Kristen Stewart
Daimi Üye
Çocuklar dünyaya geldiği andan itibaren öğrenmeye başlarlar. Çocuğunuz büyüdükçe yaşadıkları doğrultusunda çevresine uyum sağlayabilmek, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için davranışlarını değiştirmeye başlar. Öğrenme; yaşantı ve deneyimler sonucu oluşan davranışlardaki kalıcı değişiklik olarak tanımlanabilir. Yaşamın ilk yılları beynin en hızlı geliştiği, gelişimin ve öğrenmenin hızlı olduğu zamandır.
Ancak öğrenme elbette gelişim ve olgunlaşmadan bağımsız düşünülemez. Çocuklar gelişim ve olgunlaşmalarına bağlı olarak öncesinde yapamadığı şeyleri yapabilmeye başlarlar. Önce basit olanı yapar, büyüdükçe ve geliştikçe daha zor ve karmaşık becerileri öğrenirler.
Çocuklar önce başını tutar, sonra oturur, emekler ve yürürler. Oturmayı öğrenmeden çocuğunuza yürümeyi öğretemezsiniz. Henüz kalemi tutup karalama yapmayı bilmeyen bir çocuğa da harfleri yazmayı öğretemeyiz. Kalem tutmayı öğrenip; karalama, boyama yapmayı öğrendikten sonra harfleri yazmaya hazır olacaktır. Çocuğunuzu hazır olmadığı şeyleri öğrenmeye zorlamak onun gelişimi açısından doğru değildir.
Çocuklar sadece fiziksel olarak büyümez. Gelişimi fiziksel, bilişsel, duygusal, sosyal ve dil gelişimi şeklinde değerlendirebiliriz. Boyu uzayıp, kilosu artarken, konuşması, düşünme biçimi, dikkat, kavrama, algılama, duyguları anlama ve bu duygulara karşılık verişi, çevresiyle ilişki kurma becerileri de gelişir.
Okumanın öğrenilmesi de bu doğal gelişimle birlikte bir çok becerinin gelişimine bağlıdır. Çocuğun dili anlama ve kullanma becerisini, bilişsel becerilerini, duygusal ve sosyal gelişimini göz ardı etmemek gerekmektedir. Okul öncesi dönem yani 0-6 yaş çocukların en hızlı geliştiği, en hızlı öğrendiği dönemdir. Ancak bu dönemde çocuğa okumayı öğretmeye çalışmak beraberinde birçok riski de getirmektedir. Okula başlamadan okumayı öğrenmeye zorlanan çocuklar, okuma için gerekli becerileri henüz tam olarak gelişmediğinden yaşayabilecekleri başarısızlıklar okuldan soğumalarına, okula gitmek istememelerine yol açabilmektedir. Okul öncesi dönemde okumayı söken çocuklar; sınıf arkadaşlarından ileri olduklarını fark etmekte; verilen çalışmaları, ev ödevlerini “ ben bunu biliyorum” diyerek reddedebilmekte, sınıfta sıkıldıkları için sınıf düzenini bozucu davranışlarda bulunabilmekteler.
Okumayı sevdirmek, okuma becerilerini geliştirmek için çocuğa okul öncesi dönemde okumayı öğretmek gerekmez. Bebekken ona şarkı söylemek, renkli, büyük resimli kitapların sayfalarını çevirmesine izin vermek, uyumadan önce ona masal okumak bebeklik döneminde okumayı sevmesi için yapılabileceklerden bazılarıdır. Her gün belli bir süre onunla birlikte kitap okuyun. Ne okuyacağınızı onun ilgi alanına göre belirleyin. Örneğin 3-4 yaşlarında, bir kahramanın başından geçenler çocukların ilgisini çeker. Okuması için onu zorlamak okumadan soğumasına neden olur.
Bazı çocuklar her şekilde okumaya çok istekli olabilirler. Daha küçük yaşta gördükleri tabelaları, logoları okumaya çalışırlar. Bu çocuklar erken yaşta okumayı sökebilirler. Bu durumda anne babalar dikkatli olmalı; çocuklarını yaşlarına uygun etkinliklere yönlendirmeye çalışmalıdırlar. İstekli diye çocuğu okumaya teşvik etmemeli, gerekirse bir uzmandan ne yapmaları gerektiği konusunda destek almalıdırlar.
Okul öncesi dönem çocukların oyun oynaması, okula hazırlık becerilerinin desteklenmesi gereken bir dönemdir. Onları yaşlarına ve gelişimlerine uygun olmayan şeylere zorlamak uzun vadede akademik başarılarını da olumsuz etkileyecektir. Okumayı okul dönemine bırakmak, öncesindeki dönemde duygusal, sosyal ve bilişsel olarak yeterli olgunluğa erişmiş bir şekilde okula başlamaları için onları desteklemek daha doğru olacaktır.
Nisan Psikolojik ve Danışmanlık Merkezi Psikolojik Danışman
Deniz Çağlı Günim
Ancak öğrenme elbette gelişim ve olgunlaşmadan bağımsız düşünülemez. Çocuklar gelişim ve olgunlaşmalarına bağlı olarak öncesinde yapamadığı şeyleri yapabilmeye başlarlar. Önce basit olanı yapar, büyüdükçe ve geliştikçe daha zor ve karmaşık becerileri öğrenirler.
Çocuklar önce başını tutar, sonra oturur, emekler ve yürürler. Oturmayı öğrenmeden çocuğunuza yürümeyi öğretemezsiniz. Henüz kalemi tutup karalama yapmayı bilmeyen bir çocuğa da harfleri yazmayı öğretemeyiz. Kalem tutmayı öğrenip; karalama, boyama yapmayı öğrendikten sonra harfleri yazmaya hazır olacaktır. Çocuğunuzu hazır olmadığı şeyleri öğrenmeye zorlamak onun gelişimi açısından doğru değildir.
Çocuklar sadece fiziksel olarak büyümez. Gelişimi fiziksel, bilişsel, duygusal, sosyal ve dil gelişimi şeklinde değerlendirebiliriz. Boyu uzayıp, kilosu artarken, konuşması, düşünme biçimi, dikkat, kavrama, algılama, duyguları anlama ve bu duygulara karşılık verişi, çevresiyle ilişki kurma becerileri de gelişir.
Okumanın öğrenilmesi de bu doğal gelişimle birlikte bir çok becerinin gelişimine bağlıdır. Çocuğun dili anlama ve kullanma becerisini, bilişsel becerilerini, duygusal ve sosyal gelişimini göz ardı etmemek gerekmektedir. Okul öncesi dönem yani 0-6 yaş çocukların en hızlı geliştiği, en hızlı öğrendiği dönemdir. Ancak bu dönemde çocuğa okumayı öğretmeye çalışmak beraberinde birçok riski de getirmektedir. Okula başlamadan okumayı öğrenmeye zorlanan çocuklar, okuma için gerekli becerileri henüz tam olarak gelişmediğinden yaşayabilecekleri başarısızlıklar okuldan soğumalarına, okula gitmek istememelerine yol açabilmektedir. Okul öncesi dönemde okumayı söken çocuklar; sınıf arkadaşlarından ileri olduklarını fark etmekte; verilen çalışmaları, ev ödevlerini “ ben bunu biliyorum” diyerek reddedebilmekte, sınıfta sıkıldıkları için sınıf düzenini bozucu davranışlarda bulunabilmekteler.
Okumayı sevdirmek, okuma becerilerini geliştirmek için çocuğa okul öncesi dönemde okumayı öğretmek gerekmez. Bebekken ona şarkı söylemek, renkli, büyük resimli kitapların sayfalarını çevirmesine izin vermek, uyumadan önce ona masal okumak bebeklik döneminde okumayı sevmesi için yapılabileceklerden bazılarıdır. Her gün belli bir süre onunla birlikte kitap okuyun. Ne okuyacağınızı onun ilgi alanına göre belirleyin. Örneğin 3-4 yaşlarında, bir kahramanın başından geçenler çocukların ilgisini çeker. Okuması için onu zorlamak okumadan soğumasına neden olur.
Bazı çocuklar her şekilde okumaya çok istekli olabilirler. Daha küçük yaşta gördükleri tabelaları, logoları okumaya çalışırlar. Bu çocuklar erken yaşta okumayı sökebilirler. Bu durumda anne babalar dikkatli olmalı; çocuklarını yaşlarına uygun etkinliklere yönlendirmeye çalışmalıdırlar. İstekli diye çocuğu okumaya teşvik etmemeli, gerekirse bir uzmandan ne yapmaları gerektiği konusunda destek almalıdırlar.
Okul öncesi dönem çocukların oyun oynaması, okula hazırlık becerilerinin desteklenmesi gereken bir dönemdir. Onları yaşlarına ve gelişimlerine uygun olmayan şeylere zorlamak uzun vadede akademik başarılarını da olumsuz etkileyecektir. Okumayı okul dönemine bırakmak, öncesindeki dönemde duygusal, sosyal ve bilişsel olarak yeterli olgunluğa erişmiş bir şekilde okula başlamaları için onları desteklemek daha doğru olacaktır.
Nisan Psikolojik ve Danışmanlık Merkezi Psikolojik Danışman
Deniz Çağlı Günim