rüzgar gülü
Daimi Üye
Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Belçika'daki Müslümanlar da Ramazan ayının başlamasıyla oruç tutmaya başladı. Ama Müslümanların yanı sıra tüm bir ay boyunca oruç tutacak olan biri daha var. Pieter Janssens, Belçikalı bir gazeteci. Oruç ile ruhun temizlenmesinin hedeflenildiğini öğrenen Janssens ilk önce bir hafta oruç tutup denemek istemiş. Sonra ise fikir değiştirerek Avrupa'da yaşayan Müslümanların gerçekten ne hissettiklerini anlamak için Ramazan ayı boyunca oruç tutmaya karar vermiş.
İslamiyet hakkında normal bir Belçikalıdan daha fazla bilgiye sahip olan Janssens, Avrupa'da yaşayan Müslümanların oruç tutmalarının çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde yaşayanlardan daha zor olduğunu anlatıyor. Janssens, Avrupa'da Ramazan ayı boyunca hayatın normal akışının devam ettiğini oysa Fas ve Türkiye gibi ülkelerde bir nebze de olsa hayatın seyrinin farklılaştığını söylüyor. Belçika'da önemli bir Müslüman toplumu bulunduğuna da ayrıca dikkat çeken Janssens, şunları söylüyor: "Onları anlamak gerekiyor. Şimdi oruç tuttuğum için çok tepki alıyorum. Olumlu olumsuz. Ve görüyorum ki herkesin oruç hakkında bir fikri var ama her zaman bu fikirlerin sağlam bir temeli yok. Müslümanlar için orucun ne olduğunu nasıl tutulduğundan çoğu insanın hiçbir fikri yok. Ben bir ay boyunca oruç tuttuktan sonra az da olsa ne olduğunu ve Avrupa'da yaşayan Müslümanların hissiyatlarını umarım anlarım." Belçikalı gazeteci, ırkçı kesimden, "Niçin onların kültürüne ait bir şeye ortak oluyorsunuz. Böyle yaparsanız Belçika da bir gün Müslüman ülkesi olur." gibi tepkiler aldığın belirtiyor.
"HER YERDE YİYECEK GÖRÜYORUM"
Pieter Janssens, bir gün oruç tutup bir gün tutmamak ya da sadece su içmek gibi alternatifleri düşündükten sonra bundan vazgeçmiş. "Bu şekilde oyunu dürüst oynamıyor hissine kapılıyorum." diyen gazeteci, sabah üçte sahur yemeği, dokuzda ise akşam yemeği yiyor. Oruç tutarken en çok su içememenin kendisini zorladığını anlatan Janssens "Zaten düzenli yemek yiyen birisi değilim ama bunu herhalde bir nebze dengelemek için çok su içerim. Bu yüzden galiba en çok suyu arıyorum şimdi." ifadelerini kullanıyor.
Belçika gibi su ve yiyeceğe rahatlıkla ulaşabildiği bir ülkede yaşamakla çok şanslı olduğunu fark eden Janssens, iş arkadaşlarının öğle vakti geldiğinde gözünün önünde yemek yemesinden de 'benim yemek zamanım akşam gelecek' diye düşündüğünde rahatsız olmadığını anlatıyor. "Akşamları ise durmadan saate bakıyorum ve vaktin hızlı geçmesini istiyorum. Her yerde yiyecek ve içecek görüyorum. Bizim sokağımızda patates kızartması satan bir yer var. Durup almamaya zorluyorum kendimi. Ya da örneğin yan masada çalışan arkadaşın su şişesi dikkatimi çekiyor." diyen Belçikalı gazeteci akşam yemeğinin tadının ise gerçekten enfes olduğunu belirtiyor. Janssens, şöyle devam ediyor: Çok daha fazla tat alıyor insan. Sanki bir şeyi kısıtladıktan sonra ulaşmak gibi. Çok daha fazla tatmin ediyor. Yine de akşamları ölçülü yemeye dikkat ediyorum. Zaten bu sağlıksız olur. Saat dokuz civarından on bire kadar azar azar yiyorum." Janssens, iftar vaktinin gün geçtikçe daha erken olduğunu anlatırken de gülümsüyor.
Pieter Janssens, sahurda canı istemese de aç kalacağı düşüncesiyle yemek yediğini; patates, pilav ve ekmek gibi gıdaları tercih ettiğini dile getiriyor.
DAYANIP DAYANMAYACAĞIMA BAHSE GİRDİLER
Başta sıcak ülkelerdekiler olmak üzere her yıl oruç tutan insanlara derin saygı duymaya başladığını ifade eden Janssens, çalışma arkadaşlarının bu davranışına nasıl tepki gösterdiğini ise şöyle anlatıyor: "Üzerimden bahse girdiler. Dayanır mı dayanmaz mı? Kaç gün dayanır? Tarzında. Bazıları beni deli ilan etti. Bazıları ise gelip zor olup olmadığını sordular. Bir kişi bir gün denemek istediğini dahi söyledi. Ama 18 saat susuz kalmak ürküttü onu. Sonra burada Müslüman bir çalışan var o da benim sonuna kadar dayanmamı gönülden istiyor. Ama beni 'Sandığından daha zor' şeklinde uyardı. Bakalım ben sonuna kadar gitmek istiyorum. Kararlıyım. Zor olacak ama devam edeceğim Örneğin hafta sonu bir resepsiyon var. Orada bir şey içmeyeceğim. Garip kaçacak ama olsun. Artık alışacak herkes."
