Kırık Tanımı
Dıştan veya içten etki eden kuvvetlerle kemik dokusunda oluşan ayrılmaya veya bu sebeplerle kemiğin anatomik bütünlüğünün ve devamlılığının bozulmasına “Kırık” denir. Kemikteki kırılma etki eden kuvvetlerin derecesine ve kemiğin şoku abzorbe edebilme yeteneğine göre ufak bir çatlaktan (Fissür), bir veya bir çok kemiğin kırılmasına ; hatta komşu eklemlerde çıkık eşlik etmesine (Kırıklı-çıkık) kadar değişiklik gösterebilir. Kırığı oluşturan kuvvet sadece kemiği kırmayıp , beraberinde kemiğin etrafındaki deri, kaslar , tendonlar , ligamentler, damarlar, sinirler ve komşuluğundaki organları da yaralayabilir. [FONT="]
Kırığı oluşturan sebepler ile kırık lokalizasyonları yaşlara göre farklılıklar gösterir. Yeni doğan döneminde doğum travmaları, çocuklarda düşme, dövülme ve trafik kazaları, gençlerde spor ve trafik kazaları, orta yaşlarda trafik ve iş kazaları ve ileri yaşlarda düşmeler ve tümöral olaylar kırık yapan başlıca nedenlerdir. Yeni doğanlarda doğum travmasına bağlı olarak en çok klavikula, femur cismi , humerus kırılır. Çocuklarda humerus suprakondiler kırıkları başta olmak üzere dirsek çevresi ve önkol kemikleri ile femur cismi en çok kırılır. Genç ve orta yaşlarda tibia, femur ve radius distali en çok kırılan bölgelerdendir. İleri yaşlarda femur boynu, trokanterik bölge, humerus proksimali ve radius distali en çok kırık görülen bölgelerdendir.
Kırık tipleri ve sınıflandırma
1) Kemik doku sağlamlığına göre:
2) Kırık hattının, kemiği çevreleyen deri yada mukoza yoluyla, dış ortamla ilişkide olup, olmamasına göre:
3) Kırık oluşturan kuvvete göre:
4) Kırık sayısına göre:
5) Kırığın derecesine ve kırık hattına göre:
a) Ayrılmış (deplase) kırıklar
b) Ayrılmamış (non-deplase) kırıklar
6) Kırığın kemikteki anatomik lokalizasyonuna göre:
7) Kırılan kemiğin histolojik yapısına göre:
AO Grubunun yapmış olduğu sınıflama ile uzun kemikler önce numaralandırılır. Buna göre humerus 1 , önkol 2 , femur 3, tibia 4 numara ile kodlandırılır (Şekil.1).

Kemik kırıkları kendi içinde de proksimal bölge kırıkları 1, cisim kırıkları 2, distal bölge kırıkları 3 numara ile kodlandırılır. Her bölgedeki kırık A-B-C olarak kategorize edilir. Bu gruplar kendi arasında da A1-A2-A3 ; B1-B2-B3 ; C1-C2-C3 olarak alt gruplara ayrılır (Şekil.2) .

Ayrıca her alt grup tekrar 1-2-3 eklenerek en alt gruplara ayrılır.Buna göre örneğin cisim kırıkları şöyle tarif edilir:

Kırıkları oluşturan sebepler ve kırık oluş mekanizması
Travmatik yolla oluşan kırıklarda görülen başlıca sebepler : Trafik kazaları (araç içi veya araç dışı) , düşme , çarpma, yüksekten düşme, ev içi kazalar ve düşmeler, iş kazaları, spor kazaları ve yaralanmaları , göçük altında kalma (deprem , maden kazaları vb) , üzerine bir şey düşmesi, ateşli silah yaralanması , kesici delici alet yaralanması, darpa maruz kalma ve dövülme ve yenidoğanlarda görülen doğum travmalarıdır. Patolojik kırıklarda kemikte bir hastalık mevcuttur ve kırık çoğu zaman basit travmalarla veya bazen travma olmaksızın kendiliğinden meydana gelir. Altta yatan hastalık benign tümör, primer veya sekonder malign tümör , osteoporoz, osteomalazi, enfeksiyon vb olabilir. Stress kırıklarında ise sürekli tekrarlayan zorlamalar ve yorgunluk sonucunda bariz bir travma olmadan fissür yada tam kırık gelişebilir. Örneğin eğitimi yeterli olmayan askerlerde uzun yürüyüşler sonucunda ****tars yorgunluk kırıkları görülebilir.
Normal anatomi ve fizyolojiye sahip bir kemikte dıştan etki eden kuvvetler ve vücut ağırlığının taşınması ile kas ve ligamentlerin çekmesi gibi vücudun içinden etki eden kuvvetlerin şiddeti, doğrultusu, hızı ve etkileme süresine göre kırıklar meydana gelir (Şekil.4).

Kırıkların iyileşmesi (Kaynaması)
Vücuttaki bazı kırıkların kaynama süreleri ve görülme sıklıkları Şekil.5 de şematize edilmiştir.

Kırık iyileşmesi kırık olduğu andan itibaren başlar ve 3 aşamadan oluşur:

İnflamatuvar dönemde kırık uçlar arasında hematom oluşur ve hematom periost tarafından veya periost yırtılmışsa sağlam yumuşak dokular tarafından çepeçevre kolluk şeklinde sarılır. Bu dönem ilk 3-4 günlük süreyi kapsar. Oluşan bu hematom kırık iyileşmesi açısından son derece önemlidir ve kırık hematomunun boşalması bazı sorunlara neden olabilir. Kırık hematomu intramembranöz sağladığı gerginlikle kırık uçlarını birarada tutma görevini de kısmen üstlenir. Kırık uçlarda 1-5 mm arasında nekroz gelişir. Nekrotik kemik uçlarından ve kırık hematomunda bulunan ölü hücrelerden salınan inflamatuvar mediatörler kapiller membran permeabilitesini artırarak inflamatuvar hücrelerin kırık bölgesine gelmesine yol açarlar (polimorf çekirdekli lökositler , makrofaj ve lenfositler).
İnflamatuvar hücreler nekrotik dokuları rezorbe ederken fibroblastlar bölgeye gelerek Tamir dönemini başlatırlar. Tamir döneminde ilk 48 saat içinde periost, endeost ve kırığa yakın yerlerdeki havers kanallarının tabakalarından hücre proliferasyonu başlar ; kırık hattı boyunca rezorbsiyon devam eder. Hücre proliferasyonu sonucu kırık uçlardaki boşluklar hücrelerle dolar. Kırık hattına dolan hücreler kemiğin hücresel devamlılığının onarımına yardım eder. Proliferasyonla birlikte kondroblastlar ve osteoblastlar gelişerek kıkırdak ve kemik doku oluşur. Osteoblastlar osteosite dönüşerek (intramembranöz) veya enkondral kemikleşmeyle kemik devamlılık sağlanır. Nekrotik kemik rezorbe olur ve yerini yeni kemik dokusu alır.
Tamir döneminde özetleyecek olursak (Şekil.7) hematom içine yayılan makrofajlar ve osteoklastlar ölü kemiğin ortadan kaldırılmasını sağlar ve osteoblastlar kemik oluşumunu sağlar.

