"Nihat, Tefik ve Zeynep’le kafama sıksan görüşmem"

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.339
Tepki
83.981
Puan
113
Konum
İstanbul
642547_detay.jpg


"Nihat, Tefik ve Zeynep’le kafama sıksan görüşmem"

Survivor yarışmasının son şampiyonu Derya Büyükuncu'dan olay yaratacak açıklamalar

Derya Büyükuncu eşi Zehra Büyükuncu ile birlikte özel hayatına dair tüm bilinmeyenleri, Survivor macerasıyla ilgili yaşadıklarını, kırgınlık ve mutluluklarını acunn.com’a anlattı...

Survivor macerasına geçmeden önce biraz sizden, aşktan konuşalım istiyorum: Türkiye’nin gıpta ederek izlediği bu mükemmel çift nasıl tanıştı?

Derya : Eşim eski yüzücü. Milli takımdayken havaalanında tanıştık. İlginç olan o da ben de pek çok kez milli takıma gitmiştik ama hiç karşılaşmamıştık. O dönem eşimin milli takıma son katılışıydı. Bu müthiş bir tesadüf. İlk zamanlarda eşimi arkadaş olarak görmüştüm.


Peki ya sonra?

Derya : Sonra o beni gözüne kestirmiş. Tavladı beni.

Gördün yakışıklı çocuğu bırakmadın mı?

Zehra : Derya çok transparan biri. İçinin güzelliğini görmesini bilen herkese gösterir. Daha önce Derya için 'Şöyle havalı, böyle kimseyi görmez.' şeklinde konuşuluyordu.

Havası vizyonundandır belki de?

“Gülüşmeler”

Zehra : Hayır. Tam tersine mütevaziliği beni aşık etti kendine. İlk zamanlarda yanıma gelip “Senin gözlerin ne kadar güzel.” diyordu. Ben de “Tamam bu iş oldu galiba.” demiştim.

Derya, sende de aşk hemen başladı herhalde?

Derya : Hayır. Ben eşimi gerçekten arkadaş olarak görmüştüm. Amerikan kafası diyebiliriz buna. Ama sonra her şey çok hızlı gelişti ve 11 ay sonra da evlendik.


Derya'nın yarışmaya katılmasına nasıl izin verdin?

Zehra : Gerçekten bilmiyorum. Gidince pişman olmuştum. Açlığa hiç dayanamaz, 2 hafta sonra döner diye kendimi avutmuştum ama öyle olmadı.


''BİZİM 3 KİŞİLİK BİR DÜNYAMIZ VAR''

En çok nesini özledin Derya’nın?

Zehra : Ben Amerika'daydım ve yalnızdım. Her şeyini, evdeki hallerini, yemeğimi paylaşmayı özledim. Hatta o kadar ki Derya gittikten sonra yemek yiyemedim ve 8 kilo verdim. Yalnızlığımı köpeğimizle paylaştım.

Sizin 3 kişilik bir dünyanız var diyebilir miyiz?

Zehra : Evet, şimdilik öyle.

Derya : Seneye kadar.

Nasıl yani?

Derya : Seneye çocuk istiyoruz

Zehra : Kocam bilir, o ne derse öyle olur.

Ne zaman doğmasını istiyorsunuz çocuğunuzun?

Derya : 2012 yılında çocuğumuz olsun istiyoruz. Artık zamanı geldi. Olimpiyatlar ve çocuk... Bu iki mutluluğu bir arada yaşamak istiyoruz



''EŞİM BENİM HERŞEYİM''

Yemek yapar mısın Derya ya?

Zehra : Hem de nasıl, tencere tencere.

En çok hangi yemeği sever?

Zehra : Kırmızı et, pilav ve salata genelde menüsüdür. Kapuska ve pırasayı da sever. Ama her yemeğin içinde mutlaka et olmasını ister.

Zehra güzel yemek yapar mı?

Derya : Hem de nasıl. Boşnak kızı ne de olsa.

Zehra : Sporcuların karbonhidrat ve proteini dengeli yemesi gerekir. Derya sürekli enerji sarfedecek düşüncesiyle enerji almak ister. Biz de genelde her şeyi buna göre planlarız.


Bu kadar planlı yaşamak zor değil mi?

Derya : Artık alışkanlık haline geldi. Hayatındaki her şeyi sportif hedeflerin doğrultusunda düşünmeye başlıyorsun. Şunu yaparsam böyle olur, dinlenirsem performansım artar gibi.

