Aslı Oktay
Daimi Üye
MERYEM SURESİ
Rahman Rahim olan Allahın adıyla
1- Kaf, He, Ye, Ayn, Sad.
2- (Bu,) Rabbinin, kulu Zekeriyaya rahmetinin zikridir.
3- Hani o, Rabbine gizlice seslendiği zaman;
4- Demişti ki: Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben Sana dua etmekle mutsuz olmadım.
5- Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım adına korkuya kapıldım, benim karım da bir kısır (kadın)dır. Artık bana Kendi Katından bir yardımcı armağan et.
6- Bana mirasçı olsun. Yakup oğullarına da mirasçı olsun. Rabbim, onu (kendisinden) razı olunan(lardan) kıl.
7- (Allah buyurdu Ey Zekeriya, şüphesiz Biz seni, adı Yahya olan bir çocukla müjdelemekteyiz; Biz bundan önce ona hiçbir adaş kılmamışız.
8- Dedi ki: Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım.
9- (Ona gelen melek İşte böyle dedi. Rabbin dedi ki: Bu Benim için kolaydır, daha önce sen hiçbir şey değil iken, seni yaratmıştım.
10- Dedi ki: Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver. Dedi ki: Senin alametin, sapasağlam iken, üç tam gece insanlarla konuşmamandır.
11- Böylelikle (Zekeriya) mescidten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti: Sabah akşam tesbih edin.
12- (Çocuğun doğup büyümesinden sonra ona dedik ki Ey Yahya, Kitabı kuvvetle tut. Daha çocuk iken ona hikmet verdik.
13- Katımızdan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.
14- Ana ve babasına itaatkardı ve isyan eden bir zorba değildi.
15- Ona selam olsun; doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağı gün de.
16- Kitapta Meryemi de zikret. Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti.
17- Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibrili) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.
18- Demişti ki: Gerçekten ben, senden Rahman (olan Allah)a sığınırım. Eğer takva sahibiysen (bana yaklaşma).
19- Demişti ki: Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım).
20- O: Benim nasıl bir erkek çocuğum olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben azgın utanmaz (bir kadın) değilken dedi.
21- İşte böyle dedi. Rabbin, dedi ki: -Bu Benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır). Ve iş de olup bitmişti.
22- Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.
23- Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki: Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutuluverseydim.
24- Altından (bir ses) ona seslendi: Hüzne kapılma, Rabbin senin alt (yan)ında bir ark kılmıştır.
25- Hurma dalını kendine doğru salla, üzerine henüz oluşmuş-taze hurma dökülüversin.
26- Artık, ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer herhangi bir beşer görecek olursan, de ki: Ben Rahman (olan Allah) a oruç adadım, bugün hiç kimseyle konuşmayacağım.
27- Böylece onu taşıyarak kavmine geldi. Dediler ki: Ey Meryem, sen gerçekten şaşırtıcı bir şey yaptın.
28- Ey Harunun kız kardeşi, senin baban kötü bir kişi değildi ve annen de azgın, utanmaz (bir kadın) değildi.
29- Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki: Henüz beşikte olan bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz?
30- (İsa) Dedi ki: Şüphesiz ben Allahın kuluyum. (Allah) Bana kitabı verdi ve beni peygamber kıldı.
31- Nerede olursam (olayım,) beni kutlu kıldı ve hayat sürdüğüm müddetçe, bana namazı ve zekatı vasiyet (emr) etti.
32- Anneme itati de. Ve beni mutsuz bir zorba kılmadı.
33- Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de.
34- İşte Meryem oğlu İsa; hakkında kuşkuya düştükleri Hak Söz.
35- Allahın çocuk edinmesi olacak şey değil. O Yücedir. Bir işin olmasına karar verirse, ancak ona: Ol der, o da hemen oluverir.
36- Gerçek şu ki, Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse Ona kulluk edin. Dosdoğru yol budur.
37- İçlerinden (birtakım) gruplar ayrılığa düştüler. Artık büyük bir günü görmekten dolayı, vay inkar edenlere.
38- Bize gelecekleri gün, neler işitecekler, neler görecekler. Ama bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler.
39- İş(in) hükme bağlanıp biteceği, hasret gününe karşı onları uyar; onlar bir gaflet içindedirler ve onlar inanmıyorlar.
