KraLiçe
Daimi Üye
![fft2mm837201.jpg](/forum/proxy.php?image=http%3A%2F%2Ficdncube.posta.com.tr%2Feditor%2FHD%2F2%2F12%2F2011%2Ffft2mm837201.jpg&hash=400dce1c08d012cf0ad278c5d6e51f85)
Ekrandan uzak kaldığı sürece 15 kilo veren Ezgi Mola (28) hep izlediğimiz sevimli, sempatik kızdan gerçek bir 'dişi'ye dönüşmüş...
O hızla da projeden projeye atlamış. Düşünün; bu yıl tam dört filmle sinemada boy gösterecek: ‘Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi’, ‘Dedemin İnsanları’, ‘Pazarları Hiç Sevmem’, ‘Ay Büyürken Uyuyamam”. ‘Bir Ömür Yetmez’ dizisi de cabası. Yeni Aktüel Dergisi Ezgi Mola ile konuştu...
Bu sene dört filmde birden rol alarak ön plana çıkan ender isimlerdensiniz...
Hepsinin merkezinde değilim. ‘Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi’nde başrollerden biriyim. ‘Dedemin İnsanları’nda en dokunaklı sahnelerden birindeyim. Yunanca konuştuğum o sahne çok kilittir benim için. Bir ay ders aldım bunun için.
Türkiye’de çok alışılmış olan “rol üstüne yapıştı” durumunu ortadan kaldırdınız.
Her projede farklı bir Ezgi Mola var. Öyleyse ne mutlu bana. En azından sinemada bunu yapabiliyor olmak mutluluk verici. Çünkü televizyonda imkanlar kısıtlı.
Komedide de çok başarılısınız...
Teşekkürler. Ben de kendime gülüyorum. Normal hayatımda da biri bana gülünce çok eğlenirim, daha da gülsün diye küçük bir çocuk gibi komiklikler yaparım.
Kendinizle hiç dalga geçer misiniz?
Dalga çekmek ne kelime... Yerden yere vuruyorum.
Peki egonuz nerede?
Hiç egom olmadığını söylersem yalan olur. Yok diye kimse kimseyi yemesin. Oyunculuk yapıyorsanız ve kendinizi seyrettiğiniz bir mesleğiniz varsa, ego vardır. Ne bileyim, çok da takılmıyorum herhalde böyle şeylere. O kadar çok sorun var ki bir de bunu eklemenin manası yok.
Bir anda, herhangi bir nedenden dolayı hayatınızı değiştirdiniz mi?
Evet, hem de çok yakın bir zamanda böyle bir durum yaşadım. Kariyerimden hayattaki duruşuma kadar her şeyimi sorguladım. Kafamın içinde bir çıkmaza girdim. Süreç, tamamen benimle ilgiliydi. Her şeye sürekli pozitif yaklaştığıma karar verdim. Böylesi de zarar. Yani bazı şeyleri de dibine vurarak yaşamalısınız. Hayatta “Sürekli dengeli olmalıyım” diye kasmaya gerek yokmuş, bunu anladım. Çünkü ben kontrol manyağı bir insanım.
Hiç öyle görünmüyorsunuz.
Bir de beni yakınlarımla birlikteyken görmelisiniz. Şunu şöyle yapalım, bunu böyle yapmalıyız ama bak bu daha iyi olur... Dedim ki, bir şeyler yapacaksam öncelikle kendim için yapmalıyım.
Aşk yaşarken de kontrol manyağı mısınız?
Aşkı yaşadığım andan ziyade, aşkın kendisine karşı kontrollüydüm. Hiç gerek yokmuş.
Bu yüzden acı mı yaşadınız?
Ona girmeyelim hiç. ‘Mutlu olmaya karar verdim’
Aşka inanıyor musunuz?
Bilmem... Evet yani, aşk diye bir şey var kesinlikle.
Vücudunuzdaki “Ben varım” yazılı dövme dikkat çekiyor...
