Kusursuz Kadınlarımız

Gülümse

Daimi Üye
Katılım
28 Şubat 2009
Mesajlar
3.793
Tepki
7.105
Puan
113
Konum
istanbul
ytr.png


Bu dünyada her şeyiniz odur. Yersiniz, içersiniz, yürürsünüz, gezersiniz, gittiğiniz her yere onu götürürsünüz. Bütün yollarınız ona çıkar. Bir duruşu vardır ki, bir lahza görebilmek için dünyadaki her şeyden vazgeçersiniz. Bir bakışı vardır ki, iri parlak derin gözleriyle, salınan endamıyla size baktığında vücut kimyanız değişir bir anda ve ondan başka her şeyi unutursunuz…

Kelimeler bulamazsınız onu anlatabilmek için. Diliniz damağınız tutulur, sadece adını sayıklarsınız ilahi bir dua gibi. Tanrıyı tesbih eder gibi adı her neyse sadece onu söylersiniz defalarca. Karşınızda, yanı başınızda olsa bile. Ona nasıl bir tutkuyla bağlı olduğunuzu, ondan asla kopamayacağınızı yalvaran bakışlarınızla ona anlatırken, aslında o, sizin ne kadar itaatkâr bir kul olduğunuzu görebilmenin hazzını yaşamaktadır. Tanrı ile kadınlar arasında hep inanılmaz bir benzerlik görmüşümdür. Tanrı bütün noksan sıfatlardan münezzehtir ve âdemoğlunun da bu bunu görmesini ister. İnsanoğlunun bunun farkında olması Tanrı tarafından arzu edilen bir şeydir. Aynı arzu kadın tarafından da aynı şekilde istenir… O kusursuzdur, o benzersizdir, bütün eksik sıfatlardan münezzehtir… Kendisinin bu dünyada asla bir ortağı olamaz. Kadın kendi güzelliğini, kendi kusursuzluğunu, ona sonsuz bir arzuyla, ölçüsüz bir tutkuyla bağlanan erkeğin çoktan teslim olmuş bakışlarında görebilmenin mutluluğuyla yüceleşmiştir adeta… ve şimdi gözlerindeki pırıltı bunun işaretidir, adı aşk…

Dünyanın bütün güzelliklerini bir kadının kusursuz gözlerinde, kusursuz bedeninde, ruhunuzu okşayan o ipeksi sesinde, size hayat veren nefesinde bulabilirsiniz. Kusursuzdur onlar… Kadınlar, erkeklere mi âşıktır yoksa kendi kusursuzluklarına mı? Bunu asla anlayamazsınız. Bir erkeğin çıplak bedenine dokunurken bile aslında kendi bedeninin sihirli tutkusuna kapıldığını asla bilemezsiniz. Yalnızdır bu anlamda kadın aslında… O kadar tek ve yalnız ki, belki de hiç keşfedemeyeceğiniz büyülü tarihsel bir yalnızlık. Öyle sonradan yaratılmış bir bir benliğin acıyla kucaklaştığı bir tutsaklığın adı da değildir bu… Sizin büyülü yada çocuksu mutluluklarınızdan çok uzaktır onun kendisine olan tutkusu… Tanrı’nın tek olan yalnızlığı gibi bir yalnızlık… Kelimelere sığdıramayacağınız kadar uzak mı uzak...

Bir kadının dilinde kutsal bir dua gibi adını sayıkladığı kaç erkek vardır bu dünyada…

Basit ve bazen her şeyi sadece siyah beyaz gören bizler için, gökkuşağının bütün renklerini yansıtan kadınların kutsal mabedlerinin kapılarını aralayabilen kaç erkek vardır bu dünyada?

Cengiz Sökmen
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst