Kötümserlik Öldürüyor, İyimserlik Ömrü Uzatıyor

ilk_nur

Daimi Üye
Katılım
9 Aralık 2009
Mesajlar
32.413
Tepki
37.064
Puan
113
Konum
.....
Kötümserlik Öldürüyor, İyimserlik Ömrü Uzatıyor

3624.jpg

İLK akla gelen aşk olsa da; üzüntüden öfkeye, heyecandan korkuya her tür duygunun yüklendiği kalp, insanoğlunu nereye kadar taşır?


İLK akla gelen aşk olsa da; üzüntüden öfkeye, heyecandan korkuya her tür duygunun yüklendiği kalp, insanoğlunu nereye kadar taşır? Prof. Dr. E. Murat Tüzün, “Kırık Kalpler” başlığıyla işte bu sorunun yanıtını veriyor bize.
Japon doktorlar ilk defa 1990’larda büyük üzüntü, korku, şaşkınlık, heyecan gibi duyguların yarattığı strese maruz kalan insanların, özellikle menopoz sonrası kadınların kalplerinde, ani bir zayıflama gelişebildiğini gözlediler. Gördüler ki bu hastalıkta kalbin sol karıncığı şekil değiştirip, beli ince yuvarlakça bir vazoya dönüyor.

STRESE BAĞLI ZAFİYET

Japonlar bu şekli, ahtapot avlamak için kullanılan çömleğe benzeterek “tako-subo hastalığı” adını verseler de en uygun isim “kırık kalp” hastalığıdır. Neden nasıl oluştuğu henüz bilinmiyor. Kalbi kırılan insanın vücudunda, stres hormonu dediğimiz maddeler bolca salınır. Çok miktarda stres hormonu, kalp kas hücrelerini felç eder. Büyük bölümü kasılmaz hale gelen kalp, vücuda yeterli kanı pompalayamaz. Bilinen tedavisi yok lakin destekleyici tedavilerle hasta hayata tutunabilirse, zaman içinde kalp kendi kendine iyileşir. Zamanında hastaneye gidilemezse ölüm riski yüksektir.

Kötümserlik öldürüyor, iyimserlik ömrü uzatıyor

ABD’li bilim adamları, kimseye güvenmeyen, her sözün, her iyi şeyin arkasında gizli, çıkarcı maksat arayan zihniyetin sağlığa zararlı olup olmadığını sorguladılar. Yüz bine yakın 50–80 yaş arası kadının iyimser mi kötümser mi olduğu araştırıldı. 8 yıllık izleme sonunda, iyimser olanların kötümser olanlara oranla daha uzun yaşadıkları, daha az kalp krizi ve inme geçirdikleri görüldü. Ölümler ise kötümser olanlarda belirgin olarak artmıştı. Kötümserlik, şüphecilik, husumet dolu olmak, insan vücudunda bir dizi değişikliklere yol açıp kalbi yoruyor, damarları yaşlandırıyor ve hayatı kısaltıyor.

ÇİN İYİMSER, TÜRKİYE KÖTÜMSER

Pew Araştırma Enstitüsü, çeşitli ülkelerin insanlarına “Ülkenizin gidişi hakkında iyimser misiniz” diye sormuş. Pew’in yaptığı araştırmaya göre en iyimser insanların yaşadığı ülke Çin. Ardından Hindistan ve Kanada geliyor. Türkiye’de bu soruyu yanıtlayan yüz kişiden sadece 22’si ülkenin gidişatının iyi olduğunu söylemiş. “Sizden sonraki kuşaklar için koşullar daha iyi olacak mı” sorusuna 3 kişiden yalnızca biri “evet” diye cevap vermiş. “Kendi halinizden memnun musunuz” sorusunu, 4 kişiden biri ‘memnunum’ diye yanıtlamış. Bunlar, iyimser bir toplumun göstergesi değil. Kalp sağlığını korumanın yolu yalnızca sağlıklı beslenip spor yapmaktan, gerektiğinde düzenli ilaç almaktan geçmiyor. Hayata bakış açımızı karamsarlıktan, kötümserlikten, şüphecilikten uzaklaştırmak, tansiyonumuzu normal sınırlarda tutmak kadar önemli.