Zehra : Bazen benim çikolatalarıma dadanır. Hemen elinden alıp muz, meyveli yoğurt veriyorum Derya'ya.

Eşin aynı zamanda antrenörün mü?

Zehra : Antrenörlüğünün yanı sıra şöförlüğünü, plan ve programlarını yaparım.

Derya : Bazen psikolojimi de eşim düzeltir. Aynı zamanda psikoloğum olduğunu da söyleyebilirim. O benim her şeyim.


Peki hiç kavga etmez misiniz?

Zehra : Ederiz. Ama önceleri bu tek taraflı oluyordu. Ben kızınca Derya susardı. Sonra bana da susmayı öğretti.


Eee nasıl kavga ediyorsunuz o zaman?

Zehra : İlk zamanlarda ben küserdim ve 2 gün konuşmazdım.


Dayanabiliyor muydun o kadar konuşmamaya?

“gülüşmeler”


Zehra : Çok konuşuyorum gibi görünüyor ama dayanıyordum. Şimdilerde bu süre dakikalarla sınırlı. Çıkıyorum, döndüğümde problem çözülmüş oluyor.

Yarışmada kendini eleştirdiğin noktalar var mı?

Derya : Ben şu anda çok rahatım. 80 gün boyunca kimseye iftira atmadım, arkadan vurmadım, yalan söylemedim. Evet, sevmediğim insanlar vardı ama yine de kimseye saygısızlık yapmadım.

Kaybetseydin yıkılır mıydın?

Derya : Yıkılmazdım ama çok üzülürdüm. Ben en çok halkın beni anlamasından, beğenmesinden, takdir etmesinden memnunum. Bir kere şampiyon olmak önemli gelebilir ama bence hayat boyu şampiyon kalabilmek çok daha güzel.

Yarışmadan kimlerle görüşmezsin?

Derya : Nihat, Tefik ve Zeynep’le kafama sıksan görüşmem. Hayata bakışımız, konuştuğumuz şeyler, duruşumuz farklı. Ayrıca yalancılıkları da var tabiki.

Habertürk
 
OP
nk83

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.339
Tepki
83.981
Puan
113
Konum
İstanbul
13779865.jpg


NİHAT AİLEME KÜFRETTİ

Survivor'ın şampiyonu Derya Büyükuncu, yaşadıklarını Habertürk'ten Nazenin Tokuşoğlu'na anlattı...

Finalde “Parayı Olimpiyatlar’a gitmek için kullanacağım” dediniz, Nihat Doğan “Ne derecesi varmış ki” diye çamur atarak oy almaya çalıştı, bu kırılma noktası mı oldu?

Nihat Doğan “Kimse beni eleyemez” dedi sürekli. “8 kişinin SMS’ine karşı yarışıyorum” diye çevirdi lafı. Taner’i elediğim anda suratının şeklini görünce “Şampiyonum sanırım” dedim. Yüzde 55’e 45 oran bekliyordum ama halk kalite farkını gördü ve yüzde 75 oy aldım.

CHP’nin yapmaya çalıştığını tek başınıza yaptınız, bir Yozgat arada mavi yani Nihat Doğan, gerisi kırmızı. Edirne, İzmir, Muğla neredeyse firesiz. Politikaya girin oldu olacak.

Olabilir tabii, neden olmasın. Sporu bırakacağım bir gün, insanlar beni seviyor. CHP beni transfer etsin o zaman. Gaziantep’ten milletvekili adayı...

'SEVDİĞİM İNSANIN GÖZÜNE BAKARIM'

Nasıl dayandınız, el kol tacizine, hakarete?

Ben sevdiğim insanın gözünün içine bakarım. Onun gözünün içine bir kere bile bakmadım çünkü sevmiyorum. Sadece insan olarak saygı duydum yoksa katil olurdum. Sürekli küfretti. “Açtık, yorgunduk, kırdıysam özür dilerim” dedi. Ben senden daha çok açtım! Niye saldırmadım?

Niye?

Öyle bir insan değilim. Filozof gibi konuşarak olmuyor işte. Ama kimi oyununa geldi. Pascal ağabeyimdir, çok iyi insandır. Pascal’a yaptı tuttu, Asena’ya, Ebru’ya tuttu, bende tutmadı. Tefik’i saldı üstüme, kâr etmedi. Bende 10 peygamber sabrı var. Kendisi gibi halka oynuyorum sandı. Bir yıl daha kalsak da beni çığrından çıkaramazdı, patlama noktam yok.

