İsrail'in Gazze Şeridi'ne hava saldırılarının bilançosu giderek ağırlaşıyor. Son bilgilere göre ölü sayısı 279'a çıktı, bombardımanlar sürüyor.
Bölgedeki yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, İsrail uçakları Hamas tarafından kullanılan "Saraya" adlı güvenlik karargahını bombaladı. En az 3 füze isabet eden karargahın yerle bir olduğu belirtildi. Bombardımanda ilk belirlemelere göre 10 kadar Filistinli'nin yaralandığı öğrenildi, ölü olup olmadığı henüz belirlenemedi.
Saraya karargahı, Mısır tarafından inşa edilmişti. Karargah, 1967 yılından sonra İsrail tarafından da askeri yönetim binası ve cezaevi olarak kullanılmıştı. Cezaevi, Filistin Yönetimi ve daha sonra Hamas tarafından da kullanılmaya devam ediliyordu.
Bombardımanlardan bir diğeri de Gazze kentinin Zeytin mahallesinde bir askeri cipi hedef aldı. Cipte vurulanların tam sayısı bilinmemekle birlikte, olay yerinde biri çocuk iki kişinin öldüğü ilk gelen bilgiler arasında.
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun'da belediye binası vuruldu, bölgenin kuzeyinden güneyine Hamas'a ait idari ve askeri binalar vurulmaya devam ediliyor.
SALDIRIDAN ÇARPICI FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ...
İSRAİL ORDUSU, YEDEK ASKERLERİNİ SİLAH ALTINA ÇAĞIRIYOR
İsrail ordusu, muhtemel bir kara operasyonu için yedeklerini silah altına çağırıyor.
İsrail radyosunun haberine göre, İsrail hükümeti, Savunma Bakanı Ehud Barak'ın talebi doğrultusunda, 4500 yedek askerinin silah altına çağrılmasına onay verdi.
Dünden bu yana Gazze Şeridi'ne, 280 dolayında kişinin öldüğü, 900'den fazla kişinin yaralandığı hava saldırılarında bulunan İsrail ordusu, "Dökme Kurşun" adlı operasyonunu genişletmeyi planlıyor.
İsrail bakanlar kurulunun bugün Başbakan Ehud Olmert başkanlığında yapılan toplantısında, Savunma Bakanı Barak hükümetten yedeklerin silah altına çağrılmasına onay istedi. Kabine de Barak'ın istemine olumlu yanıt vererek 4500 yedek askerinin silah altına alınmasını kararlaştırdı.
Ancak böyle bir onayın, Gazze Şeridi'nde kapsamlı bir kara operasyonuna girişileceği anlamına gelip gelmediği henüz bilinmiyor.
İSRAİL'DEN GAZZELİLERE TELEFONLA UYARI
İsrail'den gecenin geç saatlerinde Gazzelilere telefonlarla yapılan uyarılarla, evlerinde silah bulunduranların vurulacağı bildirildi.
Gazzeli yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, gece geç saatlerde bir çok Gazzeli'nin cep telefonları aranarak ve "Önemli bir bildiri" ifadesiyle uyarılar yapıldı.
Herhangi bir kaynak belirtilmeyen telefonlarda, Gazze sakinlerinden eğer evlerinde silah ve cephane bulunuyorsa evlerini terk etmeleri istendi ve "Silah varsa evlerinizi boşaltın, çünkü vurulacak" denildi.
Gazzelileri panikleten telefon uyarılarının Arapça yapıldığı ve önceden kaydedilmiş olduğu öğrenildi.
İsrail-Gazze Şeridi sınırında, İsrail ordusuna ait tanklarda da hareketlenme olduğu belirtildi. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, İngiliz Sky News televizyonuna yaptığı açıklamada, gerekirse Gazze'ye kara harekatında da bulunabileceklerini söylemişti.
OLMERT: BARIŞ TALEBİMİZE TERÖRLE KARŞILIK VERİLDİ
İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Hamas kontrolündeki Gazze Şeridi'ne karşı girişilen ve Filistin kaynaklarına ve son verilere göre 225 kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı operasyonla ilgili olarak, dünyada hiçbir ülkenin İsrail'in hedef olduğu roket ve füze saldırılarına tahammül gösteremeyeceğini ve tepki gösterme zamanının geldiğini savundu.
