Paranoya (hezeyan, sanrı, delüzyon) nedir?

єℓєησяα

Daimi Üye
Katılım
23 Temmuz 2008
Mesajlar
987
Tepki
945
Puan
93
Konum
єℓαzığ
Diğer insanların inandıklarını önemsemeden mevcut düşüncenin hatalı olduğuna dair kesin kanıtlar olmasına rağmen değiştirilmeyen ve dış gerçeklikten doğru olmayan anlamlar çıkartmaya dayalı yanlış inanca paranoya denir. Bu inanç kişinin bağlı olduğu kültürün diğer üyelerince genelde kabul gören bir inanç da (dinsel inanç gibi) değildir. Paranoyanın olması hastanın o sırada psikozda olduğunu diğer bir deyişle gerçeği test etmesinin bozulduğunu gösterir.

Paranoid bozukluk nedir?

- Geç başlangıçlıdır: 40 yaş civarında başlar.

- En az 1 ay süreyle sistematize sanrılar vardır (tanı kriteri): gerçek değildir ancak yaşamda rastlanması mümkün olabilir niteliktedir. Düşünce yapısında sebep-sonuç ilişkisi korunmuştur bizar (olması mümkün olmayan) özellikte değildir.

- Yıkımla sonuçlanmaz işlevsellikteki bozulma sadece hezeyan ile ilgili alanda görülür (örneğin kıskançlık hezeyanı varsa sadece aile hayatı etkilenir iş hayatı ve sosyal ilişkileri bozulmaz).

- Uzun seyirli bir bozukluktur.

- Beraberinde hallüsinasyon gibi diğer psikotik belirtiler genelde yoktur.

- Nadiren görülür (30/100.000).

- Göç edenlerde mahkumlarda işitme kaybı olanlarda (sosyal izolasyon nedeniyle) ve sosyoekonomik seviyesi düşük olanlarda daha sık görülür.

Nedenleri:

1. Genetik faktörler: hastaların akrabalarında kıskançlık ve kuşkuculuk gibi özellikler sık tespit edilir.

2. Biyolojik faktörler:

- Nörolojik hastalıklar (Alzheimer hastalığı epilepsi gibi)

- Endokrin ve metabolik hastalıklar

- Vitamin yetmezlikleri

- Alkol ve madde (kokain amfetamin gibi) kullanımı

- Beyin lezyonları ve enfeksiyonları

- Zehirlenmeler

3. Psikososyal faktörler:

- Aşırı duyarlı kişilik yapısı

- Düşük benlik algısı

- İlişkilerinde güven kaybı (genellikle annesi aşırı denetleyicidir babası sadist yapıdadır ve ikili ilişkilerinde soğuktur.)

- Sosyal izolasyon

Paranoyanın görülebildiği diğer hastalıklar ve karıştırılabilen hastalıklar (ayırıcı tanı):

- Biyolojik faktörler içinde tanımlanan hastalıklar

- Organik beyin hastalıkları (deliryum demans)

- Paranoid şizofreni

- Duygudurum bozuklukları (depresyon bipolar bozukluk)

- Obsesif kompulsif bozukluk

- Hipokondriyazis

- Paranoid kişilik bozukluğu

Klinik özellikleri:

- Stresör (strese neden olan faktörler; aile üyeleri ile çatışma sosyal izolasyon gibi) sonrası kuşku ve merak duygusu artar dikkat bu konuya yoğunlaşır ve hezeyanlar ortaya çıkar.

- Kavgacı tutum sergiler şüpheci ve düşmanca tavırları vardır ikna etme çabası içine girer yoğun korku ve öfke yaşar.

- Hezeyanlarının kabul edilmesi veya reddedilerek tartışılması halinde öfkesi ve savunucu tutumu şiddetlenir (hasta ile hezeyanını tartışmak hatalı bir tutumdur).

- Duygusal tepkileri hezeyanın içeriği ile uyumludur (düşmanlık görme hezeyanı olan hastada korku ve öfke ön plandadır).

- İntihar etme (suicid) öldürme (homisid) düşünceleri ve siddete eğilim olabilir (intihar riski şizofreni hastasından 2 kat fazladır).

- Hastalığına içgörüsü (farkındalık) yoktur.

Sınıflandırılması

1. Düşmanlık görme (persekütuvar) (en sık görüleni)

- "İzlendiğini kendisine komplo kurulduğunu suikast düzenlendiğini dinlendiğini zehirlendiğini taciz edildiğini" söyler.

- Küçük olayları abartarak anlama vardır.

- Haklarına kavuşmak için adli mercilere bitip tükenmek bilmeyen ısrarlı başvurular yapar.

- Öfke yoğundur şiddete eğilim olabilir.

2. Büyüklük (grandiyöz)

- Büyük yetenekleri ilginç keşifleri vardır medya ve ilgili kurumlara sık sık müracaat eder.

- "Mehdi evliya peygamber olduğunu" söyler müritler bulabilir toplumsal organizasyonlar yapabilir.

3. Patolojik kıskançlık (jaluzik)

- Aldatılma sadakatsizlik düşünceleri vardır boşanma veya öldürme eylemi görülebilir.

- Üstünü arama cep telefonu veya faturaları kontrol etme takip etme davranışları sergileyebilir.

4. Aşık olunma (erotomanik)

- Kendisinden çok üst düzeydeki birisi tarafından sevildiğini iddia eder.

- Bu kişiyi taciz eder; telefon açar izler.

- Bu kişinin konuşma ve davranışlarından aşk mesajları aldığını söyler.

5. Bedensel (Somatik)

- AIDS kanser olduğuna inanır ve yapılan muayene ve tahlil sonuçlarına kesinlikle inanmaz.

6. Karışık tip (birden fazla paranoya bir arada bulunur.)

7. Belirlenmemiş tip

Seyri:

Tedavi ile %50'si düzelir %20'sinde belirtiler azalır %30'unda belirtiler değişmez. Büyüklük ve kıskançlık tiplerine göre diğer alt tiplerinin seyri daha iyidir.

Tedavi:

Organik nedenler araştırılmalıdır.
Şiddet eylem riski değerlendirilmelidir.
Gerekirse hastane yatışı yapılır.
İlaç tedavisi ve psikoterapiler (bireysel içgörü kazandırıcı bilişsel ve davranışçı) uygulanır.
Ailenin bilgilendirilmesi ve desteğinin sağlanması önemlidir (tartışma nasihat etme dışlama hatalı tutumlardır)

Uzm. Dr. Hasan Basri İzgi
 

GÜLÇİN

Daimi Üye
Katılım
5 Eylül 2008
Mesajlar
2.308
Tepki
2.169
Puan
113
Konum
Doyduğum Yerdeyim.
Paranoya Nedir?


PARANOYA

Çoğumuz ara sıra başkalarının bize düşmanca davrandığı duygusuna kapılırız. Ancak paranoyaklar, sürekli olarak komşuları, birtakım garip "yaratıklar", hatta Merihliler olabilecek bir grup "kötünün" tehdidi altında bulundukları hezeyanı içindedirler. Paranoya, karmaşık bir ruhsal hastalıktır. En çarpıcı belirtileri hezeyanlardır. Paranoyak kişi başkalarının kendisine haksızlık yaptığına, eziyet ettiğine inanır. Bu "kötü niyetli başkaları", Merihlilerden casuslara ve televizyon spikerlerine kadar uzanan çok çeşitli kişiler olabilir.

Nedenleri

Paranoya, genellikle bir psikoz, yani akıl hastalığı belirtisidir ve nedeninin kısmen kalıtsal, kısmen de çevre etkilerine bağlı olduğu düşünülmektedir. Araştırmalar, aynı genetik yapıya sahip tek yumurta ikizlerinin ya birlikte paranoyak olduklarını ya da olmadıklarını, oysa farklı genetik yapıları olan çift yumurta ikizlerinde bu birlikteliğin çok daha az olduğunu göstermektedir. Sonuç, bir tür kalıtsal etkinin var olduğu görüşünü desteklemektedir. Öte yandan, çevrenin yarattığı stresler, belli aile içi ilişki biçimleri ve yaşam tarzları da paranoya olasılığını artırmaktadır. Ancak kalıtsal yatkınlık olmaksızın bu etkilerin paranoyaya yol açma olasılığı düşüktür.

Aşağı yukarı herkes zaman zaman kendisiyle "uğraşıldığı" düşüncesine kapılır. Ama bu geçicidir ve değişen koşullarla birlikte ortadan kalkar. Ancak eğer kalıtsal etken söz konusuysa belirtilerin dikkatle değerlendirilmesi gerekir. Araştırmalar, anne - babaları paranoyak olanların en yüksek risk grubuna girdiklerini göstermektedir. Paranoya, daha çok ileri yaşlarda ve toplumun alt tabakalarından kişilerde görülmektedir. Dikkatli incelemeler, bu ruhsal rahatsızlık ciddileştikçe, gerek hastalığının, gerekse kendisine kötülük edildiği duygularının yoğunlaşması sonucu hastanın, insanlarla yakın ilişkilerden kaçındığını, bunun da onu toplam merdiveninin alt basamaklarına doğru ittiğini ortaya koymaktadır. Paranoya, kendi başına pek tehlikeli değildir. Ama daha tehlikeli bir durumun, yani paranoid şizofreninin bir ön uyarısı olabileceği unutulmamalıdır. Kötülük görme duyguları bazen, misillemede bulunma arzusu ya da içinde bulunduğu durumla kendi başına, başa çıkma düşüncesini doğurabilir. Sözgelimi insanların kendisini ve başkalarını radyodan çıkan elektrik dalgalarıyla ele geçirdiğine inanan bir paranoyak, karşı önlem almanın görevi olduğunu düşünebilir ve harekete geçebilir. Ama gerçek bir tehlike olasılığı pek azdır, çünkü hasta kişi aynı zamanda çok tedirgin ve korku içinde olduğundan, tehditleri yalnızca sözde kalır.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst