HuzurIslamda
Yeni Üye
Bu bölümdeki bir ayet ve sekiz hadis-i şeriften erkeklerin kadınlar üzerine hakim ve koruyucu olduklarını, kadının kocasına her an itaat etmesi gerektiğini değilse lanete maruz kalacağını, kocasının izni olmadan kadının nafile oruç bile tutamayacağını, herkesin çoban olduğunu ve gütmesi gerekenlerden sorumlu olduğunu, kocanın ihtiyacını karşılamak için kadının ocak başında bile olsa o işi bırakıp kocasının yanına gelmesi gerektiğini, insanın insana secde edilmesi emredilmiş olsaydı kadının kocasına secde etmesi gerekeceğini, kocasını memnun ederek ölen kadının cennette olacağını, Hurilerin kocasını üzen kadına nasıl söz söyleyeceklerini, en zararlı imtihan unsurunun kadın cinsi olduğunu öğreneceğiz. [1]
Allahın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması ve mallarından mehir ve her türlü harcamada bulunması sebebiyle erkekler kadınlar üzerine yönetici ve koruyucudurlar. Dürüst ve erdemli kadınlar gerçekten itaatli olanlardır. Allah kendi haklarını nasıl koruduysa onlarda öylece kocalarının yokluğunda onların malını ev sırlarını namus ve iffetlerini koruyanlardır... (Nisa: 4/34)
283. Ebû Hüreyre radıyallahu anhden rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Bir erkek karısını yatağına çağırır da karısı gelmez ve erkek ona dargın olarak gecelerse, melekler o kadına sabaha kadar lânet ederler.[2]
Buhârî ile Müslimin bir başka rivayeti şöyledir:
Kadın geceyi kocasının yatağını terk ederek geçirirse, melekler sabaha kadar ona lânet ederler.[3]
Müslimin değişik bir rivayet de şöyledir:
Canımı kudretiyle elinde tutan Allaha yemin ederim ki bir erkek karısını yatağa çağırır da kadın gelmezse kocası ondan memnun oluncaya kadar kainatın sahibi olan Allah o kadına gazab eder.[4]
* Nur, Nisa, Ahzab surelerinin kadınlarla ilgili ayetleri de okunduğunda insanlar kadın haklarını islamın kadına verdiği değeri daha iyi anlıyacaklardır. Çünkü bu dünyada karı ve kocalar birbirleri için elbise hükmünde olur, her türlü kötülüklerden birbirlerini daima korurlar.
Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık (ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah`ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah`ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. İşte böylece Allah âyetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar(Bakara: 2/187) [5]
284. Ebû Hüreyre radıyallahu anhden rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Bir kadın kocası yanındayken onun izni olmadan oruç tutamaz. Kocasının izni olmadan bir kimseyi evine alamaz.[6]
285. İbni Ömer radıyallahu anhümâdan rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:
Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Âmir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idâre ettiklerinizden sorumlusunuz.[7]
286. Ebû Ali Talk İbni Ali radıyallahu anhden rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Bir koca karısına ihtiyaç duyup da onu yanına çağırdığında, kadın ocak başında bile olsa, hemen kocasının yanına gelsin.[8]
287. Ebû Hüreyre radıyallahu anhden rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:
İnsanın insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadının kocasına secde etmesini emrederdim.[9]
* Bu hadisin sebebi vürudu (söylenmesine sebep) olarak; Muaz ibni Cebel Şamdan veya Yemenden dönüşünde veya Kays ibni Sad Hîreden döndüğünde oralarda hrıstiyanların başkan ve kumandanlarına secde ettiklerini görmüşlerdi. Bu sebeble peygamberimizin secde edilmeye daha layık olduğunu düşünerek secde etmek istemişlerdi. Bunu yasaklayan Rasulullah (s.a.v.) Rabbinize ibadet edin, müslümanlara iyilik yapın, bir kimsenin diğerine secde etmesini isteseydim kadının kocasına secde etmesini emrederdim, dedi. (Müsned, II 76)
Secde hiçbir zaman ölmeyecek, saltanatı yok olmayacak olan Allaha yapılır. Ama kadının kocasına itaatın önemini belirtmek için peygamberimiz böyle söylemiştir. [10]
ILAHLASTIRMAK ASLA MEVZU BAHIS OLAMAZ!
