*Yaşlı amcaların bayram harçlığı verirken arkasını dönmesi geleneği, bu amcaların parayı çıkardıktan sonra niçin arkaya dönmüş olduklarını sıkça unutmaları ve yürüyüp gitmeleri nedeniyle ‘bayramlarda mali gelenekler’ listesinden çıkarılmıştır.
*Bugüne kadar bir tırtılın konuştuğunu görmemiş olmanız, tırtılın konuşamadığı anlamına gelmez. Söyleyecek önemli bir şeyi olmamıştır.
*Ülkemizde emniyet kemeri takan sürücülerin oranı %20, emniyet kemeri takmayanların oranı otopsiden sonra belli olacak.
*Sınıfsal olaylara müdahale aracı: Cetvel.
*Annem oklavayla döverdi, cami hocası tespihle. Ortaokulda müzik öğretmenim flütle dövdü. Lisede beden hocam düdükle vurdu. Askere gittim, tüfek dipçiğiyle okşadılar. İşte bu yüzden dostum, binicilik kursuna katılma teklifine olumlu yanıt veremeyeceğim.
*Düşünürlerin niçin bu kadar saygın olduklarını hiç düşündünüz mü? Ben düşünmedim mesela. Bazı şeyleri fazla düşünmiceksin!
*Bir kedinin ciğere bakması normaldir, bir kasabın kediye bakması ekonomidir.
*Fillerin kindar olduğunu söylüyorlar. Palavra! On beş yıl önce hayvanat bahçesindekine taş atmıştım, hâlâ hiçbir şey DONK!
*Birlik ve beraberliğimiz için en büyük tehdit, “Herkes kendi kapısının önünde oynasın” diyen ninedir.
*Erkekler arasındaki rekabette kozların paylaşılması için halı sahalar, kahvehaneler, trafik vs. gibi seçenekler varken kadınların bu meselede düğün makyajına sıkışıp kalması herkes için çok üzücü.
*İradenin tarihi: savaşlar, aklın tarihi: icatlar, dünya tarihi: silahlar.
*Kendimi ne zaman yalnız ve işe yaramaz hissetsem en yakınımdaki ecza dolabını seyre dalarım, böylece yalnızlık ve işe yaramazlık konusunda yalnız olmadığımı tekrar hatırlarım
*Elindeki kitapla uyuyakalan birini görünce yüzüm güler, içim sevinçle dolar ve o yazar ben olmadığım için şükrederim.
“Hiçbir konuda ciddiye alınmıyorum” diye dert yandı manken kız. “Kitapları kafanın üstüne değil, içine koy” dedi taksi şoförü.
*Bir ülkede simitin en çok tüketildiği yer vapurlar ise, ben o ülkeyi severim arkadaş.
*‘Temel silahını temizlerken’ fıkrasını biliyor musunuz?” dedim heyecanla. “Silahla şaka olmaz” deyip susturdular.
*Sekiz takla atan otomobilin kara kutusu açıldı. İşte son sözler: “Necatiiiiiiii seninle konuşurken yüzüme bak!”
*“Pazara gidelim / Bir eşek alalım / Pazara gidip bir eşek alıp n’apalım?” şarkısını yazan adamın kaçak sucuk şebekesi çökertildi
*On kattan alçak binalardan atlamayın. Siz düşene kadar kameralar olay yerine ulaşamayabilir.
*Elindeki telsizle konuşanlara dikkat ediyorum. Normalde “Eve gidek mi la?” gibi konuşan adamlar “Adrese intikal edildi.” filan diyor. İntikal, sen ne sosyolojik bir kelimesin öyle.
*“Çıkar şu güneş gözlüklerini” dedi adam. “Gözlerini ararken lafımı unutuyorum.”
*Her şeyi anlayabilirim, trigonometriyi, varan indirimleri, hatta parlak plastikten çizmeleri bile anlayabilirim. Ama üşenmeyip pankart yaptıran, kalkıp tee havaalanına giderek futbolcu protesto eden insanları asla anlayamam.
*Bütün öğrenciliğini harita metod defteriyle kucaklaşarak geçirmiş bir neslin bırakın Google Earth’ü, adres tarif etme düzeyini aşamamış olması hayret verici.
*Terk etmenin acısı terk edilmenin acısından fazla olabilir. Terk edildiğinizde elinizde sizi teselli edecek ürperen masumiyetiniz ve kabaran gururunuz kalır. Terk ettiğinizde ise elinizde sadece avuç çizgileriniz vardır.
*Üniversite ikinci sınıfta, şehir stadının karşısına yapılacak yirmi katlı bir konut projesi için çalışıyorduk. Ara jüride en korktuğumuz hoca sordu: “Balkon döşemeleri kaç santim?” “Hocam standart, 15 santim” dedim. “Müebbet ceza alırsın” dedi, “Hapislerde çürürsün.” Çok soğuk bir sessizlik oldu. Ardından gülmeye başladı hoca. Şaşkındık. “O evde oturanlar, elli altmış akrabası, eşi dostuyla beraber beleş maç izlemek için balkona doluşmayacak mı sence?” dedi. “30 santim yap, vizyoner ol”
*“Cinayet küvette işlenmiş amirim.” “Ördeği alın, konuşana kadar öttürün.”
*Helikopter pistinde yazan H harfini “Ha buraya ineceğsun” diye yorumlayan pilot da haklı.
*Torpido gözü, sır saklar. Torpido gözü, kötü alışkanlıkların hepsini itiraz etmeden taşır. Torpido gözü, şikâyet etmez. Kadınların çantası, erkeklerin torpido gözü karıştırılmaz. Torpido, gözüm benim, can yoldaşım.
*Yetenek yarışmalarına katılıp, “Nedir?” diye sorduklarında “Tuvalet kâğıdını tek elimle aniden ve hızla çekip, metrelerce kâğıt zayi etmeden koparabiliyorum.” diyeceğim.
*Gazoz şişesinde yukarı yukarı aceleyle yüzen baloncukların bizim bilmediğimiz bir şey bildiğine inanıyorum.
*Bacak bacak üstüne atan insan savunmasızdır. Ya size güvenmiştir ya da kendine. Birini tokatlamayı düşünüyorsanız bacak bacak üstüne atmasını bekleyin. Kaçamayacaktır.
*“Sni sviyrm” dedi, “Yorma kendini” dedim.
Anneyle emlakçı arasındaki fark nedir? Emlakçı ‘satılık daire’ ilanını görünce heyecanlanmaz.
*Doğada hiçbir şey yoktan var olmaz, varken komple uçup gitmez. Sadece dönüşür. Tohumlar fidan, fidanlar ağaç, sütler yoğurt ve tişörtler pijama olur.
*Bir şeyi uzun süre bekledikten sonra umutsuzluğa kapılıp hiç içine sinmeyen başka bir şeye razı olduğun anda o beklediğin şey çıkageliyorsa ve onu mecburen hiç hak etmediği bir yere koymak zorunda kalıyorsan tetris oynuyorsun demektir.
Bahadır Cüneyt Yalçın/Kuş lokumu