Ölmeden önce ölmek

nefise

Yeni Üye
Katılım
15 Şubat 2009
Mesajlar
22
Tepki
24
Puan
3
Yaş
41
Konum
istanbul
Peygamber efendimiz, “Mutu Kable En Temutu yani Ölmeden önce ölün” buyuruyor. Peki ölmeden önce ölmek ne demektir? Bunu İslam âlimleri açıklamışlar. Âyet-i kerimeleri Peygamber efendimiz, Peygamber efendimizin sözlerini de müctehid olan İslam âlimleri açıklar. İşte bu hadis-i şerifi de İslam âlimleri açıklamışlar ve buyurmuşlardır ki:
“Dünyada inanılan şeyler öldükten sonra görülecek. İnsan ölüp hakikatleri görünce nasıl olacak ise, neleri yapmış olmayı isteyecek ise şimdiden onları yapması ölmeden evvel ölmek demektir.”

Amellerin, ibadetlerin kıymeti, imanın derecesi ile ölçülür. İbadetlerin parlaklığı, ihlâsın miktarına bağlıdır. İman ne kadar kâmil, olgun ise, ihlâs o kadar çok olur. Ameller de, o kadar çok nurlu olur ve kabul edilir. İmanın kâmil olması ve ihlâsın tamam olması, marifete yani Allahü teâlâyı tanımaya bağlıdır. Marifet ve hakiki iman da, ölmeden önce olan ölmeye bağlıdır. Bu hâl kimde daha fazla var ise, onun imanı daha kâmil, olgun olur. Bunun içindir ki, hazret-i Ebu Bekir’in imanı, bütün ümmetin imanlarından üstün oldu. Peygamber efendimiz, hazret-i Ebu Bekir için; (Yer yüzünde, yürüyen ölü görmek isteyen, Ebu Kuhâfenin oğluna baksın!) buyurmuştur.

Ölmeden önce ölen kimse, münakaşa etmez, yalan demez, haram yemez, gıybet etmez, kimsenin kalbini kırmaz, kimsenin malında, mülkünde, makamında gözü olmaz. Ahiretteki hesabı ve o gün hangi halde olacağını düşünür ve daha dünyada iken kendi hesabını kendisi görür. Zaten Peygamber efendimiz; (Ölmeden evvel ölünüz. Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz!) buyurmuştur.

Öldükten sonra olacak şeyleri düşünen ve o gün rezil olmamak için kendine çeki düzen veren bir kimseden, kimse şikayetçi olmaz. Ve bu kimse de, hiç kimseden şikayetçi olmaz. Ne şikayet eder ve ne de şikayet edilir. Ölüden kimseye zarar gelmez ki.. Peygamber efendimiz; (Ölümü çok hatırlayınız. Onu hatırlamak, insanı günah işlemekten korur ve ahirette zararlı olan şeylerden sakınmaya sebep olur) buyurmuştur.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
“Cehennemden kurtulmak isteyen, helal ve haramları iyi öğrenmeli, helal kazanıp, haramdan kaçınmalıdır. Dinin sahibinin yasak ettiği şeylerden sakınmalıdır. İslamiyet’in hududunu aşmamalıdır. Gaflet uykusu ne zamana kadar sürecek, kulaklardan pamuk ne vakit atılacak? Ecel gelince, insanı uyandıracaklar, gözleri, kulakları açacaklar. Fakat, o zaman pişmanlık işe yaramayacak. Rezil olmaktan başka, ele bir şey geçmeyecektir. Hepimize ölüm yaklaşıyor. Ahiretin çeşit çeşit azapları, insanları bekliyor. İnsan öldüğü zaman, kıyâmeti kopmuş demektir. Ölüm uyandırmadan ve iş işten geçmeden önce uyanalım! Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını öğrenip, şu birkaç günlük ömrümüzü, bunlara uygun geçirelim. Kendimizi ahiretin çeşitli azaplarından kurtaralım! Tahrim suresi altıncı âyetinde mealen; (Ey iman edenler, kendinizi ve çoluk çocuğunuzu öyle bir ateşten koruyun ki, onun tutuşturucusu insanlarla taşlardır) buyuruldu.”

İmanı olan ve aklı olan ve bâliğ olan erkek ve kadınlara, mükellef denir. Mükellef olanların, ölümü çok hatırlaması sünnettir. Çünkü, ölümü çok hatırlamak, emirlere sarılmaya ve günahlardan sakınmaya sebep olur. Haram işlemeye cesareti azaltır. Peygamber efendimiz buyurdu ki; (Lezzetleri yıkan, eğlencelere son veren ölümü çok hâtırlayınız!)

Bu dünya, bir konaktır. O cihana bakınca zindandır. Bu geçici varlık, bir görünüştür. Gölge gibi, yavaş yavaş çekilmekte, geçip gitmektedir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki; (İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar!)

Dünya hayatı, rüya gibidir. Ölüm uyandırıp, rüya bitecek, hakiki hayat başlayacaktır. Müslümanın ölümü, hayattır. Hem de, sonsuz hayat!
Bir köylüye;
-Sen öleceksin demişler. O da,
-Ölünce nereye giderim diye sormuş.
-Allahü teâlâya! cevabını alınca,
-Hayrı ancak kendisinde bulduğumuz Rabbime kavuşturacak olan ölümden korkum kalmamıştır der.

İnsanın meşgalesi, asıl maksadını unutturmamalıdır. Asıl maksat, zengin olmak, şan şöhret sahibi olmak değil, ahireti kazanmaktır. Her an son nefes endişesi ile yaşamalıyız. Korkusuz, endişesiz yaşamak tehlikelidir. Gerçi suyun aktığı yönden gideceği yer belli olur. Ancak, milyonda bir de olsa tersi olabilir. Bunun için korkmak lazımdır. Zira Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Akıllı kimse, ölmeden önce hesabını gören, ölümden sonra kendisine yarayacak şeyleri yapan kimsedir.)
alıntı
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst