla alakalı belirtiler ortaya çıkar.Yüksek ateş,kansızlık,diş etleri ve ağızda enfeksiyon,göz enfeksiyonları,sinir sistemi enfeksiyonları,üst solunum yolları enfeksiyonları deri enfeksiyonları vb .FIV pozitif kedilerin teşhisinden sonra yaşam süreleri ortalama 5 senedir.FeLV pozitif kedilerde ise bu süre 2 yıla kadar iner.
Teşhis:Fiziksel muayene bulguları hastalıktan şüphelendirirse de hastalığın kesin teşhisi için kliniklerde de uygulanan snap testler gereklidir.Bazı durumlarda kemik iliği biopisisi( özellikle FeLV için) veya PCR gibi özel testler gerekebilir.Test meteryali olarak kesinlikle kan kullanılmalıdır.Test sonucu negatif olsa dahi özellikle yavru kedilerde ısırık yarası olan veya abseli kedilerde 60 gün-90 gün sonra tekrar test önerilmektedir.Hala şüpheli durum söz konusu ise PCR ile doğrulanmalıdır.
Tedavi:Myeloproliferativ veya losemi gelişen hastalarda tedavi şansı oldukça zordur.Lenfomalı ( lenf kanseri ) hastalara kemoterapi uygulanır. Tedavide amaç bağışıklığı desteklemek ,sekonder enfeksiyonları önlemek ve destekleyici tedavi yapmaktır.
Hastalığın Önlenmesi:Özellikle kediler daha yavruyken FeLV-FIV testi yapmak ( sonuç negatif çıksada 60-90 gün sonra 2. test yapılmalı) ve risk taşıyan kedilere ( dışarı çıkacak kedilere)aşı yapmak hastalığın yayılmasını önemli ölçüde azaltacaktır.Kısırlaştırma özellikle erkek kediler arasındaki kavgaları azaltmaya dolayısıyla hastalığın yayılmasını önleyen diğer bir yöntemdir.Hastalığın teşhis edildiği kedilerin dışarı çıkarılması yasaklanmalı diğer başka kedilerle birlikte yaşıyorsa diğer kedilerle teması önlenmeli ve bu kedilere de test yapılmalıdır.