40- Elbette, yeryüzünde ve onun üzerindekilere Biz varis olacağız ve onlar Bize döndürülecekler.
41- Kitapta İbrahimi de zikret. Gerçekten o, doğruyu-söyleyen bir peygamberdi.
42- Hani babasına demişti: Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?
43- Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım.
44- Babacığım, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, Rahman (olan Allah)a başkaldırandır.
45- Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun.
46- (Babası) Demişti ki: İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursan, andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, (bir yerlere) git.
47- (İbrahim Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır dedi.
48- Sizden ve Allahtan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım.
49- Böylelikle, onlardan ve Allahtan başka taptıklarından kopup-ayrılınca ona İshakı ve (oğlu) Yakupu armağan ettik ve her birini peygamber kıldık.
50- Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.
51- Kitapta Musayı da zikret. Çünkü o, ihlasa erdirilmiş ve gönderilmiş (Resul) bir peygamberdi.
52- Ona, Turun sağ yanından seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.
53- Ona Rahmetimizden kardeşi Harunu da bir peygamber olarak armağan ettik.
54- Kitapta İsmaili de zikret. Çünkü o, vadinde doğruydu ve gönderilmiş (Resul) bir peygamberdi.
55- Halkına, namazı ve zekatı emrediyordu ve o, Rabbi Katında kendisinden razı olunan (bir insan)dı.
56- Kitapta İdrisi de zikret. Çünkü o, doğru olan bir peygamberdi.
57- Biz onu yüce bir mekan (makam)a yükseltmiştik.
58- İşte bunlar; kendilerine Allahın nimet verdiği peygamberlerdendir; Ademin soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman (olan Allah)ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar.
59- Sonra onların arkasından öyle nesiller türedi ki, namaz (kılma duyarlılığın)ı kaybettiler ve şehvetlerine kapılıp-uydular. Böylece bunlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır.
60- Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır); işte bunlar, cennete girecekler ve hiçbir şeyle zulme uğratılmayacaklar.
61- Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu) Kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz Onun vadi yerine gelecektir.
62- Onda boş bir söz işitmezler; sadece selam (ı işitirler). Sabah akşam, onların rızıkları orda (bulunmakta)dır.
63- O cennet; Biz, kullarımızdan takva sahibi olanları (ona) varisçi kılacağız.
64- Biz (elçiler) ancak Rabbiniz emriyle ineriz. Önümüzde, ardımızda ve bunlar arasında olan herşey Onundur. Senin Rabbin kesinlikle unutkan değildir.
65- Göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin Rabbidir; şu halde Ona ibadet et ve Ona ibadette kararlı ol. Hiç Onun adaşı olan birini biliyor musun?
66- İnsan demektedir ki: Ben öldükten sonra mı, gerçekten diri olarak çıkarılacağım?
67- İnsan önceden, hiçbir şey değilken, gerçekten Bizim onu yaratmış bulunduğumuzu (hiç) düşünmüyor mu?
68- Andolsun Rabbine, Biz onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonra onları cehennemin çevresinde diz üstü çökmüş olarak hazır bulunduracağız.
69- Sonra, her bir gruptan Rahman (olan Allah)a karşı azgınlık göstermek bakımından en şiddetli olanını ayıracağız.
70- Sonra Biz ona (cehenneme) girmeye kimlerin en çok uygun olduğunu daha iyi biliriz.
71- Sizden ona girmeyecek hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin kesin olarak üzerine aldığı bir karardır.
72- Sonra, takva sahiplerini kurtarırız ve zulmedenleri diz üstü çökmüş olarak bırakıveririz.
73- Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğunda, o inkar edenler, iman edenlere derler ki: İki gruptan hangisi, makam bakımından daha iyi, topluluk bakımından daha güzeldir?
74- Onlardan önce nice insan- nesillerini yıkıma uğrattık, onlar mal (giyim, kuşam ve tefriş) bakımından da, gösteriş bakımından da daha güzeldiler.
75- De ki: Kim sapıklık içindeyse, Rahman (olan Allah), ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine vadedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri- gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir.
76- Allah, hidayet bulanlara hidayeti arttırır. Sürekli olan salih davranışlar, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlı, varılacak sonuç bakımından da daha hayırlıdır.
77- Ayetlerimizi inkar edip, bana: Elbette mal ve çocuklar verilecektir diyeni gördün mü?
78- O, gayba mı tanık oldu, yoksa Rahman (olan Allah)ın Katında(n) bir ahid mi aldı?
79- Asla; demekte olduğunu yazacağız ve onun için azapta(n) da süre tanıdıkça tanıyacağız.
80- Onun söylemekte olduğuna Biz mirasçı olacağız; o Bize, yapayalnız tek başına gelecektir.
81- Kendilerine güç (izzet) sağlasınlar diye, Allahtan başka ilahlar edindiler.
82- Hayır; (o yalancı ilahlar) onların tapınışlarını inkar edecekler ve onlara karşı çelişkiye düşecekler.
83- Görmedin mi, Biz gerçekten şeytanları, kafirlerin üzerine gönderdik, onları tahrik edip kışkırtıyorlar.
84- Onlara karşı acele davranma; Biz onlar için ancak saydıkça sayıyoruz.
85- Takva sahiplerini bir heyet halinde Rahman (olan Allahın huzurun)a toplayacağımız gün,
86- Suçlu-günahkarları susamışlar olarak cehenneme süreceğiz.
87- Rahmanın Katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olmayacaklardır.
88- Rahman çocuk edinmiştir dediler.
89- Andolsun, siz oldukça çirkin bir cesarette bulunup-geldiniz.
90- Neredeyse bundan dolayı, gökler paramparça olacak, yer çatlayacak ve dağlar yıkılıp göçüverecekti.
91- Rahman adına çocuk öne sürdüklerinden (ötürü bunlar olacaktı.)
92- Rahman (olan Allah)a çocuk edinmek yaraşmaz.
93- Göklerde ve yerde olan (herkesin ve herşeyin) tümü Rahman (olan Allah)a, yalnızca kul olarak gelecektir.
94- Andolsun, onların tümünü kuşatmış ve onları sayı olarak saymış bulunmaktadır.
95- Ve onların hepsi, kıyamet günü Ona, yapayalnız, tek başlarına geleceklerdir.
96- İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır.
97- Biz bunu (Kuranı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp-korkutman için.
98- Biz, onlardan önce nice insan nesillerini yıkıma uğrattık; (şimdiyse) onlardan hiçbirini hissediyor veya onların fısıltılarını duyuyor musun?
Rahman Rahim olan Allahın adıyla
1- Kaf, He, Ye, Ayn, Sad.
2- (Bu,) Rabbinin, kulu Zekeriyaya rahmetinin zikridir.
3- Hani o, Rabbine gizlice seslendiği zaman;
4- Demişti ki: Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben Sana dua etmekle mutsuz olmadım.
5- Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım adına korkuya kapıldım, benim karım da bir kısır (kadın)dır. Artık bana Kendi Katından bir yardımcı armağan et.
6- Bana mirasçı olsun. Yakup oğullarına da mirasçı olsun. Rabbim, onu (kendisinden) razı olunan(lardan) kıl.
7- (Allah buyurdu Ey Zekeriya, şüphesiz Biz seni, adı Yahya olan bir çocukla müjdelemekteyiz; Biz bundan önce ona hiçbir adaş kılmamışız.
8- Dedi ki: Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım.
9- (Ona gelen melek İşte böyle dedi. Rabbin dedi ki: Bu Benim için kolaydır, daha önce sen hiçbir şey değil iken, seni yaratmıştım.
10- Dedi ki: Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver. Dedi ki: Senin alametin, sapasağlam iken, üç tam gece insanlarla konuşmamandır.
11- Böylelikle (Zekeriya) mescidten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti: Sabah akşam tesbih edin.
12- (Çocuğun doğup büyümesinden sonra ona dedik ki Ey Yahya, Kitabı kuvvetle tut. Daha çocuk iken ona hikmet verdik.
13- Katımızdan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.
14- Ana ve babasına itaatkardı ve isyan eden bir zorba değildi.
15- Ona selam olsun; doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağı gün de.
16- Kitapta Meryemi de zikret. Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti.
17- Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibrili) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.
18- Demişti ki: Gerçekten ben, senden Rahman (olan Allah)a sığınırım. Eğer takva sahibiysen (bana yaklaşma).
19- Demişti ki: Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım).
20- O: Benim nasıl bir erkek çocuğum olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben azgın utanmaz (bir kadın) değilken dedi.
21- İşte böyle dedi. Rabbin, dedi ki: -Bu Benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır). Ve iş de olup bitmişti.
22- Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.
23- Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki: Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutuluverseydim.
24- Altından (bir ses) ona seslendi: Hüzne kapılma, Rabbin senin alt (yan)ında bir ark kılmıştır.
25- Hurma dalını kendine doğru salla, üzerine henüz oluşmuş-taze hurma dökülüversin.
26- Artık, ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer herhangi bir beşer görecek olursan, de ki: Ben Rahman (olan Allah) a oruç adadım, bugün hiç kimseyle konuşmayacağım.
27- Böylece onu taşıyarak kavmine geldi. Dediler ki: Ey Meryem, sen gerçekten şaşırtıcı bir şey yaptın.
28- Ey Harunun kız kardeşi, senin baban kötü bir kişi değildi ve annen de azgın, utanmaz (bir kadın) değildi.
29- Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki: Henüz beşikte olan bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz?
30- (İsa) Dedi ki: Şüphesiz ben Allahın kuluyum. (Allah) Bana kitabı verdi ve beni peygamber kıldı.
31- Nerede olursam (olayım,) beni kutlu kıldı ve hayat sürdüğüm müddetçe, bana namazı ve zekatı vasiyet (emr) etti.
32- Anneme itati de. Ve beni mutsuz bir zorba kılmadı.
33- Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de.
34- İşte Meryem oğlu İsa; hakkında kuşkuya düştükleri Hak Söz.
35- Allahın çocuk edinmesi olacak şey değil. O Yücedir. Bir işin olmasına karar verirse, ancak ona: Ol der, o da hemen oluverir.
36- Gerçek şu ki, Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse Ona kulluk edin. Dosdoğru yol budur.
37- İçlerinden (birtakım) gruplar ayrılığa düştüler. Artık büyük bir günü görmekten dolayı, vay inkar edenlere.
38- Bize gelecekleri gün, neler işitecekler, neler görecekler. Ama bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler.
39- İş(in) hükme bağlanıp biteceği, hasret gününe karşı onları uyar; onlar bir gaflet içindedirler ve onlar inanmıyorlar.
40- Elbette, yeryüzünde ve onun üzerindekilere Biz varis olacağız ve onlar Bize döndürülecekler.
41- Kitapta İbrahimi de zikret. Gerçekten o, doğruyu-söyleyen bir peygamberdi.
42- Hani babasına demişti: Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?
43- Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım.
44- Babacığım, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, Rahman (olan Allah)a başkaldırandır.
45- Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun.
46- (Babası) Demişti ki: İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursan, andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, (bir yerlere) git.
47- (İbrahim Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır dedi.
48- Sizden ve Allahtan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım.
49- Böylelikle, onlardan ve Allahtan başka taptıklarından kopup-ayrılınca ona İshakı ve (oğlu) Yakupu armağan ettik ve her birini peygamber kıldık.
50- Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.
51- Kitapta Musayı da zikret. Çünkü o, ihlasa erdirilmiş ve gönderilmiş (Resul) bir peygamberdi.
52- Ona, Turun sağ yanından seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.
53- Ona Rahmetimizden kardeşi Harunu da bir peygamber olarak armağan ettik.
54- Kitapta İsmaili de zikret. Çünkü o, vadinde doğruydu ve gönderilmiş (Resul) bir peygamberdi.
55- Halkına, namazı ve zekatı emrediyordu ve o, Rabbi Katında kendisinden razı olunan (bir insan)dı.
56- Kitapta İdrisi de zikret. Çünkü o, doğru olan bir peygamberdi.
57- Biz onu yüce bir mekan (makam)a yükseltmiştik.
58- İşte bunlar; kendilerine Allahın nimet verdiği peygamberlerdendir; Ademin soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman (olan Allah)ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar.
59- Sonra onların arkasından öyle nesiller türedi ki, namaz (kılma duyarlılığın)ı kaybettiler ve şehvetlerine kapılıp-uydular. Böylece bunlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır.
60- Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır); işte bunlar, cennete girecekler ve hiçbir şeyle zulme uğratılmayacaklar.
61- Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu) Kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz Onun vadi yerine gelecektir.
62- Onda boş bir söz işitmezler; sadece selam (ı işitirler). Sabah akşam, onların rızıkları orda (bulunmakta)dır.
63- O cennet; Biz, kullarımızdan takva sahibi olanları (ona) varisçi kılacağız.