YÜREĞE İNMEK YİNE bu yıl ada sensiz içime hiç sinmedi / Dil’de yalnız dolaştım hep, gözyaşlarım dinmedi / Ben de şaştım nasıl oldu yüreğime inmedi... Osman Nihat Akın’ın ünlü nihavent şarkısındaki gibi, üzüntü, sıkıntı ve hüznü, çoğu kez kalbimizle ilintilendiririz. “Yüreği dayanmadı”, “kalbi kırık gitti”, “yüreğine indi” gibi sözler, zengin mecazi anlamlarının yanı sıra bazen de gerçeği yansıtıyor.

HASARLI KALBİ ONARDILAR

Kalp yetmezliği, kalp hastalığı arasında vaka sayısı en hızlı artan hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Milyonlarca insanda görülebilen ve tedavisi zor olan kalp yetersizliği, bilim insanın çare bulmaya çalıştığı en önemli sorun. Bilimdünyasının saygın yayınlarından biri olan Science Dergisi’nde yayımlanan bir araştırma, “Kalpte, ölen hücrelerin yerine yenisi yapılamaz” görüşünü temelden sarstı. Bu yeni bulgular, hasarlı kalbin onarılabileceği umutlarını artırdı.

ATOM BOMBASI İŞE YARADI

Kalbin hücrelerinin çoğalarak yenilenip yenilenmediği hayvan deneylerinde incelenebiliyor. Örneğin farenin kalp hücrelerini radyoaktif birmaddeyle boyadıktan sonra belli aralıklarla bakıp, boyanmış hücrelerden kaçı ölmüş, boyalı olmayan yeni doğmuş hücre varmı sorularını cevaplamak mümkün. Lakin, radyoaktivitenin riski nedeniyle aynı deneyi insanlarda yapmak mümkün değil. İsveç Karolinska Enstitüsü’nden bilim adamları, birçok insanda hücre içinde radyoaktif boyalı DNA’nın zaten var olduğu fikrinden hareket ederek bir araştırma planladı. 1960’lı yıllarda atombombası denemeleri, atmosferdeki karbon-14 adlı radyoaktifmaddenin yoğunluğunu çok artırdı. Atombombaları, dünyanın ücra köşesinde patlatılmış olsa da ortaya çıkan karbon-14, oksijenle birleşip radyoaktif karbondioksit olarak tüm atmosfere yayılmıştı. Dünyanın her köşesinde, karbondioksiti fotosentez işleminden geçirip enerji olarak kullanmak isteyen bitkiler, karbon-14 içeren radyoaktif karbondioksiti atmosferden aldılar. İnsanlar da, bu bitkileri yiyen hayvanları yiyerek radyoaktifmaddeyi aldı. Vücudumuza giren radyoaktif karbon- 14, yeni doğmakta olan hücremizin çekirdeğinde sentez edilmekte olan DNA’ya bağlandı ve hücre ölünceye kadar da ayrılmadı. Böylece insanda da radyoaktifmaddeli (boyanmış) DNA aracılığıyla araştırma yapmak mümkün oldu.

SIRA İLACIN BULUNMASINDA

Araştırmalar sonunda 25 yaşında bir insanda her yıl kalp kası hücrelerinin yüzde birinin yenilendiği anlaşıldı. Bu yenileme hızı, 75 yaşındaki bir kişide, iki yüzde bire düşüyor. Bu bulgular, kalbin kendi kendini tedavi edebileceğini göstermiyor ama yardımedilirse hücrelerini yenileme potansiyeli olduğu yönünde umut veriyor. Araştırmacılar makalelerini, “hücre yenileyici ilaçların geliştirilmesi halinde, kök hücre yöntemine ek olarak, kalp yetmezliğine karşı çok güçlü bir silah geliştirilebileceği” yönünde öneri ile sonlandırdılar.

KALP HÜCRESİ KENDİNİ YENİLİYOR

Araştırmacılar, bu yöntemi kullanarak kalp kası hücrelerinin doğum tarihini saptadı. Atom denemelerinin arttığı 1955’ten önce doğmuş insanların kalbinde bir çok kalp kası hücresinin o tarihten beri var olduğunu gördüler. Ama sonradan ortaya çıkan kalp kası hücrelerinin varlığını da tespit ettiler. Çeşitli tarihlerde doğmuş kişilerde yapılan araştırmalar sonun da, hücrelerin ne zaman doğduklarını saptadılar.

