Köpek Alarak Egzersize Başlayın
Jonny Bowden
Ne zaman biri bana egzersiz yapamayacak kadar yoğun olduğunu söylese köpeğim Max aklıma gelir. Yıllardır iyi bir köpeğe sahip olmanın ne kadar hoş bir dugu olduğunu düşündüm. Köpeğimle birlikte Central Parkında gezerken yürüyüş yapan insaları görürdüm; yeni yavru köpekleri olan kişilerde sokakta karşılaşırdım; evcil hayvan yetiştiren arkadaşlarımı ziyaret ederdim ve bu tarz duygularım olurdu. Bildiğiniz gibi bu köpeğe sahipsiniz, size arkadaşlık, koşulsuz sevgi sağlar, sokakta sohbet başlatıcısıdır ve Yılbaşı- kart resimlerinde gerçekten havalı görünür.
Sorumluluklarımı düşünmeye başladığımda annemin “ben çocukken bir yavru köpek isterdim” dediğini hatırlıyorum. “Onunla kim yürüyüşe çıkacak? Onun bakımını kim sağlayacak? Onu kim besleyecek? Kim gidip veterineri alacak? Bu şehirde bir köpeğe sahip olmak zahmetlidir…” güzel, bu fikriniz var, tamamen tek bir senaryo değildir.
Kişisel bir eğitmen olarak çalışıp 5.30’da kalkardım, yaklaşık saat 10.00’ a kadar arka arkaya müşterilerle ilgilenirdim, bir sütun yazmak için evime koşardım, idman yapmak için jimnastiğe giderdim daha sonra daha fazla müsteri kabul eder veya ders vermek için hazırlanırdım. Yalnız yaşıyordum; bir köpek gerçekten kötü bir seçenek gibi görünürdü. Köpek hayatımda “uygun” değildi.
Sonra bir gün, gerçekten bir köpek almak istedim.
GERÇEKTEN demek istiyorum—sadece mantık bakımından değil, bir konsept olarak da değil. Belki, sadece bekarlık ve sorumluluk bağlanabilinirlik arasındaki orta adımı almaya hazırdım. Kim biliyor? Abstre olmaktan bir şeylerin değiştiğini hatırlıyorum “ Eğer … olursa hoş olurdu” tanımı “ Bu, bir şeylerin ihtiyaç duyulması.”
Böylelikle Max’ı aldım, 16 haftalık altın bir av köpeği.
Kendimi suçladım, hiçbir kanıt olmadan veya evrenden destek almadan, kendinize önem verin bu her yerde işe yarayacak. Biraz erken kalmak zorundaydım. Eve gidip onu yürüyüşe çıkardığımda gün içerisinde birkaç kez ara verdiğimi fark ettim. Onun şirin olduğunu düşünen komşular, ona gönüllü bakmaya başladılar.
Jimnastik yapmanın tam zamanı, bir “küçük-köpek-bakımı” diye bir yer buldum ki böle bir yerin var olduğunu hiç bimiyordum ve yeni grup arkadaşlarıyla mutlu olarak sıçrayıp oynarken birkaç saatliğine Max’i orada bırakıyordum.
Max’i seven Dice adında bahçede saklanmış bir komşu keşfettim. Max için geliyordu ve müşterilerimle ilgilenirken onlar gün boyu oyun oynuyorlardı.
Yedi yıl geçti. Max, Tigerlily ile küçük aileme katıldı.“Bir yol yok” diyenlere insanların yapamayacağı bir şey yoktur diyorum. Ben bunu koşullarda öğrendim.
Max’i almak mantıksızdı. Ama hayatımda bir köpeğe sahip olmam gerektiğini gerçekten biliyordum, sorumluluk aldığımda, işbirliği yapmak için evren tarafından her hangi sözün yokluğu içinde kapılar açılmaya başladı. Fırsatlar kendini gösterdi.
İnsanların bana söylediği her şeyi dinledim onlar için egzersizi yapmanın nasıl imkansız olduğunu. Bazen günlük aktivitelerin özetlerini okurum, sorumluluklarım beni yoruyor. Sanki herhangi birşey yapacak zamanım yokmuş gibi görünüyor.
Bazen hiçbir kanıt olmaz, şartlar imkansız olduğunda her şeye karşın üstlenirsin—hatta üstlendiğin şeyin ne olduğunu nasıl yapacağını hesaplamadan önce, bazen mucizeler olur.
alıntıdır
Jonny Bowden
Ne zaman biri bana egzersiz yapamayacak kadar yoğun olduğunu söylese köpeğim Max aklıma gelir. Yıllardır iyi bir köpeğe sahip olmanın ne kadar hoş bir dugu olduğunu düşündüm. Köpeğimle birlikte Central Parkında gezerken yürüyüş yapan insaları görürdüm; yeni yavru köpekleri olan kişilerde sokakta karşılaşırdım; evcil hayvan yetiştiren arkadaşlarımı ziyaret ederdim ve bu tarz duygularım olurdu. Bildiğiniz gibi bu köpeğe sahipsiniz, size arkadaşlık, koşulsuz sevgi sağlar, sokakta sohbet başlatıcısıdır ve Yılbaşı- kart resimlerinde gerçekten havalı görünür.
Sorumluluklarımı düşünmeye başladığımda annemin “ben çocukken bir yavru köpek isterdim” dediğini hatırlıyorum. “Onunla kim yürüyüşe çıkacak? Onun bakımını kim sağlayacak? Onu kim besleyecek? Kim gidip veterineri alacak? Bu şehirde bir köpeğe sahip olmak zahmetlidir…” güzel, bu fikriniz var, tamamen tek bir senaryo değildir.
Kişisel bir eğitmen olarak çalışıp 5.30’da kalkardım, yaklaşık saat 10.00’ a kadar arka arkaya müşterilerle ilgilenirdim, bir sütun yazmak için evime koşardım, idman yapmak için jimnastiğe giderdim daha sonra daha fazla müsteri kabul eder veya ders vermek için hazırlanırdım. Yalnız yaşıyordum; bir köpek gerçekten kötü bir seçenek gibi görünürdü. Köpek hayatımda “uygun” değildi.
Sonra bir gün, gerçekten bir köpek almak istedim.
GERÇEKTEN demek istiyorum—sadece mantık bakımından değil, bir konsept olarak da değil. Belki, sadece bekarlık ve sorumluluk bağlanabilinirlik arasındaki orta adımı almaya hazırdım. Kim biliyor? Abstre olmaktan bir şeylerin değiştiğini hatırlıyorum “ Eğer … olursa hoş olurdu” tanımı “ Bu, bir şeylerin ihtiyaç duyulması.”
Böylelikle Max’ı aldım, 16 haftalık altın bir av köpeği.
Kendimi suçladım, hiçbir kanıt olmadan veya evrenden destek almadan, kendinize önem verin bu her yerde işe yarayacak. Biraz erken kalmak zorundaydım. Eve gidip onu yürüyüşe çıkardığımda gün içerisinde birkaç kez ara verdiğimi fark ettim. Onun şirin olduğunu düşünen komşular, ona gönüllü bakmaya başladılar.
Jimnastik yapmanın tam zamanı, bir “küçük-köpek-bakımı” diye bir yer buldum ki böle bir yerin var olduğunu hiç bimiyordum ve yeni grup arkadaşlarıyla mutlu olarak sıçrayıp oynarken birkaç saatliğine Max’i orada bırakıyordum.
Max’i seven Dice adında bahçede saklanmış bir komşu keşfettim. Max için geliyordu ve müşterilerimle ilgilenirken onlar gün boyu oyun oynuyorlardı.
Yedi yıl geçti. Max, Tigerlily ile küçük aileme katıldı.“Bir yol yok” diyenlere insanların yapamayacağı bir şey yoktur diyorum. Ben bunu koşullarda öğrendim.
Max’i almak mantıksızdı. Ama hayatımda bir köpeğe sahip olmam gerektiğini gerçekten biliyordum, sorumluluk aldığımda, işbirliği yapmak için evren tarafından her hangi sözün yokluğu içinde kapılar açılmaya başladı. Fırsatlar kendini gösterdi.
İnsanların bana söylediği her şeyi dinledim onlar için egzersizi yapmanın nasıl imkansız olduğunu. Bazen günlük aktivitelerin özetlerini okurum, sorumluluklarım beni yoruyor. Sanki herhangi birşey yapacak zamanım yokmuş gibi görünüyor.
Bazen hiçbir kanıt olmaz, şartlar imkansız olduğunda her şeye karşın üstlenirsin—hatta üstlendiğin şeyin ne olduğunu nasıl yapacağını hesaplamadan önce, bazen mucizeler olur.
alıntıdır