Olmert, saldırıların ardından düzenlediği basın toplantısında "İsrail'in Hamas'la ateşkesin sürdürülebilmesi için elinden gelen her şeyi yaptığını, ancak ülkesinin barış isteğine terörle karşılık verildiğini" ifade etti. "İsrail'in savaş arzulamadığını, ama gerekirse de kaçınmayacağını" belirten Olmert, ülkesinin güneyindeki İsraillileri yeniden huzurlu yaşamlarına döndürme sözü verdi ve onların kaderlerine terk edilmeyeceğini söyledi. Başbakan, İsrail Silahlı Kuvvetleri'nin Gazze'deki operasyonlarının uzun sürebileceğini de kaydederek sabırlı olunmasını istedi.
Filistin İnsan Hakları Örgütleri adına yapılan açıklamadaysa saldırılarda Gazze'deki emniyet teşkilatı dairelerinin ve polis karakollarının tahrip edildiği belirtilerek, polis kuvvetlerinin kasten hedef alındığı vurgulandı. Açıklamalarda, sivillere yönelik saldırıların, savaşta uyulması gereken kurallarla ilgili 4. Cenevre Sözleşmesi'nin 147. maddesinin ağır ihlalini oluşturduğu, dolayısıyla savaş suçu olduğunun altı çizildi.
Filistin İnsan Hakları örgütü El Hak, diğer örgütler adına da yaptığı açıklamada, ayrıca saldırıların zamanlaması ve hedeflerin niteliğinin, amacın mümkün olduğunca fazla sayıda insan öldürmek olduğunu ortaya koyduğuna işaret ederek, vurulan karakolların sivil yerleşimlerin ortasında olduğuna ve saldırıların okulların dağılma saatinde gerçekleştirildiğine dikkati çekti.
Saldırılarda çok sayıda çocuğun öldüğü de kaydedildi.
El Hak açıklamasında, İsrail'in uyguladığı abluka nedeniyle sağlık kuruluşlarının yaralı yüzlerce Filistinliye gerekli tedaviyi uygulayacak durumda bulunmadığını, dolayısıyla ölü sayısının artabileceği endişesini de dile getirildi.
İsrail'in saldırıların başlangıç olduğu da savunulan açıklamada, "İsrail saldırılarını fütursuzca sürdürürken uluslararası toplumun olan bitene seyirci kalmaması" talep edildi.
Açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'ne çağrıda bulunularak İsrail'e karşı, uluslararası insan hakları yasalarına uymasını sağlayacak somut önlemler ve yaptırım kararları alması istendi. Cenevre Sözleşmeleri'ne taraf olan ülkelerden de İsrail'in insan haklarına uymasını, sivillerin zarar görmesine yol açan eylemlerden kaçınmasını, ayrıca sözleşme hükümlerinin ağır ihlalinden sorumlu olanların yargılanmasını sağlayacak hükümlerin işletilmesi gerektiği de kaydedildi.
LÜBNAN İSRAİL'E ROKET SALDIRISINA İZİN VERMEYECEK
Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Süleyman, Lübnan'ın İsrail'e karşı roket saldırıları için bir platforma dönüşmeyeceğini ifade etti.
İsrail'e fırlatılmak üzere hazırlanan 8 Katyuşa füzesinin ele geçirilmesinden bir gün sonra dün Lübnan'ın güneyine sürpriz bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Michel Süleyman, bu tür eylemlere artık müsamaha gösterilemeyeceğini vurguladı. İsrail ile Hizbullah arasında 2006 yılı Ağustos ayında meydana gelen 33 günlük savaşı sona erdiren BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararı çerçevesinde, Lübnan'ın güneyinde Lübnan silahlı kuvvetleri ve BM güçleri görev yapıyor. Cumhurbaşkanı Süleyman, Lübnan'ın "Uyuşmazlıkların değil, anlayışın platformu" olduğunu belirterek, "Lübnan, haklı Filistin davasını, özellikle de Filistinlilerin evlerine dönmesini desteklemeye devam ediyor" dedi.