Kalp krizi depresyon nedeni

KALP krizi geçiren her 5 kişiden birinde “majör depresyon” dediğimiz tablo ortaya çıkabiliyor. Kalp yetersizliği, kalbin atım düzeyindeki bozukluklar ve pıhtı oluşumu, depresyonu olanlarda daha sık görülür. Kalp ameliyatı olanlar da benzer durumda. Depresyon varsa, yaraların iyileşmesi gecikir, enfeksiyon riski yükselir. Depresyondan beyin de etkilenir. Depresyon, stres hormonu denilen maddelerin salınımı ile artar. Beynimizin ortasında hipofiz denilen ceviz içi kadar bir gudde vardır. Burada salgılanan hormon, böbreküstü bezini uya ra rak, kor ti zon ve ben ze ri stres hormonlarının salınımını tetikler. Bu hormonlar tansiyonumuzu yükseltir, kalbimizi hızlandırır, damarlarımızı, yangıyla kızgın hale getirir. Böylece kalbimize ve beynimize yönelik tehlikelere ortam hazırlanmış olur.
 

Süreyya31

Aktif Üye
Katılım
9 Ağustos 2010
Mesajlar
254
Tepki
173
Puan
43
Konum
Karlsruhe
ülkemizin büyük sorunlari var, haliyle buda dertlerimize ekleniyor, ozamanda pek iyimsever olamiyoruz maalesef, bizim milletimiz genelde vurdum duymadik olmadigi icin tabiki böyle sonuclar cikar...
 
OP
ilk_nur

ilk_nur

Daimi Üye
Katılım
9 Aralık 2009
Mesajlar
32.413
Tepki
37.064
Puan
113
Konum
.....
doğru sorunsuz insan yok ben yine de kendi çapımda geleceğe olumlu bakmaya çalışıyorum:panter:
 

sunay

Daimi Üye
Katılım
15 Mart 2010
Mesajlar
2.225
Tepki
2.121
Puan
113
Yaş
55
Konum
istanbul
ya ben kendimden bi halt anlamadım evet çok iyimserim ama kötümserimde iyiyide aklıma getiririm kötüyüde iki arada kalırım kimi zaman ...
 
OP
ilk_nur

ilk_nur

Daimi Üye
Katılım
9 Aralık 2009
Mesajlar
32.413
Tepki
37.064
Puan
113
Konum
.....
ben de öyle sunay abla bazen herşey çok kötü ne olacak neden böyle die bunalıma girerim bazen de halimize şükür daha iyi olacak die düşünüyorum dengede olmak lazım zaten dimi:)
 

sunay

Daimi Üye
Katılım
15 Mart 2010
Mesajlar
2.225
Tepki
2.121
Puan
113
Yaş
55
Konum
istanbul
yok be gülüm öyle rahat insanlar varki çevremde bazen keşke onlar gibi olsam diyorum her şeye gülüp geçiyorlar ben en olmazı bile dert edinirim hani derler ya kendi kendiyle kavga edr gerçi ona başka bişi de diyorlar işte o benim başkalarına karşı öyle değilim bilmezler içimdeki fırtınaları benim durum vahim galiba...
 
OP
ilk_nur

ilk_nur

Daimi Üye
Katılım
9 Aralık 2009
Mesajlar
32.413
Tepki
37.064
Puan
113
Konum
.....
yok be abla zaten çok gamsız olamkta iyi değil o gamsız olanların hayattan ye bi beklentisi yoktur ya da tuzu kurudur:))
 
OP
ilk_nur

ilk_nur

Daimi Üye
Katılım
9 Aralık 2009
Mesajlar
32.413
Tepki
37.064
Puan
113
Konum
.....
değişmesi normal yani bi insan hayata hep kötümser bakarsa hayatın hiç bi amacı ya da anlamı kalamz ki
 
G

guzelcem

Misafir
türkiye de yaşamak da nefes almak da zor ve kötü haliyle bakış açımız da değişiyor işsizlik- dengesiz yaşam- cinayetler- asayiş- uyuşturucu bağımlılığı- terör bu şartlar toplumumuzu kötü düşünceye sürüklüyor maalesef :alsana: ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN anlatacağım çok şeyler var ama bir hadis var bir mümin ya sussun yada hayırlı konuşsun:uzgun::eek:lmaz::cirla::hayir::bayil:
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst