Kur’an-ı Kerim De Şehit!
Şehid olan kişi tekrar dirilip cennete gideceği zaman
aldığı mükafatın büyüklüğünü gördüğü için tekrar dirilmeyi ister ...
"Cennete giren hiç bir kimse, dünya üzerindeki her şey kendisine verilse bile, dünyaya dönmek istemez. Ancak şehid müstesnadır. O, göreceği ikramdan dolayı tekrar dünyaya dönüp on defa daha öldürülmeyi (şehid olmayı) temenni eder"
(Buhârî, Cihâd 6; Müslim, İmâre,108,109; Neseî, Cihâd 33).
Tüm şehitlerimize Allah'tan Rahmet,
Yakınlarına Sabr-ı Cemil duası ile...
Şehitlik Mertebesi
Şehidlik, İslâm'da en büyük mertebedir. Şehidlerin Allah katında kadir ve kıymetleri pek yücedir. Âhirette en büyük rütbenin Peygamberlikten sonra şehidlik olduğu belirtilmiştir. Bunun içindir ki, şehidlerin üzerlerinde bulunan kul hakkından başka bütün günah ve kusurları Allah tarafından afvedilmektedir. Âyet-i Kerîme'de şehidlerle ilgili şöyle buyurulur:
"Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma! Doğrusu onlar Rableri katında diridirler ve Cennet meyvelerinden rızıklandırılırlar. Onlar Allah'ın kendilerine verdiği ihsandan (şehidlik rütbesinden) dolayı neş'eli haldedirler."
(Âl-i İmrân, 169-170).
"Allah yolunda öldürülmüş olanlar için ölüler demeyiniz. Belki onlar diridirler. Fakat siz anlamazsınız."
(el-Bakare, 154).
Hadîs-i şerîflerde ise şöyle buyurulur:
"Cennete giren hiçbir kimse, dünyadaki her şey'in kendisinin olması karşılığında dünyaya dönmek istemez. Yalnız şehid olan, kavuştuğu şehidlik rütbe ve nimetlerinden dolayı dünyaya dönüp 10 kere daha öldürülmeyi temenni eder..."
Böyle büyük ve ulvî makam ve yüce rütbeye her müslüman kavuşmayı cân ü gönülden arzu eder, bütün varlığıyla Allah'tan temenni ve niyazda bulunur. Hadîs-i şerîf'te şöyle buyurulur:
"Şehâdete nailiyeti Allah Teâlâ'dan sıdk ile isteyen kimseyi, Allah şehidler mertebesine ulaştırır. Velev ki döşeğinde vefat etsin." Allah'ın rahmetinin genişliği ne kadar büyük...
Şehitlerin Şefaat Hakkı vardır..
"Şehid, ehl-i beytinden (aile ve akrabasından) 70 kişiye şefaat eder, şefaati kabûl edilir."
(Ebû Dâvud, Tirmizî).
"Kıyâmet gününde 3 sınıf şefaat edecek: Peygamberler, sonra âlimler, sonra şehidler..."
(Tâc)
Şehitler öldüklerini bilmemektedirler.
Şehitler kabir hayatında serbest dolaşırlar. Kendilerinin öldüğünü bilmezler. Sanki yaşadıklarını zannederler. Sadece daha mükemmel bir hayat yaşadıklarını bilirler. Peygamberimiz, “Şehit ölüm acısını hissetmez.” buyurur.
Kur’an-ı Kerim de şehitlerin ölmediği bildirilir.
Yani kendilerinin öldüğünün farkında değillerdir. Mesela iki adam düşünün. Rüyada çok güzel bir bahçede beraber bulunuyorlar. Biri rüya olduğunu bilir. Diğeri ise rüya olduğunun farkında değil. Hangisi daha mükemmel lezzet alır? Elbetteki rüya olduğunu bilmeyen. Rüya olduğunu bilen, şimdi uyanırsam şu lezzet kaçacak diye düşünür. Diğeri ise tam ve gerçek lezzet alır. İşte normal ölüler, öldüklerinin farkında olduğu için lezzetleri eksiktir. Halbuki şehitler öldüklerini bilmediğinden aldıkları lezzet tamdır. Kuranı Kerim de bu husus bildirilmiştir.
Şehid olan kişi tekrar dirilip cennete gideceği zaman
aldığı mükafatın büyüklüğünü gördüğü için tekrar dirilmeyi ister ...
"Cennete giren hiç bir kimse, dünya üzerindeki her şey kendisine verilse bile, dünyaya dönmek istemez. Ancak şehid müstesnadır. O, göreceği ikramdan dolayı tekrar dünyaya dönüp on defa daha öldürülmeyi (şehid olmayı) temenni eder"
(Buhârî, Cihâd 6; Müslim, İmâre,108,109; Neseî, Cihâd 33).
Tüm şehitlerimize Allah'tan Rahmet,
Yakınlarına Sabr-ı Cemil duası ile...
Şehitlik Mertebesi
Şehidlik, İslâm'da en büyük mertebedir. Şehidlerin Allah katında kadir ve kıymetleri pek yücedir. Âhirette en büyük rütbenin Peygamberlikten sonra şehidlik olduğu belirtilmiştir. Bunun içindir ki, şehidlerin üzerlerinde bulunan kul hakkından başka bütün günah ve kusurları Allah tarafından afvedilmektedir. Âyet-i Kerîme'de şehidlerle ilgili şöyle buyurulur:
"Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma! Doğrusu onlar Rableri katında diridirler ve Cennet meyvelerinden rızıklandırılırlar. Onlar Allah'ın kendilerine verdiği ihsandan (şehidlik rütbesinden) dolayı neş'eli haldedirler."
(Âl-i İmrân, 169-170).
"Allah yolunda öldürülmüş olanlar için ölüler demeyiniz. Belki onlar diridirler. Fakat siz anlamazsınız."
(el-Bakare, 154).
Hadîs-i şerîflerde ise şöyle buyurulur:
"Cennete giren hiçbir kimse, dünyadaki her şey'in kendisinin olması karşılığında dünyaya dönmek istemez. Yalnız şehid olan, kavuştuğu şehidlik rütbe ve nimetlerinden dolayı dünyaya dönüp 10 kere daha öldürülmeyi temenni eder..."
Böyle büyük ve ulvî makam ve yüce rütbeye her müslüman kavuşmayı cân ü gönülden arzu eder, bütün varlığıyla Allah'tan temenni ve niyazda bulunur. Hadîs-i şerîf'te şöyle buyurulur:
"Şehâdete nailiyeti Allah Teâlâ'dan sıdk ile isteyen kimseyi, Allah şehidler mertebesine ulaştırır. Velev ki döşeğinde vefat etsin." Allah'ın rahmetinin genişliği ne kadar büyük...
Şehitlerin Şefaat Hakkı vardır..
"Şehid, ehl-i beytinden (aile ve akrabasından) 70 kişiye şefaat eder, şefaati kabûl edilir."
(Ebû Dâvud, Tirmizî).
"Kıyâmet gününde 3 sınıf şefaat edecek: Peygamberler, sonra âlimler, sonra şehidler..."
(Tâc)
Şehitler öldüklerini bilmemektedirler.
Şehitler kabir hayatında serbest dolaşırlar. Kendilerinin öldüğünü bilmezler. Sanki yaşadıklarını zannederler. Sadece daha mükemmel bir hayat yaşadıklarını bilirler. Peygamberimiz, “Şehit ölüm acısını hissetmez.” buyurur.
Kur’an-ı Kerim de şehitlerin ölmediği bildirilir.
Yani kendilerinin öldüğünün farkında değillerdir. Mesela iki adam düşünün. Rüyada çok güzel bir bahçede beraber bulunuyorlar. Biri rüya olduğunu bilir. Diğeri ise rüya olduğunun farkında değil. Hangisi daha mükemmel lezzet alır? Elbetteki rüya olduğunu bilmeyen. Rüya olduğunu bilen, şimdi uyanırsam şu lezzet kaçacak diye düşünür. Diğeri ise tam ve gerçek lezzet alır. İşte normal ölüler, öldüklerinin farkında olduğu için lezzetleri eksiktir. Halbuki şehitler öldüklerini bilmediğinden aldıkları lezzet tamdır. Kuranı Kerim de bu husus bildirilmiştir.