2-6 hafta arasında kırık uçlar arasında ve çevresinde sert osteoid doku gelişir. Kallus oluşumu hem subperiosteal hem de endeosteal gelişim gösterir. 6-12 haftada kemikleşme olur, fragmanlar arasında sert bir köprü oluşur ve mekanik zorlamalara oldukça dayanıklıdır. 12-26 haftada kallus dokusu olgunlaşır. 6-12 ayda fragmanlar arası kortikal kaynama tamamlanır.
Bu şekilde kallus formasyonu ile kemikleşmeye indirekt veya sekonder kırık iyileşmesi denilir. İnternal fiksasyonla tam anatomik redüksiyon yapılan kırıklarda veya fissür gibi ayrılmamış kırıklarda kallus formasyonu gelişmeksizin doğrudan kortikal uçların birbirine kaynaması ile iyileşme sağlanır ve buna direkt veya primer kemik iyileşmesi denilir.
Bundan sonra 1-2 sene içerisinde yeniden şekillenme Remodelizasyon olur, kırık çevresi fazla kemik dokusu rezorbe olur, medüller kanallar açılır ve normal kemik yapısı kazanılır. Remodelizasyon Wolff kanunlarına göre olur. Normalin dışında bir konveksite ve konkavite kalmışsa konveks tarafta gerilme ve kemik rezorbsiyonu, konkav tarafta sıkışma ve yeni kemik yapımı meydana gelir. Burada oluşan elektriksel aktiviteye göre rezorbsiyonun ve kemik yapımının meydana geldiği bulunmuştur. Remodelizasyon tamir döneminin sonlarına doğru başlayıp , kırık kaynadıktan sonra yıllarca devam edebilir. Remodelizasyonla çocuk kırıklarında 15-20○ ye kadar açılanmalar düzelebilir. Fakat rotasyon düzelmez. Ayrıca erişkinlerde açılanmalar daha zor düzelir; fakat sonuçta iş görür bir kemik haline tekrar gelir. Ekleme yakın kırıklarda, eklemin yaptığı major hareketleri istikametine aykırı kırıklarda düzelme daha zordur.
Kırık iyileşmesini olumsuz etkileyen faktörler: Yüksek enerjili travmalar ve geniş yumuşak doku hasarı bulunması, kırık uçların birbirinden ayrılması, araya yumuşak dokuların girmesi (interpozisyon), besleyici damarların hasar görmesi, cerrrahi redüksiyon yapılmışsa aşırı disseksiyon ve yumuşak doku hasarı yapılması, kırığın transvers , parçalı veya segmenter olması (spiral ve oblik kırıklar daha çabuk kaynar) , açık kırık olması (hematomun boşalması, kontaminasyon ve enfeksiyon olasılığı ve aşırı yumuşak doku hasarı nedeniyle), redüksiyonun başarısızlığı, iyi stabilizasyon yapılmaması, yeterli süre immobilizasyon yapılmaması, kırık yerinde enfeksiyon olması, hastanın ileri yaşta olması, eklem içi kırık olması (sinovyal sıvının kırık iyileşmesini bozucu etkisi nedeniyle), kemikte önceden var olan patolojik bir durum olması, spongioza ihtiva etmeyen veya kortikal kemik içeriği yüksek kırık olması, beslenme ve sağlıklı ****bolizmayı etkileyen her türlü sistemik hastalık (diabet, maligniteler, sistemik enfeksiyonlar, anemiler vb), kemoterapi, radyoterapi, sigara bağımlılığı (nikotin) ve kortikosteroidler kırık iyileşmesini olumsuz etkiler.
Kırık iyileşmesini olumlu etkileyen faktörler: Olumsuz etkileyen faktörlerin tam tersi durumların olumlu etkilemesinin yanısıra; elektrik akımları, manyetik alan, ultrason, hiperbarik oksijen uygulamaları, düşük kuvvette lazer uygulaması, anabolik steroidler, D vitamini, kalsitonin, parathormon, prostoglandinler, BMP (Bone morphogenetic protein), büyüme hormonu , büyüme faktörleri , kafa travması , ameliyatla uygulanan kemik grefti ve demineralize kemik matriksi, gen tedavisi olumlu etkileyen faktörlerdir.
Kırık belirti ve bulguları
Kırıkları doğru teşhis edebilmek için, yaralının hızlı, dikkatli ve sistematik olarak anamnezini almak, soruşturma yapmak , belirti ve bulguları ortaya koymak bunun için de sistemik ve lokal fizik muayenesini yapmak ve radyolojik bulgu ve belirtileri değerlendirmek gerekir.
Anamnez: Bilinci yerinde olanların kendisinden veya bilinci yerinde olmayanların çevresindekilerden bazı sorulara cevap aranmalıdır:
Kırıkla beraber etrafındaki kas ve tendonlarla, onu örten fasya ve cilt de yaralandığı için belirtilerin bir bölümü kırığa spesifik olmayıp, bu belirtiler aynı tür travmaların kırık oluşturmaksızın meydana getirdikleri yumuşak doku lezyonlarında da görülürler. Kırık olduğu zaman ise bazı belirti ve bulgular sadece kırığa özgüdür. Bu sebeplerle kırıklarda görülebilecek tüm belirtiler: Travmaya ait genel belirtiler ve kırığa özgü belirti ve bulgular diye iki aşamada değerlendirilir.
Travmaya ait genel belirti ve bulgular:
1.Ağrı ve duyarlılık: Ağrı bütün travmalarda olur ; fakat kırıklarda daha çok olur. Spontan ağrı (hastanın travma bölgesinde var olduğunu ifade ettiği ağrı), direkt ağrı (travma bölgesine basınç uygulandığında ortaya çıkan veya artan ağrı) veya indirekt ağrı (uzaktan zorlama uygulandığında travma bölgesinde ortaya çıkan veya artan ağrı) müsbet olabilir. Spontan, direkt ve indirekt ağrının aynı lokalizasyonda saptanması kırık lehine bir bulgudur.
2.Hematom : Kırığı oluşturan darbenin damarları yaralaması veya kırık uçların damarları yaralaması ve kırıktan kaynaklanan hematom nedeniyle görülür. Hematom hızla artarsa ve büyürse büyük damar yaralanmaları akla gelmelidir.
3.Ekimoz : Doku arasına ve cilt altına yayılan kanın verdiği morumsu görünümdür. Erkenden travma bölgesinde görülmesi büyük kanama ve kırık habercisi olabilir. Rengi zaman geçtikçe fıstıki yeşil ve sarıya dönüşür. Tam kaybolması 3 haftayı bulur. Ekimoz yer çekiminin etkisiyle yer değiştirir. Humerus ve dirsek iç kısmında görülmesi humerus üst uç, uyluk arkasında görülmesi femur üst uç kırıklarını akla getirir.
4.Fonksiyon bozukluğu : Hareket sistemi elemanları yaralandığı zaman ağrıya engel olmak için hareketlerin sınırlandırıldığı saptanır. Kırıkta ise aynı zamanda kaldıraç kolu bozulduğu için hareketler yapılamaz.
Kırığa özgü belirti ve bulgular:
1. Hastanın duruşu: Hastanın duruşu bazı kırıklar için tipiktir. Örneğin yaşlı bir hastada düşme sonucu alt ekstremitelerde bir tarafta eğer adduksiyon, dış rotasyon ve kısalık görülüyorsa, kollum femoris kırığı veya trokanterik kırık akla gelmelidir (Şekil.8) .

