Salih Bir Evlat İçin Hamilelikte Dikkat Edilecek Hususlar Mumine Sitesi
Salih, sağlam karakterli, güzel ahlaklı ve dindar bir çocuğa sahip olmak isteyen bir kişi öncelikle evlenirken tercihini doğru yapmalıdır. Evlendiği insanın dindar ve güzel ahlaklı olmasına öncelik vermelidir. Evlilikten sonra ise hamilelikten çocuğun doğumuna kadar alınması gereken bir kısım tedbirler vardır. Yani, öncelikle tohumun temiz bir zemine bırakılması, sonra da bırakıldığı yerde gelişirken temiz bir hava ile havalandırılması, temiz şualarla şualandırılması, temiz su ile sulanması ve tımar edilmesi, yetiştirilmek istenen neslin kaliteli yetişmesi bakımından çok önemlidir. (Fethullah Gülen, Çekirdekten Çınara)
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde, Şaki, daha anasının karnında talihsizdir; said, anasının karnında da talihlidir buyuruyor. Hâlbuki biz biliyoruz ki, bizim irade ve davranışlarımız hesaba katılmadan hiçbir takdir söz konusu değildir. Bizim nasıl hareket edeceğimiz, nasıl adım atacağımız, attığımız bu adımların neleri ortaya çıkaracağı Cenab-ı Hak tarafından bilinmiş ve iradelerimiz de hesaba katılarak her şey ona göre plan ve programa tabi tutulmuştur. (Fethullah Gülen, Çekirdekten Çınara) Dolayısıyla bizim salih bir evlat yetiştirmek için alacağımız tedbirler daha tohumun atılması anından itibaren başlar ve devam eder.
Sperm ve yumurtanın buluşması anından itibaren, annenin gıdası, hal ve hareketleri, ruhi durumu, maneviyatı anne karnındaki çocuğun şaki veya said yazılmasında önemli birer vesiledir. Haram bir lokmanın, işlenen bir günahın, manevi tatminsizlikten ileri gelen stres ve depresyonların hiç şüphesiz çocuğun karakterinin şekillenmesinde etkisi büyüktür. Besmelesiz atılan bir tohumdan hayırlı neticelerin ortaya çıkması Cenab-ı Hak aksini murad buyurmadıkça zor bir ihtimaldir. Ancak Cenab-ı Hak dilerse füccardan da salih evlatlar neşet edebilir.
Şimdi hamile bir kadının, hamilelik süresince dikkat etmesi gereken hususları kısaca arz edelim:
1- Besmele
Çocuğun anne karnına düşmesinden önce besmele çekilmesi ve dua edilmesi Peygamber Efendimizin (s.a.s) tavsiyeleri arasındadır. Allah Resûlu Aleyhisselatu Vesselam Efendimiz konuyla ilgili şöyle buyurur: Kişi hanımına gelince bismillah desin ve şu duayı okusun: اَلَّلهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِيمَا رَزَقْتَنَا وَلَا تَجْعَلْ لِلشَّيْطَانِ نَصِيبًا فِيمَا رَزَقْتَنَا Allahım, bize vereceğin nasibi hakkımızda mübarek kıl. Bize nasib ettiğin şeyde şeytana bir pay koyma. Böyle derse, kadın hamile kaldığı takdirde çocuğun salih olacağı ümid edilir. (Abdurrezzâk, Musannef, Beyrut, el-Mektebul-İslami, 1403, 2. Baskı, 6/194) Buhari ve Müslimin ittifaken rivayet ettikleri bir başka hadis-i şerifte ise, hanımına yaklaşmak isteyen kimsenin besmele çektikten sonra şu duayı okuması tavsiye edilir: اللَّهُمَّ جَنِّبْنِى الشَّيْطَانَ وَجَنِّبِ الشَّيْطَانَ مَا رَزَقْتَنَا Allahım, bizi şeytandan uzak tut ve şeytanı da bize vereceğin nasipten uzak tut! Hadisin devamında bu duayı okuyan kimsenin bir çocukla rızıklandırıldığı takdirde, şeytanın ona ebediyen zarar veremeyeceği ifade edilir. (Buhari, Bedül-halk 11; Müslim, Nikâh 116)
Evet, hadis-i şeriflerde açıkça ifade edildiği üzere, her hayrın başı besmele olduğu gibi, hayırlı bir evlada sahip olmak isteyen kimsenin de besmeleyle işe başlaması çok önemlidir. Ardından da, çocuğun salih bir evlat olması ve şeytanın ona zarar vermemesi için Cenab-ı Hakka iltica edip yalvarmalıdır.
2- Dua
Yukarıya aldığımız hadis-i şerifler ailevi münasebetten önce besmele çekilmesini ve dua edilmesini tavsiye ediyor. İşin bidayetinde dua önemli olduğu gibi, hamile kaldıktan sonra, doğuma kadar her fırsatta Cenab-ı Hakka dua etmek de çok önemlidir. Nitekim Kuran-ı Kerim Hz. Âdem ve Hz. Havvanın hayırlı bir evlat nasip etmesi için Cenab-ı Hakka yakarışlarını şu ifadeleriyle anlatır: Sizi bir tek candan (Âdemden) halkeden, ondan da yanında huzura eresiniz diye eşini (Havvayı) yaratan Odur. (Âdem) Eşi ile (birleşince) o hafif bir yük yükleniverdi (hamile kaldı). Onu bir müddet taşıyıp da hamileliği ağırlaşınca, Allaha: Andolsun bize (salih) kusursuz bir çocuk verirsen, sana ziyadesiyle şükrederiz, diye dua ettiler. (Araf Suresi, 7/189)
Gerek baba gerekse anne adayı, Cenab-ı Hakkın kendilerine nasip edeceği çocuğun her türlü kusurdan azade ve hayırlı bir evlat olması adına Allaha yalvarıp yakarmalı ve duasının makbul olduğuna inandıkları zatlardan da bu hususta dua istemelidirler. Müsebbibül-Esbab olan Cenab-ı Hak isterse olmazlar bile olur hale gelir. İşte anne-baba duadaki bu büyük güce inanmalı ve gönülden yaptıkları dualarıyla Cenab-ı Haktan hayırlı evlat talebinde bulunmalıdırlar.
