Obsessif-Kompulsif Bozukluk

GÜLÇİN

Daimi Üye
Katılım
5 Eylül 2008
Mesajlar
2.308
Tepki
2.169
Puan
113
Konum
Doyduğum Yerdeyim.
OBSESSİF-KOMPULSİF BOZUKLUK NEDİR?

İstenmeyen zihne zorla giren sıkıntı doğuran bireye yabancı aşırı, tekrarlayıcı mantık ve düşünme ile silinemeyen, devamlı düşüncelere obsesyon adı verilir. Obsesyonlar (vesvese) istenmeden gelir ve kişinin zihnine yabancıdır; ancak kişi bu düşünceleri kendi zihninin ürünleriymiş gibi değerlendirip sıkını duyabilir. Kompulsiyon ise yineleyici davranışlar (el yıkama, sıraya koyma, kontrol etme gibi ) yada zihinsel eylemelerdir (dua etme yada sayma, sözcükleri sessiz bir şekilde tekrarlama gibi.) Kompulsiyonların amacı obsesif düşüncelerin ortaya çıkardığı sıkıntıyı kaldırmaktır. Obsesif kompulsif bozukluk ise zamanın boşa harcanmasına sebep olacak derecede ağır olan (yani günde 1 saatten fazla zaman alan) yada günlük işlevsellikte bozulmaya sebep olan tekrarlayıcı obsesyon yada kompulsiyonların varlığından söz edilir. Örneğin kontrol etme obsesyonlarında en sık kapının kilitlenip kilitlenmediği, ocağın söndürülüp söndürülmediği ile alakalı zorlayıcı düşünceler tabloya hakimdir. Yaşanılan zorlanmanın getirdiği sıkıntıyı bastırmak için kapıyı kilitlediğinden emin olsa bile kişi tekrar tekrar kilidi açıp kapatabilir. Hatta en üst kattaki evine defalarca inip çıkabilir. Bu tür obsessif-kompulsif bozukluk vakalarında kişiler düşüncelerinin saçma olduğunu bilirler ancak onu yenmek için çaba sarf etmek yerine düşüncelerine teslim olmak zorunda kalırlar; çünkü bu durumda kişi daha rahatlayacaktır. Obsesyonla mücadele etmenin doğuracağı sıkıntı ile mücadele etmek zor gelmektedir. Bir kişide obsessif kompulsif bozukluk var demek için şu şartların varlığı gereklidir. Obsesyonlar ya da kompulsiyonlar kişinin hayatında belirgin olarak vardır ve bunlar kimi zaman istenmeden gelen ve uygunsuz olarak yaşanan ve belirgin sıkıntıya neden olan yineleyici ve sürekli düşünceler, dürtüler ya da düşlemeler ve sıradan yaşam olaylarının getirdiği üzüntü ve sıkıntılarda değillerdir. Kişi bunlara önem vermemeye ya da bunları baskılamaya çalışır yada başka bir düşünce ya da eylemle bunları etkisizleştirmeye çalışır. Ancak kişi, obsesyonel düşüncelerini, dürtülerini ya da düşlemlerini kendi zihninin bir ürünü olarak görür bu nedenle de sıkıntıları fazladır.

OBSESSİF-KOMPULSİF BOZUKLUĞUN TANI ÖLÇÜTLERİ
A. Obsesyonlar ya da kompulsiyonlar vardır: Obsesyonlar aşağıdakilerden (1),(2),(3) ve (4) ile tanımlanır: Bu bozukluk sırasında kimi zaman istenmeden gelen ve uygunsuz olarak yaşanan ve belirgin anksiyete ya da sıkıntıya neden olan yineleyici ve sürekli düşünceler, dürtüler ya da düşlemeler... Düşünceler, dürtüler ya da düşlemler sadece gerçek yasam sorunları hakkında duyulan aşırı üzüntüler değildir. Kişi, bu düşünceleri, dürtüleri ya da düşlemlerine önem vermemeye ya da bunları baskılamaya çalışır yada başka bir düşünce ya da eylemle bunları etkisizleştirmeye çalışır. Kişi, obsesyonel düşüncelerini, dürtülerini ya da düşlemlerini kendi zihninin bir ürünü olarak görür (düşünce sokulmasında olduğu gibi değildir) Kişinin, obsesyona bir tepki olarak ya da katı bir biçimde uygulanması gereken kurallarına göre yapmaktan kendini alıkoyamadığı yineleyici davranışlar (örn: el yıkama, düzene koyma, kontrol etme) ya da zihinsel eylemler (örn: dua etme, sayı sayma, birtakım sözcükleri sessiz bir biçimde söyleyip durma). Davranışlar ya da zihinsel eylemler, sıkıntıdan kurtulmaya ya da var olan sıkıntıya azaltmaya yada korku yaratan olay ya da durumdan korunmaya yöneliktir: ancak bu davranışlar yada zihinsel eylemler ya etkisizleştirilmesi ya da korunması tasarlanan şeylerle gerçekçi bir biçimde ilişkili değildir ya da açıkça çok aşırı bir düzeydedir. B. Bu bozukluğun gidişi sırasında bir zaman kişi obsesyon ya da kompulsiyonlarının aşırı ya da anlamsız olduğunu kabul eder. Not: Bu çocuklar için geçerli değildir. C. Obsesyon ya da kompulsiyonlar belirgin bir sıkıntıya neden olur, zamanın boşa harcanmasına yol açar (günde 1 saatten daha uzun zaman alırlar) yada kişinin olağan günlük işlerini, mesleki (ya da eğitimle ilgili) işlevselliğini ya da olağan etkinliklerini ya da ilişkilerini önemli ölçüde bozar.

