Yaz mevsimi ile artan tatil ihtiyacı özellikle otistik çocuklu aileler tarafından problem olmaktan çıkma yolunda.
Hem otistik çoçuklar için hem de velilerine 1 haftalık eğitim amaçlı tatil fırsatı Türkiye'de ilk kez devlet okulu olma özelliği ile İzmir Sabahat Akşıray Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi ve İş Eğitim Merkezi'ndeki imkanlar ile sunuluyor.
Uzmanlara göre, 3 yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan, beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlık olan otizm, ailelerin özellikle sosyal ve ruhsal yaşamda etkilenmesine yol açıyor.
Türkiye'de ilk defa devlet okulları arasından pilot il olarak seçilen İzmir Sabahat Akşıray Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi ve İş Eğitim Merkezi'nde; 'Otistik çocuklarla da 24 Saat Yaşanabilir' uygulamasında otistik çocuklar, 15 Haziran - 15 Eylül tarihleri arasında aile bireyleri dışındaki kişilerle 24 saat birlikte vakit geçiriyor.
Uygulamadaki amaç ise ailelerin ve eğitimcilerin empati duygularının karşılıklı olarak geliştirilmesi olarak açıklandı. 'Otistik Çoçuklar ile 24 Saat' uygulaması başarı ile sonuçlanırsa Türkiye geneline yayılması planlanıyor. Misafirliğe bile gitmekte güçlük çektiklerini anlatan bazı aileler uygulamanın özellikle tatil ihtiyaçları için bulunulmaz bir fırsat olduğunu anlattı.
KAMPTA 10 SAAT SÜRELİ EĞİTİM TERAPİLERİ UYGULANIYOR
Sabahat Akşıray Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi ve İş Eğitim Merkezi'nin Urla'da yaz kamplarını gerçekleştirdikleri yerin bir hayırsever tarafından kendilerine bahşedildiğini anlatan Özel Eğitim Uzmanı Okul Müdürü Sadettin Akçi, "Merkezimizde 30'ar öğrenci 1'er haftalık yaz kampı ile burada aileleri olmadan öğretmenleri ile birlikte 24 saat vakit geçiriyorlar.
Türkiye'de ilk defa devlet okulları arasında İzmir'den kendi okullarının pilot okul olarak seçildiğini anlatan Okul Müdürü Akçi şöyle konuştu: "Bu
kampta otistik çocuklarımıza 10 saat süren çeşitli eğitim terapileri uygulanıyor. Sosyal entegrasyon dediğimiz terapi sayesinde çocuklarımız şehir merkezine eğitimcileri ile birlikte iniyor; alışveriş yapabiliyor ve cafe-restaurantlara gidebiliyorlar.
Bu sayede toplumun her alanında kendilerinin varolduklarını kanıtlıyorlar. Hidro terapi dediğimiz ikinci terapi işlemimizde ise; çocuklar denizde yüzüyorlar. Bu sayede suyun tensel ve fizyolojik olarak teması çocuklardaki nefativ elektriği eksiltiyor ve sinir ve öfke krizlerinin sayılarının yok olması değil ama azalmasına neden oluyor.Uygulamanın özellikle ailelere büyük katkısı var.
Dışarıda otistik çocuğu ile rahat bile dolaşamayan bazı velilerimiz bu uygulama ile kendilerinin de fizyolojik be psikolojik olarak dinlendiğini söylüyorlar. Otistik çocuklar zor çocuklardır. Davranış bozukluğu olan çocuklar yüzünden aileler herhangi bir tatil beldesine gitmekte zorlanıyorlar. Ancak ücretsiz kampımızdan yararlanmak isteyenlerin okulda öğrencimiz olma şartı var."
"İKİ MELEK İLE HAYAT SINAVINI GEÇMEYE ÇALIŞIYORUM"
Tek yumurta ikiz kızlarının da otistik olmasının milyonda bir vaka olarak adlandırıldığını anlatan İlknur Terca Eğitim Merkezi'nde çocuklarına hem eğitmen hem de anne olarak görev yaptığını duygusal cümleler ile anlattı. 20 yaşında Gizem ve Didem adlı ikiz kızının da otistik olmasının omuzlarındaki yükü arttırdığını anlatan Anne İlknur Terca kampta kendisinin de kızları ile birlikte tatil yaptığını ve bu sayede eğitimcileri gözlemleyerek empati yapmayı öğrendiğini söyledi.
Zaman zaman annelik ve eğitimcilik arasındaki ince çizgi arasında karmaşıklık yaşadığını söyleyen Terca, "Bu hayat bir sınav. Ben de Allah tarafından bana bahşedilen iki melek ile bu sınavı vermeye çalışıyorum" diye konuştu.
Hidro terapi olarak adlandırılan çocukların su ile fizyolojik ve psikolojik terapisi sırasına her öğrencinin ayrı öğretmeni çocuklar ile ayrı ilgileniyor. Çocukların anne ve babaları gibi olduklarını söyleyen öğretmenleri; bu işin ancak gönül işi ile yapılabileceğini söylüyorlar. Uzman öğretmenleri ile birlikte suya giren çocuklar denizde vakit geçirdikten sonra ise doğa terapisi uygulamasına geçiyor.