Kadın erkek ilişkileri belki de dünyanın yaradılışından beri çözülememiş sır konulardan biri. Çoğu durumda çoğu zaman erkekler kadınları anlamadığını, kadınlar da erkekleri anlamadığını çözemediğiniz söyler. Ne onunla ne onsuz tabiri ikili ilişkiler için kaçınılmaz bir tanımlama. İlişkilerimizi yoran, yıpratan, eskiten ve bitiren sorunların başında kıskançlık geliyor. Etrafınıza bir bakın ve kıskançlık örneklerini inceleyin. Kıskançlığı tanımlamak oldukça zor fakat yine de az çok herkesin aklına bir tanım gelir. Bana göre kıskançlık, ne bir sevgi gösterisi veya ispatı, ne hayatı zorlaştıran bir taktik.
Olması gereken yerde olması gereken şekilde sevgili veya eşi kıskandığımızda hissettiklerimiz, söylediklerimiz veya yaptıklarımız. Peki ne hissediyoruz kıskanırken? Sevdiğimizin karşı cinsten biri ile girdiği iletişim, münasebet, ortam ve benzeri durumlarda, o kişi ile sevdiğimiz arasında geçen herhangi bir şeyi ilişkiyi tehdit ediyor olarak görmemizdir belki de. Onu kaybetme korkusu, onunla olabilme ihtimali, bizdeki eksiklikler, ilişkiniz eskimesi, sizin artık kendinize bakmayıp kötü görünmeye başlamanız ve daha bir çok sebep ve etken vardır kıskançlıkta.
Bu bir histir, önceden kestirilip sözlere dökülemez. Mühim olan ilişkinize kıskançlık duygusuna kapılıp zarar vermemenizdir. Toplum olarak kıskançlığı genelde abartan bir milletiz. İlişkilerimizi olumsuz etkilemesine izin veriyoruz. Peki kendinizi düşünün. Siz ilişkinizde kıskançlığı abartıyor, sınırları aşıyor musunuz? Hayır demeden önce iyice bir düşünün. Cevabınız evet ise de, bunun nedenlerini ve ilişkiyi nasıl etkilediğini iyi düşünün. Ortada hiçbir sebep yokken eşlerinin hayatını zindan etmek, eşini eve kapatmak, hayattan ve dış dünyadan soyutlamak gibi aşırı boyutları da var.
Ama biz buna kıskançlık demiyoruz tabii. Acilen bir psikoloğa gidilmesi şart, çünkü bu raddeye vardıysa ciddi bir hastalık söz konusudur. Her telefonun hesabını sormak, kapıya bile bakmasına izin vermemek, hemcinsleri dışında kimseyle görüştürmemek, attığı her adımı takip etmek gibi şeyler hem sizi bitirir hem onu hem de ilişkinizi. Sağlam bir ilişkide en başından beri var olan şeylerden biri güvendir.
Bilirsiniz ki, özellikle kadınlar güven olmazsa bir ilişkiye başlamayız veya ilişkiyi devam ettirmeyiz. Bazı kişiler kıskançlık yapmak için sırf sevgi gösterisi yapmak adına bile buna bulaşabiliyor. Kendine ve karşısındakine ne kadar zarar verdiğini veya kırdığını umursamıyor bile. Eski ilişkilerden konu açmaya kalkıyor ve sevdiğini bir şekilde rahatsız ediyor bu durum. Yani boş ve gereksiz kıskançlık da hastalık kıskançlığı kadar tehlikeli ve kötü.
Sizin ilişkinizde güven ne kadar mevcut? Güven olamdan bir ilişkiye başlar mısınız veya güvenin bittiği yerde o ilişkiyi sürdürür müsünüz? Bence hayır. Kadınların sevgi ve sadakat kadar güvene de ihtiyacı var ilişkilerinde. Aynı şekilde erkekler de bunlara ihtiyaç duyar. Bu yüzden biraz daha dikkatli ve yapıcı olmaya özen göstermek gerek. Siz siz olun, kıskançlığı abartmayın, ilişkinizi boş yere yormayın ve bitirmeyin.
Olması gereken yerde olması gereken şekilde sevgili veya eşi kıskandığımızda hissettiklerimiz, söylediklerimiz veya yaptıklarımız. Peki ne hissediyoruz kıskanırken? Sevdiğimizin karşı cinsten biri ile girdiği iletişim, münasebet, ortam ve benzeri durumlarda, o kişi ile sevdiğimiz arasında geçen herhangi bir şeyi ilişkiyi tehdit ediyor olarak görmemizdir belki de. Onu kaybetme korkusu, onunla olabilme ihtimali, bizdeki eksiklikler, ilişkiniz eskimesi, sizin artık kendinize bakmayıp kötü görünmeye başlamanız ve daha bir çok sebep ve etken vardır kıskançlıkta.
Bu bir histir, önceden kestirilip sözlere dökülemez. Mühim olan ilişkinize kıskançlık duygusuna kapılıp zarar vermemenizdir. Toplum olarak kıskançlığı genelde abartan bir milletiz. İlişkilerimizi olumsuz etkilemesine izin veriyoruz. Peki kendinizi düşünün. Siz ilişkinizde kıskançlığı abartıyor, sınırları aşıyor musunuz? Hayır demeden önce iyice bir düşünün. Cevabınız evet ise de, bunun nedenlerini ve ilişkiyi nasıl etkilediğini iyi düşünün. Ortada hiçbir sebep yokken eşlerinin hayatını zindan etmek, eşini eve kapatmak, hayattan ve dış dünyadan soyutlamak gibi aşırı boyutları da var.
Ama biz buna kıskançlık demiyoruz tabii. Acilen bir psikoloğa gidilmesi şart, çünkü bu raddeye vardıysa ciddi bir hastalık söz konusudur. Her telefonun hesabını sormak, kapıya bile bakmasına izin vermemek, hemcinsleri dışında kimseyle görüştürmemek, attığı her adımı takip etmek gibi şeyler hem sizi bitirir hem onu hem de ilişkinizi. Sağlam bir ilişkide en başından beri var olan şeylerden biri güvendir.
Bilirsiniz ki, özellikle kadınlar güven olmazsa bir ilişkiye başlamayız veya ilişkiyi devam ettirmeyiz. Bazı kişiler kıskançlık yapmak için sırf sevgi gösterisi yapmak adına bile buna bulaşabiliyor. Kendine ve karşısındakine ne kadar zarar verdiğini veya kırdığını umursamıyor bile. Eski ilişkilerden konu açmaya kalkıyor ve sevdiğini bir şekilde rahatsız ediyor bu durum. Yani boş ve gereksiz kıskançlık da hastalık kıskançlığı kadar tehlikeli ve kötü.
Sizin ilişkinizde güven ne kadar mevcut? Güven olamdan bir ilişkiye başlar mısınız veya güvenin bittiği yerde o ilişkiyi sürdürür müsünüz? Bence hayır. Kadınların sevgi ve sadakat kadar güvene de ihtiyacı var ilişkilerinde. Aynı şekilde erkekler de bunlara ihtiyaç duyar. Bu yüzden biraz daha dikkatli ve yapıcı olmaya özen göstermek gerek. Siz siz olun, kıskançlığı abartmayın, ilişkinizi boş yere yormayın ve bitirmeyin.