Kollarının arası uçurum senin, bütün güzel yüreklerin kayıp düştüğü. Suretin karanlık senin, bakınca baharın bile kışa döndüğü.
Kırık kalp ustası olmalıymış adın, sarkık yüzünde karanlık saklıdır. Hangi sevda dokunmuşsa ellerine, geçmeyecek yaralar almıştır.
Coşkulu bir düş kurulmaz seninle, tomurcuk veren çiçekleri bile koparır nefretin. Benim paramla beş kuruş bile etmez ciğerin.
Islık çalarak dolaşır kalbinin sokaklarında şeytan; gören göz bilir, sen zapt edilmiş bir ruhsun. Kendi acılarını bile unutur insan bilince, sen önce kendine saplanan bir kurşunsun.
Hiç güneş görmez senin gönlün, içi örümcek bağlamış karanlık bir sandık odası gibisin. En son kim açıp kapıyı girmiştir bilinmez, acınacak haldesin.
Hangi yönde, hangi zamanda kaybolmuşsun bilemem, teslim edip imzalamışsın ruhunu kötülüğe. İnsana ait hiçbir iz taşımaz gözlerin, ateşin efendisi oturuyor içinde.
Kaybolmuş adın, kimliğin yok. Bir kukla gibi dolaşıyorsun yeryüzünde. Şimdi aklına gelmiyor ama kaç sevdanın hesabını vereceksin ahrette.
Aciz kalmış aklın, çevrelenmiş kötülükle yüreğin. Acı çekiyor ruhun aslında, farkında değilsin. Kumandası başkasının elinde duran bir oyuncak gibisin, etle giydirilmiş üstü bedeninin.
Kollarının arası uçurum senin, bütün güzel yüreklerin kayıp düştüğü. Suretin karanlık senin, bakınca baharın bile kışa döndüğü.
Candan Ünal