Aslı Oktay
Daimi Üye
Çocuklar ölüm konusunda zannettiğimizden daha meraklıdırlar. Onlara ölümü hangi yaşta nasıl anlatacağınızı ve nasıl anlatmamanız gerektiğini bilmenizde yarar var. İşte başlıca doğru ve yanlış anlatımlar:
Ölüm hepimizin er ya da geç karşılaşacağı bir gerçek. Bu gerçek, biz yetişkinleri ürkütüyor, korkutuyor ve düşüncelere sevk ediyor. Biz yetişkinlerde bu tarz derin izler bırakan ölüm hadisesi ya da ölüm düşüncesi kim bilir çocukların dünyasında nelere sebep oluyor?
Geçen hafta ölümün yetişkinlerin psikolojisi üzerindeki etkilerine değinmiştim. Bu hafta da ölümün çocukları nasıl etkilediğine ve çocuklara ölümü nasıl anlatmak gerektiğine değinmek istiyorum. Bunu yaparken de çocukları yaş gruplarına göre değerlendirmeye almanın daha doğru olacağına inanıyorum.
0-3 YAŞ
Bu yaşın çocukları ölüm kavramını pek anlamazlar. Bu yaş grubunun ilk dönemlerinde, 1-2 yaşlarında, ölen kişinin gitmesi odadaki bir kişinin ayrılması gibi basit algılanabilir. Ancak ölüm olayından sonra yaşanan yaşam değişiklikleri bu yaşın çocuklarını çok etkiler. Evin, yatağın, yemek saatlerinin değişmesi bu çocukları huzursuz eder. Ölen anne-babaysa, çocuklar anne-babaya karşı özlem duyarlar. Onların sevgisini ve korumasını görmedikleri için huzursuz olurlar. Bu yaş çocuklarında ölüm sonrasında hayat akışının ve düzeninin bozulmamasına özen göstermek gerekir. Ayrıca sevgi eksikliğini en aza indirmek için ölen anne-babanın yerine gerekli sevgiyi ve ilgiyi onlara gösterebilecek birisinin devreye girmesi faydalı olacaktır. Bu kişi teyze, hala, yenge, büyükanne, dede, amca, dayı olabilir.
3-6 YAŞ
3 yaşından sonra çocuklar ölümü yavaş yavaş merak etmeye ve ölüm hakkında soru sormaya başlarlar. Ölüm ne demek?, Ölenler nereye gider? gibi sorular sorabilirler. Bu yaşın çocukları ölen kişinin bir zaman sonra geri geleceğini düşünürler. Çizgi filmlerde düşen kahramanın yeniden kalkması gibi ölenin de yeniden geleceğini hayal ederler. Bu çocuklara ölüm Cennet olgusu ile birlikte anlatılabilir. Ölen kişiler çok ama çok güzel olan cennete giderler. Cennette camdan, çikolatadan evler bulunur. Kocaman parklar ve lunaparkalar vardır. Sütten, meyce suyundan havuzlar, denizler vardır. Cennete gidene Allah her istediğini verir. tarzında bir açıklama yapılabilir. Bu açıklama çocukları rahatlatacaktır.
Şimdi de özellikle bu yaş döneminde çocukların söyleyebilecekleri muhtemel cümlelere değinelim ve bunlara verilebilecek cevapları görelim.
Ben ölmek istemiyorum
Çocuklar bazen bu cümleyi söyleyebilirler. 3-6 yaş çocuklarına illa da öleceklerini söylemek gereksizdir. Bunun yerine onlara şöyle denilebilir: Ben de küçükken ölmek istemiyordum. Zaten çocuklar ölmek istemezler. Hep anne-babalarının yanında kalmak isterler.
Dedem geri gelecek mi?
Bu soru karşısında, Cennet çok güzeldir. Bu yüzden oraya gidenler geri gelmek istemezler. Hani sen parka gittiğinde gelmek istemiyorsun ya onun gibi işte. Ama biz cennete gittiğimizde dedeni görebiliriz. şeklinde bir açıklama yapılabilir.
Ben de ölüp Cennete dedemin yanına gitmek istiyorum!
Öyle, cennete gitmek kolay değil. Çoook ama çok sevap biriktirmen gerekiyor. Sevapların iyiliklerin birikip bir sürü olunca o zaman sen de cennete gidebilirsin. açıklaması genelde çocuklar için yeterlidir. Bu açıklama ile çocuklar iyiliğe yönlendirilmiş olurlar ve cennete gitmenin iyi insan olmakla ilgili olduğunu hafiften kavrarlar.
Dedemi neden toprağın altına koydunuz. Üşür orada!