3- Helal Rızık
Özellikle günümüzde daha bir ehemmiyet kazanan hususlardan bir diğeri de helal rızık peşinde olmak ve şüpheli hiçbir lokmanın mideye inmesine fırsat vermemektir. Yani çocuk daha anne karnındayken helal ve temiz rızıkla beslenmelidir. Çocuk anne karnında teşekkül etmeye başladığı ilk andan itibaren meşru yollardan gıdasını almalıdır. Bunun için de anne baba kazancının helalinden olması hususunda son derece hassas olacak, alışveriş yaptıkları yerleri iyi seçecek ve dinin haram kıldığı hiçbir maddenin evlerine girmelerine fırsat tanımayacaklardır. Allah Resûlü (s.a.s): Öyle devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak. buyurmak suretiyle inananları kazanç hususunda dikkatli olmaya çağırmıştır. (Buhârî, Büyû 7, 23) Konuyla ilgili bir diğer hadis-i şerif ise şu şekildedir: İnsanın ilk (çürüyüp) kokacak olan yeri karnıdır. Öyleyse, kim, karnına temiz olandan başka bir şey girdirmemeye güçü yeterse mutlaka bunu yapsın! (Buhari, Ahkam 9) Yediği içtiği haram olan bir kişinin duasının kabul olmayacağı da Efendimizden (s.a.s) şeref sudur olan beyanlar arasındadır. (Müslim, Zekat 65) Bunlardan başka Kuran-ı Kerimde ve sünnet-i sahihada helal rızık talep etmenin gereği ve önemi hakkında birçok ayet ve hadis vardır.
Haram ve şüpheli gıdaların çocuğun tabiatında ne gibi deformasyonlara yol açacağını, onun fıtratında nasıl bir tahribat yapacağını bilemeyiz. Ancak bildiğimiz bir şey vardır ki, insan karakterinin oluşmasında yenilen içilen şeylerin inkâr edilemez tesirleri söz konusudur. Bu açıdan baştan itibaren anne-baba yediği, içtiği şeylere dikkat etmeli ve çocuğun hoş ve temiz gıdalarla beslenmesi hususunda titiz olmalıdırlar.
4- Maneviyat
Hamile bir annenin, ruhi ve psikolojik durumu çocuğun gelişiminde önemli bir etkiye sahiptir. Konuyla ilgili şu tespitler oldukça çarpıcıdır: Fransada birbirini teyîd eden muhtelif araştırmalara göre asabî ruhî hastalıklar servisine düşen çocukların % 50sinin alkolik ailelerden geldiğini, keza çeşitli suçlardan mahkemelik olan çocukların babalarının % 50sinin alkolik olduğu bu ailelerden gelen çocuklarda % 34 nispetinde aile, okul ve içtimaî muhitlere intibak bozuklukları tespit edildiği ifade edilmektedir. Ayrıca, şunu da belirtelim ki çocuğunu anne karnında iken yedinci aydan itibaren dış tesirlere karşı hassasiyet kazanıp, aksülâmellerde bulunduğuna ve meselâ sese karşı hareketlerini artırdığına dâir klinik çalışmalarına dayanılarak cenîn devrinde öğrenmeden bahsedilmektedir. (İbrahim Canan, Hz. Peygamberin (s.a.s) Sünnetinde Terbiye, Akademi Yayınları, İzmir, 2008, s. 97-98).
Buna göre çocuk daha anne karnındayken bile, annenin hal ve tavırlarının onun gelişiminde etkili olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle de annenin, manevi yönden güçlü olması, sağlam bir imana sahip olması, stres ve sıkıntılardan uzak durması hiç şüphesiz çocuğun gelişiminde müsbet bir tesir icra edecektir.
5- Tevekkül ve Teslimiyet
Son olarak müstakbel anne ve babanın dikkat etmeleri gereken bir husus olarak Cenab-ı Hakka karşı tevekkül içinde bulunmalarını hatırlatabiliriz. Yani doğacak çocuk hakkında hırs göstermemek, ille de cinsiyeti şöyle olsun böyle olsun dememek, ufak rahatsızlıklardan bile hemen evhama kapılmamak, muhtemel bazı hastalıklar karşısında sarsılmamak oldukça önemlidir. Her şeyden önce anne baba doğacak çocuğun Cenab-ı Hakkın bir ihsanı ve nimeti olduğunun şuurunda olmalıdırlar.
Anne babanın çocuğu olmazsa olmaz görmeleri ve bu konuda aşırı hırs göstermeleri, aksiyle cezalandırılmalarına sebep olabilir. Çünkü biz neyin hakkımızda hayırlı olduğunu bilemeyiz. Bize düşen sebeplere riayet ettikten sonra Allaha güvenip Ona tevekkül etmektir. Çocukların da bir imtihan vesilesi olduğu unutulmamalı ve Cenab-ı Haktan her hususta olduğu gibi bu konuda da hayırlısı istenmelidir.