2. Deformite: Kırık uçlarının yer değiştirmesi ile olur. Kırık uçlarının birbirinden ayrılmasına deplasman, uçlar birbirlerinin üzerine binmişse overriding, fragmanlar birbirinden uzaklaşmışsa distraksiyon, öne arkaya veya yan düzeyde açılanmasına angulasyon , kırık uçlarının kendi ekseni etrafında dönmesine ise rotasyon denir.
3. Krepitasyon: Kırık uçlarının birbirine sürtünmesi sonucu palpasyonda hissedilen bir kıtırtı hissidir. Tesadüfen tespit edildiğinde kesin kırık olduğunu gösterir. Ancak olup, olmadığını araştırmak nörovasküler yaralanmalara yol açabileceğinden yapılmamalıdır.
4. Anormal hareket: Bir kemikte anatomi ve fizyolojiye aykırı olarak gözlenen harekettir. Çok değerli ve kırık olduğunu gösteren bir bulgudur. Ancak krepitasyonda olduğu gibi aynı gerekçelerle olup olmadığını aramak tıbbi bir hatadır.
5. Palpasyon belirtileri ve kısalık : Kırık şüphesi bulunan bir kemik palpasyonla çok dikkatli incelenmelidir. Kemikler cilde en yakın kısımlarından palpe edilirler. Patella ve olekranon kırıklarında kırık uçlar arasında aralık hissedilebilir. Komşu eklemler de dikkatlice muayene edilir. Kemikte kısalık olup, olmadığına bakılır ve sağlam tarafla ölçüm sonuçları karşılaştırılır. Kırıktan şüphe edilen ekstremitedeki tüm periferik sinirler ve arterlerin de yaralanıp, yaralanmadığına bakılmalıdır.
6. Radyolojik inceleme: Konvansiyonel radyolojinin önemi ve tanı koymada değeri çok fazladır. Kırık derecesi ,sayısı, uçların durumu, kırığın yeri, çıkık ve yabancı cisim bulunuşu , kırığa uygulanan redüksiyon ve stabilizasyonun başarısı ve takipte kaynayıp, kaynamadığı ancak iyi bir radyolojik inceleme ile anlaşılabilir. Kural olarak: Kırığı düşünülen kemiğin proksimal ve distal eklemlerinin de aynı film dahilinde görülmesi gerekir. Örneğin, ulna cisim kırığında radius başının da çıkık olup olmadığı incelenmelidir (Monteggia kırığı) . Çocuklarda ve gerekirse erişkinlerde de karşılaştırma amacıyla radyolojik inceleme simetrik yapılmalıdır. Yani aynı kemiğin sağlam olanının da radyolojik incelemesi ve karşılaştırma yapılmalıdır. Her kemiğin standart olarak en az (2 yönlü) ön-arka ve yan gerekirse oblik ve özel pozisyonda çekilmiş radyografileri istenmelidir. Çekilecek olan radyogramları isterken önce anatomik lokalizasyon ve sonra pozisyon belirtilir. Humerus ön-arka ve yan radyografi, Lumbar vertebralar 2 yönlü radyografi , Önkol (dirsek ve el bileği dahil) 2 yönlü radyografi vb gibi. Radyogramlarda ilk önce istenilen pozisyon ve lokalizasyonda çekilip, çekilmediği; değerlendirme yapmak için yeterli kalitede olup, olmadığına bakılmalıdır. Bu şartları taşımıyorsa tekrarı istenmelidir. Değerlendirmeye alınan bir radyogramda dikkati çeken bir kırık hemen görülse de , öncelikle bunun dışında normal görülen kemik ve eklemler dikkatle taranmalı; eşlik eden bir hastalık olup, olmadığına bakılmalı; bundan sonra kırık bölge ayrıntılı olarak incelenmelidir. Göze çarpan bir kırık yoksa fizik muayenede direkt ve indirekt ağrının olduğu bölge çok kapsamlı olarak tetkik edilmelidir. Herşeye rağmen kırık saptanamayan ancak klinik olarak kırık olabileceği düşünülen vakalarda atelle tespit ve 10 gün sonra tekrar radyolojik inceleme önerilir. Eklem içi kırıklarda (asetabulum, glenoid, tibia kondil, vb), pelvis kırıklarında, vertebra kırıklarında, patolojik kırıklarda ve şüpheli durumlarda istenilecek Bilgisayarlı tomografi tetkiki daha ayrıntılı ve kesin bir inceleme olanağı sunar. Manyetik rezonans görüntüleme tekniği de çok değerlidir. Eklem içi kırıklar ve eklem içi patolojilerde , nörolojik defisit bulunan vertebra kırıklarında, patolojik kırıklarda ve yine şüpheli durumlarda çok yararlı bilgiler verir.
Dıştan veya içten etki eden kuvvetlerle kemik dokusunda oluşan ayrılmaya veya bu sebeplerle kemiğin anatomik bütünlüğünün ve devamlılığının bozulmasına “Kırık” denir. Kemikteki kırılma etki eden kuvvetlerin derecesine ve kemiğin şoku abzorbe edebilme yeteneğine göre ufak bir çatlaktan (Fissür), bir veya bir çok kemiğin kırılmasına ; hatta komşu eklemlerde çıkık eşlik etmesine (Kırıklı-çıkık) kadar değişiklik gösterebilir. Kırığı oluşturan kuvvet sadece kemiği kırmayıp , beraberinde kemiğin etrafındaki deri, kaslar , tendonlar , ligamentler, damarlar, sinirler ve komşuluğundaki organları da yaralayabilir. [FONT="]
Kırığı oluşturan sebepler ile kırık lokalizasyonları yaşlara göre farklılıklar gösterir. Yeni doğan döneminde doğum travmaları, çocuklarda düşme, dövülme ve trafik kazaları, gençlerde spor ve trafik kazaları, orta yaşlarda trafik ve iş kazaları ve ileri yaşlarda düşmeler ve tümöral olaylar kırık yapan başlıca nedenlerdir. Yeni doğanlarda doğum travmasına bağlı olarak en çok klavikula, femur cismi , humerus kırılır. Çocuklarda humerus suprakondiler kırıkları başta olmak üzere dirsek çevresi ve önkol kemikleri ile femur cismi en çok kırılır. Genç ve orta yaşlarda tibia, femur ve radius distali en çok kırılan bölgelerdendir. İleri yaşlarda femur boynu, trokanterik bölge, humerus proksimali ve radius distali en çok kırık görülen bölgelerdendir.
Kırık tipleri ve sınıflandırma
1) Kemik doku sağlamlığına göre:
- Normal kemikte (Travmatik) kırık
[*]Hastalıklı kemikte (Patolojik) kırık
[*]Stress (Yorgunluk) kırığı
2) Kırık hattının, kemiği çevreleyen deri yada mukoza yoluyla, dış ortamla ilişkide olup, olmamasına göre:
- Kapalı kırıklar
[*]Açık kırıklar
3) Kırık oluşturan kuvvete göre:
- Direkt mekanizma ile olan kırıklar
[*]İndirekt mekanizma ile olan kırıklar
[*]Direkt ve indirekt mekanizma kombinasyonu ile olan kırıklar
4) Kırık sayısına göre:
- Tek kırık hattı
[*]Multiple kırık hattı
5) Kırığın derecesine ve kırık hattına göre:
a) Ayrılmış (deplase) kırıklar
- Transvers kırık
[*]Oblik kırık
[*]Spiral kırık
[*]Kopma kırığı
[*]Parçalı kırık
b) Ayrılmamış (non-deplase) kırıklar
- Çatlak (fissür, linear kırık)
[*]Yaş ağaç (green stick) kırığı
[*]Torus kırığı
[*]Çökme kırıkları
[*]Kompresyon (sıkışma) kırıkları
[*]Dişlenmiş (impakte) kırıklar
[*]Epifizin ayrılmamış kırıkları
6) Kırığın kemikteki anatomik lokalizasyonuna göre:
- Proksimal bölge kırıkları (Proksimal epifizer ve ****fizer bölge ; trokanterik, femur boynu, tibia kondil, kollum şirurjikum vb)
[*]Cisim (shaft) kırıkları (Diafiz bölgesi ; 1/3 üst, 1/3 orta, 1/3 alt bölge olarak ifade edilir)
[*]Distal bölge kırıkları (Distal epifizer ve ****fizer bölge ; suprakondiler, malleoler, pilon, Colles vb)
[*]Epifiz bölgesi kırıkları (Çocuklarda fizisler kapanmadan önceki dönemde fizis hattını etkileyen epifiz ve ****fiz kırıkları anlaşılır)
[*]Kırıklı - çıkıklar (Kırıkla birlikte kırığın olduğu kemiğin katıldığı eklemde de çıkık olması)
7) Kırılan kemiğin histolojik yapısına göre:
- Spongiöz bölge kırıkları
- Kortikal bölge kırıkları
AO Grubunun yapmış olduğu sınıflama ile uzun kemikler önce numaralandırılır. Buna göre humerus 1 , önkol 2 , femur 3, tibia 4 numara ile kodlandırılır (Şekil.1).

