Muhyi'ddin Arabi 17 Ramazan 560 (1165) tarihinde Endülüs’ün Mürsiye şehrinde doğdu. Sekiz yaşında babasıyla beraber İşbiliye (bugünkü Sevilla)- ya geldi. Henüz çocuk denecek yaşta kendisiyle görüşen İbn Rüşd, onunla görüştüğünden son derece memnun kalmıştı. Birçok şeyhlerden istifade eden İbnu’l-Arabi’nin ilk şeyhi, okuması yazması olmayan fakat maneviyatta çok ileri mertebelere yükselmiş olan Ebu Ca’fer al-‘Uryani’ dir. Bundan başka 55 şeyhten feyiz almıştır.
Arabi 590 (1194) yılında seyahate başlamış, Tunus’a gelmiş 591 (1195) te Fas’a geçmiştir. 595 (1199) da Kurtuba’da İbn Rüşd’ün cenaze merasiminde hazır bulunmuş, 597 (1201) de Mağrib şehirlerinde gezmiş, ertesi yıl hac gayesi ile Mısır’a gelmiş, Kahire’de Takiyyu’d-din Abdurrahman’ın elinden Hızır’ın hırkasını giymişitir. Mısır’dan Kudüs’e geçmiş buradan da yaya olarak Mekke’ye varmış, 598 (1202) yılı hac farizasına yetişmiştir. İki yıl Mekke’de kalmıştır…
601 yılı hac mevsimi sonunda Anadolu hacılarının daveti üzerine onlarla birlikte Bağdad üzerinden Anadolu’ya gelmiştir. Malatya’da hacdan beraber geldiği Mecdu’d-din İshak’ın evinde kalan İbnu’l-Arabi, onunla beraber Konya’ya gitmiştir. Daha sonra Bağdad’a uğrayıp 602 (1205) te Kudüs civarında, 12 Şaban 603 (22 Mart 1207) de Mısır’da, 604 (1208) de Mekke’de bulunmuştur. 606 (1209) da Konya’da Risaletu’l-Envar’ı yazmıştır. İki yıl sonra 608’de Bağdat ve Halep’te bulunmuştur. 612 (1215) de Konya Aksaray’a gelmiş, aynı yılın Ramazan ayında Sivas’ta bulunmuştur. Daha sonra Malatya’ya gelmiştir. Burada dostu Mecdu’d-din İshak’ın oğlu Sadreddin Konevi’yi yetiştirmeye başlamıştır. Oğlu Sadu’d-din Muhammed 618 de burada doğmuştur. Nihayet 627 yılında Şam’a yerleşmiştir.638 (16 Ekim 1240) tarihinde 78 yaşında iken vefat etmiş, Kasiyun Dağı eteğinde bulunan türbesine defnedilmiştir.
Arabi 590 (1194) yılında seyahate başlamış, Tunus’a gelmiş 591 (1195) te Fas’a geçmiştir. 595 (1199) da Kurtuba’da İbn Rüşd’ün cenaze merasiminde hazır bulunmuş, 597 (1201) de Mağrib şehirlerinde gezmiş, ertesi yıl hac gayesi ile Mısır’a gelmiş, Kahire’de Takiyyu’d-din Abdurrahman’ın elinden Hızır’ın hırkasını giymişitir. Mısır’dan Kudüs’e geçmiş buradan da yaya olarak Mekke’ye varmış, 598 (1202) yılı hac farizasına yetişmiştir. İki yıl Mekke’de kalmıştır…
601 yılı hac mevsimi sonunda Anadolu hacılarının daveti üzerine onlarla birlikte Bağdad üzerinden Anadolu’ya gelmiştir. Malatya’da hacdan beraber geldiği Mecdu’d-din İshak’ın evinde kalan İbnu’l-Arabi, onunla beraber Konya’ya gitmiştir. Daha sonra Bağdad’a uğrayıp 602 (1205) te Kudüs civarında, 12 Şaban 603 (22 Mart 1207) de Mısır’da, 604 (1208) de Mekke’de bulunmuştur. 606 (1209) da Konya’da Risaletu’l-Envar’ı yazmıştır. İki yıl sonra 608’de Bağdat ve Halep’te bulunmuştur. 612 (1215) de Konya Aksaray’a gelmiş, aynı yılın Ramazan ayında Sivas’ta bulunmuştur. Daha sonra Malatya’ya gelmiştir. Burada dostu Mecdu’d-din İshak’ın oğlu Sadreddin Konevi’yi yetiştirmeye başlamıştır. Oğlu Sadu’d-din Muhammed 618 de burada doğmuştur. Nihayet 627 yılında Şam’a yerleşmiştir.638 (16 Ekim 1240) tarihinde 78 yaşında iken vefat etmiş, Kasiyun Dağı eteğinde bulunan türbesine defnedilmiştir.