Bu soru karşısında ise şu cevabı verebiliriz: Ölenler toprağın altına konur. Toprağın altında cennete giden gizli yollar ve kapılar vardır. Onlar o kapılardan geçerek cennete giderler. Cennette ise üşüme olmaz.
6-12 YAŞ
Bu yaş dönemi çocukların artık gerçeklerin daha çok farkına vardığı dönemdir. Özellikle 9-10 yaşlarından sonra çocuklar beden ve ruh ayrımından haberdar olabilirler. Ancak bu haberdar olmaları beden ve ruh ayrımını kesin olarak yaptıkları anlamına gelmez. Bu dönemde ölümü anlatırken cennet fikrinin yanında nefes alıp vermenin kesildiğinden, kalp atışının durduğundan, insanın hareket edemediğinden bahsedebilirsiniz. Yine bu dönemde cennet kavramının yanında cehennem kavramından da bahsetmenin zamanı gelmiştir. İyilik yapanların cennete kötülük yapanların ise cehenneme gideceği bu yaşın çocuklarına rahatlıkla anlatılabilir. Bu yaşın çocuklarında soyut düşünce tam anlamı ile gelişmediği için bu bahsettiğimiz soyut kavramları yetişkinlerin anladığı gibi anlamayabilirler.
12 YAŞ ve SONRASI
12 yaş ile birlikte çocuklarda soyut düşünce iyice gelişmiş olur. Artık onlar da yetişkinler gibi ölümü tüm boyutları ile anlayabilirler. Bedeni ruh ayrımı, günah ve sevapların cennet ya da cehennemi kazanmaya vesile olduğu, mahşer günü, Allahın varlığı bu dönemde daha doğru biçimde algılanır.
DOĞRULAR
Vefat durumlarında 3 yaşından itibaren çocuklar cenaze törenlerine katılabilirler. Ancak ölümün devamlı konuşulduğu ortamlarda kalmaları, ağıtlara yaslara tanıklık etmeleri doğru değildir. Bu nedenle çocuklar yasa boğulmamış cenazeye katılmalı ancak gözyaşının bol olduğu ve ölüm olayının anlatıldığı ortamlardan uzak tutulmalıdır. Ta ki 12 yaşına kadar.
Ölüm olayından sonra çocukla ölümü konuşmak, ölen kişi hakkındaki duygularımızı onunla paylaşmak doğrudur. Çoğu kimse ölüm hakkında konuşmanın çocuğa zarar vereceğini düşünür. Doğru olan çocuğa hissettiklerini sormak, kendi duygularımızı onunla paylaşmak ve ondan gelen soruları cevaplamaktır. Eğer bunu yapmazsak çocuk ölümün kendisinden gizlenen kötü bir şey olduğu kanısına varır ve ölüme karşı aşırı tepki gösterebilir.
YANLIŞLAR
Çocuklara söylenen kimi cümleler çeşitli psikolojik sorunlara ya da içinden çıkılması zor durumlara yol açabilir.
Allah yanına aldı.
Eğer çocuk ölen kişinin nerede olduğunu sorduğunda çocuğa Allah onu yanına aldı demek çocuğun Allaha kızmasına sebep olabilir. Çünkü O sevdiği bir kişiyi almış ve geri vermemektedir.
Uzun bir uykuya daldı
Ölüm hakkında sorulan sorulara bu şekilde cevap verilirse çocuklar uykudan korkabilirler. Uyudukları zaman öleceklerini düşünebilirler.
Uzaklara gitti
Bu cümle karşısında ise çocuklar genelde anne-babalarına aşırı bağlanmaya başlarlar. Onların kendisinden ayrılmasını istemezler. Çünkü uzaklara gittiğinde öleceğini düşünürler.
Yaşlandığı için öldü.
Çocuklar ölen kişinin niçin öldüğünü sorduğunda bu cevap verilirse bu sefer çocuklar yaşlanmaktan korkarlar. Bazı çocuklar büyüyüp yaşlanmamak için yemek yemeyi bile kesebilirler.
***
Özetle, çocuklar ölüm konusunda zannettiğimizden daha meraklı ve daha ilgilidirler. Bir vefat olayı karşısında çok daha fazla olumsuz etkiye açıktırlar. Bu nedenle çocuklara ölüm kavramını anlatırken hassas davranmak gereklidir. Çocukları yanlış cevaplarla ya da sorularını cevapsız bırakarak ölümden uzak tutmak mantıklı olmadığı gibi, yasın gözyaşının ve ölen kişinin ölümünün anlatıldığı ortamların içinde bırakmak da doğru değildir.
Mehmet Teber