Kemik kırıkları kendi içinde de proksimal bölge kırıkları 1, cisim kırıkları 2, distal bölge kırıkları 3 numara ile kodlandırılır. Her bölgedeki kırık A-B-C olarak kategorize edilir. Bu gruplar kendi arasında da A1-A2-A3 ; B1-B2-B3 ; C1-C2-C3 olarak alt gruplara ayrılır (Şekil.2) .

Ayrıca her alt grup tekrar 1-2-3 eklenerek en alt gruplara ayrılır.Buna göre örneğin cisim kırıkları şöyle tarif edilir:
- A : Basit kırıklardır.
- Spiral (1-2-3)
- Oblik (1-2-3)
- Transvers (1-2-3)
- B : Kamalı kırıklardır.
- Spiral kamalı (1-2-3)
- Bükülmeli kamalı (1-2-3)
- Parçalı kamalı (1-2-3)
- C : Kompleks kırıklardır.
- Spiral (1-2-3)
- Segmentli (1-2-3)
- Çok parçalı, irregüler (1-2-3)

- A : Ekstra-artiküler kırıklardır.
- Basit ekstra artiküler (1-2-3)
- ****fizeal kamalı ekstra artiküler (1-2-3)
- ****fizeal kompleks ekstra artiküler (1-2-3)
- B : Parsiyel artiküler kırıklardır.
- Lateral kondil kırığı , sagittal (1-2-3)
- Medial kondil kırığı , sagittal (1-2-3)
- Kondil kırığı, frontal (1-2-3)
- C : Komplet artiküler kırıklardır.
- Her iki kondil ve ****fizde basit kırık (1-2-3)
- Her iki kondilde basit, ****fizde çok parçalı kırık (1-2-3)
- Eklem içi ve ****fizde çok parçalı kırık (1-2-3)
Kırıkları oluşturan sebepler ve kırık oluş mekanizması
Travmatik yolla oluşan kırıklarda görülen başlıca sebepler : Trafik kazaları (araç içi veya araç dışı) , düşme , çarpma, yüksekten düşme, ev içi kazalar ve düşmeler, iş kazaları, spor kazaları ve yaralanmaları , göçük altında kalma (deprem , maden kazaları vb) , üzerine bir şey düşmesi, ateşli silah yaralanması , kesici delici alet yaralanması, darpa maruz kalma ve dövülme ve yenidoğanlarda görülen doğum travmalarıdır. Patolojik kırıklarda kemikte bir hastalık mevcuttur ve kırık çoğu zaman basit travmalarla veya bazen travma olmaksızın kendiliğinden meydana gelir. Altta yatan hastalık benign tümör, primer veya sekonder malign tümör , osteoporoz, osteomalazi, enfeksiyon vb olabilir. Stress kırıklarında ise sürekli tekrarlayan zorlamalar ve yorgunluk sonucunda bariz bir travma olmadan fissür yada tam kırık gelişebilir. Örneğin eğitimi yeterli olmayan askerlerde uzun yürüyüşler sonucunda ****tars yorgunluk kırıkları görülebilir.
Normal anatomi ve fizyolojiye sahip bir kemikte dıştan etki eden kuvvetler ve vücut ağırlığının taşınması ile kas ve ligamentlerin çekmesi gibi vücudun içinden etki eden kuvvetlerin şiddeti, doğrultusu, hızı ve etkileme süresine göre kırıklar meydana gelir (Şekil.4).

Kırıkların iyileşmesi (Kaynaması)
Vücuttaki bazı kırıkların kaynama süreleri ve görülme sıklıkları Şekil.5 de şematize edilmiştir.

Kırık iyileşmesi kırık olduğu andan itibaren başlar ve 3 aşamadan oluşur:
- İnflamatuvar dönem
- Tamir dönemi
- Remodelizasyon dönemi

İnflamatuvar dönemde kırık uçlar arasında hematom oluşur ve hematom periost tarafından veya periost yırtılmışsa sağlam yumuşak dokular tarafından çepeçevre kolluk şeklinde sarılır. Bu dönem ilk 3-4 günlük süreyi kapsar. Oluşan bu hematom kırık iyileşmesi açısından son derece önemlidir ve kırık hematomunun boşalması bazı sorunlara neden olabilir. Kırık hematomu intramembranöz sağladığı gerginlikle kırık uçlarını birarada tutma görevini de kısmen üstlenir. Kırık uçlarda 1-5 mm arasında nekroz gelişir. Nekrotik kemik uçlarından ve kırık hematomunda bulunan ölü hücrelerden salınan inflamatuvar mediatörler kapiller membran permeabilitesini artırarak inflamatuvar hücrelerin kırık bölgesine gelmesine yol açarlar (polimorf çekirdekli lökositler , makrofaj ve lenfositler).
İnflamatuvar hücreler nekrotik dokuları rezorbe ederken fibroblastlar bölgeye gelerek Tamir dönemini başlatırlar. Tamir döneminde ilk 48 saat içinde periost, endeost ve kırığa yakın yerlerdeki havers kanallarının tabakalarından hücre proliferasyonu başlar ; kırık hattı boyunca rezorbsiyon devam eder. Hücre proliferasyonu sonucu kırık uçlardaki boşluklar hücrelerle dolar. Kırık hattına dolan hücreler kemiğin hücresel devamlılığının onarımına yardım eder. Proliferasyonla birlikte kondroblastlar ve osteoblastlar gelişerek kıkırdak ve kemik doku oluşur. Osteoblastlar osteosite dönüşerek (intramembranöz) veya enkondral kemikleşmeyle kemik devamlılık sağlanır. Nekrotik kemik rezorbe olur ve yerini yeni kemik dokusu alır.
Tamir döneminde özetleyecek olursak (Şekil.7) hematom içine yayılan makrofajlar ve osteoklastlar ölü kemiğin ortadan kaldırılmasını sağlar ve osteoblastlar kemik oluşumunu sağlar.