Çocukluğumdan kalma. Konservatuvarda eğitim görmeye başladığımızda hocamız “Elinizi kaldırın ve varlığınızı hissedin” deyince küçük yaşlarımdan kalma o detayı hatırladım ve enseme bu dövmeyi yaptırdım. Hiç görmesem de bir yerimde kalmalı bu cümle.
Çok değişmişsiniz. Bu sürece nasıl karar verdiniz?
“Ben varım...” Kökeninde bu var. Daha iyi olmak ve mutlu olmak istediğime karar verdim.
Bu değişimi yaşayan bir kadın olarak insanların takıntılarından kurtulmaları için öneriniz var mı?
Takıntısız insan yok. Ama hiçbir şeyi zorlamadan akışa bırakmak gerektiğini söyleyebilirim. İç sesimizi dinlemeliyiz, o ses her zaman doğrudur. Fazla kontrol manyağı olmak iyi değil.
‘Sürekli yürüyerek kilolarımı verdim’
15 kilo vermişsiniz. Özel bir diyet uyguladınız mı?
İki köpeğimi alıp sürekli yürüdüm. Spor, günlük hayatımın parçası oldu. Bir de beslenme uzmanıyla tanıştım. Yaptığım her şeyi, daha mantıklı bir şekilde, zarar görmeden de yapabileceğimi gösterdi.
Beslenmenizde nelere dikkat ediyorsunuz?
Hamur işlerini çok severim, şimdi onları unutmaya çalışıyorum. Tatlılardan da uzak duruyorum. Su hiç içmezdim, artık günde en az iki litre içmeye çalışıyorum.
Daha kilo vermeyi düşünüyor musunuz?
Beden değiştikçe hoşunuza gidiyor ama derdim sıfır beden olmak değil.
“Bizim toplumda herkes ‘en zeki’dir”
Değişiminizle bambaşka bir Ezgi çıkmış ortaya...
Şaşırtmayı seviyorum. Bunu da en çok oyunculukla yapmaktan keyif alıyorum. Oyun oynuyorum aslında. Şu kıyafeti mi giysek, bu makyajı mı denesek derken, her seferinde kendimde başka bir şey görüyorum. Ciddi bir kariyer planlaması yapıp “30 kilo vereyim de bu değişim olsun” demedim.
Hemcinslerinizce sevilen bir kadınsınız. Bu da zordur. Neden seviyorlar sizi?
Bilmiyorum, rollerle ilgili herhalde. Empati kuruyorlar canlandırdığım karakterlerle. “Beni sana benzetiyorlar” diyen çok oldu. Bu da hoşuma gidiyor. Oynarken elimden geldiğince en sıradan ve samimi şeyi bulmaya çalışıyorum. ‘Kıskanırım ama kriz yaratmam’
Kıskanç mısınız?
Annemi, en yakın arkadaşımı, erkek arkadaşımı kıskanırım ama krize sebep olmam. Diyelim ki arkadaşlarım benden habersiz toplandı, neden aramadılar diye bozulurum.
Tahammül edemediğiniz şey?..
Bir şey anlatırken anlamadığımı sanıp aptal yerine koymaları beni deli ediyor. Bizim toplumumuzda herkes ‘en zeki’ ya. “Dur, onu ben yaparım” işgüzarlığına da sahip olabiliyoruz.
Hayallerinizin kaçta kaçını gerçekleştirdiniz?
Yüzdeye vurmadım ama kurduğum hayaller, çocukluktan beri aynı tutarlılıkta gidiyor. Şu anda yaptıklarım, hayallerim.
Çok istediğiniz bir şeyden vazgeçmek zorunda kaldınız mı?
Hayır. Bir şeyde çok fazla fedakarlık da yapmadım. Yaparım aslında ama çok yapmak istediğim bir şey için karşımdakini ikna etmek bence daha kolaydır. Tatlı dille, samimiyetle ve inanıyorsam, dünyadaki herkesi ikna edebilirim.
( 26.11.2011 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır. )