KOMPULSİYONLARIN ÖZELLİKLERİ
Kişinin, obsesyona bir tepki olarak ya da katı bir biçimde uygulanması gereken kurallarına göre yapmaktan kendini alıkoyamadığı yineleyici davranışlar (örn: el yıkama, düzene koyma, kontrol etme) ya da zihinsel eylemler (örn: dua etme, sayı sayma, birtakım sözcükleri sessiz bir biçimde söyleyip durma) davranışlar ya da zihinsel eylemler, sıkıntıdan kurtulmaya ya da var olan sıkıntıya azaltmaya yada korku yaratan olay ya da durumdan korunmaya yöneliktir: Ancak bu davranışlar yada zihinsel eylemler ya etkisizleştirilmesi ya da korunulması tasarlanan şeylerle gerçekçi bir biçimde ilişkili değildir ya da açıkça çok aşırı bir düzeydedir. Mesela kapıyı 3 kere çalmazsam ailemden birinin başına kötü bir şey gelecek düşüncesi gibi. Bu bozukluğun gidişi sırasında bir zaman kişi obsesyon ya da kompulsiyonlarının aşırı ya da anlamsız olduğunu kabul eder. Not: Bu çocuklar için geçerli değildir. Obsesyon ya da kompulsiyonlar belirgin bir sıkıntıya neden olur, zamanın boşa harcanmasına yol açar (günde 1 saatten daha uzun zaman alırlar) yada kişinin olağan günlük işlerini, mesleki (ya da eğitimle ilgili) işlevselliğini ya da olağan etkinliklerini ya da ilişkilerini önemli ölçüde bozar.

HASTALIĞIN SIKLIĞI
Daha önceleri obsesif kompulsif bozukluk genel topluma göre nadir olduğu düşnülürkenson zamanlarda yapılan toplum çalışmaları ile bunun yaşam boyunca görülme sıklığının %2,5 olduğu bulundu. Bir yıl içerisinde toplumda görülme sıklığının ise % 1,5-2,1 olduğu bulunda. Yani toplumda insanlar bir yıl içerisinde araştırılsa 1000 kişiden 15-21 tanesinde obsesif kompulsif bozukluk varlığı tespit edilebilecektir. Ancak hastalığın şiddeti azaldıkça sorun olarak algılanma oranı da azalmakta olduğundan bu oran klinik araştırmalarda ortaya çıkar. Pratik olarak insanların % 1 inin obsesif kompulsif bozukluk olduğu söylenebilir.

HASTALIĞIN GİDİŞİ
Hastalık genellikle ergenlik dönmende başlarsa da çok erken yada çok geç başlangıçlı olanlarda vardır. Erkeklerde ortalama olarak 6-15 yaşlarında başlayan hastalık kadınlarda biraz daha geç başlamaktadır. (20-29 yaşlarında) Hastalık genellikle yavaş yavaş şiddetini artırarak seyreder. Birden bire başlayan vakalarda vardır. Bu seyir içerisinde belirtilerin alevlendiği ve aşrı sıkıntı verdiği dönemler olabilir. Stresle belirtilerin alevlendiği görülmektedir. Bu kişilerin % 15 inde yaşanan belirtiler toplumsal mesleki işlevselliği bozacak boyuta ulaşabilir. Yine hastaların bir kısmında belirtilerin hiç olmadığı iyileşme dönemleri de bulunabilir.