2-6 hafta arasında kırık uçlar arasında ve çevresinde sert osteoid doku gelişir. Kallus oluşumu hem subperiosteal hem de endeosteal gelişim gösterir. 6-12 haftada kemikleşme olur, fragmanlar arasında sert bir köprü oluşur ve mekanik zorlamalara oldukça dayanıklıdır. 12-26 haftada kallus dokusu olgunlaşır. 6-12 ayda fragmanlar arası kortikal kaynama tamamlanır.
Bu şekilde kallus formasyonu ile kemikleşmeye indirekt veya sekonder kırık iyileşmesi denilir. İnternal fiksasyonla tam anatomik redüksiyon yapılan kırıklarda veya fissür gibi ayrılmamış kırıklarda kallus formasyonu gelişmeksizin doğrudan kortikal uçların birbirine kaynaması ile iyileşme sağlanır ve buna direkt veya primer kemik iyileşmesi denilir.
Bundan sonra 1-2 sene içerisinde yeniden şekillenme Remodelizasyon olur, kırık çevresi fazla kemik dokusu rezorbe olur, medüller kanallar açılır ve normal kemik yapısı kazanılır. Remodelizasyon Wolff kanunlarına göre olur. Normalin dışında bir konveksite ve konkavite kalmışsa konveks tarafta gerilme ve kemik rezorbsiyonu, konkav tarafta sıkışma ve yeni kemik yapımı meydana gelir. Burada oluşan elektriksel aktiviteye göre rezorbsiyonun ve kemik yapımının meydana geldiği bulunmuştur. Remodelizasyon tamir döneminin sonlarına doğru başlayıp , kırık kaynadıktan sonra yıllarca devam edebilir. Remodelizasyonla çocuk kırıklarında 15-20○ ye kadar açılanmalar düzelebilir. Fakat rotasyon düzelmez. Ayrıca erişkinlerde açılanmalar daha zor düzelir; fakat sonuçta iş görür bir kemik haline tekrar gelir. Ekleme yakın kırıklarda, eklemin yaptığı major hareketleri istikametine aykırı kırıklarda düzelme daha zordur.
Kırık iyileşmesini olumsuz etkileyen faktörler: Yüksek enerjili travmalar ve geniş yumuşak doku hasarı bulunması, kırık uçların birbirinden ayrılması, araya yumuşak dokuların girmesi (interpozisyon), besleyici damarların hasar görmesi, cerrrahi redüksiyon yapılmışsa aşırı disseksiyon ve yumuşak doku hasarı yapılması, kırığın transvers , parçalı veya segmenter olması (spiral ve oblik kırıklar daha çabuk kaynar) , açık kırık olması (hematomun boşalması, kontaminasyon ve enfeksiyon olasılığı ve aşırı yumuşak doku hasarı nedeniyle), redüksiyonun başarısızlığı, iyi stabilizasyon yapılmaması, yeterli süre immobilizasyon yapılmaması, kırık yerinde enfeksiyon olması, hastanın ileri yaşta olması, eklem içi kırık olması (sinovyal sıvının kırık iyileşmesini bozucu etkisi nedeniyle), kemikte önceden var olan patolojik bir durum olması, spongioza ihtiva etmeyen veya kortikal kemik içeriği yüksek kırık olması, beslenme ve sağlıklı ****bolizmayı etkileyen her türlü sistemik hastalık (diabet, maligniteler, sistemik enfeksiyonlar, anemiler vb), kemoterapi, radyoterapi, sigara bağımlılığı (nikotin) ve kortikosteroidler kırık iyileşmesini olumsuz etkiler.
Kırık iyileşmesini olumlu etkileyen faktörler: Olumsuz etkileyen faktörlerin tam tersi durumların olumlu etkilemesinin yanısıra; elektrik akımları, manyetik alan, ultrason, hiperbarik oksijen uygulamaları, düşük kuvvette lazer uygulaması, anabolik steroidler, D vitamini, kalsitonin, parathormon, prostoglandinler, BMP (Bone morphogenetic protein), büyüme hormonu , büyüme faktörleri , kafa travması , ameliyatla uygulanan kemik grefti ve demineralize kemik matriksi, gen tedavisi olumlu etkileyen faktörlerdir.
Kırık belirti ve bulguları
Kırıkları doğru teşhis edebilmek için, yaralının hızlı, dikkatli ve sistematik olarak anamnezini almak, soruşturma yapmak , belirti ve bulguları ortaya koymak bunun için de sistemik ve lokal fizik muayenesini yapmak ve radyolojik bulgu ve belirtileri değerlendirmek gerekir.
Anamnez: Bilinci yerinde olanların kendisinden veya bilinci yerinde olmayanların çevresindekilerden bazı sorulara cevap aranmalıdır:
- Ne şikayeti var? (Ağrı, hareket kısıtlılığı, şişlik, morarma vb)
- Ne oldu? (Düşme, yüksekten düşme, kaza vb)
- Nasıl oldu ? (Nereden düştü?, ne kazası?, nasıl yaralandı? , neyle yaralandı?)
- Ne zaman olduğu? (Yaralanmadan sonra geçen zaman!)
[*]Nerede oldu ? (Yolda, evde, işte vb)
[*]Ne yapıldı? (Bilinçsizce yapılmış bir müdahale var mı?)
Kırıkla beraber etrafındaki kas ve tendonlarla, onu örten fasya ve cilt de yaralandığı için belirtilerin bir bölümü kırığa spesifik olmayıp, bu belirtiler aynı tür travmaların kırık oluşturmaksızın meydana getirdikleri yumuşak doku lezyonlarında da görülürler. Kırık olduğu zaman ise bazı belirti ve bulgular sadece kırığa özgüdür. Bu sebeplerle kırıklarda görülebilecek tüm belirtiler: Travmaya ait genel belirtiler ve kırığa özgü belirti ve bulgular diye iki aşamada değerlendirilir.
Travmaya ait genel belirti ve bulgular:
1.Ağrı ve duyarlılık: Ağrı bütün travmalarda olur ; fakat kırıklarda daha çok olur. Spontan ağrı (hastanın travma bölgesinde var olduğunu ifade ettiği ağrı), direkt ağrı (travma bölgesine basınç uygulandığında ortaya çıkan veya artan ağrı) veya indirekt ağrı (uzaktan zorlama uygulandığında travma bölgesinde ortaya çıkan veya artan ağrı) müsbet olabilir. Spontan, direkt ve indirekt ağrının aynı lokalizasyonda saptanması kırık lehine bir bulgudur.
2.Hematom : Kırığı oluşturan darbenin damarları yaralaması veya kırık uçların damarları yaralaması ve kırıktan kaynaklanan hematom nedeniyle görülür. Hematom hızla artarsa ve büyürse büyük damar yaralanmaları akla gelmelidir.
3.Ekimoz : Doku arasına ve cilt altına yayılan kanın verdiği morumsu görünümdür. Erkenden travma bölgesinde görülmesi büyük kanama ve kırık habercisi olabilir. Rengi zaman geçtikçe fıstıki yeşil ve sarıya dönüşür. Tam kaybolması 3 haftayı bulur. Ekimoz yer çekiminin etkisiyle yer değiştirir. Humerus ve dirsek iç kısmında görülmesi humerus üst uç, uyluk arkasında görülmesi femur üst uç kırıklarını akla getirir.
4.Fonksiyon bozukluğu : Hareket sistemi elemanları yaralandığı zaman ağrıya engel olmak için hareketlerin sınırlandırıldığı saptanır. Kırıkta ise aynı zamanda kaldıraç kolu bozulduğu için hareketler yapılamaz.
Kırığa özgü belirti ve bulgular:
1. Hastanın duruşu: Hastanın duruşu bazı kırıklar için tipiktir. Örneğin yaşlı bir hastada düşme sonucu alt ekstremitelerde bir tarafta eğer adduksiyon, dış rotasyon ve kısalık görülüyorsa, kollum femoris kırığı veya trokanterik kırık akla gelmelidir (Şekil.8) .

2. Deformite: Kırık uçlarının yer değiştirmesi ile olur. Kırık uçlarının birbirinden ayrılmasına deplasman, uçlar birbirlerinin üzerine binmişse overriding, fragmanlar birbirinden uzaklaşmışsa distraksiyon, öne arkaya veya yan düzeyde açılanmasına angulasyon , kırık uçlarının kendi ekseni etrafında dönmesine ise rotasyon denir.
3. Krepitasyon: Kırık uçlarının birbirine sürtünmesi sonucu palpasyonda hissedilen bir kıtırtı hissidir. Tesadüfen tespit edildiğinde kesin kırık olduğunu gösterir. Ancak olup, olmadığını araştırmak nörovasküler yaralanmalara yol açabileceğinden yapılmamalıdır.
4. Anormal hareket: Bir kemikte anatomi ve fizyolojiye aykırı olarak gözlenen harekettir. Çok değerli ve kırık olduğunu gösteren bir bulgudur. Ancak krepitasyonda olduğu gibi aynı gerekçelerle olup olmadığını aramak tıbbi bir hatadır.
5. Palpasyon belirtileri ve kısalık : Kırık şüphesi bulunan bir kemik palpasyonla çok dikkatli incelenmelidir. Kemikler cilde en yakın kısımlarından palpe edilirler. Patella ve olekranon kırıklarında kırık uçlar arasında aralık hissedilebilir. Komşu eklemler de dikkatlice muayene edilir. Kemikte kısalık olup, olmadığına bakılır ve sağlam tarafla ölçüm sonuçları karşılaştırılır. Kırıktan şüphe edilen ekstremitedeki tüm periferik sinirler ve arterlerin de yaralanıp, yaralanmadığına bakılmalıdır.
6. Radyolojik inceleme: Konvansiyonel radyolojinin önemi ve tanı koymada değeri çok fazladır. Kırık derecesi ,sayısı, uçların durumu, kırığın yeri, çıkık ve yabancı cisim bulunuşu , kırığa uygulanan redüksiyon ve stabilizasyonun başarısı ve takipte kaynayıp, kaynamadığı ancak iyi bir radyolojik inceleme ile anlaşılabilir. Kural olarak: Kırığı düşünülen kemiğin proksimal ve distal eklemlerinin de aynı film dahilinde görülmesi gerekir. Örneğin, ulna cisim kırığında radius başının da çıkık olup olmadığı incelenmelidir (Monteggia kırığı) . Çocuklarda ve gerekirse erişkinlerde de karşılaştırma amacıyla radyolojik inceleme simetrik yapılmalıdır. Yani aynı kemiğin sağlam olanının da radyolojik incelemesi ve karşılaştırma yapılmalıdır. Her kemiğin standart olarak en az (2 yönlü) ön-arka ve yan gerekirse oblik ve özel pozisyonda çekilmiş radyografileri istenmelidir. Çekilecek olan radyogramları isterken önce anatomik lokalizasyon ve sonra pozisyon belirtilir. Humerus ön-arka ve yan radyografi, Lumbar vertebralar 2 yönlü radyografi , Önkol (dirsek ve el bileği dahil) 2 yönlü radyografi vb gibi. Radyogramlarda ilk önce istenilen pozisyon ve lokalizasyonda çekilip, çekilmediği; değerlendirme yapmak için yeterli kalitede olup, olmadığına bakılmalıdır. Bu şartları taşımıyorsa tekrarı istenmelidir. Değerlendirmeye alınan bir radyogramda dikkati çeken bir kırık hemen görülse de , öncelikle bunun dışında normal görülen kemik ve eklemler dikkatle taranmalı; eşlik eden bir hastalık olup, olmadığına bakılmalı; bundan sonra kırık bölge ayrıntılı olarak incelenmelidir. Göze çarpan bir kırık yoksa fizik muayenede direkt ve indirekt ağrının olduğu bölge çok kapsamlı olarak tetkik edilmelidir. Herşeye rağmen kırık saptanamayan ancak klinik olarak kırık olabileceği düşünülen vakalarda atelle tespit ve 10 gün sonra tekrar radyolojik inceleme önerilir. Eklem içi kırıklarda (asetabulum, glenoid, tibia kondil, vb), pelvis kırıklarında, vertebra kırıklarında, patolojik kırıklarda ve şüpheli durumlarda istenilecek Bilgisayarlı tomografi tetkiki daha ayrıntılı ve kesin bir inceleme olanağı sunar. Manyetik rezonans görüntüleme tekniği de çok değerlidir. Eklem içi kırıklar ve eklem içi patolojilerde , nörolojik defisit bulunan vertebra kırıklarında, patolojik kırıklarda ve yine şüpheli durumlarda çok yararlı bilgiler verir.