Süleyman ayrıca, İsrail'in uluslararası karar ve kuralların uygulanmasına yönelik yükümlülüklere saygı göstermesini istedi. Bu arada Lübnan'ın güneyindeki BM gücü UNIFIL birlikleri yüksek alarm durumuna geçti. Çok sayıda BM askerinin, iki ülke arasındaki ateşkesin ihlalini önlemek üzere, Lübnan-İsrail sınırı boyunda devriyelerini sıklaştırdığı belirtildi.
MISIR, REFAH KAPISINI AÇTI
Öte yandan, Mısır hükümeti, Gazze ile sınırındaki Refah sınır geçişini açtı.
Gazze'de yayın yapan, İslami Cihad'ın El Kuds radyosunun verdiği habere göre, Refah kapısı, yaralılar için başta ilaç ve tıbbi malzeme olmak üzere, gıda yardımları için açıldı.
İNSANİ YARDIMLAR GÖNDERİLİYOR
İsrail ordusu da Kerem Şalom geçiş noktasının, insani yardımların geçişi için açıldığını duyurdu. Saat 11.00'den itibaren onlarca kamyon, insani yardımlarla dolu yüklerini Gazze bölgesine aktardı.
GAZZE'YE GIDA YARDIMI TAŞIYAN KIZILAY TIR'LARI YOLA ÇIKTI
Türk Kızılayı, İsrail'in füze saldırılarının hedefi olan Gazze Şeridi'ne 500 tonluk insani yardımın ilk bölümünü yola çıkardı. Etimesgut'taki Kızılay tesisinden hareket eden 10 TIR, 150 bin kişinin gıda ihtiyacını temin edecek.
Kızılay Genel Müdürü Ömer Taşlı, TIR'ları uğurlama töreninde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde büyük bir insanlık dramı ve ayıbının yaşandığını belirtti. Dün düzenlenen saldırıların ardından kriz masasını topladıklarını belirten Taşlı, 250 ton gıda malzemesi taşıyan TIR'ların 5 gün içerisinde Gazze'ye ulaşacağını tahmin ettiklerini söyledi. Bölgeye yardım gönderilmesi için 15 gündür İsrail tarafıyla görüşmeleri sürdürdüklerini belirten Taşlı, "Bu TIR'lar (saldırıların ardından) dünyadan Gazze'ye ulaşan ilk yardımlar olacak" dedi. İsrail'in insani yardımların geçişinde sürekli sorunlar çıkarttığını belirten Kızılay Genel Müdürü, "Büyük bir zorluk var, ama zorlayacağız. Gazze'ye mutlaka gireceğiz. İnsanlara, hiçbir ayrım yapmadan elimizi uzatacağız" dedi.
Kızılay'ın ilaç ve sağlık maddesi ağırlıklı 250 tonluk ikinci parti yardımı da önümüzdeki günlerde yola çıkarılacak. Kızılay, böylece 200 bin Gazzeli'ye insani yardım malzemesi ulaştırmış olacak.
Türk Kızılay'ı 1996'dan bugüne kadar bölgeye 18 insani yardım operasyonu düzenledi. Bu operasyonlarda bölgeye gıda maddesi, çadır, battaniye, giyim malzemesi, ilaç, tıbbi malzeme, hijyeniz malzeme, prefabrik okul, kırtasiye malzemesi, bebek maması ve bebek bezi gönderdi. 2008 yılı içinde 20 ton pirinç, 10 ton şeker, 5 ton sıvı yağ, 800 kilogram hazır çorba, 50 ton un, 20 ton mercimek, 20 ton nohut, 5 ton çay, 26 ton çeşitli ilaç ve çok sayıda tıbbi malzeme bölgedeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı. Bugüne kadar bölgeye ulaştırılan insani yardım malzemelerinin toplam değeri 18 milyon 750 bin YTL'yi buluyor. Türk Kızılayı'nın 2 afet uzmanından oluşan ekibi de halen bölgede görev yapıyo
Bölgedeki yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, İsrail uçakları Hamas tarafından kullanılan "Saraya" adlı güvenlik karargahını bombaladı. En az 3 füze isabet eden karargahın yerle bir olduğu belirtildi. Bombardımanda ilk belirlemelere göre 10 kadar Filistinli'nin yaralandığı öğrenildi, ölü olup olmadığı henüz belirlenemedi.