288. Ümmü Seleme radıyallahu anhâdan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Kocasını memnun ederek ölen kadın cennetliktir.[11]
289. Muâz İbni Cebel radıyallahu anhden rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Dünyada bir kadın kocasını üzerse, o kimsenin hûrilerden olan hanımı o kadına şöyle seslenir:
Allah canını alsın! Üzme onu! O senin yanında şimdilik misafirdir. Yakında senden ayrılıp bize kavuşacaktır.[12]
290. Üsâme İbni Zeyd radıyallahu anhümâdan rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:
Benden sonra erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne sebebi bırakmadım.[13]
* İslamın aile yapısında kadın ve erkeğin ayrı ayrı görevleri ve sorumlulukları vardır. Geçen hadislerde erkeğin aile üzerindeki otorite ve sorumluluğuyla kadının durumu apaçık gözler önüne serilmişir. Erkek vazife ve sorumluluğunu bilip yuvadaki vazifesini layıkıyla yapar, kadın da ayet ve hadislerle belirtilen şekliyle kocasını razı eder ev işlerini yerine getirirse cenneti elde etmiş olacaklardır.
Son hadisle bazı problemli kadınlara ve kadın cinsinin hususiyetine işaret edilmekte ve Teğabün: 64/14 ayeti bize hatırlatılmaktadır.
Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir (64.sure ayet 14)
Bu ayetin sebebi vücudu (söylenme gereği) hicret edecek kimselere karıları ve çocukları Sen gidersen biz sensiz ne yaparız. Demişler ve onların hicret etmelerini geciktirmişlerdi. Gecikmeden dolayı günaha girdiklerini zanneden sahabiler hanım ve çocuklarını cezalandırmaya kalkmışlar ve onları daha hoşgörülü olmaya çağıran Teğabün: 64/14 ayeti nazil olmuşlardır.
Nefsani arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah`ın katındadır Al-i İmran: 3/14 de belirtildiğine göre insanlar bazı dünya zevk ve nimetlerine düşkün yaratılmışlardır. Bunlardan ilki kadın ve erkeğin birbirlerine olan ilgi ve alakalarıdır. Bu ilginin ölçülü kullanılmaması her iki taraf için de tehlike doğurabilir. Hadis-i şerif bu tehlikeye dikkatleri çekip erkeklerin daha uyanık olmalarını istemektedir. [14]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazus-Salihin Tercümesi: 109
[2] Buhârî, Bedulhalk 7; Müslim, Nikâh 122. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Nikâh 40.
[3] Buhârî, Nikâh 85; Müslim, Nikâh 120.
1751de tekrar gelecektir.
[4] Müslim, Nikah 121
[5] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazus-Salihin Tercümesi: 110
[6] Buhârî, Nikâh 84, 86; Müslim, Zekât 84. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 73; Tirmizî, Savm 64; İbni Mâce, Sıyâm 53.
[7] Buhârî, Cum`a 11, İstikrâz 20, İtk 17, 19, Vesâyâ 9, Nikâh 81, 90, Ahkâm 1; Müslim, İmâre 20. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, İmâre 1, 13; Tirmizî, Cihâd 27.
302 ve 653 de tekrar gelecektir.
[8] Tirmizî, Radâ` 10; Nesâî, esSünenülkübrâ, İşretünnisâ bâbı.
[9] Tirmizî, Radâ` 10. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Nikâh 40; İbni Mâce, Nikâh 4.
[10] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazus-Salihin Tercümesi: 110
[11] Tirmizî, Radâ` 10. Ayrıca bk. İbni Mâce, Nikâh 4.
[12] Tirmizî, Radâ` 19. Ayrıca bk. İbni Mâce, Nikâh 62.
[13] Buhârî, Nikâh 17; Müslim, Zikir 97, 98. Ayrıca bk. Tirmizî, Edeb 31; İbni Mâce, Fiten 31.
Bir benzeri 70 numarada geçmişti. 459 da benzeri gelecektir.
[14] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazus-Salihin Tercümesi: 111
Allahın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması ve mallarından mehir ve her türlü harcamada bulunması sebebiyle erkekler kadınlar üzerine yönetici ve koruyucudurlar. Dürüst ve erdemli kadınlar gerçekten itaatli olanlardır. Allah kendi haklarını nasıl koruduysa onlarda öylece kocalarının yokluğunda onların malını ev sırlarını namus ve iffetlerini koruyanlardır... (Nisa: 4/34)
283. Ebû Hüreyre radıyallahu anhden rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Bir erkek karısını yatağına çağırır da karısı gelmez ve erkek ona dargın olarak gecelerse, melekler o kadına sabaha kadar lânet ederler.[2]
Buhârî ile Müslimin bir başka rivayeti şöyledir:
Kadın geceyi kocasının yatağını terk ederek geçirirse, melekler sabaha kadar ona lânet ederler.[3]
Müslimin değişik bir rivayet de şöyledir:
Canımı kudretiyle elinde tutan Allaha yemin ederim ki bir erkek karısını yatağa çağırır da kadın gelmezse kocası ondan memnun oluncaya kadar kainatın sahibi olan Allah o kadına gazab eder.[4]
* Nur, Nisa, Ahzab surelerinin kadınlarla ilgili ayetleri de okunduğunda insanlar kadın haklarını islamın kadına verdiği değeri daha iyi anlıyacaklardır. Çünkü bu dünyada karı ve kocalar birbirleri için elbise hükmünde olur, her türlü kötülüklerden birbirlerini daima korurlar.
Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık (ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah`ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah`ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. İşte böylece Allah âyetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar(Bakara: 2/187) [5]
284. Ebû Hüreyre radıyallahu anhden rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Bir kadın kocası yanındayken onun izni olmadan oruç tutamaz. Kocasının izni olmadan bir kimseyi evine alamaz.[6]
285. İbni Ömer radıyallahu anhümâdan rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:
Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Âmir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idâre ettiklerinizden sorumlusunuz.[7]
286. Ebû Ali Talk İbni Ali radıyallahu anhden rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Bir koca karısına ihtiyaç duyup da onu yanına çağırdığında, kadın ocak başında bile olsa, hemen kocasının yanına gelsin.[8]
287. Ebû Hüreyre radıyallahu anhden rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:
İnsanın insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadının kocasına secde etmesini emrederdim.[9]
* Bu hadisin sebebi vürudu (söylenmesine sebep) olarak; Muaz ibni Cebel Şamdan veya Yemenden dönüşünde veya Kays ibni Sad Hîreden döndüğünde oralarda hrıstiyanların başkan ve kumandanlarına secde ettiklerini görmüşlerdi. Bu sebeble peygamberimizin secde edilmeye daha layık olduğunu düşünerek secde etmek istemişlerdi. Bunu yasaklayan Rasulullah (s.a.v.) Rabbinize ibadet edin, müslümanlara iyilik yapın, bir kimsenin diğerine secde etmesini isteseydim kadının kocasına secde etmesini emrederdim, dedi. (Müsned, II 76)
Secde hiçbir zaman ölmeyecek, saltanatı yok olmayacak olan Allaha yapılır. Ama kadının kocasına itaatın önemini belirtmek için peygamberimiz böyle söylemiştir. [10]
ILAHLASTIRMAK ASLA MEVZU BAHIS OLAMAZ!
288. Ümmü Seleme radıyallahu anhâdan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Kocasını memnun ederek ölen kadın cennetliktir.[11]
289. Muâz İbni Cebel radıyallahu anhden rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Dünyada bir kadın kocasını üzerse, o kimsenin hûrilerden olan hanımı o kadına şöyle seslenir:
Allah canını alsın! Üzme onu! O senin yanında şimdilik misafirdir. Yakında senden ayrılıp bize kavuşacaktır.[12]
290. Üsâme İbni Zeyd radıyallahu anhümâdan rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:
Benden sonra erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne sebebi bırakmadım.[13]
* İslamın aile yapısında kadın ve erkeğin ayrı ayrı görevleri ve sorumlulukları vardır. Geçen hadislerde erkeğin aile üzerindeki otorite ve sorumluluğuyla kadının durumu apaçık gözler önüne serilmişir. Erkek vazife ve sorumluluğunu bilip yuvadaki vazifesini layıkıyla yapar, kadın da ayet ve hadislerle belirtilen şekliyle kocasını razı eder ev işlerini yerine getirirse cenneti elde etmiş olacaklardır.
Son hadisle bazı problemli kadınlara ve kadın cinsinin hususiyetine işaret edilmekte ve Teğabün: 64/14 ayeti bize hatırlatılmaktadır.
Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir (64.sure ayet 14)
Bu ayetin sebebi vücudu (söylenme gereği) hicret edecek kimselere karıları ve çocukları Sen gidersen biz sensiz ne yaparız. Demişler ve onların hicret etmelerini geciktirmişlerdi. Gecikmeden dolayı günaha girdiklerini zanneden sahabiler hanım ve çocuklarını cezalandırmaya kalkmışlar ve onları daha hoşgörülü olmaya çağıran Teğabün: 64/14 ayeti nazil olmuşlardır.
Nefsani arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah`ın katındadır Al-i İmran: 3/14 de belirtildiğine göre insanlar bazı dünya zevk ve nimetlerine düşkün yaratılmışlardır. Bunlardan ilki kadın ve erkeğin birbirlerine olan ilgi ve alakalarıdır. Bu ilginin ölçülü kullanılmaması her iki taraf için de tehlike doğurabilir. Hadis-i şerif bu tehlikeye dikkatleri çekip erkeklerin daha uyanık olmalarını istemektedir. [14]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazus-Salihin Tercümesi: 109
[2] Buhârî, Bedulhalk 7; Müslim, Nikâh 122. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Nikâh 40.
[3] Buhârî, Nikâh 85; Müslim, Nikâh 120.
1751de tekrar gelecektir.
[4] Müslim, Nikah 121
[5] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazus-Salihin Tercümesi: 110
[6] Buhârî, Nikâh 84, 86; Müslim, Zekât 84. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 73; Tirmizî, Savm 64; İbni Mâce, Sıyâm 53.
[7] Buhârî, Cum`a 11, İstikrâz 20, İtk 17, 19, Vesâyâ 9, Nikâh 81, 90, Ahkâm 1; Müslim, İmâre 20. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, İmâre 1, 13; Tirmizî, Cihâd 27.
302 ve 653 de tekrar gelecektir.
[8] Tirmizî, Radâ` 10; Nesâî, esSünenülkübrâ, İşretünnisâ bâbı.
[9] Tirmizî, Radâ` 10. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Nikâh 40; İbni Mâce, Nikâh 4.
[10] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazus-Salihin Tercümesi: 110
[11] Tirmizî, Radâ` 10. Ayrıca bk. İbni Mâce, Nikâh 4.
[12] Tirmizî, Radâ` 19. Ayrıca bk. İbni Mâce, Nikâh 62.
[13] Buhârî, Nikâh 17; Müslim, Zikir 97, 98. Ayrıca bk. Tirmizî, Edeb 31; İbni Mâce, Fiten 31.
Bir benzeri 70 numarada geçmişti. 459 da benzeri gelecektir.
[14] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazus-Salihin Tercümesi: 111