AİLESEL YAPI
Birinci derecede akrabalarında bu tür bozukluk bulunanlarda hastalık görülme oranı daha sıktır. Tek yumurta ikizlerinde bu durum ispatlanmıştır. Ancak aynı sosyal yapı aynı ortamı paylaşma zaman içerisinde davranışların ve düşünce kalıplarının paylaşılması da bu durumda etkendir. Genetik yatkınlığın payı da vardır.

Obsesif kompulsif bozukluk başka psikiyatrik rahatsızlıklarla birlikte görülebilir. En sık Major depresyon bu durum karşımıza çıkmaktadır. Diğer sıkıntı ile giden hastalılara da rastlanılabilir. Bunlar Yaygın anksiyete ( sıkıntı) bozukluğu, panik bozukluk, madde bağımlılığı olabilir.

KOMPULSİF KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ
İnsanın kişilik özelliklerini anlatırken dünyaya baktığımız renkli gözlüğe benzetmiştik. Bu gün mükemmeliyetçi kişilik özelliği olarak diyebileceğimi obsessif kompulsif kişiliği tanıtmaya çalışacağım. Bazen insanların ayrıntılar üzerine çok uğraşmaktan asıl konuyu yapmaya zaman bulanmadıklarını görürüz.Bu durum belli bir sınırı aştıktan sonra kişinin başkaları ile olan ilişkisini de bozmaya başlar. Kişilik özelliklerinin bozukluk düzeyinde olması için o toplumun genel kabul gören kurallarından farklı bir şekilde düşünme ve davranma gerekir. Obsessif kişiler ayrıntılarla çok fazla uğraştıklarından başarılı olmak bir şeyi başarma konusunda da çok fazla zihinsel meşguliyetleri olur. Bu nedenle performans göstermeleri gereken durumlarda çok kaygı duyarlar ve bu yüzdende zaman zaman başarısızlıklara bile uğrayabilirler. Biz buna performans anksiyetesi (Becerebilme yapabilme kaygısı olarak tercüme edilebilir) diyoruz ki bir sınav yada aşılması gereken engeller karşısında normalden çok kaygılanırlar. Bu kişilik özellikleri az seviyede iken tertipli ve düzenli insanlar olarak karşımıza çıkarlar ama sınırlar aşılınca işlerin önünü tıkayan uyum sağlanması zor insanlar olup karşımıza çıkarlar.

"Alıntı"
 
OP
GÜLÇİN

GÜLÇİN

Daimi Üye
Katılım
5 Eylül 2008
Mesajlar
2.308
Tepki
2.169
Puan
113
Konum
Doyduğum Yerdeyim.
Saplantı zorlantı bozukluğu (SZB)

Kişinin önemli sayılabilecek sure vaktini oyalayan (günde 1 saatten daha uzun sure tutan) , belirgin sıkıntıya veya işlevselliğinde önemli ölçüde bozulmaya yol açan tekrarlayıcı obsesyon ya da kompulsiyonlarla suren bir psikiyatri bozukluğudur

Obsesyon Saplantı - Nedir?

Kişinin isteği dışında gelen Kişinin kabul etmek istemediği uygunsuz olarak düşünülen , belirgin sıkıntıya neden olan sürekli düşünceler , dürtüler ya da göz önüne getirilen görüntü seklinde düşlemlerdir.Bunlar Kişinin kendi denetiminde değildir

Kompulsiyon zorlantı Nedir?

tekrarlayıcı davranışlar ( el yıkama , sıraya koyma , kontrol etme gibi ) yada zihinsel ( dua etme , sayma , sözcükleri sesiz bir biçimde yineleme gibi )eylemlerdir.
Kompulsiyonlar sıkıntıyı gidermek amacı ile yapılmaktadır , bunları yapmaya adeta zorlanmış gibi hissetmektedir.Sıkıntıyı gidermek yada önlemek , korku yaratan bir olayı , durumu etkisizleştirmek yada önlemek üzere tasarlanır

En sik görülen depresyonlar pislik ve bulaşma korkularıdır (dokunulan yere mikrop , hastalık bulaşacağı seklinde ) , yineleyen kuşkular ( elektriği acık bırakılıp bırakılmadığı gibi bir eylemi yerine getirip getirmediği konusunda tereddüt etmek gibi ) , bazı şeylerin belirli bir düzen içinde olmasına gerek duyma , saldırgan korkunç dürtüler ( kendine veya çevresine zarar verme , yaralama düşünceleri , çevresindekilerin basına bir kaza geleceği çevresindekilere kotu , uygunsuz şeyler söylenebileceği düşünceleri gibi ) ve cinsel düşüncelerdir ( gözünün önüne tekrarlayarak gelen cinsel görüntülerdir).

