Ödünç Bir Gün Yaşıyor Olsaydın
Bitmiş Ömründen Bir Gün Alacaklı Olduğunu Düşün Nasıl Olduysa, Sen Öldükten Sonra, Ömründen Bir Gününü Eksik Yaşadığın Hesaplanmış Alacaklı Olduğun Günü Yeryüzünde Yaşayıp Sessizce Geri Dönebileceğini Söylüyorlar
Mezarlığın Kapısından Bir Gölge Gibi Süzülüyorsun Sabaha Doğru Ölümünün Üzerinden Yıllar Geçmiş Çoktan Ölmüş Biri Olarak Biliniyorsun Yapmak İstediğin İlk Şey Ne Olurdu ? Eve Gitmek mi ? Elbette ! Yola Çıktın Her Zaman Yürüdüğün Sokaktan Evine Doğru Yürüyorsun Özlediğin Dostlarının Yüzünü Görmeyi Umuyorsun Ama Birden Özel Durumunu Hatırlıyorsun Onlara Ödünç Bir Gün Daha Verilmedi ki Boş Yere Selam Verecek Bir Dost Yüzü Arıyorsun Umutsuzca Yüzünü Görünce Sevinecek Bir Ahbabının Yanıbaşından Süzülmesini Bekliyorsun Mahallen Tanınmaz Halde Daha Kötüsü, Sen Tanınmıyorsun Neyse ki, Az İlerde Bakkal Olacak, Oradan Kızına Bir Şekerleme Almak Niyetindesin Şükür ki Bakkal Yerinde Duruyor: Sevdiğini Bildiğin Akide Şekerlerinden Dolduruyorsun Cebine
Kapının Ziline Bastın Heyecanla Açıldı Eve Geç Kalmışsın O Kadar Geç Kalmışsın ki Ne Şekere Sevinecek Bir Yüz Var Evinde Nede Şekerlere Sevinince Sevineceğin Bir Yüzün Kalmış Evdekilerin Gözünde Yılların Hasretini Bir Anda Söze Taşımak İstiyorsun Ama Düğümleniyor Boğazın Kendini Tanıtsan Bile, İnanmayacaklar İnansalar Bile, O Günü, O Tek Gününü, O Biricik Gününü Onların Şaşkınlığı, Tedirginliği, İnanmaz Bakışları, Şüpheli Sorgulamaları İle Geçireceksin O Kısacık Gününü, Canından Çok Sevdiğin Torunlarınıı Kendine Alıştırmakla Harcayacaksın Bu Zor İşte Başarılı Olsan Bile, Bir Günlük Ömrün Bittiğinde Arkandan Ağlamasını Bilmeyecekler “Yine Bekleriz” Diyemeyecekler İçtenlikle Evden Uğurlanırken, Akşama Dönmesi Beklenen, Yolu Gözlenen Bir Baba Yahut Anne, Bir Kardeş, Bir Evlat Olamayacaksın Kendi Varlığını Sahicileştirme Yolunda Sarp Bir Yokuş Çıkacak Önüne Asla, Ömrünün Eksik Kalan O Gününde Hak Ettiğin Yere Tırmanamayacaksın Varlığın O Kadar Lüzumsuz Gelecek ki Yakınlarına, Hayatlarından Çekildiğinde, Derin Bir “Oh!” Çekecekler Bu Tuhaflık Geçti Diye, Konu Komşuya Ne Deriz Mahcubiyetinden Kurtulduk Diye Rahatlayacaklar
Öyle Sıcacık Bir Aşinalıkla Karşılanmıyorsun Evde Öyle Her Zamanki Tatlı Bekleyişle Beklenmiyorsun Kapılarda Elindeki Oyuncaklar Çocukları Sevindirmeye Yetmiyor Gülün Ve Gülücüğün Sevgili Bir Muhatap Bulamıyor Dünyanın Telaşına Bile Katılamıyorsun Canı Gönülden Bıraktığın Yerden Devam Edeceğin Bir Meşguliyetin Yok Bir Pencere Önünü Doldurmuyor Yüzün Yarım Kalmış Sevinçleri Tamamlamaya Yetmiyor Tebessümlerin Herhangi Bir Şeyin Parçası, Herhangi Bir İşin Tamamlayıcısı Değilsin Sesini Duyanlar Seviniyor Değiller Hasret Dolu Bakışların Boşluğa Düşüyor Varlığın Bir Yeri Dolduruyor Değil Evinde Bile Yokluğun Varlığından Daha Çok Kanıksanmış Sensiz de Olsa Her Şey Tamam Hatta, Çoğu Şeyi Varlığınla Eksiltiyorsun Mutlulukları Yarısından Bölüyorsun Huzuru Kaçırıyorsun Hayret Dolu Bakışlarınla Yabancılıklar Düşürüyorsun Aşina Yüzlere Soğuk Bir Hançer Gibi Sokuluyorsun Neşeli Dakikalara