Saraya karargahı, Mısır tarafından inşa edilmişti. Karargah, 1967 yılından sonra İsrail tarafından da askeri yönetim binası ve cezaevi olarak kullanılmıştı. Cezaevi, Filistin Yönetimi ve daha sonra Hamas tarafından da kullanılmaya devam ediliyordu.
Bombardımanlardan bir diğeri de Gazze kentinin Zeytin mahallesinde bir askeri cipi hedef aldı. Cipte vurulanların tam sayısı bilinmemekle birlikte, olay yerinde biri çocuk iki kişinin öldüğü ilk gelen bilgiler arasında.
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun'da belediye binası vuruldu, bölgenin kuzeyinden güneyine Hamas'a ait idari ve askeri binalar vurulmaya devam ediliyor.
SALDIRIDAN ÇARPICI FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ...
İSRAİL ORDUSU, YEDEK ASKERLERİNİ SİLAH ALTINA ÇAĞIRIYOR
İsrail ordusu, muhtemel bir kara operasyonu için yedeklerini silah altına çağırıyor.
İsrail radyosunun haberine göre, İsrail hükümeti, Savunma Bakanı Ehud Barak'ın talebi doğrultusunda, 4500 yedek askerinin silah altına çağrılmasına onay verdi.
Dünden bu yana Gazze Şeridi'ne, 280 dolayında kişinin öldüğü, 900'den fazla kişinin yaralandığı hava saldırılarında bulunan İsrail ordusu, "Dökme Kurşun" adlı operasyonunu genişletmeyi planlıyor.
İsrail bakanlar kurulunun bugün Başbakan Ehud Olmert başkanlığında yapılan toplantısında, Savunma Bakanı Barak hükümetten yedeklerin silah altına çağrılmasına onay istedi. Kabine de Barak'ın istemine olumlu yanıt vererek 4500 yedek askerinin silah altına alınmasını kararlaştırdı.
Ancak böyle bir onayın, Gazze Şeridi'nde kapsamlı bir kara operasyonuna girişileceği anlamına gelip gelmediği henüz bilinmiyor.
İSRAİL'DEN GAZZELİLERE TELEFONLA UYARI
İsrail'den gecenin geç saatlerinde Gazzelilere telefonlarla yapılan uyarılarla, evlerinde silah bulunduranların vurulacağı bildirildi.
Gazzeli yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, gece geç saatlerde bir çok Gazzeli'nin cep telefonları aranarak ve "Önemli bir bildiri" ifadesiyle uyarılar yapıldı.
Herhangi bir kaynak belirtilmeyen telefonlarda, Gazze sakinlerinden eğer evlerinde silah ve cephane bulunuyorsa evlerini terk etmeleri istendi ve "Silah varsa evlerinizi boşaltın, çünkü vurulacak" denildi.
Gazzelileri panikleten telefon uyarılarının Arapça yapıldığı ve önceden kaydedilmiş olduğu öğrenildi.
İsrail-Gazze Şeridi sınırında, İsrail ordusuna ait tanklarda da hareketlenme olduğu belirtildi. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, İngiliz Sky News televizyonuna yaptığı açıklamada, gerekirse Gazze'ye kara harekatında da bulunabileceklerini söylemişti.
OLMERT: BARIŞ TALEBİMİZE TERÖRLE KARŞILIK VERİLDİ
İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Hamas kontrolündeki Gazze Şeridi'ne karşı girişilen ve Filistin kaynaklarına ve son verilere göre 225 kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı operasyonla ilgili olarak, dünyada hiçbir ülkenin İsrail'in hedef olduğu roket ve füze saldırılarına tahammül gösteremeyeceğini ve tepki gösterme zamanının geldiğini savundu.
Olmert, saldırıların ardından düzenlediği basın toplantısında "İsrail'in Hamas'la ateşkesin sürdürülebilmesi için elinden gelen her şeyi yaptığını, ancak ülkesinin barış isteğine terörle karşılık verildiğini" ifade etti. "İsrail'in savaş arzulamadığını, ama gerekirse de kaçınmayacağını" belirten Olmert, ülkesinin güneyindeki İsraillileri yeniden huzurlu yaşamlarına döndürme sözü verdi ve onların kaderlerine terk edilmeyeceğini söyledi. Başbakan, İsrail Silahlı Kuvvetleri'nin Gazze'deki operasyonlarının uzun sürebileceğini de kaydederek sabırlı olunmasını istedi.
Filistin İnsan Hakları Örgütleri adına yapılan açıklamadaysa saldırılarda Gazze'deki emniyet teşkilatı dairelerinin ve polis karakollarının tahrip edildiği belirtilerek, polis kuvvetlerinin kasten hedef alındığı vurgulandı. Açıklamalarda, sivillere yönelik saldırıların, savaşta uyulması gereken kurallarla ilgili 4. Cenevre Sözleşmesi'nin 147. maddesinin ağır ihlalini oluşturduğu, dolayısıyla savaş suçu olduğunun altı çizildi.
Filistin İnsan Hakları örgütü El Hak, diğer örgütler adına da yaptığı açıklamada, ayrıca saldırıların zamanlaması ve hedeflerin niteliğinin, amacın mümkün olduğunca fazla sayıda insan öldürmek olduğunu ortaya koyduğuna işaret ederek, vurulan karakolların sivil yerleşimlerin ortasında olduğuna ve saldırıların okulların dağılma saatinde gerçekleştirildiğine dikkati çekti.
Saldırılarda çok sayıda çocuğun öldüğü de kaydedildi.
El Hak açıklamasında, İsrail'in uyguladığı abluka nedeniyle sağlık kuruluşlarının yaralı yüzlerce Filistinliye gerekli tedaviyi uygulayacak durumda bulunmadığını, dolayısıyla ölü sayısının artabileceği endişesini de dile getirildi.
İsrail'in saldırıların başlangıç olduğu da savunulan açıklamada, "İsrail saldırılarını fütursuzca sürdürürken uluslararası toplumun olan bitene seyirci kalmaması" talep edildi.
Açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'ne çağrıda bulunularak İsrail'e karşı, uluslararası insan hakları yasalarına uymasını sağlayacak somut önlemler ve yaptırım kararları alması istendi. Cenevre Sözleşmeleri'ne taraf olan ülkelerden de İsrail'in insan haklarına uymasını, sivillerin zarar görmesine yol açan eylemlerden kaçınmasını, ayrıca sözleşme hükümlerinin ağır ihlalinden sorumlu olanların yargılanmasını sağlayacak hükümlerin işletilmesi gerektiği de kaydedildi.
LÜBNAN İSRAİL'E ROKET SALDIRISINA İZİN VERMEYECEK
Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Süleyman, Lübnan'ın İsrail'e karşı roket saldırıları için bir platforma dönüşmeyeceğini ifade etti.
İsrail'e fırlatılmak üzere hazırlanan 8 Katyuşa füzesinin ele geçirilmesinden bir gün sonra dün Lübnan'ın güneyine sürpriz bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Michel Süleyman, bu tür eylemlere artık müsamaha gösterilemeyeceğini vurguladı. İsrail ile Hizbullah arasında 2006 yılı Ağustos ayında meydana gelen 33 günlük savaşı sona erdiren BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararı çerçevesinde, Lübnan'ın güneyinde Lübnan silahlı kuvvetleri ve BM güçleri görev yapıyor. Cumhurbaşkanı Süleyman, Lübnan'ın "Uyuşmazlıkların değil, anlayışın platformu" olduğunu belirterek, "Lübnan, haklı Filistin davasını, özellikle de Filistinlilerin evlerine dönmesini desteklemeye devam ediyor" dedi.
Süleyman ayrıca, İsrail'in uluslararası karar ve kuralların uygulanmasına yönelik yükümlülüklere saygı göstermesini istedi. Bu arada Lübnan'ın güneyindeki BM gücü UNIFIL birlikleri yüksek alarm durumuna geçti. Çok sayıda BM askerinin, iki ülke arasındaki ateşkesin ihlalini önlemek üzere, Lübnan-İsrail sınırı boyunda devriyelerini sıklaştırdığı belirtildi.
MISIR, REFAH KAPISINI AÇTI
Öte yandan, Mısır hükümeti, Gazze ile sınırındaki Refah sınır geçişini açtı.
Gazze'de yayın yapan, İslami Cihad'ın El Kuds radyosunun verdiği habere göre, Refah kapısı, yaralılar için başta ilaç ve tıbbi malzeme olmak üzere, gıda yardımları için açıldı.
İNSANİ YARDIMLAR GÖNDERİLİYOR
İsrail ordusu da Kerem Şalom geçiş noktasının, insani yardımların geçişi için açıldığını duyurdu. Saat 11.00'den itibaren onlarca kamyon, insani yardımlarla dolu yüklerini Gazze bölgesine aktardı.
GAZZE'YE GIDA YARDIMI TAŞIYAN KIZILAY TIR'LARI YOLA ÇIKTI
Türk Kızılayı, İsrail'in füze saldırılarının hedefi olan Gazze Şeridi'ne 500 tonluk insani yardımın ilk bölümünü yola çıkardı. Etimesgut'taki Kızılay tesisinden hareket eden 10 TIR, 150 bin kişinin gıda ihtiyacını temin edecek.
Kızılay Genel Müdürü Ömer Taşlı, TIR'ları uğurlama töreninde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde büyük bir insanlık dramı ve ayıbının yaşandığını belirtti. Dün düzenlenen saldırıların ardından kriz masasını topladıklarını belirten Taşlı, 250 ton gıda malzemesi taşıyan TIR'ların 5 gün içerisinde Gazze'ye ulaşacağını tahmin ettiklerini söyledi. Bölgeye yardım gönderilmesi için 15 gündür İsrail tarafıyla görüşmeleri sürdürdüklerini belirten Taşlı, "Bu TIR'lar (saldırıların ardından) dünyadan Gazze'ye ulaşan ilk yardımlar olacak" dedi. İsrail'in insani yardımların geçişinde sürekli sorunlar çıkarttığını belirten Kızılay Genel Müdürü, "Büyük bir zorluk var, ama zorlayacağız. Gazze'ye mutlaka gireceğiz. İnsanlara, hiçbir ayrım yapmadan elimizi uzatacağız" dedi.
Kızılay'ın ilaç ve sağlık maddesi ağırlıklı 250 tonluk ikinci parti yardımı da önümüzdeki günlerde yola çıkarılacak. Kızılay, böylece 200 bin Gazzeli'ye insani yardım malzemesi ulaştırmış olacak.
Türk Kızılay'ı 1996'dan bugüne kadar bölgeye 18 insani yardım operasyonu düzenledi. Bu operasyonlarda bölgeye gıda maddesi, çadır, battaniye, giyim malzemesi, ilaç, tıbbi malzeme, hijyeniz malzeme, prefabrik okul, kırtasiye malzemesi, bebek maması ve bebek bezi gönderdi. 2008 yılı içinde 20 ton pirinç, 10 ton şeker, 5 ton sıvı yağ, 800 kilogram hazır çorba, 50 ton un, 20 ton mercimek, 20 ton nohut, 5 ton çay, 26 ton çeşitli ilaç ve çok sayıda tıbbi malzeme bölgedeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı. Bugüne kadar bölgeye ulaştırılan insani yardım malzemelerinin toplam değeri 18 milyon 750 bin YTL'yi buluyor. Türk Kızılayı'nın 2 afet uzmanından oluşan ekibi de halen bölgede görev yapıyo