KENDİSİNE YÜZDE 75 ŞANS TANIYOR
Belçikalı gazeteci, bir ay boyunca oruç tutma konusunda kendisine ne kadar şans tanıdığı sorulduğunda ise "Yüzde 75." diyor. Pieter Janssens, "Bu sene başarılı olur da hedeflediğim hissiyatı yakalarsam belki önümüzdeki sene de oruç tutarım." diyor.
İslamiyet hakkında normal bir Belçikalıdan daha fazla bilgiye sahip olan Janssens, Avrupa'da yaşayan Müslümanların oruç tutmalarının çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde yaşayanlardan daha zor olduğunu anlatıyor. Janssens, Avrupa'da Ramazan ayı boyunca hayatın normal akışının devam ettiğini oysa Fas ve Türkiye gibi ülkelerde bir nebze de olsa hayatın seyrinin farklılaştığını söylüyor. Belçika'da önemli bir Müslüman toplumu bulunduğuna da ayrıca dikkat çeken Janssens, şunları söylüyor: "Onları anlamak gerekiyor. Şimdi oruç tuttuğum için çok tepki alıyorum. Olumlu olumsuz. Ve görüyorum ki herkesin oruç hakkında bir fikri var ama her zaman bu fikirlerin sağlam bir temeli yok. Müslümanlar için orucun ne olduğunu nasıl tutulduğundan çoğu insanın hiçbir fikri yok. Ben bir ay boyunca oruç tuttuktan sonra az da olsa ne olduğunu ve Avrupa'da yaşayan Müslümanların hissiyatlarını umarım anlarım." Belçikalı gazeteci, ırkçı kesimden, "Niçin onların kültürüne ait bir şeye ortak oluyorsunuz. Böyle yaparsanız Belçika da bir gün Müslüman ülkesi olur." gibi tepkiler aldığın belirtiyor.
"HER YERDE YİYECEK GÖRÜYORUM"
Pieter Janssens, bir gün oruç tutup bir gün tutmamak ya da sadece su içmek gibi alternatifleri düşündükten sonra bundan vazgeçmiş. "Bu şekilde oyunu dürüst oynamıyor hissine kapılıyorum." diyen gazeteci, sabah üçte sahur yemeği, dokuzda ise akşam yemeği yiyor. Oruç tutarken en çok su içememenin kendisini zorladığını anlatan Janssens "Zaten düzenli yemek yiyen birisi değilim ama bunu herhalde bir nebze dengelemek için çok su içerim. Bu yüzden galiba en çok suyu arıyorum şimdi." ifadelerini kullanıyor.
Belçika gibi su ve yiyeceğe rahatlıkla ulaşabildiği bir ülkede yaşamakla çok şanslı olduğunu fark eden Janssens, iş arkadaşlarının öğle vakti geldiğinde gözünün önünde yemek yemesinden de 'benim yemek zamanım akşam gelecek' diye düşündüğünde rahatsız olmadığını anlatıyor. "Akşamları ise durmadan saate bakıyorum ve vaktin hızlı geçmesini istiyorum. Her yerde yiyecek ve içecek görüyorum. Bizim sokağımızda patates kızartması satan bir yer var. Durup almamaya zorluyorum kendimi. Ya da örneğin yan masada çalışan arkadaşın su şişesi dikkatimi çekiyor." diyen Belçikalı gazeteci akşam yemeğinin tadının ise gerçekten enfes olduğunu belirtiyor. Janssens, şöyle devam ediyor: Çok daha fazla tat alıyor insan. Sanki bir şeyi kısıtladıktan sonra ulaşmak gibi. Çok daha fazla tatmin ediyor. Yine de akşamları ölçülü yemeye dikkat ediyorum. Zaten bu sağlıksız olur. Saat dokuz civarından on bire kadar azar azar yiyorum." Janssens, iftar vaktinin gün geçtikçe daha erken olduğunu anlatırken de gülümsüyor.
Pieter Janssens, sahurda canı istemese de aç kalacağı düşüncesiyle yemek yediğini; patates, pilav ve ekmek gibi gıdaları tercih ettiğini dile getiriyor.
DAYANIP DAYANMAYACAĞIMA BAHSE GİRDİLER
Başta sıcak ülkelerdekiler olmak üzere her yıl oruç tutan insanlara derin saygı duymaya başladığını ifade eden Janssens, çalışma arkadaşlarının bu davranışına nasıl tepki gösterdiğini ise şöyle anlatıyor: "Üzerimden bahse girdiler. Dayanır mı dayanmaz mı? Kaç gün dayanır? Tarzında. Bazıları beni deli ilan etti. Bazıları ise gelip zor olup olmadığını sordular. Bir kişi bir gün denemek istediğini dahi söyledi. Ama 18 saat susuz kalmak ürküttü onu. Sonra burada Müslüman bir çalışan var o da benim sonuna kadar dayanmamı gönülden istiyor. Ama beni 'Sandığından daha zor' şeklinde uyardı. Bakalım ben sonuna kadar gitmek istiyorum. Kararlıyım. Zor olacak ama devam edeceğim Örneğin hafta sonu bir resepsiyon var. Orada bir şey içmeyeceğim. Garip kaçacak ama olsun. Artık alışacak herkes."
KENDİSİNE YÜZDE 75 ŞANS TANIYOR
Belçikalı gazeteci, bir ay boyunca oruç tutma konusunda kendisine ne kadar şans tanıdığı sorulduğunda ise "Yüzde 75." diyor. Pieter Janssens, "Bu sene başarılı olur da hedeflediğim hissiyatı yakalarsam belki önümüzdeki sene de oruç tutarım." diyor.