Mustafa Kemal arkadaşlarıyla birlikte Bingazi'ye gidiyordu. Trablusgarp Savaşı'na katılacaktı. Yolda bir Bedevi'ye rastladılar. Bu adam, el falından çok iyi anladığını söyleyerek, genç subayların fallarına bakmayı teklif etti. Hepsi avuçlarını gösterdiler, talihlerini öğrenmek istediler. Sıra Mustafa Kemal'e gelmişti. O, ya fala inanmıyor, yahut bir Bedevi'nin kehanetine itimat etmiyordu. Bununla beraber, arkadaşlarının ısrarlarına dayanamadı, elini uzattı.
Sarışın Subay'ın yumuşak elini sert avuçlarına alan Bedevi, bu elin çizgilerine bakar bakmaz, yerinden fırladı, ayağa kalktı ve büyük bir heyecanla: "Sen Padişah olacaksın!" diye bağırdı. "Padişah olacaksın ve 15 yıl hüküm süreceksin!" Gülüştüler, Bedevi'yi bırakıp yollarına devam ettiler. Aradan yıllar geçti. Mustafa Kemal, Türkiye Devleti'nin Cumhurbaşkanı oldu. Cumhuriyetin 14. yılında hastalandı. Karaciğerinin şiştiğini görenler: "İçme Paşam!" diye yalvardıkları zaman, O, Bingazi yollarındaki falcı Bedevi'yi hatırla***** güldü: "Arap vaktiyle söylemişti" dedi. "Bizim padişahlık nasıl olsa 15 yıl sürecek!" ve ilave etti: "Hesapça bu son senemizdir!"