Ne Mutlu Kadınım Diyene!
hosting
Biz kadınlar ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz uzun saç, kısa akılla. Geç mi kaldık erkeği tanımakta yoksa boş mu versek tanıyamayacağız nasılsa.
Bir üçgenin içine nasıl atıyoruz kendimizi böyle salakça. Neye tutunuyoruz, niye tutunuyoruz. Sevgi mi aradığımız, al işte karaborsa..! Bir umut belki de babamızdan bize kalan ihanete bulaşmamış pak sevgi. Kadınız kanarız değil mi nasılsa.
En çok pembe hayalleri olan, çocuk yürekli kadın ben miydim acaba. Şeytana papucunu ters giydiren dişiler de vardı ya biz uzayamayız çamura öyle ulu orta olmasa da.
Bugün kadınlar günüymüş bana ne, uzun soluklu bir ihanetin pençesinde can cekişiyorken, neye isyan edeceğim, kopamamışken kendimliğimden. Aptalıklarıma mı. Su katılmamış saflığıma mı. Kölen olmaya hazırım deyişime mi. Gözlerin gördüğünü gönüllerden saklayanlara çok yazık aslında mı. Yoksa tek avanak biz miyiz gözbebeklerinin içine baka baka ihaneti yalanlayan cennetimekan insanların karşısında. Hem biz cehennemi ne zaman satın almıştık ki, onlarsa cenneti. Tapusunu bugünden mi vereceklerdi.
İmanından bu kadar emin olanlar asıl gaflete düşenler değil midir. Ben alevi, o sünni, diğeri hristiyan, kim ki imanı doğru. Bildik mi bu kadar bariz herşeyi. Niye mi bu ikilemler, insandan önce kimliği, cinsiyeti sorgulayanlaradır itirazlarım. Sana ne kardeşim sen doğru, eğri ben isem. Ben deliliğimden vazgecmem...! Onurum kimliğimdir, ne dersen de yolumdan dönmem...!
Sahi suyun gözesi ne zaman bulandı. Balığın başı deryadan uzaklaşırken mi gönüller ihanete kafayı dayadı.
Ah benim deniz gözlü babam sen şimdi nerdesin. Onlar dedi ki..... Ah gül yürekli anam gece gündüz duadasın da, fakirin gönlünü hoş etmekle mi bir tek buldun iç huzurunu. Kızınız neden bahtsız, niye öğretmediniz ki hayatın az da olsa sinsiliğini. Hani bütün insanlar kardeşti. Biz bildik de ne oldu, onlar bilemedikçe kardeşliğimizi. Adem atadan olmuştuk değil mi. Kafir olan kimdir belli miydi. Bakın nasıl da kirlenmiş göstermediğiniz hayat, gördünüz mü!
Az önce liseden biri "kadınlar günün kutlu olsun, kadınlar olmasaydı hiç bir erkek -kral- olmak istemezdi" diye mesaj atmış. Ah anam ah biz neden kadın doğduk ki. Varsın krallıkları yere batsın, olmasın hanları da, sarayları da gönül bahçeleri bir-gül kokmadıkça.
Biz neden kollarımızı onlara şefkatle açtık ki. Biz adam olamayız da değil mi anneciğim...!
Küçülmek nedir yüce rabbim, birini ruh eşi seçerken, ölürcesine sevmek midir yanlış olan. Koşulsuz sevmek mi küçültür kadını. Nedir bu sevgi, kadının dokuşuna nakış nakış işlediğin. Bu zulmü neden hak gördün ki en narin yarattığına.
Bugün tüm kadınlığımla isyanlardayım ve dönüm noktasındayım insan olmanın, olabilmenin, bir başka medcezirlerdedir delikanlı yüreğim...!
Hiç bir zaman kimseyi kendimden küçük görmedim, aşağılamadim ki ben bu kadar aşağılanmayı nasıl hak ettim can bilipte sevdiğim insandan bilmiyorum....Artık onu da sevmeyeceğim mi. Boş...
Duru sevgim haram olsun döküldüğü avlunda, güne kızarmadan bakan yüzünden hesap sorsun, güneşe hasret bıraktığın yüreğim. Senin sevilmişliğinden benim sevilmemişliğimden alacağı olsun halelleşmelerin e`mi.
Haklar nasıl helal edilir ki bu kadar incinmişlik varken arada. Eder miydim kara sevdamın hakkını helal, aldatılmışlığımı yok sayarak. Güne verecek hesabımız olsun ikimizinde. Boşaltalım yürek ceplerimizi gel, kaçmadan yüzsüzleşmeler. Boş kefeye koyamadıklarını çıkar kandırmadan bu defa beni, senden saklayamadığım sevdamı koy diğer boş kefeyede. Hangisi ağır ki; seni melek bilmişken, ömrümce görmediğim güzellikte, yakıştı mı bu sana, yakıştı mı bu sevdanın kalıbına. Hani nerde yüreğin, hadi dök içindeki ihanet yutmuş incileri .....Nerde adadığın sevgi. Hibe mi ettin beni tuzlu sevdamla, salıpta suya emeklerimi. O bir başka şeker kıvamında aşklarına. Diyemez miydin baştan benim gibi içindekini. İlk karşılastığımızda "beyaz atlı prensimi bulmaya gidiyorum" dememiş miydim. Ne cok alay ettin kimbilir o uçuk hayalimle, sen olmuştun prensim sonra değil mi. Sakladım mı bunu senden işte ay`ın yüzü işte sen. Varsa yalanım güneşin yüzü carpsın yüzüme. Kafir diyorsun değil mi bana, de hadi çekinme. Daha kötülerini de duydum senden. Hepimizin gideceği yer belliydi değil mi.
Bir O bir Sen tek başına mı kirlettiniz bu beyaz hayalimi. Demek sizdiniz cennetimekan. Helal kılındı madem bugünden size, ayıklayıverin siz de şimdiden cennetinizi. Belli değil mi mekanı cehennemliliğim. Ve aşağılık kompleksleri olan da bendim. Sahi siz iki beyaz güvercin mi.
Akıttırdığınız demiyorum, insanlığın bana akıttırdığı, dinginleşmeyen gözyaşlarım, beni hic küçültmedi ki. İnsanım, belki zaaflarım da var, lakin "ben sevdim mi adam gibi severim". Delikanlıyımdır da. Örtemem duygularımın üzerini bir başka duygularla.
Demiştim ya anne, bizimkisi sadece bir umuttu, uzun soluklu bir ihanete yenik düştü. Kızıyorum bazen size neden beni farklı yetiştirmediniz diye. Keşke bende kırabilseydim kolayca kalpleri, al asağı edebilseydim gönülleri. "Yakışmaz bize deme yine" bak nasıl da eziyor birileri teker teker bizleri.
Ah babacığım ah senin o derya yüreğin olmasa nasıl kulaçlardım ben bu fırtınalı denizleri...!
Hepimiz kadınız nasıl da belli; hayat bizim acı gözyaşlarımızla ne güzel de şekillendi. En çok gülmek bize yakışıyor, hadi gülün de edelim birbirimizi teselli.
"Senin yerine taş doğursaydım" der vefasız çocuğuna bizim orada analar, ben de diyorum ki "keşke senin yerine bir taşı sevseydim, ayaklanırdı taşlıkları dile gelirdi sevgileri değil mi"... Artık sen yoluna ben yoluma da diyemem değil mi.
Nereye, neye bakıyoruz biz kadınlar; endama mı, cüzdana mı, yüreğe mi...! Buyur şimdi hayata nerden, neylen, nasıl bakarsan bak...İster suya ver beklentilerini, ister kirbiti çakta yak mı..! Kadınız, bize yakışmaz değil mi.
Hep yüreğe bakmıştım, bakıyordum, bakacaktım ki gördüm; hayatı bize zindan eden o erkek denen varlıklar aslında bir melekti. İşte bize bütün bu olanları kadınlığımız (hayatın içine) etti....!
Ne
mutlu
kadınım
diyene
hadi
kadınlar
ileri
dökün
içinizdeki
ihanet
yemişlikleri...!
alıntıdır
hosting
Biz kadınlar ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz uzun saç, kısa akılla. Geç mi kaldık erkeği tanımakta yoksa boş mu versek tanıyamayacağız nasılsa.
Bir üçgenin içine nasıl atıyoruz kendimizi böyle salakça. Neye tutunuyoruz, niye tutunuyoruz. Sevgi mi aradığımız, al işte karaborsa..! Bir umut belki de babamızdan bize kalan ihanete bulaşmamış pak sevgi. Kadınız kanarız değil mi nasılsa.
En çok pembe hayalleri olan, çocuk yürekli kadın ben miydim acaba. Şeytana papucunu ters giydiren dişiler de vardı ya biz uzayamayız çamura öyle ulu orta olmasa da.
Bugün kadınlar günüymüş bana ne, uzun soluklu bir ihanetin pençesinde can cekişiyorken, neye isyan edeceğim, kopamamışken kendimliğimden. Aptalıklarıma mı. Su katılmamış saflığıma mı. Kölen olmaya hazırım deyişime mi. Gözlerin gördüğünü gönüllerden saklayanlara çok yazık aslında mı. Yoksa tek avanak biz miyiz gözbebeklerinin içine baka baka ihaneti yalanlayan cennetimekan insanların karşısında. Hem biz cehennemi ne zaman satın almıştık ki, onlarsa cenneti. Tapusunu bugünden mi vereceklerdi.
İmanından bu kadar emin olanlar asıl gaflete düşenler değil midir. Ben alevi, o sünni, diğeri hristiyan, kim ki imanı doğru. Bildik mi bu kadar bariz herşeyi. Niye mi bu ikilemler, insandan önce kimliği, cinsiyeti sorgulayanlaradır itirazlarım. Sana ne kardeşim sen doğru, eğri ben isem. Ben deliliğimden vazgecmem...! Onurum kimliğimdir, ne dersen de yolumdan dönmem...!
Sahi suyun gözesi ne zaman bulandı. Balığın başı deryadan uzaklaşırken mi gönüller ihanete kafayı dayadı.
Ah benim deniz gözlü babam sen şimdi nerdesin. Onlar dedi ki..... Ah gül yürekli anam gece gündüz duadasın da, fakirin gönlünü hoş etmekle mi bir tek buldun iç huzurunu. Kızınız neden bahtsız, niye öğretmediniz ki hayatın az da olsa sinsiliğini. Hani bütün insanlar kardeşti. Biz bildik de ne oldu, onlar bilemedikçe kardeşliğimizi. Adem atadan olmuştuk değil mi. Kafir olan kimdir belli miydi. Bakın nasıl da kirlenmiş göstermediğiniz hayat, gördünüz mü!
Az önce liseden biri "kadınlar günün kutlu olsun, kadınlar olmasaydı hiç bir erkek -kral- olmak istemezdi" diye mesaj atmış. Ah anam ah biz neden kadın doğduk ki. Varsın krallıkları yere batsın, olmasın hanları da, sarayları da gönül bahçeleri bir-gül kokmadıkça.
Biz neden kollarımızı onlara şefkatle açtık ki. Biz adam olamayız da değil mi anneciğim...!
Küçülmek nedir yüce rabbim, birini ruh eşi seçerken, ölürcesine sevmek midir yanlış olan. Koşulsuz sevmek mi küçültür kadını. Nedir bu sevgi, kadının dokuşuna nakış nakış işlediğin. Bu zulmü neden hak gördün ki en narin yarattığına.
Bugün tüm kadınlığımla isyanlardayım ve dönüm noktasındayım insan olmanın, olabilmenin, bir başka medcezirlerdedir delikanlı yüreğim...!
Hiç bir zaman kimseyi kendimden küçük görmedim, aşağılamadim ki ben bu kadar aşağılanmayı nasıl hak ettim can bilipte sevdiğim insandan bilmiyorum....Artık onu da sevmeyeceğim mi. Boş...
Duru sevgim haram olsun döküldüğü avlunda, güne kızarmadan bakan yüzünden hesap sorsun, güneşe hasret bıraktığın yüreğim. Senin sevilmişliğinden benim sevilmemişliğimden alacağı olsun halelleşmelerin e`mi.
Haklar nasıl helal edilir ki bu kadar incinmişlik varken arada. Eder miydim kara sevdamın hakkını helal, aldatılmışlığımı yok sayarak. Güne verecek hesabımız olsun ikimizinde. Boşaltalım yürek ceplerimizi gel, kaçmadan yüzsüzleşmeler. Boş kefeye koyamadıklarını çıkar kandırmadan bu defa beni, senden saklayamadığım sevdamı koy diğer boş kefeyede. Hangisi ağır ki; seni melek bilmişken, ömrümce görmediğim güzellikte, yakıştı mı bu sana, yakıştı mı bu sevdanın kalıbına. Hani nerde yüreğin, hadi dök içindeki ihanet yutmuş incileri .....Nerde adadığın sevgi. Hibe mi ettin beni tuzlu sevdamla, salıpta suya emeklerimi. O bir başka şeker kıvamında aşklarına. Diyemez miydin baştan benim gibi içindekini. İlk karşılastığımızda "beyaz atlı prensimi bulmaya gidiyorum" dememiş miydim. Ne cok alay ettin kimbilir o uçuk hayalimle, sen olmuştun prensim sonra değil mi. Sakladım mı bunu senden işte ay`ın yüzü işte sen. Varsa yalanım güneşin yüzü carpsın yüzüme. Kafir diyorsun değil mi bana, de hadi çekinme. Daha kötülerini de duydum senden. Hepimizin gideceği yer belliydi değil mi.
Bir O bir Sen tek başına mı kirlettiniz bu beyaz hayalimi. Demek sizdiniz cennetimekan. Helal kılındı madem bugünden size, ayıklayıverin siz de şimdiden cennetinizi. Belli değil mi mekanı cehennemliliğim. Ve aşağılık kompleksleri olan da bendim. Sahi siz iki beyaz güvercin mi.
Akıttırdığınız demiyorum, insanlığın bana akıttırdığı, dinginleşmeyen gözyaşlarım, beni hic küçültmedi ki. İnsanım, belki zaaflarım da var, lakin "ben sevdim mi adam gibi severim". Delikanlıyımdır da. Örtemem duygularımın üzerini bir başka duygularla.
Demiştim ya anne, bizimkisi sadece bir umuttu, uzun soluklu bir ihanete yenik düştü. Kızıyorum bazen size neden beni farklı yetiştirmediniz diye. Keşke bende kırabilseydim kolayca kalpleri, al asağı edebilseydim gönülleri. "Yakışmaz bize deme yine" bak nasıl da eziyor birileri teker teker bizleri.
Ah babacığım ah senin o derya yüreğin olmasa nasıl kulaçlardım ben bu fırtınalı denizleri...!
Hepimiz kadınız nasıl da belli; hayat bizim acı gözyaşlarımızla ne güzel de şekillendi. En çok gülmek bize yakışıyor, hadi gülün de edelim birbirimizi teselli.
"Senin yerine taş doğursaydım" der vefasız çocuğuna bizim orada analar, ben de diyorum ki "keşke senin yerine bir taşı sevseydim, ayaklanırdı taşlıkları dile gelirdi sevgileri değil mi"... Artık sen yoluna ben yoluma da diyemem değil mi.
Nereye, neye bakıyoruz biz kadınlar; endama mı, cüzdana mı, yüreğe mi...! Buyur şimdi hayata nerden, neylen, nasıl bakarsan bak...İster suya ver beklentilerini, ister kirbiti çakta yak mı..! Kadınız, bize yakışmaz değil mi.
Hep yüreğe bakmıştım, bakıyordum, bakacaktım ki gördüm; hayatı bize zindan eden o erkek denen varlıklar aslında bir melekti. İşte bize bütün bu olanları kadınlığımız (hayatın içine) etti....!
Ne
mutlu
kadınım
diyene
hadi
kadınlar
ileri
dökün
içinizdeki
ihanet
yemişlikleri...!
alıntıdır