Dağıttığın Huzuru, Parçaladığın Sevinçleri Ardında Bırakıp, Varlığının Lüzumsuzluğunu Acıyla Görüp, Kocaman Bir Hayal Kırıklığı İle Geri Dönerdin Belki “Böyle Yaşamaktansa, Öleyim Daha İyi” Deyip Mezarlık Kapısından İçeri Süzülürdün Bile-İsteye Belki de Sitem Ederdin Ömrünün Eksik Gününü Sana Böylece Ödemeye Kalkanlara Tedirginlikle Yaşadığın, Yabancı Görülüp Bir Köşeye Atıldığın, Dost Seslerini Hiç Bulamadığın, Aşina Yüzlere Hiç Varamadığın O Günü Yaşanmış Saymazdın “Bunu Saymam!” Derdin Yeni Bir Gün Daha İsterdin Yepyeni Bir Gün
Aslında Ölmüş Olduğunun Kimselerce Bilinmediği Hayata, Kaldığın Yerden, Kimseyi Şaşırtmadan Devam Edebileceğin Dostlarının Seni Hemen Tanıdığı Evde Beklendiğin Yakınlarının Adeta “Ay Yine mi Sen!” Alışkanlığı İle Seni Kapıda Hiç Şaşırmadan Karşıladığı Tebessümünün Sımsıcak Mutluluklar Başlatabildiği Bilindiğin, Beklendiğin, Önemsendiğin, Kanıksandığın Hiç Ölmeyecekmiş Gibi Yarından Sonralar İçin Hayaller Kurabildiğin İçinde Acı da Olsa, Yoksulluk da Olsa, Sevindiğin, Sevindirebildiğin Varlığının Küçük Ve Önemsiz de Olsa Bir Şeyleri Tamamladığı Aranmıyor da Olsan, Cep Telefonlarında Adının Yazılı Olduğu Yarım Kalmış İşlerin Seni Beklediği Ödünç Bir Günü Yaşadığını Bile Unuttuğun Hiç Bitmez Sandığın Zorlukları Olan Öyle ki, Bu Sınavı Geçebilir miyim Diye Telaşlandığın, İş Bulamazsam Nolacak Benim Halim Diye Kaygılandığın Nasılsa Barışırım Diye Rahatlıkla Küsebildiğin Sonra Özür Dilerim Diye Hoyratça Kızabildiğin Birden Kayboluversen, Ardından Ağlayacaklarının Olduğu Nasılsa Yarın Var Diye Özensizce Harcayabileceğin Sıradanlıkta Bir Gün
Farkında mısın?
O gün, bugün
Bitmiş Ömründen Bir Gün Alacaklı Olduğunu Düşün Nasıl Olduysa, Sen Öldükten Sonra, Ömründen Bir Gününü Eksik Yaşadığın Hesaplanmış Alacaklı Olduğun Günü Yeryüzünde Yaşayıp Sessizce Geri Dönebileceğini Söylüyorlar
Mezarlığın Kapısından Bir Gölge Gibi Süzülüyorsun Sabaha Doğru Ölümünün Üzerinden Yıllar Geçmiş Çoktan Ölmüş Biri Olarak Biliniyorsun Yapmak İstediğin İlk Şey Ne Olurdu ? Eve Gitmek mi ? Elbette ! Yola Çıktın Her Zaman Yürüdüğün Sokaktan Evine Doğru Yürüyorsun Özlediğin Dostlarının Yüzünü Görmeyi Umuyorsun Ama Birden Özel Durumunu Hatırlıyorsun Onlara Ödünç Bir Gün Daha Verilmedi ki Boş Yere Selam Verecek Bir Dost Yüzü Arıyorsun Umutsuzca Yüzünü Görünce Sevinecek Bir Ahbabının Yanıbaşından Süzülmesini Bekliyorsun Mahallen Tanınmaz Halde Daha Kötüsü, Sen Tanınmıyorsun Neyse ki, Az İlerde Bakkal Olacak, Oradan Kızına Bir Şekerleme Almak Niyetindesin Şükür ki Bakkal Yerinde Duruyor: Sevdiğini Bildiğin Akide Şekerlerinden Dolduruyorsun Cebine
Kapının Ziline Bastın Heyecanla Açıldı Eve Geç Kalmışsın O Kadar Geç Kalmışsın ki Ne Şekere Sevinecek Bir Yüz Var Evinde Nede Şekerlere Sevinince Sevineceğin Bir Yüzün Kalmış Evdekilerin Gözünde Yılların Hasretini Bir Anda Söze Taşımak İstiyorsun Ama Düğümleniyor Boğazın Kendini Tanıtsan Bile, İnanmayacaklar İnansalar Bile, O Günü, O Tek Gününü, O Biricik Gününü Onların Şaşkınlığı, Tedirginliği, İnanmaz Bakışları, Şüpheli Sorgulamaları İle Geçireceksin O Kısacık Gününü, Canından Çok Sevdiğin Torunlarınıı Kendine Alıştırmakla Harcayacaksın Bu Zor İşte Başarılı Olsan Bile, Bir Günlük Ömrün Bittiğinde Arkandan Ağlamasını Bilmeyecekler “Yine Bekleriz” Diyemeyecekler İçtenlikle Evden Uğurlanırken, Akşama Dönmesi Beklenen, Yolu Gözlenen Bir Baba Yahut Anne, Bir Kardeş, Bir Evlat Olamayacaksın Kendi Varlığını Sahicileştirme Yolunda Sarp Bir Yokuş Çıkacak Önüne Asla, Ömrünün Eksik Kalan O Gününde Hak Ettiğin Yere Tırmanamayacaksın Varlığın O Kadar Lüzumsuz Gelecek ki Yakınlarına, Hayatlarından Çekildiğinde, Derin Bir “Oh!” Çekecekler Bu Tuhaflık Geçti Diye, Konu Komşuya Ne Deriz Mahcubiyetinden Kurtulduk Diye Rahatlayacaklar
Öyle Sıcacık Bir Aşinalıkla Karşılanmıyorsun Evde Öyle Her Zamanki Tatlı Bekleyişle Beklenmiyorsun Kapılarda Elindeki Oyuncaklar Çocukları Sevindirmeye Yetmiyor Gülün Ve Gülücüğün Sevgili Bir Muhatap Bulamıyor Dünyanın Telaşına Bile Katılamıyorsun Canı Gönülden Bıraktığın Yerden Devam Edeceğin Bir Meşguliyetin Yok Bir Pencere Önünü Doldurmuyor Yüzün Yarım Kalmış Sevinçleri Tamamlamaya Yetmiyor Tebessümlerin Herhangi Bir Şeyin Parçası, Herhangi Bir İşin Tamamlayıcısı Değilsin Sesini Duyanlar Seviniyor Değiller Hasret Dolu Bakışların Boşluğa Düşüyor Varlığın Bir Yeri Dolduruyor Değil Evinde Bile Yokluğun Varlığından Daha Çok Kanıksanmış Sensiz de Olsa Her Şey Tamam Hatta, Çoğu Şeyi Varlığınla Eksiltiyorsun Mutlulukları Yarısından Bölüyorsun Huzuru Kaçırıyorsun Hayret Dolu Bakışlarınla Yabancılıklar Düşürüyorsun Aşina Yüzlere Soğuk Bir Hançer Gibi Sokuluyorsun Neşeli Dakikalara
Dağıttığın Huzuru, Parçaladığın Sevinçleri Ardında Bırakıp, Varlığının Lüzumsuzluğunu Acıyla Görüp, Kocaman Bir Hayal Kırıklığı İle Geri Dönerdin Belki “Böyle Yaşamaktansa, Öleyim Daha İyi” Deyip Mezarlık Kapısından İçeri Süzülürdün Bile-İsteye Belki de Sitem Ederdin Ömrünün Eksik Gününü Sana Böylece Ödemeye Kalkanlara Tedirginlikle Yaşadığın, Yabancı Görülüp Bir Köşeye Atıldığın, Dost Seslerini Hiç Bulamadığın, Aşina Yüzlere Hiç Varamadığın O Günü Yaşanmış Saymazdın “Bunu Saymam!” Derdin Yeni Bir Gün Daha İsterdin Yepyeni Bir Gün
Aslında Ölmüş Olduğunun Kimselerce Bilinmediği Hayata, Kaldığın Yerden, Kimseyi Şaşırtmadan Devam Edebileceğin Dostlarının Seni Hemen Tanıdığı Evde Beklendiğin Yakınlarının Adeta “Ay Yine mi Sen!” Alışkanlığı İle Seni Kapıda Hiç Şaşırmadan Karşıladığı Tebessümünün Sımsıcak Mutluluklar Başlatabildiği Bilindiğin, Beklendiğin, Önemsendiğin, Kanıksandığın Hiç Ölmeyecekmiş Gibi Yarından Sonralar İçin Hayaller Kurabildiğin İçinde Acı da Olsa, Yoksulluk da Olsa, Sevindiğin, Sevindirebildiğin Varlığının Küçük Ve Önemsiz de Olsa Bir Şeyleri Tamamladığı Aranmıyor da Olsan, Cep Telefonlarında Adının Yazılı Olduğu Yarım Kalmış İşlerin Seni Beklediği Ödünç Bir Günü Yaşadığını Bile Unuttuğun Hiç Bitmez Sandığın Zorlukları Olan Öyle ki, Bu Sınavı Geçebilir miyim Diye Telaşlandığın, İş Bulamazsam Nolacak Benim Halim Diye Kaygılandığın Nasılsa Barışırım Diye Rahatlıkla Küsebildiğin Sonra Özür Dilerim Diye Hoyratça Kızabildiğin Birden Kayboluversen, Ardından Ağlayacaklarının Olduğu Nasılsa Yarın Var Diye Özensizce Harcayabileceğin Sıradanlıkta Bir Gün
Farkında mısın?
O gün, bugün