64- Biz (elçiler) ancak Rabbiniz emriyle ineriz. Önümüzde, ardımızda ve bunlar arasında olan herşey Onundur. Senin Rabbin kesinlikle unutkan değildir.
65- Göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin Rabbidir; şu halde Ona ibadet et ve Ona ibadette kararlı ol. Hiç Onun adaşı olan birini biliyor musun?
66- İnsan demektedir ki: Ben öldükten sonra mı, gerçekten diri olarak çıkarılacağım?
67- İnsan önceden, hiçbir şey değilken, gerçekten Bizim onu yaratmış bulunduğumuzu (hiç) düşünmüyor mu?
68- Andolsun Rabbine, Biz onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonra onları cehennemin çevresinde diz üstü çökmüş olarak hazır bulunduracağız.
69- Sonra, her bir gruptan Rahman (olan Allah)a karşı azgınlık göstermek bakımından en şiddetli olanını ayıracağız.
70- Sonra Biz ona (cehenneme) girmeye kimlerin en çok uygun olduğunu daha iyi biliriz.
71- Sizden ona girmeyecek hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin kesin olarak üzerine aldığı bir karardır.
72- Sonra, takva sahiplerini kurtarırız ve zulmedenleri diz üstü çökmüş olarak bırakıveririz.
73- Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğunda, o inkar edenler, iman edenlere derler ki: İki gruptan hangisi, makam bakımından daha iyi, topluluk bakımından daha güzeldir?
74- Onlardan önce nice insan- nesillerini yıkıma uğrattık, onlar mal (giyim, kuşam ve tefriş) bakımından da, gösteriş bakımından da daha güzeldiler.
75- De ki: Kim sapıklık içindeyse, Rahman (olan Allah), ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine vadedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri- gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir.
76- Allah, hidayet bulanlara hidayeti arttırır. Sürekli olan salih davranışlar, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlı, varılacak sonuç bakımından da daha hayırlıdır.
77- Ayetlerimizi inkar edip, bana: Elbette mal ve çocuklar verilecektir diyeni gördün mü?
78- O, gayba mı tanık oldu, yoksa Rahman (olan Allah)ın Katında(n) bir ahid mi aldı?
79- Asla; demekte olduğunu yazacağız ve onun için azapta(n) da süre tanıdıkça tanıyacağız.
80- Onun söylemekte olduğuna Biz mirasçı olacağız; o Bize, yapayalnız tek başına gelecektir.
81- Kendilerine güç (izzet) sağlasınlar diye, Allahtan başka ilahlar edindiler.
82- Hayır; (o yalancı ilahlar) onların tapınışlarını inkar edecekler ve onlara karşı çelişkiye düşecekler.
83- Görmedin mi, Biz gerçekten şeytanları, kafirlerin üzerine gönderdik, onları tahrik edip kışkırtıyorlar.
84- Onlara karşı acele davranma; Biz onlar için ancak saydıkça sayıyoruz.
85- Takva sahiplerini bir heyet halinde Rahman (olan Allahın huzurun)a toplayacağımız gün,
86- Suçlu-günahkarları susamışlar olarak cehenneme süreceğiz.
87- Rahmanın Katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olmayacaklardır.
88- Rahman çocuk edinmiştir dediler.
89- Andolsun, siz oldukça çirkin bir cesarette bulunup-geldiniz.
90- Neredeyse bundan dolayı, gökler paramparça olacak, yer çatlayacak ve dağlar yıkılıp göçüverecekti.
91- Rahman adına çocuk öne sürdüklerinden (ötürü bunlar olacaktı.)
92- Rahman (olan Allah)a çocuk edinmek yaraşmaz.
93- Göklerde ve yerde olan (herkesin ve herşeyin) tümü Rahman (olan Allah)a, yalnızca kul olarak gelecektir.
94- Andolsun, onların tümünü kuşatmış ve onları sayı olarak saymış bulunmaktadır.
95- Ve onların hepsi, kıyamet günü Ona, yapayalnız, tek başlarına geleceklerdir.
96- İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır.
97- Biz bunu (Kuranı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp-korkutman için.
98- Biz, onlardan önce nice insan nesillerini yıkıma uğrattık; (şimdiyse) onlardan hiçbirini hissediyor veya onların fısıltılarını duyuyor musun?