Okudukça sosyalleştiren en iyi 10 roman!
Kanadalı 2 akademisyen Scientific American Dergisinde yayımlanan bir makalede insanların sosyal ilişki bağlarını en çok güçlendiren 10 romanı seçti
Kanadanın Toronto Üniversitesi öğretim üyelerinden psikiyatr Keith Oatley ve Ingrid Wickelgren, insanların sosyal ilişki bağlarını en çok kuvvetlendiren 10 romanın listesini yayımladı. Romanların beyindeki sosyallik algısını geliştirerek insanların toplumsal ilişkilerini güçlendirdiğini anlatan bir araştırma hazırlayan akademisyenler, bunu en çok sağlayan kitapların listesini de verdi.
Scientific American Dergisinde yayımlanan makaleye göre romanlardaki kahramanlarla kendilerini özdeşleştiren insanlar hem hayal dünyalarını zenginleştiriyor hem de gerçek hayatta sosyal bağlarını kuvvetlendirebiliyor. Bunu Romanlar kurgu olabilir ancak yarattıkları duygular gerçek ifadesiyle açıklayan Oatley, Roman karakterleriyle kurduğumuz güçlü bağlar sayesinde beynin sosyal ve duygusal yönelimleri düzenleyen bölümleri birbiriyle daha sıkı bağlantılar kurmaya başlıyor. Bu da diğer insanları daha iyi anlama ve empati kurma becerileri kazandırıyor. Yani romanlar; algı, öğrenme ve düşünme gibi konularda hayata hazırlık açısından bir simülasyon sunmuş oluyor diyor.
Listede Tolstoyun Anna Karenina veya Virginia Woolfun Mrs. Dalloway gibi klasikleşmiş romanlarının yanı sıra Pakistanlı yazar Muhsin Hamidin 2007 yılında yazdığı The Reluctant Fundamentalist / Gönülsüz Köktendinci isimli romanı da yer alıyor.
1. Goethe / Genç Wertherin Acıları (1787) Romanda, arkadaşının nişanlısına âşık olan ancak ahlak ve hayat ikilemi içinde bu durumun imkânsızlığını anlayan genç Wertherin öyküsü anlatılıyor.
2. Jane Austen / Aşk ve Gurur (1813)-En gerçekçi aşk hikâyelerinden biri olan roman birbirlerini tanıdıkça ve anlamaya çalıştıkça âşkı yaşamaya başlayan karakterlerin öyküsünü anlatıyor.
3. Nathaniel Hawthorne / Kızıl Damga (1850) Filmi de çekilen bu romanda 17. yüzyılın kapalı Amerikan toplumunda yaşayan Hester Prynnein işlediği zina suçu nedeniyle toplumdan izole edilmesi ve bu sayede yaşadığı toplumu daha iyi anlayabilmesi anlatılıyor,
4. Gustave Flaubert / Madam Bovary (1856) İyi kalpli ancak sıkıcı bir şehir doktoruyla evlendikten sonra başka bir erkekle ilişki yaşamaya başlayan Emma Bovarynin öyküsünde dünyayı hem onun gözünden hem de objektif bir perspektiften görmek mümkün.
5. George Eliot / Middlemarch (1870) Virginia Woolfun İngilizcede yetişkinler için yayımlanmış en iyi birkaç romandan biri dediği eser ne kadar güçlü duygularla yola çıkarsak hayattaki ilişkilerimizin de o kadar güçlü olacağını anlatıyor.
6. Leo Tolstoy / Anna Karenina (1877) Kimileri tarafından dünyanın en iyi romanı olarak adlandırılıyor. Romanda saygın ancak sıkıcı bir kocayla evlendikten sonra yakışıklı ve eğlenceli Kont Vronskyye âşık olan Rus prensesi Annanın hikâyesi anlatılıyor.
7. Virginia Woolf / Mrs. Dalloway (1925) Londrada 1. Dünya Savaşı sonunda geçen bu ilham verici romanda okuyucu, Clarissa Dallowayin zihnine girerek onun endişelerini, sevinçlerini, mutluluklarını adeta bire bir yaşıyor.
8. Toni Morrison / Sevgili (1987) Kölelik döneminde Sevgili isimli kızını cemaatin eline düşüp köle olmaması için öldüren, sonra kızının hayaleti tarafından rahat bırakılmayan, başka bir köle tarafından geçmişin acılarından kurtarılmaya çalışılan Sethenin öyküsü...
9. J.M. Coetzee / Utanç (1999) Romanda Güney Afrikada beyaz bir İngilizce profesörü olan David Lurie, siyahi bir öğrenciyle birlikte olduktan sonra toplumun önyargılarıyla yüzleşiyor.
10. Muhsin Hamid / Gönülsüz Köktendinci (2007) Princeton Üniversitesini birincilikle bitirdikten sonra New Yorkun en saygın finansal şirketlerinden birinde çalışırken 11 Eylül saldırılarının gerçekleşmesi ile hayatı altüst olan Pakistanlı Changezin hikâyesi...
HT Magazin