Kişi mikrop bulaşmasın diye sık sık el yıkayabilir , ellerini , vücudunun diğer bölgelerini deterjanlarla yıkayıp , cildine zarar verebilir , her gün temizlik yapıp , herkesi kendi kurallarına uymaya zorlayabilir, ibadetlerini tam olmuyor veya yanlış yapılıyor diyerek tekrar tekrar yapabilir , belli yerlere basmadan yürümeye çalışıp , yolunu uzatabilir , yakınlarının veya kendisinin basına kotu bir şey geleceğini düşünerek , ilgisiz bir takım şeyleri yapmaya kendisini zorlayabilir ( terlikler düz durmaz ise esinin öleceği , kapıdan dışarı çıkmadan 7 kez duvara dokunmaz ise evde bir terslik olabileceği gibi ) , bir şeyi yapıp yapmadığını , olup olmadığını defalarca başkasına sorma gibi , kendini üzen bir düşüncenin etkisini gidermek için ısrarla dua etme veya başka bir şey düşünme ihtiyacı gibi durumlar gözlenebilir.

Ne sıklıkta görülür?

%1-1,8 arasında görüldüğü saptanmıştır.Hafif şekilleri de dahil olmak üzere hayat boyu rastlanma orani %5,9 olarak bulunmuştur.

Obsesif kompulsif bozuklukta başlangıç yaşı

Genellikle ergenliğin başlangıç yaslarında baslarken çocukluk yaslarında da başlayabilmektedir. Hastaların üçte ikisinde belirtiler 25 yasinden önce baslar.% 15 ten az vakanın ise 35 yas sonrasında başladığı saptanmıştır. Ortalama başlangıç yası 20 olup, erkeklerde ortalama 19, kadınlarda ise ortalama başlangıç yaşı 22 olarak saptanmıştır

Kalıtımın rolü var mıdır ?

Bu kişilerin birinci derece yakınlarında % 35 oranında benzer bir rahatsızlığa rastlanmıştır.

Hastalık nasıl başlamakta ve sürmektedir ?

Yarıdan fazla kişide belirtilerin aniden başladığı gözlenmiştir. % 50-70 hastada yakınmaların gebelik, ev değiştirme, cinsel sorun, yakın bir akrabanın kaybı gibi stresli olaylar sonrasında başladığı gözlenmiştir. Zaman zaman artıp, azalmalar seklinde dalgalanmalar gösterdiği gözlenmiştir. Alevlenmelerde stresin etkisinin olabildiğinden bahsedilmektedir.
 
OP
GÜLÇİN

GÜLÇİN

Daimi Üye
Katılım
5 Eylül 2008
Mesajlar
2.308
Tepki
2.169
Puan
113
Konum
Doyduğum Yerdeyim.
Bu rahatsızlıga ait örnekler

Temizleme seklinde zorlantılar kadınlarda, kontrol etme seklinde olan zorlantılar erkeklerde daha çoğunluktadır. Kişiler hastalıklarını gizlemeye, mantıklı açıklamalar yaparak önemsememeye eğilimlidirler. Ancak temizlik zorlantları sebebiyle temizlik maddesi harcamaları yüklü bir tutar oluşturmakta ,ayrıca komşuları ile hali silkeleme, gece yarısı temizlik nedeni ile gurultu yapmaları sonrasında tartışmalara neden olmaktadırlar.

Emin olamadığı için çok uzak yerlerden evine donup,kapısını, elektriğini, tüpünü kontrol eden kişiler bulunmaktadır.
Zarar verme zorlantısı olanlar çatal, makas, kibrit, bıçak,ip, hatta tırnak makası gibi kesici ve cinayet filmlerinde rastlanabilecek sahneleri anımsatacak araçlara dokunamazlar,bakamazlar. Çocuklar ve karşıt cinsiyetteki kişilerle ayni ortamda kalamayabilirler.

Bir diğer görünüm de istifleme ve zorlantılı satın almadır. Kişi çok ucuz olduğu için ,elinde fazla olsa da ,gereksinimi olmasa da gördüğü bir mali almadan edemez. Ev bir hurdacı dükkanına dönebilir. Kişiler tatile giderken bir araba dolusu tamir malzemesini de beraber götürebilirler öyle ki giyeceklere zor yer bulunur. Otomobili olmayan bir kişi otomobil lastikleri alıp, bir kenara koyabilir, bir gün gelip araba alırsam, lastiği patlarsa diye düşünebilir. Çok eski tarihe ait faturaları biriktirir, bir gün gelir de bana milyarlık borç çıkarırlar diye 20 yıllık senetleri atamazlar.

İçinden dine yönelik küfürler geçmesi seklinde zorlantıları olan kişiler toplu olarak dinsel ibadetlerden kaçınabilirler. Tekrar tekrar abdest alma,namaz kılma ,tövbe etme gibi girişimlerde bulunabilirler.

Günlük hayatta nasıl adlandırılmaktadır?

Halk arasında vesvese olarak bilinmektedir. Dinle ve temizlikle aşırı uğraşıların olduğu ve sözcüğün kökenini Kuran dan aldığı waswasa (beynin şeytani düşünce ve kararsızlıklarla haşir nesir olup, ibadetleri yapamamak) tan gelmektedir.

SZB (OKB) neden oluşmaktadır ?Beyinde bazı bölgelerden salgılanan serotonin ve dopamin denen kimyasal maddelerin rol aldığı sistemlerin aşırı çalışması ile ilişkili bulunsa da başka maddelerin de etkili olduğu düşünülmektedir. Gene bu kişilerin beyinlerinin bazı bölgelerinde kan akimi ve ****bolizmada artışların olduğu görülmüştür

SZB olan hastaların kişilik yapıları

Bu hastaların % 25 inde obsesif kompulsif kişilik bozukluğu özellikleri bulunmaktadır. Bu kişiler çevreleri üzerinde denetim oluşturmaya eğilimlidirler. Daima olculu,tedbirli olup dışarıdan soğuk ve sert olarak nitelenebilirler. Temizliğe düşkün,dakik ve düzenlidirler. Çok tutumludurlar ve başkalarına hediye vermeleri, paylaşmaları çok kısıtlıdır. Kendi istedikleri yapılmayıp, karsı çıkıldığında inatçı ve sinirli olabilmektedirler. Konuşmalarını uzatmaya bazen de gereksiz ayrıntılara dalmaya ve dinleyen Kişinin rahatsız olmasına yol açabilirler

Hastalığın gidisini kotu etkileyen belirleyicilerzorlanıların ileri derecede anlamsız olması

beraberinde majör depresyonun bulunması

eslik eden bir kişilik bozukluğunun bulunması.
hastalığın çocuklukta başlaması

Saplantılara direnememe (bir zorlantıya yol açması)

Hastalığın gidisini iyi etkileyen belirleyiciler

bir stres sonrası başlaması

Kişinin çevresi ile sağlam ,iyi ilişkiler içinde olması

yakınmalarında artıp,azalma ve yoklamalar seklinde dalgalanmaların olması

SZB ve diğer psikiyatrik rahatsızlıklar

Hastalık en çok depresyon ile bir arada bulunmaktadır. Yaklaşık üçte bir hastada SZB ile birlikte majör depresyon bulunmaktadır

SZB niçin önemlidir

Aşırı temizlik nedeniyle ciltlerinde bozukluklar,yaralar açılabilir.

depresyondaki gibi SZB da da intihar riski vardır

ileri dönemlerde çevreleri ile iletişimleri bozulur,eve kapanıp, çevreden uzaklaşabilirler, evde de hep ayni şeylerle vakit geçirmekten başka is yapamayabilirler.

cinsel ilişkiden kaçınabilir, olabilecekse bile bunu bir kurallar silsilesi haline getirip, ayrılık ve boşanmalara zemin hazırlayabilirler.

islerini çok yavaş yaptığından ve belirli kalıpların dışına çıkamadığından is verimi düşüp,mesleki sorunlar yasayabilir çevrelerini etkileyip ,çocukları ve esinin hayatlarını kısıtlayabilir.

SZB tedavisi :

1-)İlaç tedavisi: Depresyonda da kullanılan ve antidepresan denen ve serotonin sistemine etkili ilaçlarla tedavi,psikiyatrist kontrolünde yapılmalıdır. İlaçların bağımlılık potansiyeli yoktur.

2-)Davranışçı tedavi: Kişiye saplantılarının miktar ve şiddetine göre verilen ödevlerle zorlantılarını yerine getirmeleri engellenir. % 60-75 hastada basarili sonuçlar vermektedir

"Alıntı"
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst