Son yıllarda anne adayları doğuma daha bilinçli hazırlanmakta ve doğum şeklinin seçimi ve yönetiminde daha çok söz sahibi olmak istemektedirler. Bu konuda örnek vermek gerekirse suda doğum, normal doğum, epidural anestezi ile doğum, isteğe bağlı olarak sezaryen ile doğum, çömelerek doğum ve lotus doğum verilebilir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Hülya Erdem Biçmen, son yıllarda Batı ülkelerinde yaygınlaşmaya başlayan lotus doğum hakkında bilgi verdi.
Lotus doğum Hindistan ve Tibet gibi ülkelerde daha yaygın olsa da son yıllarda batıda da yaygınlaşmaya başladı. Bu kültürlerde göbek bağ ve plasentaya çok önem verilir. Lotus doğumda bebek doğumu evreleri aynıdır. Sadece doğumdan sonra klasik yöntemlerde hemen göbek kordonu klemplenir ve kesilir. Bir süre sonra plasenta ayrılır ve doğumu gerçekleştiren hekim ya da ebe tarafından çıkarılır. Lotus doğumda ise bebek doğduktan sonra göbek kordonu kesilmez ve bebek plasentaya bağlı olarak tutulur. Plasentanın kendiliğinden ayrılması beklenir, plasenta ayrıldıktan sonra bir beze sarılır veya özel bir kase içine alınır. Yatakta anne, bebek ve plasenta aynı hizada dururlar. Oluşabilecek kötü kokuları engellemek için kokulu otlar yerleştirilir ve tuzlanır. Birkaç gün içinde göbek kordonu düşer.
Lotus doğum lohusalığı kolaylaştırıyor
Eğer anne lotus doğum taraftarı ise arzu ettiği doğum şeklinin gerçekleşmesi onu mutlu edecek böylece oldukça yorucu ve zor bir dönem olan lohusalığa uyumu kolaylaşacaktır.
Kan uyuşmazlığı olan hamilelerde lotus doğum uygulanmaz
Lotus doğum yaptıracak doktor bulmak zordur, lohusalık süresinde plasentanın varlığı sıkıntı yaratabilir. Enfeksiyon gelişme riski, yenidoğan ve anneyi ziyaret sırasında gelişebilecek sosyal sıkıntılar, buna örnek olarak verilebilir. Kan uyuşmazlığı olan gebelerde uygulanamaz.