“Sen yüzücü değil misin neden balık tutamıyorsun” dedi size. İnsan patlamaz ama güler, tiye alır, öyle robot gibi durdunuz. Bu da itici bulundu!

O da “Tenorum” diyor ama operalarda göremedik kendisini. “Hayvanseversin döner yiyorsun” dedi adam! “Vejetaryenim” demedim ki, hayvana zarar veremem, inek kesemem yani.

Kameraların olduğu yerler gerçeğin ne kadarıydı?

Görmediğiniz şeyler oldu tabii. İyi ki de görmediniz. Taner hep aynıydı, ilk 5 dakika komik, deli dolu. Mesela bir oyun kaybettik, o gün yeğenim bir yaşına giriyordu. Arkadaşlarla “İyi ki doğdun Arya” dedik. Nihat kızdı. “Yas tutacaksınız” diye bağırdı. Taner’le Tefik çok dalaştı. Nihat’ın kamera yokken ettiği küfürler söylenecek gibi değil. Kadın-erkek ayrımı da yoktu. Benim aileme bile küfretti.

Hürriyet
 
OP
nk83

nk83

࿐*⁀➷
Sitenin Hikaye Yazarı
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.339
Tepki
83.981
Puan
113
Konum
İstanbul
fft85_mf1441474.Jpeg


"NiHAT VE TANER'İ ALLAH'A HAVALE ETTiM"

Dominik Cumhuriyeti'nde 70 günlük mücadelenin sonunda zafere ulaşan Derya Büyükuncu, "Taner ve Nihat benim Survivor Adası'nda tanıdığım insanlar, gerçek hayatta kendileriyle görüşeceğimi sanmıyorum. Aramızda çok büyük karakter, terbiye, duruş ve düşünce farkı var" diyor

* Yarışma süreci içinde birinci olacağınızı hiç düşündünüz mü?

Yarışmanın başında ümit ediyordum. Başarılarımla beraber son dörde kaldığımı görünce birinci olabileceğimi düşündüm.

* Sizi hep sakin gördük. Nasıl başardınız bu kadar sakin kalmayı?

Yetiştirilme tarzıma, aileme ve dedemin beni büyütmüş olduğu, bana aşılamış olduğu Mevlana'nın "Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye. Bir de söyleyene bakarım adam mı diye?” özlü sözüne borçluyum.

* Tuvalet ihtiyacınızdan yemeğe kadar başınızın çaresine nasıl baktınız?

Yemek ihtiyacımızı doğadan karşılıyorduk, ne bulursak yiyorduk. Muz, hindistan cevizi, mango ve nadirde olsa balık yiyebiliyorduk. Ödüllerdeki yemekler günlük olduğu için bizi sadece birkaç saat idare ediyordu. Tuvalet ihtiyacımızı ormanda doğal koşullarda karşılıyorduk.

* Yüzücü olduğunuz halde hiç balık tutmadığınız için çok üzerinize geldiler. İyi bir yüzücü iyi bir balıkçı olmak zorunda mı?

O zaman türkü söyleyen birinin de tenor olması beklenmeli. Bence böyle bir beklenti olmamalıydı, neticede ben bir yüzücüyüm balıkçı değil. Hiçbir canlının canını alamam, ömrüm boyunca balık tutacağımı da sanmıyorum. Dikkatinizi çekerim vejetaryenim demiyorum, balığı yerim ama tutamam.


fft16_mf1441470.Jpeg


"Olimpiyatlara katılacağım"

* 250 bin TL'yi ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Gelecek sene yapılacak Olimpiyat oyunlarına hak kazanıp gitmek için kullanacağım. Londra'da yapılacak 2012 Olimpiyatları'na katılarak insanlık tarihinde altı kez yarışan ilk sporcu olmayı istiyorum. Olimpiyatlar'da finalde yüzmek en büyük amacım.

* Yüzmeye devam edecek misiniz?

Elimden geldiğince sağlığım ve durumum el verdiğince sonuna kadar devam edeceğim. Şu sıralar önüme gelen bazı projeler olsa da yapabileceğime inandıklarımla yoluma devam edeceğim. Hiçbir şeyin 2012 Olimpiyat çalışmalarıma engel olmasını istemediğimden, gelen teklifleri bu bakışla değerlendiriyorum. Sponsor arayışım hâlâ devam ediyor. Sponsor desteğinde Londra'ya Olimpiyat'a gitmek istiyorum. Bu sıralar sıkça sorulan dizi, sinema tekliflerine 'Ben yaparsam en iyisini yapmaya çalışırım bu yüzden bana uygun olan projelere eğitim desteğiyle neden olmasın?' diyorum."

* Eski antrenörünüz sizin için "Derinde yüzemiyor, korkuyor. Kıyıdan yüzebiliyor" dedi. Doğru mu?

Öncelikle kendisi hiçbir zaman benim antrenörüm olmadı. Böyle bir şey doğru değildir. Açıkçası Türk halkının önüne yanlış haberlerin sunulmasını anlamsız ve gereksiz buluyorum.

* Şöhretiniz sporculuğunuzun önüne geçti. Bir sporcu olarak bundan rahatsız mısınız?

Hayır rahatsız değilim. 30 yıllık yüzme kariyerim sayesinde değil de Acun Ilıcalı ve Survivor sayesinde insanların gerçek beni tanıması ve olduğum gibi benimseyip sevmesi çok onurlandırdı etti. Küçük kardeşlerimin ve onların ailelerinin beni sevdiklerini gözlerinden okuyabiliyorum. Antrenman yaparken bile yanıma gelip fotoğraf çektirmek istemeleri bana olan samimiyetlerini gösteriyor. Gençlerimiz, kardeşlerimiz bizim geleceğimiz, onlara iyi örnek olabiliyorsam ne mutlu bana.

* Ada'da en iyi kiminle anlaştınız?

Pascal Nouma.

* En zor gününüz hangisiydi, nasıl başa çıktınız?

Pascal'ın adadan ayrılması. Bunu benim grubumdaki diğer arkadaşlarımın bana moral vermesi ve beni motive etmesiyle aştım.

* Kaç kilo verdiniz?
10 kilo verdim.

"Eşim kıskanç değildir"

* Eşinizin çok kıskanç olduğu gündeme geldi, gerçekten öyle mi?

Eşim kıskanç değildir. Bu tip haberlere sadece gülüyorum. Ben adadayken çıkan haberlere Survivor dönüşü eşimle güldük. Survivor boyunca bütün kızlarla samimiydik ancak hepsi benim kardeşim gibiydi. Bunu ekrana da yansıttığımızı düşünüyorum.

* Şöhretiniz eşinizi nasıl etkiliyor?

İnsanların bana olan ilgi ve sevgisinden dolayı çok mutlu. Zehra çok sıcakkanlı bir insandır. Bazen kadınlar yanımıza gelip eşime, beni kendisine nasıl aşık ettiği konusunda tüyo istiyorlar. Hayatımız aynı şekilde devam ediyor.

* Nihat Doğan ve Taner hakkında ne düşünüyorsunuz?

Onlarla vakit geçirmek nasıldı? Taner ve Nihat benim Survivor Adası'nda tanıdığım insanlar, gerçek hayatta kendileriyle görüşeceğimi pek sanmıyorum, çünkü aramızda çok büyük karakter, terbiye, duruş ve düşünce farkı var. Onlar hakkında en iyi yorumu Türk halkı zaten verdi. Benim bunun üzerine bir şey söylememe gerek yok.

* Nihat Doğan ve Taner’le ilgili aklınızdan hangi kötü düşünceler geçti?

Bana ne kadar küfür edilse de, iftira atılıp yalan söylense de, onlara karşı her zaman saygılı davrandım. Çizgiyi aştıkları zamanlar elbetteki oldu ve bunu Türk halkı da gördü. Ben bu kişileri ilk önce Allah'a sonra Türk halkına havale ettim.

* Türkiye de en çok özlediğiniz şey ne oldu?

Ailem ve ülkeme has her şeyi çok özledim.
Milliyet
 

incitanemtuana

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
14.871
Tepki
28.177
Puan
113
Yaş
42
Konum
isvicre
okumaktan büyük bir keyif aldim
paylasimina saglik canim benim
cok seker bir ciftler ayrica
ve ara ara reportaji okurken bize cok benzetdim
benimde küsüp kac gün konusmama huyum vardi
esim bu huyumu yendi simdi okadar kisa sürüyo ki:eek:ys:
ama esime borcluyum nekadar sabirli duyarli ve anlayisli bir insan cok sansliyim
:huhuu:
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst